İsrailli ajanlar Obama'nın peşinde

İsrail dış istihbarat servisi Mossad'ın eski elit ajanları ve üst düzey İsrailli istihbarat çalışanlarından oluşan Black Cube (Kara Küp) şirketi ajanları, ABD Başkanı Donald Trump'ın emriyle İran'la nükleer anlaşmanın mimarlarından olan Obama yönetimi yetkilileri hakkında itibarlarına zarar vermek için istihbarat topladığı ortaya çıktı.

ABD'nin New Yorker dergisi ile İngiltere'nin The Observer gazetesi, İsrailli istihbarat şirketi Black Cube (Kara Küp)'ün, İran'la nükleer anlaşmanın mimarı olan Obama yönetimi yetkililerinin itibarına zarar vermek için hem siyasi hem de özel hayatları ile ilgili istihbarat topladığını iddia etti. Black Cube ajanlarının sahte kimliklerle kendilerini gazeteci gibi göstererek çalıştı.

İsrailli istihbarat şirketi Black Cube (Kara Küp), İsrail dış istihbarat servisi Mossad'ın eski elit ajanları ve üst düzey İsrailli istihbarat yetkililerinden oluşuyor. Obama ve Ekibine karşı İsrailli istihbarat şirketini tutanların, Trump'ın danışmanları olduğu öne sürüldü. Habere İsrail'in Haaretz gazetesi de geniş yer ayırdı.

Buna göre Black Cube'un öncelikli hedefinde, İran'la nükleer anlaşmaya perde arkasında büyük emek veren Trump'ın selefi Barack Obama'nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Ben Rhodes ile danışman yardımcısı Colin Kahl vardı.2015'te varılan İran'la nükleer anlaşmanın (Joint Comprehensive Plan of Action/JCPO) da danışmanı olan Rhodes, aynı zamanda 2007'den başkanlığının sonuna dek Obama'nın konuşmalarını yazan kişiydi.

İRAN-ABD NÜKLEER  ANLAŞMASINDA NELER VAR?

2015 yılında İran ABD, Çin, Rusya, Almanya, Fransa ve İngiltere ile nükleer faaliyetlerini sınırlandırmaya karşılık ekonomik yaptırımların kaldırılmasına yönelik bir anlaşma imzaladı.

Resmi adı Ortak Kapsamlı Eylem Planı olan anlaşmaya göre İran uranyum zenginleştirdiği santirfüjleri azaltma taahütünde bulunuyor.

Anlaşma koşulları İran'ın zenginleştirilmiş uranyumu büyük anlamda azaltması ve nükleer silah yapmaya yetecek düzeye çıkarmamasını öngörüyor.

Anlaşmadan sonra İran'ın Natanz ve Fordo tesislerindeki santrifüj sayısı azaltıldı ve tonlarca az zenginleştirilmiş uranyum Rusya'ya gönderildi.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'ndan denetçiler İran'ın nükleer tesislerinde teftiş yapma yetkisine sahipti.