Kösem Sultan Kimdir

Kösem Sultan veya tam adı Haseki Mahpeykər Kösem Valide Sultan (d. 1590 - ö. 2 Eylül 1651 - Osmanlı devlet yönetiminde mühim bir rol oynamış Haseki Sultan veya Valide Sultan. Osmanlı Sultanı I Ahmet'in eşi olup, Sultan IV Murad ve I. İbrahim'in annesidir.

Google Haberlere Abone ol
Kösem Sultan Kimdir
Kösem Sultan Kimdir

Kösem Sultan veya tam adı Haseki Mahpeykər Kösem Valide Sultan (d. 1590 - ö. 2 Eylül 1651  - Osmanlı devlet yönetiminde mühim bir rol oynamış Haseki Sultan veya Valide Sultan. Osmanlı Sultanı I Ahmet'in eşi olup, Sultan IV Murad ve I. İbrahim'in annesidir. Osmanlı tarihinin en güçlü kadın sultanlarından biridir. Hayatı romanlara, tiyatro oyunlarına, opera eserlerine konu olmuştur. Valide-i Muazzama, Sahibet-ül Makam, Valide-i Kebir sıfatlarıyla da anılan Kösem Sultan, oğulları IV Murad ve İbrahim ile torunu IV Mehmed döneminde uzun yıllar devlet yönetiminde etkili olmuş bir hanım sultan. Saraydaki yaşamı Cariye olarak Topkapı Sarayı'nın haremine girmeden önce nasıl bir yaşam sürdüğü, nerede doğduğu tartışmalıdır. Rum asıllı veya Bosnalı olduğuna dair bilgiler olan Kösem Sultan'ın 1590 yılında Bosna'da Anastasya adıyla doğduğu, Bosna Beylerbeyi tarafından İstanbul'a kızlarağasına gönderildiği rivayet ediliyor. I Ahmet'in dindarlığı ve devlet yönetimindeki yeteneği bilinmektedir. Bu karakterde ve hünerdeki bir padişahı etkisi altına aldığı düşünüldüğünde Kösem Sultan'ın ne kadar maharetli ve akıllı olduğu anlaşılır. 15 yaşındayken I Ahmed'e Haseki olmuş, kısa sürede kendinden kıdemli olan hasekilerin önüne geçmeyi başarmıştır. Kösem Sultan, Murat, Süleyman, İbrahim ve Kasım adında şehzadeler ile  birlikte; Ayşe ve Fatma adında sultanlar dünyaya getirdi. Tarihçilerin araştırmalarına göre, Kösem Sultan ilk zamanlarda huzurlu bir hayat sürmüş, tasavvufa ilginç olan I Ahmed ile birlikte dergâhlara gitmiş ve çocuklarıyla ilgilenmiştir. Kuvvetli bir kimliği olan I Ahmet çocuk yaşta tahta geçmesine rağmen babası gibi başkalarının etkisi altında kalmamıştır. Kösem Sultan bu nedenle I Ahmed'in döneminde siyasi işlere çok bulaşmamış ama çoğu zaman da sözünü yerine getirmiştir. I Ahmed'in ölümüyle Kösem Sultan 27 yaşında dul kaldı. 21 Kasım ‘ı  22-ye bağlayan gece 1617 yılında eşinin 27 yaşında vefat etmesi onu derinden sarsmış. Kocası öldükten sonra tahta geçen kocasının kardeşi Sultan I. Mustafa ve daha sonra da kocasının başka bir kadından olma oğlu Sultan II Osman'ın zamanında devlet işlerinde etkinliği arttı. Fakat II Osman yaşı çok genç olmakla birlikte Kösem Sultan'ın devlet işlerine çok karışmasından rahatsız oldu ve muhtemelen annesi Valide Sultan Mahfiruz Hatice Sultan'ın da etkisiyle onu eski saraya gönderdi. İktidarın merkezinden kovulmuş ve gözden düşen sultanlar arasındaki yerini almış olan Kösem Sultan, Genç Osman'ın tahttan indirilmesi ve ondan sonra ikinci kez tahta çıkan I Mustafa'nın da tekrar tahttan indirilmesi üzerine nihayet kendi oğlu IV Murat'ı tahta çıkardı ve Valide Sultan olarak Topkapı Sarayı'na yerleşti. IV Murad tahta çıktığında sadece 11 yaşındaydı ve Kösem Sultan artık oğlunun adına devleti büyük ölçüde yönetmeye başladı. Kösem Sultan'ın saltanatı, Dördüncü Murad'ın kontrolü tam olarak ele almasına kadar sürmüştür.
Zamanla Sultan IV Murad güçlenerek annesinin faaliyetlerini bir ölçüde engellemeye başladı. Fakat çocukluğundan beri annesinin telkinlerinin etkisinde kalan IV Murad, çoğu zaman annesinin fikirlerine önem vermeye devam etti. Kösem Sultan iktidarı ele geçirme teşebbüsünde bulunan Kasım ve Süleyman'ın IV Murad tarafından katledilmesine engel olamadı ancak İbrahim'in katline onun saltanat yükünü kaldırabilecek kadar aciz olduğunu ileri sürerek zorla engel olabildi. Kralın genç yaşta ölümü üzerine tahta Kösem Sultan'ın diğer oğlu İbrahim çıktı. I İbrahim şehzadeliğinde döneminde sürekli öldürülme korkusuyla yaşadığı için psikolojisi bozuktu ve bu durum Osmanlı'da yönetim boşluğu sorununu doğurmuştur. Başkentte yeni çekişmeler yaşanmıştır: Kapıkulu askerleri, ulema, vezirler ve saray memurları iktidarda daha fazla nasıl söz sahibi olabileceklerini düşünmeye başlamışlardı. Otorite boşluğu bu tür çekişmelere neden olduğundan her zaman kontrole hevesli olan Kösem Sultan harekete geçerek bir kukla hükümdar olarak öne çıkardığı oğlu İbrahim döneminde yeniden devlet işlerinde aktif görev üstlenmiştir. I İbrahim tahta çıktığında Osmanlı Hanedanı büyük bir krizle daha karşılaştı.  I İbrahim hanedanın tek erkek varisi durumundaydı ve acil bir şekilde hanedanın devamını takviye zorunluluğu oluştu. Oysa I İbrahim bir ölçüde dengesiz görünüyor ve kadınlarla olan ilişkilere ilgi duymuyordu. Osmanlı hanedanının devamını sağlamak görevi büyük ölçüde Kösem Sultan'a düştü. Ana Kösem Sultan, zihninden ve tecrübesizliyinden üzüntü duyduğu oğlunu hem teselli etmek hem de Osmanlı hanedanının devamı için oğluna yeni cariyeler sundu. Saraya doluşan hasekiler ve cariyeler hazineye büyük yük getirmiş, saraydaki kadınlar arasında da şiddetli nüfuz çatışmaları baş göstermiştir. I İbrahim'in hem ruhsal sorunlarına çare bulmak hem de erkek çocuk sahibi olması için ülkenin dört bir yanından büyücü mollalar davet edildi. Bu mollalardan en ünlüsü Çin Hocası lakabıyla tanınan Safranbolulu Karabaşzade Hüseyin Efendi idi. I İbrahim'in tahta çıkmasından 2 yıl sonra Şehzade Mehmet, Şehzade Süleyman ve Şehzade Ahmed dünyaya geldi. En nihayetinde hanedanın devamı sağlanmış oldu. Kösem Sultan buna karşılık olarak Hüseyin Efendi'ye Safranbolu da daha sonra cinci hanı olarak anılacak hanın yapım masraflarını karşılayacak para verdirmiştir. Hatta Cinci hoca o kadar güçlendi ki Cinci hocasının öldürülmesinden sonra hazineye aktarılan paralar askere cülus olarak dağıtıldı ve bu paralar halk arasında 'cinci hoca akçesi' diye anılır oldu. Sultan I. İbrahim bir süre sonra annesini devlet işlerine karıştırmamaya başlaması hatta eski saraya gönderme isteği karşısında nüfusu kırılır gibi olmuşsa da, bu sıralarda İbrahim'in tahttan indirilerek yerine çocuk yaştaki Şehzade Mehmed'in padişah olması, Kösem Sultan'ın durumunu yeniden değişmiştir. Sonuçta Kösem Sultan, dört padişah döneminde devletin en etkili adamı olmaya devam etmiştir. Bu dönemde herkes kendine "Valide-i Muazzama" diyerek saygı göstermiştir. Kösem Sultan'ın bu kadar güçlenip nüfus kazanması ağaların yardımıyla olmuştur. Öncelikle Harem ve Darüssaade ağalarını, sonra da Yeniçeri ağalarını arkasına alarak kontrolü güçlendirmiş, kendisine karşı olası tüm tehlikeleri onlar vasıtasıyla ortadan kaldırmıştır. Devletin içerisinde bulunduğu olumsuz koşullar, yeni padişahın validesini devlet kontrolünde daha aktif olmaya zorlamıştır. Kösem Sultan'la Turhan Hatice Sultan arasında bir rekabet ortaya çıkar. Kösem Sultan bu durumun ancak yeni bir şehzadelerin padişah olmasıyla değişebileceğini düşünerek Şehzade Süleyman lehinde çalışmalara başlıyor. Turhan Hatice Sultan'ın, durumu bir cariye vasıtasıyla öğrenmesi planı zarara uğratır. Bu sırada ayaklanan yeniçeriler, Turhan Hatice Sultan'ın saraydaki yardımcıları olan ağalarının Mısır'a sürgün edilmesini gerektirir. Tehlikeli durum karşısında harekete geçen Turhan Sultan, ağalarının da yardımıyla Osmanlı tarihinin belki de en güçlü kadını olan Kösem Sultan'ı ortadan kaldırmak. Kösem Sultan'ın cenazesi, kocasının Sultan Camii'ndeki I Ahmet türbesine gömüldü. Bu olaydan sonra Köprülü ailesinden sadrazamlar iş başına geldi ve Valide Sultanların (padişahların anneleri) devlet siyasetindeki etkileri sona erdi. Hayırseverliği 

Hayır işlerinde de öncülük etmeyi başaran Kösem Sultan, çevresindeki fakirlere yardımlarda bulunmuştur. Her yıl Receb-i Şerif ayında tebdili kıyafetle hapishanelere gitmiş borcu yüzünden hapse düşen mahkumların borçlarını ödemiş ve onların hapisten çıkmalarını sağladı. Kösem Sultan, katil kişilere bu yardımlardan göstermemiştir. Yaptırdığı hayır işlerinin başında Üsküdar'daki Çinili Camii, Boğaziçi'nde Anadolu Kavağı, Sultan Selim etrafında Valide Medresesi Camii'ni yaptırarak hizmete açmıştır. O dönemde Osmanlı'nın eyaleti durumunda olan Mekke ve Medine'ye de yardım elini uzatmış, yoksul bölge halkına da hatırı sayılır yardımlar göstermiştir.

Yorumlar