Erdoğan'dan Suud ailesine: Bu millet enayi değildir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs Toplantısı'nda yaptığı konuşmada ABD'nin büyükelçiliğini buraya taşıma kararını sert ifadelerle eleştirdi. Erdoğan, Suudi Arabistan'ın Cemal Kaşıkçı olayına yaklaşım biçimine de tepki gösterdi.

Google Haberlere Abone ol
Erdoğan'dan Suud ailesine: Bu millet enayi değildir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'daki Kudüs Platformu'nda konuşuyor. İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

"Kudüs Filistin'in ebedi başkenti temalı konferans münasebetiyle bugün bizleri bir araya getiren bu ulvi gaye etrafında gönüllerimizi buluşturan herkese şükranlarımı sunuyorum. 

Dini, dili ne olursa olsun Filistin davasına sahip çıkan Kudüs'ün tekrar tüm insanlık için bir barış ve esenlik yuvası olması için gayret gösterenlerin, Arakan'dan Suriye'ye kadar gönül coğrafyamızın dört bir köşesinde barış ve huzura hasret Müslümanlara, mazlumlara, Yemen'de masum yavrulara, sizlerin aracılığıyla en kalbi selam ve muhabbetlerimi gönderiyorum. 

İsrail kurşunlarına göğüslerini siper eden babaları, top oynarken bombalarla minik bedenleri parçalanan Filistinli çocukları, sabah namazına giderken siyonist yerleşimciler tarafından yakılarak şehit edilen Filistinli gençleri, Kudüs'e sahip çıkan Filistin'in cesur kadınlarını rahmetle yad ediyorum. 

Merhum Cahit Zarifoğlu bir şiirinde; "Filistin bir sınav kağıdı, her mümin bunun önündedir." Kudüs Plaftormu yaptığı çalışmalarla işte bu imtihanı alnının akıyla vermenin mücadelesini yürütüyor. Bu dava hepimizin ortak davası, hepimizin ortak meselesidir. 

Kudüs kırmızı çizgimizdir diyoruz. Kudüs'ü savunmanın insanlığı savunmak, barışı adaleti bağımsızlığı savunmak olduğu inancıyla bu meseleye en güçlü şekilde sahip çıkıyoruz. Bu süreçte sizlerin ülkemize verdiği destek sadece bugünümüz adına değil, geleceğimiz adına da hayati öneme sahiptir.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suudi Arabistan'ın Cemal Kaşıkçı olayına yaklaşım biçimini de sert ifadelerle eleştirerek şunları söyledi: Müslümanlar bugün enerjilerini tüm dünyada iç kavgalarla ve kısır tartışmalarla tüketiyor. Yakın zamanda İstanbul'da, Suudi Arabistan Başkonsolosluğunda bir Cemal Kaşıkçı olayı yaşandı. Kaşıkçı, ne yazık ki alçakça bir operasyonla şehit edildi. Dışarıda nişanlısı bekliyordu. Tabi bizi Suudi Arabistan'dan aradılar. Biz gerek babaya gerek oğluna her şeyi anlattık.

Özel temsilcilerini göndermek istediler, gönderin dedik. Kendilerine anlattık. İstihbarat şeflerine tüm belgeleri gösterdik. Fakat bütün bunlara rağmen, Kral'a ben şunu sordum; bu 15 kişi İstanbul'a neden gönderildi? Bunlar İstanbul'a geldiyse konsoloslukta ne iş yaptılar? Bu katili isterseniz çıkartırsınız ve ilan edersiniz dedim.

Kral'ın verdiği cevap şu oldu; Şu an 18 kişiyi tutukladık. Tamam da tutuklamak çıkış yolu değil. Yargılayamıyorsanız, suçun işlendiği yer İstanbul olduğu için bunu İstanbul mahkemelerinin yargılaması gerekir. Gönderin biz yargılayalım. İstediğiniz zaman istediğini yerden vatandaşları suçlu suçsuz demeden ülkenize alıyorsunuz. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, yerli işbirlikçiler dedi. Kimdir bu yerli işbirlikçiler, bunu açıklamaya mecbursun.

Veliaht Prens dedi ki, Cemal Kaşıkçı başkonsolosluktan çıktı. Cemal Kaşıkçı çocuk mu? Nişanlısıyla beraber ayrılmaz mıydı? Bunlar dünyayı enayi zannediyor, bu millet enayi değil hesabı sormasını bilir.

Yorumlar