İzmir'deki "askeri casuslukta kumpas" davası

- FETÖ mensuplarının İzmir'deki "askeri casusluk" soruşturmasında sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddiasına ilişkin davada 93 sanığın yargılanmasına devam edildi - Tanık olarak ifade veren meslekten ihraç edilen savcı Zafer Kılınç'a yöneltilen sorular sırasında salonda, müştekiler ile sanıklar arasında gerginlik yaşanması üzerine mahkeme heyeti, duruşmayı sonlandırdı

Google Haberlere Abone ol
İzmir'deki "askeri casuslukta kumpas" davası

İZMİR (AA) - İzmir'deki "askeri casusluk" soruşturmasında Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddiasına ilişkin 93 sanığın yargılandığı davada, meslekten ihraç edilen savcı Zafer Kılınç tanık olarak dinlenildi.

İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı. Duruşmada, müştekiler Coşkun Başbuğ, Ümit Topaloğlu, Davut Yıldız ve Bilgin Özkaynak'ın avukatı Muzaffer Sevgi Sakarya da hazır bulundu.

İzmir'deki "askeri casusluk" davasının meslekten ihraç edilen savcısı Zafer Kılınç, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile müştekilerin sorularını yanıtladı.

Kılınç, avukat Sakarya'nın "Özkaynak hakkında fiziki takip neden yapmadınız?" sorusunu, "Dosyanın fiziki takip aşamasında ben yoktum." diye yanıtladı.

Bunun üzerine "Özkaynak, sürekli İstanbul'daki şirketinde bulunmasına rağmen neden müvekkilinin uğramadığı Sapanca'daki evinde arama yaptırdınız?" sorusunu yönelten Sakarya'ya, Kılınç, "Böyle sorulara cevap verme mükellefiyetim yoktur, herhalde." cevabını verdi.

Bir hakim üyenin, "Müşteki Onur Süer ile Safiye Köten'in görüşmelerini Yüksek Askeri Şura'ya (YAŞ) müdahale olarak değerlendirmişsiniz. Bir üsteğmen ile bir kaymakamın kızının görüşmesini neden böyle değerlendirdiniz? Böyle bir değerlendirme fezlekede mi vardı?" sorusu üzerine Kılınç, "İddianame hazırlanırken, fezlekenin bir bölümünü kullandım. Bunu kullanmakta da bir sakınca yok. Sadece tapelere bakarsanız böyle bir değerlendirme yapamazsınız ancak daha sonra başka deliller ortaya çıkmıştı." dedi.

Kılınç, hakim üyenin, "Safiye Köten bu kadar önemli bir şüpheliyse, kaymakam olan babasının evinin aranması için neden arama kararı çıkartmadınız?" sorusu üzerine "Dosyada ne varsa odur. Her şeyi dosyaya yansıttık." ifadelerini kullandı.

Müşteki Topaloğlu'nun "Sunay Akkaya'nın ev araması yapılacağı zaman, hem adres bilgisi hem de kimlik numarasının yanlış olduğu belirtilmişti. Böyle bir durum ortadayken, Akkaya'nın evinde neden arama kararı verdiniz?" sorusuna, Kılınç "Operasyon yapılacağı zaman emniyet mensuplarına 'Her şeyi kameraya alın.' talimatı vermiştim. Hangi olayda hangi talimatı verdiğim kayıtlarda vardır. Akkaya ile ilgili hangi talimatı verdiğim de kayıtlardadır." diye yanıt verdi.

Kılınç, Topaloğlu'nun "ABD'den, İzmir askeri casusluk soruşturmasını başlatan ihbar maili geldiğinde burada adı geçen şahısları "Örgüt üyesi" olarak dinlemeye aldınız. Bizim gibi askeri şahıslar soruşturmaya dahil edilmesinin ardından bu şahısları neden dosyadan çıkarttınız?" şeklindeki soru üzerine şöyle konuştu:

"Soruşturmada, operasyon öncesi ve sonrası farklıydı. Sonradan elde edilen deliller, soruşturmayı farklı bir yere götürdü. Örgüt üyesi diğer şahıslara yöneltilen suçlamalar, bizim alanımıza girmediğinden bunları dosyadan çıkarttık."

Topaloğlu'nun "Operasyonun ardından gözaltına alınıp adliyeye sevk edildik. Sulh ceza hakimliğine çıkartıldığımız sırada, hakim karşısına çıkartılmadan önce mübaşir bazı şüphelilerin isimlerini tek tek okuyarak bizi sıraya göre oturttu. Sorgumuz sonra erdikten sonra isimleri okunan şüpheliler, tutuklandı. Bu konu hakkında bilginiz var mı?" sorusunu, Kılınç, "Mübaşirle ilgili soruları mübaşire sorun. Mübaşirin müneccim olup olmadığını bilemem. O sorgu sonucunda tutuklanması gereken şüpheliler tutuklanmayınca gerekli itirazlarımızı yaptık. Hakimlerin de kararlarına saygı duymak gerekir." şeklinde yanıtladı.

- Sanıklardan müştekiye küfürler, duruşma erteletti

Topaloğlu'nun ardından talepte bulunmak için söz alan Başbuğ'un konuşması sırasında sanıklar hakkında "Sanıklar teröristtir." ifadesini kullanınca Mahkeme Başkanı "Bunlar henüz sanık, terörist değil." uyarısında bulundu.

Başbuğ'un "Bu sanıklar, yargılama sırasında sanık olabilirler ancak bizim gözümüzde silahlı terör örgütü üyesi ve teröristtir." demesi üzerine bazı sanıklar buna tepki gösterdi.

Tepkilerin artması üzerine Mahkeme Başkanı duruşmaya 30 dakika ara verdiğini söyledi. Duruşma salonu boşaltıldığı sırada, bir sanık yakının Başbuğ'a omuz atması, diğer sanık yakının ise "Ağzını topla." demesi üzerine salonda arbede yaşandı.

Bu sırada, bazı tutuklu sanıkların ayağa kalkarak Başbuğ'a ağır hakaretlerde bulunması ve küfürler etmesi üzerine mahkeme heyeti, duruşmaya 9 Temmuz Pazartesi günü devam edilmesini kararlaştırdı.



Yorumlar