Maliye Bakanı Ağbal:

- "KDV ile ilgili yaptığımız çalışmada bir oran indirimi asla söz konusu değil" - “(Emlak vergisi) Özellikle belli bölgelerde emlak vergisi değerinin 1-2 kat arttığı şeklinde şikayetler geliyor. Bununla ilgili vatandaşımızın olağanüstü bir yükle karşılaşmasına neden olan gelişme varsa bunu kontrol altına alacak düzenlemeyi yaparız" - "Sadece çok vergi toplamak için olağanüstü fiyat artışlarını ekonomik gerçeklerden bağımsız yaparsanız, hükümet buna sessiz kalmaz, gereğini yapar" - "(Bazı sektörlerdeki vergi indirimleri) İndirimler amacı karşıladı. Şu anda Türkiye ekonomisinin büyümede yakaladığı ivme, iç talepte gösterdiği performans bu indirimlerin devamını gerekli kılmıyor" - "Birtakım yerlerde analist unvanını kullanarak kriz söylemleri geliştirenlere gerçekten artık gülüyoruz"

Google Haberlere Abone ol
Maliye Bakanı Ağbal:

ANKARA (AA) - Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Katma Değer Vergisi (KDV) ile ilgili yaptığımız çalışmada bir oran indirimi asla söz konusu değil." ifadesini kullandı.

Ağbal, A Haber canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Büyüme rakamlarını değerlendiren Ağbal, Türkiye ekonomisinin yakaladığı büyüme performansının devam edeceğini, öncü göstergelerin de bunu gösterdiğini söyledi.

Ekonominin yılın üçüncü çeyreğinde, ilk iki çeyrekten çok daha güçlü bir şekilde büyüyeceğini vurgulayan Ağbal, Türkiye ekonomisinin yıl sonunda çok rahat yüzde 5'in üstünde büyüme göstereceğini belirtti.

Büyüme rakamlarında revizyon yapılıp yapılmayacağına ilişkin soru üzerine Ağbal, yakın zamanda açıklanacak yeni Orta Vadeli Program'da (OVP) 2017 yılı için daha önce açıklanan yüzde 4,4'lük büyüme oranının yukarı revize edileceğini bildirdi.

Ağbal, bu dönemdeki büyümenin kamu harcamalarından kaynaklanmadığına işaret ederek, farklı dinamikler nedeniyle istenilen düzeyde artmayan makine-teçhizat harcamalarını artırmak için de gerek KOSGEB destekleri gerekse vergisel birtakım destekler üzerinde çalışıldığını kaydetti.

- "Faiz oranlarının aşağı çekilmesini inşallah başaracağız”

Ağbal, yüksek faiz oranlarına ilişkin şikayetlerin sorulması üzerine, arz ve talep koşulları, dış ekonomik şartlar, dış piyasalardaki faiz oranları ve içerideki ekonomiye ilişkin genel beklentilerin hepsinin bir bütün olarak faiz oranlarını etkilediğini söyledi.

Reel sektörün haklı olarak faiz oranlarının yüksekliğinden şikayet ettiğine dikkati çeken Ağbal, faiz oranlarının aşağı çekilmesini sağlayacak genel ekonomik koşulları, bunu sağlayacak diğer tedbirleri almanın ekonomi yönetiminin ve hükümetin görev ve sorumluluğunda olduğunu anımsattı.

Ağbal, bunlardan en önemlisinin enflasyonun aşağıya çekilmesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Diğer koşullara bakıldığında, özellikle finansal piyasalardaki kırılganlığın tamamen ortadan kalktığını söyleyebiliyoruz yani Türkiye'de piyasalarda bir dalgalanmadan bahsetmek mümkün değil, son derece olumlu gelişmeler var. Kredi Garanti Fonu'ndan (KGF) geri dönüşler başladı. Burada kredi kaynak maliyetlerinin aşağı yönlü gittiğini de görüyoruz. Dolayısıyla gerek hükümet olarak bizim yapacağımız çalışmalar gerekse bankalarımızın bu konuda atmaları gereken adımlar hep beraber bir araya gelecek ve inşallah faiz oranları, enflasyonun da düşük çıkmasıyla aşağı çekilecek. Kimse 'Faiz oranları düşüktür.' diyemez. Gerçekten faizler Türkiye'de yüksek ve bunun aşağı inmesi en başta ekonomimizin, reel sektörün hatta bankaların da yararına olan bir şeydir, bunu da inşallah başaracağız."

- "Türkiye'de kriz ihtimali söz konusu değil"

Her sonbaharda Türkiye'de kriz söylentilerinin çıkarıldığının belirtilmesi üzerine Ağbal, "Türkiye ekonomisinde ne eylül ne aralık ne de gelecek sene için bir kriz ihtimali söz konusu değildir, çok açık ve net söylüyorum." ifadesini kullandı.

Ağbal, dış ekonomik ve finansal koşulların da Türkiye'nin lehine olduğuna işaret ederek, ihracat, üretim, yatırım ve talep kanallarında son derece olumlu gelişmelerin olduğunu söyledi.

Ekonominin reel tarafının sağlam olduğunu, finans tarafında da bütün göstergelerin olumlu gittiğini vurgulayan Ağbal, şöyle konuştu:

"Birtakım yerlerde analist unvanını kullanarak bu söylemleri geliştirenlere gerçekten artık gülüyoruz. Şu anda reel sektörde güven en yüksek noktada. Reel sektörde alanın da satanın da üretenin de yatırım yapanın da ihracatçının da yüzü gülüyor. Bankacılık sektörümüz, gerçekten bütün rasyoları itibarıyla son derece güçlü. Bütçe itibarıyla baktığımızda kamu maliyesi dengeleri, ekonominin konjonktürel gelişmelerine paralel bir miktar genişleme gösterse de çok ciddi bir mali alanımız var. Hiçbir zaman için bütçe disiplininden vazgeçmediğimizi söylüyoruz ve rakamlar da buna işaret ediyor. Onun için artık bu kriz yaygaracılarına kızmaya bile gerek yok, gülüp geçmek lazım."

Ağbal, hükümet olarak gerek içeride gerekse dışarıda ülke güvenliğini etkileyen iç ve dış düşmanlara karşı yoğun bir mücadele verdiklerinin altını çizerek, terörle mücadele konusunda ortaya konulan kararlılık sayesinde ortaya çıkan güvenlikteki risklerin yönetilmesinin, güvenliğe tehdit oluşturan unsurların bertaraf edilmesinin de ekonomideki bu başarının en önemli unsurlarından biri olduğunu kaydetti.

- "Kura ilişkin tahmin söylemek yanlış"

Döviz kuruna ilişkin beklentilerinin sorulması üzerine de Ağbal, kurun seviyesinin tamamen piyasa tarafından belirlendiğine işaret etti.

Herkesin gönlünden geçen bir kur seviyesinin olabileceğini ancak kuru ekonominin kendi parametrelerinin belirlediğini dile getiren Ağbal, Türkiye ekonomisi için önemli olanın kurda istikrar olduğunu vurguladı.

Ağbal, "Şu anda özellikle 16 Nisan sonrası dönemde oluşan siyasi belirginlik ve ekonomide gelinen nokta, kurdaki istikrarsızlığı ortadan kaldırdı. Son 6 aydır finansal piyasalarımız gayet olumlu gidiyor. Borsa yukarıya gidiyor, kur olağanüstü koşulların getirdiği yüksek seviyelerinden normal seviyelere indi. Kura ilişkin bir tahmin söylemek, 'şurası doğrudur, burası doğrudur' demek yanlış iştir. Herkes işine gücüne baksın." dedi.

Kur tahmini yapmakla ekonomist olunmadığını belirten Ağbal, hükümet olarak görevlerinin kurda oynaklığa neden olacak sorunları çözmek, onları aşmak ve ekonomide istikrarı yakalayıp kurdaki belirsizliği ortadan kaldırmak olduğunu, bunu da yaptıklarını ifade etti.

- Vergi indirimleri eylül sonunda bitiyor

Ağbal, bazı sektörler için getirilen vergi indirimlerinin devam edip etmeyeceği konusunda, bunların geçici vergi indirimleri olduğunu, sektörlerde yapılan indirimlerin amacını karşıladığını, talebin öne geldiğini ve arttığını söyledi.

Bu sektörlerde canlanma olduğuna dikkati çeken Ağbal, "Hatta talep öyle canlı ki firmalar bu defa kendileri fiyat artışlarına gittiler. O açıdan şu anda Türkiye ekonomisinin büyümede yakaladığı ivme, iç talepte gösterdiği performans bu indirimlerin devamını gerekli kılmıyor. Bizim mali alan konusunda hassas olmamız lazım. Onun için burada konutta, beyaz eşyada ve mobilyada yaptığımız indirimlerin eylül sonu geldiğinde bitmesi ve ondan sonra Orta Vadeli Program çerçevesinde özellikle ekonominin üretim ve yatırım, makine ve teçhizat taraflarında belki teşvik edici birtakım düzenlemelerin ve programların yapılması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Vergilerde artış olup olmayacağına yönelik soru üzerine Ağbal, bu yılın sonuna kadar vergilerle ilgili bir düzenleme yapma planı bulunmadığını bildirdi.

- "Emlak vergisi değerlerinde alınması gereken tedbir var mı, çalışıyoruz"

Emlak vergilerinde meydana gelen artışların ve vatandaşların şikayetlerinin hatırlatılması üzerine de Ağbal, mevcut mevzuata göre emlak vergisi değerlerinin tamamen belediyelerde oluşturulan komisyonlar tarafından belirlendiğini belirtti.

Ağbal, bu değerlere vatandaşın mahkemelerde itiraz edebildiğini anımsatarak, şunları kaydetti:

"Kamuoyuna intikal eden çeşitli şikayetler var. Özellikle belirli bölgelerde emlak vergisi değerinin 1-2 kat arttığı şeklinde şikayetler geliyor. Biz de Maliye Bakanlığı olarak şikayetleri dikkatle inceliyoruz. Ekonomik realitesine bakmak lazım. Özellikle çok ciddi anlamda emlak fiyatlarının arttığı, çok değer kazandığı bölgeler var. Ekonomik realitelerle uygun olmayan, vatandaşın gerçekten katlanamayacağı ve değer artışını haklı göstermeyecek durumlara ilişkin olarak alınması gereken bir tedbir var mı, Maliye Bakanlığı olarak çalışıyoruz. Teknik çalışmasını yaptıktan sonra bunu hükümetimize sunarız. Eğer konuyla ilgili vatandaşımızın olağanüstü bir yükle karşılaşmasına neden olan bir gelişme varsa, bunu kontrol altına alacak bir düzenlemeyi yaparız. 4 yılda bir yapılan bu değerlendirmenin ekonomik gerçeklerle uygun olması lazım. Yoksa sadece çok vergi toplamak için olağanüstü fiyat artışlarını ekonomik gerçeklerden bağımsız yaparsanız o zaman hükümet buna sessiz kalmaz, gereğini yapar."

- "KDV'de oran indirimi söz konusu değil"

KDV reformuna ilişkin çalışmalara da değinen Ağbal, "KDV ile ilgili yaptığımız çalışmada bir oran indirimi asla söz konusu değil." ifadesini kullandı.

Birçok ülkenin KDV uyguladığına işaret eden Ağbal, Türkiye'deki genel oranın yüzde 18 olduğunu söyledi.

Söz konusu genel oranda hiçbir şekilde indirim planlamadıklarını vurgulayan Ağbal, Türkiye'nin AB ülkeleri arasında genel KDV oranı en düşük ikinci ülke konumunda bulunduğunu, dolayısıyla KDV'de oran indiriminin asla yapılan çalışmanın bir parçası olmadığını kaydetti.

Yorumlar