Arap ülkelerinden Suriye saldırısına ilk tepkiler

Lübnan Cumhurbaşkanı Avn, "Suriye'de bu sabah saatlerinde yaşananlar, ülkedeki siyasi krize çözüm bulmaya katkı sağlamaz" dedi. Ürdün Hükümet Sözcüsü Mumeni, "Suriye'de krizin tek çıkış yolu, ülkenin istikrarını, toprak bütünlüğünü ve halkın güvenliğini garanti altına alacak siyasi çözümdür" derken, Kuveyt Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, "Kuveyt, yasaklanan kimyasal silahların kullanımı neticesinde olan son askeri operasyonlar gibi Suriye'deki tehlikeli gelişmeleri dikkatle ve endişe ile takip ediyor" şeklinde konuştu.

Google Haberlere Abone ol
Arap ülkelerinden Suriye saldırısına ilk tepkiler

Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, ABD, İngiltere ve Fransa’nın Beşşar Esed rejimine yönelik operasyonla ilgili Suriye'de yaşananların ülkedeki siyasi krize çözüm bulmadığını belirtti.

Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, Avn, "Suriye'de bu sabah saatlerinde yaşananlar, ülkedeki siyasi krize çözüm bulmaya katkı sağlamaz. Herhangi bir Arap ülkesinin dıştan gelen bir saldırıyla hedef alınmasını reddediyoruz." ifadelerine yer verdi.

Avn, Suriye'nin dış müdahalelerle daha karmaşık bir hale geldiğini, ülkedeki krizin azaltılması ve çözüme kavuşturulması için de diyaloğun gerekli bir ihtiyaç olduğunu kaydetti.

ÜRDÜN

Öte yandan, Ürdün, Suriye topraklarının ve halkın birliğinin muhafaza edilmesinin tek yolunun siyasi çözüm olduğunu belirterek krizinin siyasi yollarla çözülmesi çağrısında bulundu.

Ürdün Hükümet Sözcüsü Muhammed el-Mumeni, ABD, İngiltere ve Fransa’nın Suriye'deki Beşşar Esed rejimine operasyonuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, "Suriye'de krizin tek çıkış yolu, ülkenin istikrarını, toprak bütünlüğünü ve halkın güvenliğini garanti altına alacak siyasi çözümdür." ifadesini kullandı.

Siyasi çözümün kardeş halkın birliğini muhafaza edeceğini, Suriye'ye güvenliği ve istikrarı yeniden getireceğini dile getiren Mumeni, şiddetin devam etmesinin ise daha fazla şiddete, çatışmaya, yıkıma ve insanların yerinden olmasına neden olacağını aktardı.

CEZAYİR

Cezayir Başbakanı Ahmed Uyahya ise Esed rejimine yönelik operasyonu esefle karşıladıklarını dile getirdi.

Başbakan Uyahya, başkent Cezayir'de yaptığı basın açıklamasında, ülkesinin ABD, İngiltere ve Fransa’nın Suriye'deki Esed rejimine yönelik yapılan operasyonu esefle karşıladığını söyledi.

KUVEYT

Kuveyt resmi haber ajansı KUNA'ya konuşan Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, "Kuveyt, yasaklanan kimyasal silahların kullanımı neticesinde olan son askeri operasyonlar gibi Suriye'deki tehlikeli gelişmeleri dikkatle ve endişe ile takip ediyor." denildi.

Haberde, ABD öncülüğündeki saldırının siyasi çözüm konusundaki uluslararası çabaların boşa çıkarılması sonucunda gerçekleştiği kaydedildi.

Ülkenin bu tehlikeli gerilimden üzüntü duyduğu ifade edilerek, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin tarihi sorumluluğu olan uluslararası güvenlik ve barışı sağlama gücünü pekiştirmek için üyeler arasındaki anlaşmazlıkları aşması için çağrı yapıldı.

ABD, İngiltere ve Fransa'nın Suriye rejimine yönelik saldırısı kapsamında, başkent Şam yakınında bir kimyasal silah araştırma merkezi, Humus'un batısında yer alan bir kimyasal silah deposu ile kimyasal silahlarla ilişkili bir komuta merkezinin vurulduğu açıklanmıştı.

KATAR VE BAHREYN'DEN DESTEK

Katar Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ABD, İngiltere ve Fransa'nın "Esed rejiminin masum sivillere karşı saldırı düzenlediği belirli askeri hedeflere" yönelik operasyonunu destekledikleri kaydedildi.

Doha'nın siyasi çözümü hedefleyen, halkın meşru taleplerini karşılayacak ve ülkenin üniter yapısını muhafaza edecek tüm uluslararası girişimleri desteklediği aktarılan açıklamada, Duma'da ve Doğu Guta'da sivillere karşı kimyasal silah kullanımı, savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçların tüm sorumluluğunun Esed rejiminde olduğu ifade edildi.

Öte yandan Bahreyn Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, ABD, Fransa ve İngiltere'nin düzenlediği operasyona tam destek verildiği kaydedilerek, "Bu askeri operasyon tüm Suriye topraklarında sivilleri korumak, yasaklanmış silahların kullanılmasını ve insani durumun kötüye gitmesini engellemek için zorunluydu." ifadesi kullanıldı.

Açıklamada, siyasi çözüm sağlanması için ortak çabanın önemi de vurgulandı.

Yorumlar