"Mahremiyet eğitimi" raporu (2)
- Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca gerçekleştirilen "Mahremiyet Eğitimi Çalıştayı"nın sonuç raporunda, sosyal medya kullanımının artmasıyla ortaya çıkan "dijital mahremiyet" konusuna vurgu yapıldı - Rapordan: - "Dijital mahremiyet ile ilgili yazılı görsel basında, kamu spotları, kısa filmler, broşürler ve sosyal medyada ebeveynlere yönelik bilgilendirme çalışmaları yapılmalı" - "Öğretmen yetiştirmede mahremiyet eğitimine yer verilmeli" - "(İstismar mağdurları) Adalet Bakanlığınca 'Mağdura Yaklaşım Kılavuzu' ve benzeri materyaller oluşturulmalı. Kılavuzlar her meslek grubuna özel olarak hazırlanmalı" - "Kur'an kursları, cuma hutbeleri ve hizmet içi eğitimlerde mahremiyet vurgusu yapılmalıdır. Edep, haya, müstehcen sır gibi kavramlara değinilmeli"
ANKARA (AA) - BURCU ÇALIK - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca çocuklara mahremiyet bilincinin kazandırılmasına ilişkin neler yapılabileceğinin ele alındığı "Mahremiyet Eğitimi Çalıştayı"nın sonuç raporunda, sosyal medya kullanımının artmasıyla ortaya çıkan "dijital mahremiyet" konusunda bilinçlendirici çalışmalar yürütülmesi gerektiği aktarıldı.
Bakanlık tarafından akademisyen, sivil toplum kuruluşları, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının katılımlarıyla düzenlenen "Mahremiyet Eğitimi Çalıştayı"nın sonuç raporunda, "Dijital mahremiyet" ile istismara maruz kalan çocuklarla iletişim süreci, çocuklarla temas eden personel ve kurumlara yönelik kapsamlı önerilere yer verildi.
Çalıştay katılımcılarının ortak görüşleriyle hazırlanan raporda, "dijital mahremiyet" konusuna ilişkin, yeni bilişim ve sosyalleşme biçimi olan sosyal medyayı yadsımak yerine faydalı hale getirilmesi gerektiği vurgulandı.
Sanal ortamda paylaşılan içeriklerin etkili, verimli ve bilinçli bir şekilde kullanımını sağlamak üzerine bilinçlendirme ve farkındalık çalışmalarının yapılması gerektiği aktarılan raporda, çocukların sosyal medya kullanımında dikkat edilmesi gerekenlere yönelik şu tavsiyelerde bulunuldu:
"Dijital kimlik ile gerçek hayattaki kimliklerin aynı olduğu düşünülerek gerçek hayatta sorumluluklarımız ve ceza alabileceğimiz durumların da sanal ortamda benzer biçimde düzenlenmesi gerekmektedir. Sosyal medyanın insanın görünür olma, bilinme, beğenilme gibi psikososyal ihtiyaçlarını karşıladığı göz önüne alınmalı, bununla beraber 'var olmak' ile 'görünür olmak' arasındaki ilişki ve ayrım ortaya konulmalıdır. Görünür olma ihtiyacı çerçevesinde mahremiyet sınırları çizilmelidir."
Medya okuryazarlığı derslerinde sosyal medya kullanımına yönelik rehberlik çalışmalarının yapılması gerektiği aktarılan raporda, "Dijital mahremiyet ile ilgili yazılı görsel basında, kamu spotları, kısa filmler, broşürler ve sosyal medyada ebeveynlere yönelik bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır. Ailelere verilecek eğitimlerde sosyal medya ve teknolojinin kullanımı hususunda en önemli rol modelin kendileri olduğu vurgulanmalıdır." önerisi getirildi.
- Seminerlerde "mahremiyet de anlatılsın" önerisi
Raporda, istismara maruz kalmış çocuklarla iletişim sürecinde Çocuk İzlem Merkezleri'nin (ÇİM) sayısının artırılmasının, polis ve jandarmanın çocuklarla olan doğru iletişiminin önemine işaret edildi.
Okullarda istismar olaylarını araştırma sürecinde olayların çok iyi kontrol edilmesi, vaka ile ilgisi olmayan kişilerle çocukların özel bilgilerinin paylaşılmaması gerektiği belirtilen raporda, okulları da içerisine alan ilgili tüm kurumlarda çalışan personele "mahremiyet" eğitimi verilmesi gerektiği kaydedildi.
Ayrıca istismara maruz kalan çocuklara travma odaklı psikososyal destek verildikten sonra uzun aralıklarla da kontrol nitelikli, iyileştirici görüşmelerin yapılabileceği aktarıldı.
"Mahremiyet eğitiminin önemli bir parçası olarak öğretmen yetiştirmede mahremiyet eğitimine yer verilmelidir." değerlendirmesi yapılan raporda, öğretmenlerin hizmet içi eğitimleriyle yaz tatili başında ve sonunda katıldıkları seminerlerde de mahremiyet eğitimlerinin yapılması gerektiği aktarıldı.
Raporda, "Öğretmenlere verilecek eğitimlerde sosyal medya kullanımının yaygınlaşması nedeniyle öğrencilerin özel alanlarının paylaşımının zararları, paylaşımlarda sınırların nerede başladığı ve bittiğine ilişkin bilgiler verilmelidir." ifadesi kullanıldı.
- "İstismarı uygulayan çocukla da çalışma yapılmalı"
Raporda lise düzeyindeki rehber öğretmenlerin iş yükünün temel eğitime göre daha fazla olduğuna işaret edilerek, şunlar kaydedildi:
"Rehber öğretmenlere yönelik hazır sunular kullanılmalı ve lisans eğitimlerine mahremiyet ve istismar konuları da dahil edilmelidir. Mağdur çocuk ile ilgili olduğu kadar istismarı uygulayan çocukla da çalışma yapılmalıdır. İstismarı uygulayan çocuğun da geçmişte istismar mağduru olduğu bazı vakalarda görülmektedir."
Çocuklarla ilgili işlerde çalışan tüm personelin çocuğun mahremiyetini koruyan bilinçte hareket etmesi, istismar suçlarında bildirim yükümlülüğünün bulunduğunu bilmesi ve mahremiyeti çocuk hakları temelinde ele alması açısından eğitilmesi gerektiği aktarıldı.
- "Mağdura Yaklaşım Kılavuzu oluşturulsun"
Raporda, Adalet, Aile ve Sosyal Politikalar, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor, Sağlık Bakanlıkları ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na çocukların mahremiyet eğitimleri konusunda öneriler getirildi.
İstismarla mücadele çalışmaları kapsamında Adalet Bakanlığınca mağdur haklarına ilişkin hazırlanan kanun tasarısının önemine vurgu yapılan raporda, şunlara yer verildi:
"Adalet Bakanlığınca ayrıca 'Mağdura Yaklaşım Kılavuzu' ve benzeri materyaller oluşturulmalı. İstismar mağduru çocuklarla çalışan meslek gruplarına mağdura yaklaşım eğitimleri verilmeli, mağdura yaklaşım kılavuzları da her meslek grubuna özel olarak hazırlanmalıdır.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca ailelere verilen eğitimlerde çocuklarda mahremiyet bilincinin oluşturulmasına yönelik eğitim içeriklerinin düzenlenmesi gerekmektedir. Bakanlık tarafından yapılan çalışmaların ve verilen eğitimlerin denetimi yapılmalıdır. Reklam, klipler ve kamu spotları aracılığı ile toplumun bilinçlendirilmesi gerekmektedir."
Diyanet İşleri Başkanlığının da Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile ortaklaşa farkındalık ve bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştirmesinin önemli olduğu aktarılan raporda, "Kuran kursları, cuma hutbeleri ve hizmet içi eğitimlerde mahremiyet vurgusu yapılmalıdır. Edep, haya, müstehcen sır gibi kavramlara değinilmelidir. Yaş ve diğer özelliklerin dikkate alınacağı içerikler hazırlanmalı, vaazlar yoluyla bu konulara değinilmelidir." önerisinde bulunuldu.
- "Etik sözleşmesi içerisinde mahremiyete yer verilmeli"
Raporda, MEB'in mahremiyet eğitimini okul öncesi dönemden başlayarak, müfredata eklemesi, çocukların gelişim dönemlerine göre farklı derslerin içinde bu konuyu işlemesi gerektiği vurgulandı.
"MEB etik sözleşmesi içerisinde mahremiyetle ilgili hususlara yer verilmelidir." tavsiyesinde bulunulan raporda, şu değerlendirme yapıldı:
"Özellikle hayat bilgisi, sosyal bilgiler ve hatta fen bilgisi gibi derslerde söz gelimi vücudumuz ünitesinin işlenişi sırasında mahremiyete yer verilmesi, özellikle ayrı bir ünite olarak yer verilmesinden çok daha yararlı olacaktır. Vücudumuzla ilgili bilgiler verilirken, öğrencilere mahremiyet ve mahremiyetin nasıl korunacağı ile ilgili bilgiler verilebilir. Din eğitimi kapsamında edep ve haya kavramları çerçevesinde mahremiyet eğitimi verilmelidir.
Rehberlik öğretmenlerinin yanında diğer öğretmenler de sürece dahil edilmelidir. Vaka ortaya çıkmadan müdahale edebilme mekanizmaları geliştirilmelidir. Öğretim tek başına mahremiyeti sağlamada yetersiz kalabilir. Bunun temel nedeni toplumdaki veya okul dışındaki yaşamın mahremiyete bakışıdır. Bunu okulla uyumlu hale getirebilmek için öncelikle ailelerle iş birliği yapılmalıdır. Zaman zaman velilere de mahremiyet ve özellikle çocuk mahremiyetinin sağlanması konusunda seminerler verilmelidir."
Raporda, RTÜK ve BTK'nın medyada ve internette mahremiyet konusuna hassasiyet gösterilmesine yönelik çalışmalar yapması, Halk Sağlığı Kurumu'nun toplum eğitimleri kapsamında mahremiyet farkındalığı ve bilinci kazandıracak eğitimler de vermesine ilişkin öneriler sıralandı.
(Bitti)
Yorumlar