Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele

"Bazı kesimlerin iddia ettiği gibi şiddet failinin mağdurdan uzaklaştırılması, tedbir kararının uygulanması şiddeti artırmıyor"

Google Haberlere Abone ol
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, "Bazı kesimlerin iddia ettiği gibi şiddet failinin mağdurdan uzaklaştırılması, tedbir kararının uygulanması şiddeti artırmıyor. Son zamanlarda kamuoyunda böyle bir tartışma var. 'Efendim işte tedbir kararları olmasa insanları evinden, eşinden uzaklaştırmasanız öfkelenip şiddete başvurmayacak.' 2021'de yüzde 88'inde tedbir kararı yok ama cinayet var." dedi.

Yanık, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın katılımıyla 75. Yıl Huzurevi'nde "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 2022 Yılı Faaliyet Planı Tanıtım Toplantısı"na katıldı.

Toplantının açılışında konuşan Yanık, Bakanlık olarak özellikle sosyal adaleti ve sosyal refahı sağlama noktasında sorumluluk aldıklarını, aile içinde veya toplum genelinde özellikle şiddet içeren olaylar gerçekleştiğinde suçu işleyen ve suçtan etkilenen her iki taraf için gereğinin yapılması adına bütüncül çareler üretmeye odaklandıklarını söyledi.

İnsanlığın binlerce yıldır şiddetle mücadele içinde olduğunu vurgulayan Yanık, "Ne yazık ki şiddet artık gittikçe farklılaşan ve kategorilere ayrışan bir özellik arz etmeye başladı. Fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel şiddet türlerinin yanı sıra artık sanal şiddet diye bir gerçeğimiz var ve sanal şiddet üzerinde de çalışmamız gerekiyor." diye konuştu.

Şiddet türlerinin tümünün yöneldiği en belirgin gruplardan birinin kadınlar olduğuna dikkati çeken Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz de kendine has dinamikleri olan kadına yönelik şiddeti ayrı bir başlık altında değerlendiriyor ve önlemek için çok boyutlu çalışmalar yapıyoruz. Genel şiddet başlığından ayırdığımız kadına yönelik şiddetle mücadele, değişik yöntemleri ve mücadele biçimlerini gerekli kılıyor. Nitekim hukuki düzenlemelerden farkındalık çalışmalarına, mağdurun güçlendirilmesinden failin rehabilite edilmesine kadar çok yönlü mücadele biçimleri üzerinde sürekli çalışıyor, stratejilerimizi belirliyoruz."

Bu alanda yapılan çalışmalar ve hukuki düzenlemeler hakkında bilgi veren Yanık, "2006 yılında yayımladığımız çocuk ve kadınlara yönelik şiddet hareketleriyle, töre ve namus cinayetlerinin önlenmesi için alınacak tedbirler konulu genelge, bizim bu alanda mihenk taşımız olmuştur. Bizler 2006 yılından bu zamana kadar 4 ayrı ulusal eylem planı hazırladık. 2021-2025 dönemini kapsayan 4. Ulusal Eylem Planımız ile sağlam adımlar atmaya devam edeceğiz." dedi.

Yanık, 227 faaliyetten oluşan 4. Ulusal Eylem Planı'nda adalete erişim ve mevzuat, politika ve koordinasyon, koruyucu-önleyici hizmetler, toplumsal farkındalık, veri ve istatistik başlıklarında hedeflerin yer aldığını hatırlattı. 2022 yılı için oluşturulan faaliyet planının da bu hedefler çerçevesinde belirlendiğini ve oluşturulduğunu aktaran Yanık, bu alanda yol haritasının belirlenmesinin ardından kritik bulunan, acil müdahale gerektiren hususlarda teknik heyetlerle çalışma toplantıları yapıldığını anlattı.

- "6284 SAYILI KANUN İLE 'MAĞDUR' OLAN KİŞİNİN BEYANI ESAS ALINMIŞTIR"

Bakan Yanık, 2022 Faaliyet Planı ile öncelikle Adalet Bakanlığı ile birlikte mağdurların hukuki süreçlerde daha etkin bir şekilde bilgilendirilmelerinin sağlanacağını bildirdi.

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kapsamında verilen gizlilik kararlarının etkin uygulanması için gerekli önlemlerin alınacağının altını çizen Yanık, şunları kaydetti:

"Sağlık ve danışmanlık tedbirlerinin de etkin bir şekilde uygulanması için çalışacağız. 6284 sayılı kanun ile 'mağdur' olan kişinin beyanı esas alınmıştır ve sadece tedbir kararlarında mağdurun beyanına göre tedbir kararı tesisi söz konusudur. Böylelikle şiddet mağdurunun kadın, erkek, genç, yaşlı, engelli veya etnik kimliğinin ne olduğuna bakmaksızın şiddet gördüğü failden uzaklaşmasını sağlayarak can güvenliği riskini en aza indirmiş oluyoruz. Bu uygulamayla birçok can kaybının yaşanmasının da önüne geçtik. Bunu uzaklaştırma kararı ile ilgili verilere baktığımızda görüyoruz."

Yanık, 2018-2021 döneminde cinayete kurban giden kadınların yüzde 81'ine ilişkin herhangi bir tedbir kararı olmadığına işaret ederek 2021'de ise bu oranın yüzde 88 olduğunu belirtti. Yanık, şöyle konuştu:

"Bazı kesimlerin iddia ettiği gibi şiddet failinin mağdurdan uzaklaştırılması, tedbir kararının uygulanması şiddeti artırmıyor. Son zamanlarda kamuoyunda böyle bir tartışma var. 'Efendim işte tedbir kararları olmasa insanları evinden, eşinden uzaklaştırmasanız öfkelenip şiddete başvurmayacak.' 2021'de yüzde 88'inde tedbir kararı yok ama cinayet var. Demek ki tedbir kararlarıyla ilgili iddia edilen efsanelerin de çok bir karşılığı yok. Bizim için tek bir can bile çok kıymetli. Bütün bakanlıklar olarak ısrarla altını çizdiğimiz tek husus sıfır tolerans. Dolayısıyla tek bir can dahi kaybedilmeyene kadar bu çalışmalarımızı ısrarla ve aralıksız sürdürmeye devam edeceğiz."

- "6284 SAYILI KANUN KAPSAMINA GİREN TÜM SUÇLARDA MAĞDURUN YANINDA OLACAĞIZ"

Hakkında uzaklaştırma kararı çıkan şiddet faili için mahkemeye itiraz hakkının saklı olduğunu, herkesin savunma hakkı bulunduğunu hatırlatan Yanık, "Tartışmalara konu olan 'kadının değil, mağdurun beyanı' ilkesinin bir hüküm ortaya koymaktan çok soruşturma için yeterli şart olarak kabul edildiğini pek çok platformda ifade ettik. Bunun altını tekrar çizmek istiyorum." dedi.

Yanık, son zamanlarda mevzuatla alakalı tartışmaların bağlamından çok kopuk biçimde ve hukuk felsefesi de anlaşılmadan yapıldığını ifade ederek "Buradan tekrar altını çizmek istiyorum, kadının değil mağdurun beyanı esas olan. Mağdur erkek, genç, yaşlı, engelli herkes olabilir. Böylelikle adaletin sağlanması sürecinde hiç kimsenin hak kaybına uğramadığı bir işleyiş belirledik. Bundan sonra da 6284 sayılı kanun kapsamına giren tüm suçlarda her zaman mağdurun yanında olmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Bakanlık olarak hukuki hakların takibinin yanı sıra sosyal hizmet birimleriyle de kadınlara destek olduklarını belirten Yanık, kadınları asla mağduriyetleri ile baş başa bırakmadıklarını söyledi. Yanık, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri, kadın konukevleri hakkında da bilgi vererek mağduriyetleri ivedilikle giderebilmek adına Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ile veri entegrasyon çalışmaları gerçekleştirildiğini kaydetti.

Aile mahkemelerinde verilen tedbir kararları ve kolluk tarafından düzenlenen Aile İçi Şiddet Kayıt Formlarının kuruluşlara elektronik ortamda anlık olarak aktarıldığını aktaran Yanık, "Böylelikle kuruluşlarımızda, mağdura erişim süresi kısalmış oluyor. 2021 yılının başından bu yana, İçişleri Bakanlığımız ile işbirliği içinde mağdurun etkin korunmasını sağlamak üzere elektronik bileklik uygulamasını 81 ilimize yaygınlaştırmış bulunuyoruz." dedi.

Şiddetin önlenmesinde yerel şartların ve yerele özgü davranış kalıplarının da önemli olduğunun altını çizen Yanık, "Bu nedenle Ulusal Eylem Planlarımızı yerele özgü sorunları tespit edip çözmeye yönelik geliştirdiğimiz Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İl Eylem Planları ile destekliyoruz. Eylem planlarında belirlenen uygulamalar, alınan kararlar bütün illerimizde ilgili komisyonlar tarafından izleniyor, değerlendiriliyor ve çözüm yolları öneriliyor. 2022 yılı faaliyet planımız kapsamında ise izleme ve değerlendirme çalışmalarımızı daha da güçlendirerek ilçeler düzeyinde de izlemeler yapmayı planlıyoruz." açıklamasında bulundu.

- "TÜRKİYE'DE KADIN ERKEK EŞİTLİĞİNE DUYARLI PLANLAMA VE BÜTÇELEME PROJESİ BAŞLATILDI"

Yalnızca mağduru korumaya odaklanılmasının, şiddet failinin kendine yeni kurbanlar seçmesinin önüne geçmekte yetersiz kaldığını belirten Yanık, şiddet failine verilen cezaların da suçu tamamen ortadan kaldırmadığı söyledi. Yanık, "Bu anlamda biz fail odaklı çalışmalarımızı da 2022 faaliyet planımız içerisine ayrıntılı ve açık bir şekilde yerleştirmiş olduk." ifadelerini kullandı.

Bakan Yanık, asıl hedefin suçluyu cezalandırmak ve mağduru rehabilite etmenin ötesinde, şiddeti yaşanmadan bertaraf etmeye yönelik olduğunu bildirdi.

Faaliyet planında "koruyucu ve önleyici hizmetler" üst başlığı ile bu hedefi öne çıkardıklarını dile getiren Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şiddeti uygulayan kişilerin bu davranış kalıbını nasıl oluşturduğunu tespit ederek şiddete yol açan unsurları tedavi, eğitim, rehabilitasyon, sosyal destek gibi yöntemlerle toplumdan uzaklaştırmayı odağımıza alıyoruz. Alkol ve madde bağımlılığı, öfke kontrol sorunu, psikiyatrik rahatsızlıklar gibi başlıklarda şiddetin oluşmasını veya tekrar etmesini önlemek için çalışmalarımızı hane bazlı yürütmek üzere yapılandırıyoruz. Bakanlık olarak kadınlara yönelik çalışmalarımızı iki temel kriter üzerinden sürdürüyoruz. Birisi kadınların güçlendirilmesi ve statüsünün yükseltilmesine yönelik çalışmalar diğeri ise kadına yönelik şiddetle doğrudan mücadele etmektir. Örneğin, kadınların toplum içinde hak ettiği refah payına sahip olması için bakanlığımız ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığımız ortaklığıyla, Türkiye'de Kadın Erkek Eşitliğine Duyarlı Planlama ve Bütçeleme Projesini başlatmış bulunuyoruz. Bu projeyle kadın erkek eşitsizliğine yol açan ekonomik unsurları hakkaniyet zemininde belirlemeyi ve dengeye kavuşturmayı hedefliyoruz. Kamu kurum ve kuruluşları ile özel kurumların yatırımlarında kadınları göz ardı etmemesini ve onların ihtiyaçlarını öncelemesini sağlamaya çalışıyoruz."

Bakanlıklarından hizmet alan sosyal yardım faydalanıcılarının yüzde 53'ünü, düzenli yardım faydalanıcılarının ise yüzde 65'ini kadınların oluşturduğunu söyleyen Yanık, bugüne kadar yapılan faaliyetler hakkında şu bilgileri verdi:

"Üniversitelerin hukuk fakültelerinde öğrenim gören öğrencilere yönelik olarak kadının insan hakları ve kadına yönelik şiddetle mücadele konularında eğitim verilmesi amacıyla YÖK ve üniversitelerle daha yakın çalışacağız. Yine bu dönem içinde Milli Eğitim Bakanlığımız koordinesinde, lise öğrencilerine siber şiddet ve kadına yönelik şiddet konularında bilgilendirme çalışmaları yürüteceğiz. Rehber öğretmenler, muhtarlar ve din görevlileri için gerçekleştireceğimiz kadına yönelik şiddetle mücadele konulu seminerlerle toplumsal farkındalık faaliyetlerimizi en geniş düzeyde yaygınlaştıracağız."

- "MEDYAYA YÖNELİK HABER DİLİ ÇALIŞMALARINA AĞIRLIK VERİLECEK"

Yanık, kitle davranışını doğrudan etkileyen medya yayınlarının kullandığı dili de değerlendirdiklerine işaret etti. Şiddeti özendirici, meşrulaştırıcı ve kanıksatıcı yayınlara son verilmesini sağlamak üzere medyaya yönelik farkındalık eğitimleri ile haber dili çalışmalarına ağırlık vereceklerini vurgulayan Yanık, şiddetin medyada görünürlüğünü azaltmanın toplumsal fayda sağlayacağına inandıklarına dikkati çekti.

Yanık; Adalet, İçişleri, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıkları ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile imzalanan protokolün hayırlara vesile olmasını diledi.

Yorumlar