Korku

Korku, yaşanan bir tehdit karşısında, insanı rahatsız eden duyguların tamamına verilen bir isimdir.

Google Haberlere Abone ol
Korku

Korku, yaşanan bir tehdit karşısında, insanı rahatsız eden duyguların tamamına verilen bir isimdir. Vücudun vereceği tepkilerin tamamı, yaşamın  bir gereğidir. Kişiler bilinçli veya bilinçsiz olarak bu duyguların etkisinde kalabilir. Tehlike anında korkan biri bu duyguların etkisindedir. Korku kaynağını gelecekteki yaşanacaklardan almaktadır. Denetlenemeyen bu durum, yaşananların anlamsız olmasına bakılmaksızın korkuya sebep olmaktadır. Korkular bir nesneden, kişilerden ve durumlardan kaynaklanır. İnsanın özgürlüğünü kısıtlayan, iradesini engelleyen ve önlenemeyen bir durumdur. Beklentilerini karşılayamayan her insan bu duyguyu tadacaktır.

Korkunun türleri nelerdir?

Fobi: Korku esnasında anksiyete durumlarının da yaşandığı görülmektedir. İnsanlarda gerilim, korku, endişe yaşatan durumların ortadan kalkması, duyguların durulmasına yol açacaktır. Korku duygusunun yaşanması normal olmasına rağmen, bazı durumlarda aşırılıklar olmaktadır. Bu durumlardaki duygular fobiye dönüşecektir. Bu korkuya neden olan sebeple, korku karşısında verilen tepkinin aşırı olmasından kaynaklanmaktadır. Bilinçaltının etkilenmesiyle, kişi aşırı tepki vererek korkunun fobiye dönüşmesine katkı yapmaktadır. Örneğin; kapalı yerlere girmekten korkan kişilerde, asansöre binme fobisi gelişmektedir. Korku duygusunun hastalık halini alması bu şekilde gerçekleşmektedir.

Normal korkular: Tehditlere karşı verilecek tepkiden ibarettir. Beynin algılama şekline karşı verilecek tepkiler farklı olacaktır. Endişe ve kaygı şeklinde ortaya çıkan bu korkular, gelecekte yaşanacaklardan ötürü hissedilmektedir. Kişinin kendisine ve çevresine karşı güvensizlik duymasına sebep olan bu durum, hayatı çekilmez bir hale getirecektir.  

Korkunun sebepleri nelerdir?

Psikolojik sebepler: Bu korkuların oluşmasının en büyük etkeni, çocukluktan itibaren alınan yanlış eğitimlerdir. Çocuklarımıza doğru bilerek öğrettiğimiz bazı kurallar, onların yaşamlarında korkuya dönüşecektir. Yedikleri yemeklerden, karşılarına çıkan hayvanlardan ortaya çıkan korkuları anne ve baba olarak verdiğimiz eğitimlerden kaynaklanmaktadır. Aşırı derecede koruyucu ve cezalandırıcı aileler, kendine güvenmeyen, korkularla yaşayan çocuklar meydana getirmektedir. Anne ve baba tarafından ayrı bir birey olarak görülmeyen çocuklar, bundan rahatsız olarak korkularını bilinçaltına hapseder. Kendini sevgiye değer görmeyen bu çocuklar, diğer kişilerle birlikteliklerinde tedirginlik yaşar. İçinde bulunan potansiyeli göremez, kapasitesini kullanamaz. Çocukların sevdiği şeyleri kaybedeceği korkusuyla büyütülmesi, gelecekte korkularla yaşayacak nesillerin habercisidir. Çocuklarının her zaman başarılı olmak isteyen ailelerin, bunu bir yarış haline getirmeleri ileride yaşanacak olan başarısızlık korkusunun temellerini atacaktır. Hata yapmamak için, önüne çıkan fırsatları değerlendiremeyen yetişkinler, çocukluklarında öğretilen başarısızlık korkusunun etkisi altındadır. Çocuklukta öğretilen bencillik, ileride paylaşmayı beceremeyen toplumların oluşmasını, elindekini kaybetmekten korkan neslin yaratılmasını sağlayacaktır.

Karmik sebepler: Geçmişte yaşanan, etkisinden kurtulmayı başaramadığımız olaylar nedensiz korkulara sebep olacaktır. Bu korku türleri insanlara hastalık derecesinde zarar verebilir. Korkuların kaynağı, geçmişte yaşanan başarısız olayların etkisiyle oluşmaktadır.

Korkuların ruhsal hayatımıza etkileri nelerdir?

  • Korkular kişilerin öz varlığıyla iletişimine engel olur. Vücutta negatiflik yaratan bu durum, olumlu etkilerin bizi etkilemesine engel olur. Kişiyi kendi içerisine hapseder.   
  • Korkular kişinin kendini tanımasına engel olur. Korkuların gölgesinde kalan insanlar, gerçeklerle yüzleşmeye engel olur. İnsanın kendini tanıması, gözlemlemesi oldukça önemli bir konudur. Bunun oluşması için çaba sarf edilmelidir. Korkularla yüzleşmeyi başaramadığımız sürece gerçeklerden kaçmak ihtiyaç halini alacaktır. Korkularımızı unutmak için, yarattığımız savunma şekilleriyle kendimizden uzaklaşmaya başlarız. Ruhumuzun derinliklerine inmek gittikçe zorlaşır. 
  • Korkular sayesinde mantıklı düşünme ve hareket etme engellenir. Bu duygunun etkisiyle başka bir şey düşünemez hale gelinir. Karanlık bir dünya içerisine kendimizi hapsederiz. İnsan akıl ve iradesini kullanamadığı sürece, doğru düşünemeyeceği için, şuursuzca hareket eder.
  • Korkular kişinin kendine ve çevresine güven duymasını engeller. Yapacağı her işte endişeli görünerek, kendini yetersiz bulur. Bu yetersizlik duygusu kişilere pasif bir hayatın kapılarını açar. İletişim sorunları yaşamasına, insanlardan korkmasına sebep olur. İnsanların birbirine güvenebileceği, yalanın bulunmadığı, pozitif etkilerin olduğu ortamlarda korku duygusu kendine yer bulamaz.
  • Yaşanan korkular, kişiler arasındaki uyumu etkileyeceğinden iletişim kurmak zorlaşır. Aileler, eşler ve arkadaşlar arasındaki ilişkiler, iletişim sıkıntısından ve ortak hareket edememekten dolayı bozulur. Günümüzde evliliklerde yaşanan iletişimsizlerin altında yatan etken korkudur. Evlilikler bu sebeplerle boşanma ile neticelenebilir. 
  • Korkuların etkisi altında kalan kişiler, başkalarını sevmekte zorlanır. Korkan bir kişi sevgiyi içerisinde barındıramaz.
  • Kişiler hisleri ve heyecanlarından enerji alırlar. Korku duygusu bu enerjiyi yitirmemize sebep olur. Korkularımızla baş başa kaldığımızda, ne denli bezgin ve güçsüz olduğumuzu anlayabiliriz.

Yorumlar