İbn-i Arabi aslen nerelidir, kimdir, ne zaman yaşamıştır?

İbn-i Arabi ya da diğer adıyla Muhyiddin-i Arabi kimdir, ne zaman yaşamıştır?

Google Haberlere Abone ol
İbn-i Arabi aslen nerelidir, kimdir, ne zaman yaşamıştır?

İbn-i Arabi ya da Muhyiddin-i İbnül Arabi kimdir, ne zaman yaşamıştır? En ünlü eserleri hangileridir?

İbn-i Arabi'nin tam adı Muhyiddin Muhammed Bin Ali bin Muhammed El Arabi et-Tai El Hatimi'dir.

Bir diğer adı ise Şeyhül Ekber. Yani Büyük Şeyh demektir.

İbn-i Arabi 28 Temmuz 1165 tarihinde Endülüs'te İşbilliye kentinde (bugükün adıyla İspanya'nın Sevilla kenti) dünyaya geldiği bilinir.

İbni Arabi aslen Arap Tayy kabilesi mensubudur.

Şam, Bağdad ve Mekke'ye giderek orada bulunan tanınmış âlim ve şeyhlerle görüştü.

1182'de İbn-i Rüşd ile tanıştı.

17 yaşındaki genç Muhyiddin gerçek bilgi'nin sadece aklımızdan gelmediğine, böyle bir bilginin daha çok ilham ve keşf yoluyla elde edilebileceğine inanmıştı.

Daha sonra Şekkaz ismiyle bilinen bir mürşid-i kamil ile tanıştı. Ölene kadar onunla sohbete devam etti.

İbn-i Arabi'nin ilk şeyhi Ureyni isminde bir alimdi. Çünkü Arabi kendi eserlerinde bunu açıkça belirtir. 1184-1185'te 'Ureynî' isimli bir şeyh’le tanıştı. 'Ureynî', Ubudiyet [kulluk] meselesinde derin bir bilgiye sahipti.

İbn-i Arabi İşbiliyye'de yaşlı bir kadına 14 yıl hizmet etmiştir.

Arabi, İşbiliyye’deyken (1190) hastalanıp okuma kabiliyyet'ini kaybetti.

İki yıl bu halde kaldıktan sonra 589'da (Hicri) Sebte Şehri'ne giderek orada ahlak makamına erdiğini söylediği İbnu Cübeyr ile tanıştı.

Bir süre sonra İşbiliyye’ye döndü. 

1196'da Fas’a gitti. Orada yaptığı Seyahatler sırasında büyük şöhret kazandı.

1198'de tekrar Endülüs’e geçti.

Gırnata Şehri dolaylarındaki Bağa kasabasında Şekkaz isimli bir şeyhi ziyaret etti.

1199-1200'de İlk defa Hac için Mekke’ye gitti.

Hac’dan sonra Mağrib’de, oradan da Ebu Medyen’in şehri olan Becaye'de bulundu.

Bir süre sonra tekrar Mekke’ye geldi ve "Ruhu’l-Kuds", "Tacu'r-Rasul" adlı eserlerini yazdı.

1204'de Medine, Musul, Bağdad'da bulundu.

Musul'da, "et-Tenezzülatu'l-Musuliyye"yi yazdı. Musul’dan ayrıldıktan sonra Konya’ya geldi.

Orada tanıştığı Sadreddin Konevî’nin dul annesi ile evlendi.

Konya’da iken "Risaletü’l-Envar"ı yazdı.

Selçuk Meliki tarafından hürmet ve ikram gördü. Sonra Mısır’a geçti.

Orada Futuhat-ı Mekkiye'deki sözlerinden ötürü Mısır uleması tarafından hakkında verilen idam fetvasıyla yüz yüze gelince gizlice oradan kaçtı.

Tekrar Mekke’ye geldi ve burada bir süre kaldı.

Bağdad ve Halep’te bir süre dolaştıktan sonra 612/1215'te tekrar Konya’ya geldi.

617 de Şam’a yerleşti. Zaman zaman civar şehirlere seyahatler yaptı.

Şam'da kendisinin Fütuhat'tan sonra en büyük eseri olarak kabul edilen Fusus'u kaleme aldı (627/1230).

İbn Arabi bu eseri rüyasında Peygamber'den ümmetine aktarmak üzere aldığını belirtir.

638'de 22 R.Evvel’de (1239) Şam'da vefat etti. 

Kabri Şam şehri dışında Kasiyun dağı eteğindedir.

Yorumlar