İran'ın Şii kenti Meşhed'e yoğun ilgi

Eski ismi Sanabad olan yerleşim yerinin bu kadar büyümesinin en önemli sebebi ise Şii inancında "12 İmam" silsilesinin sekizinci imamı olarak kabul edilen Ali er-Rıza’nın türbesinin burada bulunması

Google Haberlere Abone ol
İran'ın Şii kenti Meşhed'e yoğun ilgi

İran’da inanç turizmi açısından en önemli merkezlerin başında gelen Meşhed şehri her yıl milyonlarca ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor.

Rezevi Horasan eyaletinde bulunan ve ülkenin en kalabalık nüfusa sahip ikinci şehri Meşhed, çöl denebilecek kuraklık ve sıcaklıkta bir alan üzerine kurulu.

Eski ismi Sanabad olan yerleşim yerinin bu kadar büyümesinin en önemli sebebi ise Şii inancında "12 İmam" silsilesinin sekizinci imamı olarak kabul edilen Ali er-Rıza’nın türbesinin burada bulunması.

Şehrin Sanabad olan adı daha sonra "İmam Rıza’nın şehit düştüğü yer" anlamına gelen "Meşhed-i İmam Rıza" olarak değiştirildi; halihazırda ise kısaca "Meşhed" olarak biliniyor.

Zamanla türbe ziyaretlerinin artmasıyla yerleşim yeri büyümeye başlarken, bölgenin şehir olma yolundaki ilk adımları da atılmış oldu.

13. yüzyılın ortalarında Moğolların Bağdat’a kadar devam eden yıkımından ise Meşhed kentindeki türbe de kurtulamamış.

Türbenin bulunduğu külliye ilk olarak Timurlular döneminde şekillenmeye başlamış. Timur Gürkan’ın küçük oğlu Şahrud’un eşi ve Uluğ Bey’in annesi Gevher Şad Begüm tarafından yaptırılan Gevher Şad Camisi ile külliye, günümüzdeki klasik görünümüne kavuşmuş.

Timurlular döneminde Ali Şir Nevai’nin türbe girişine yaptırdığı "eski sahan" olarak adlandırılan bölüm ile yüksek kapı, Safeviler döneminde Şah Birinci Abbas’ın bu alana ek olarak yaptırdığı sağlı sollu iki yeni kapı ve saat kulesi, yapının ana hatlarını oluşturuyor.

Kaçarlar dönemindeki eklemelerle büyütülmeye devam edilen külliye için son yüzyılda da genişletme çalışmaları sürdürülmüş.

Timurlular döneminin mimari etkilerinin açıkça görüldüğü külliyede zamanla mimari yeniliklere de yer verilmiş. Duvarları tuğlalardan örülü, yer yer sırlı tuğla ile çinilerin kullanıldığı mekanın iç kısımları, Kaçar Sultanı Nasırüddin Şah döneminde aynalı cam mozaiklerle kaplanmış.

Nasırüddin Şah, türbenin bulunduğu kısmın üstündeki silindirik yüksek kubbeyi de altınla kaplatarak Gevher Şad Camisi’nin ihtişamlı kubbesinin gölgesinde kalan türbeyi daha görünür hale getirmiş.

- BÖLGEYİ TURİSTİK ALANA ÇEVİRME FAALİYETLERİ 1979 DEVRİMİYLE SONLANDI

İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin hazırlattığı plan ile 1960’lı yıllarda türbenin bulunduğu külliyenin etrafındaki yerleşim alanları tahliye edilerek şehir ile külliye arası boş bir alana çevrilmiş. Bölgeyi turistik bir alana dönüştürme çalışmaları ise 1979 İran Devrimi ile son bulmuş.

İran’da gerçekleşen 1979 devrimi ile ülkenin yeni yöneticileri külliyeyi yeniden şehirle birleştirmek için çalışmalar yaparak boşaltılan alanları da külliyeye katmış, böylelikle alan 500 bin kişinin aynı anda namaz kılabileceği bir mekana dönüştürülmüş.

İmam Rıza Külliyesi bu özelliğiyle dünyanın en büyük camileri arasındaki yerini almış.

Külliye halihazırda, Gevher Şad Camisi, İmam Rıza Türbesi, Kuran-ı Kerim Müzesi, Astan Kuds Yazma Eserler Kütüphanesi, Halk Kütüphanesi, Aşhane, Şifahane gibi birçok yapıyı barındırıyor.

Meşhed, ilk zamanlardan itibaren türbe etrafında kurulduğu için şehrin bütün büyük caddeleri bir şekilde külliye alanına çıkıyor.

Caddelerin başından bakıldığında Gevher Şad Camisi’nin turkuaz kubbesi ile İmam Rıza Türbesi’nin altın sarısı kubbesini görmek mümkün.

Külliye içi ve çevresine kurulan renkli ışıklandırma sistemiyle geceleri de mekana bir görünürlük kazandırılmış. Külliye etrafında kurulan çarşı ve pazarlar da şehrin ekonomik döngüsünün en büyük kaynağı konumunda.

Yorumlar