Sinyalizasyon nedir, ne işe yarıyor? İşte şaşırtıcı detaylar

Ankara'daki yüksek hızlı tren hattında meydana gelen kazadan sonra bir kez daha gündeme gelen sinyalizasyon ile ilgili tartışmalar giderek büyüyor. Sinyalizasyon olmadığı için kazanın meydana geldiğini savunanların haklı argümanları var. Ancak Ulaştırma Bakanı ise sinyalizasyonun şart olmadığını savundu. Peki Sinyalizasyon nedir, ne işe yarar?

Google Haberlere Abone ol
Sinyalizasyon nedir, ne işe yarıyor? İşte şaşırtıcı detaylar

Ankara'da 13 Aralık 2018 Perşembe günü sabah saat 6.36'da yüksek hızlı tren hattında meydana gelen kazayla ilgili tartışmalar devam ediyor. Kazanın "sinyalizasyon eksikliğinden" kaynaklandığını savunanlar olduğu gibi, kazanın bir sabotaj olabileceğini savunanlar da var. Bakanlık yetkilileri ise kazayla ilgili soruşturmanın devam ettiğini, elde edilecek verilere göre karar verileceğini belirtiyor. Sinyalizasyon eksikliğinin büyük bir etken olduğunu savunanların kendilerine göre haklı argümanları bulunuyor. Peki nedir bu sinyalizasyon, ne işe yarıyor? Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugünkü köşesinde Avrupa'da sinyalizasyon kullanan tren hatlarında çalışmış bir Türk vatandaşının konuyla ilgili görüşlerine yer verdi. Türk vatandaşının anlattığına göre sinyalizasyon sistemi takılmış olsaydı, kaza yaşanmazdı. Hatta ona göre, sinyalizasyon bulunan bir tren hattında istesen de kaza yapamazsın. 

SİNYALİZASYON NEDİR?

Sinyalizasyon, demir yollarında, özellikle de istasyon noktalarındaki kritik aktarma akslarını düzenleyen ışıklı sinyal sistemine denir.

İşte Fatih Altaylı'nın bugünkü o yazısı: 

Konuyla ilgili en yetkili kişi, tren kazasının ardından şöyle demiş, gazetelerden okudum. 

“Sinyalizasyon şart değil.” 

Doğrudur. 

Şart değil. 

Hele şartnameyi kendiniz yazıyorsanız, hiç de şart olmak zorunda değil. 

Medeniyet de şart değil zaten.

Peki “Şart olmayan sinyalizasyon” neye yarıyor da, ulaşımının önemli bir bölümünü trenlerle yapan Avrupa ülkeleri ve gelişmiş Uzakdoğu ülkeleri sinyalizasyona önem veriyorlar? 

Bu sorunun yanıtını Avrupa’nın demiryollarında çok gelişmiş bir ülkesinde sinyalizasyon uzmanı olarak görev yapan bir Türk vatandaşından öğreniyoruz:

"Doğru düzgün çalışan gerçek bir ETCS sisteminde, bir tren kendini başka bir trenin önüne atacak olsa bile makaslar onu otomatik olarak dışarı atar. Bir tren başka bir trenin yolunda durup, sabotaj yaparak kazaya sebep vermek istese yine gelen tren otomatik frenlenir. İki tren sürücüsünün 2’si anlaşıp kaza yapmak istese, raylarda da suç ortakları son anda raylardaki cihazları sökse, merkezi sistemin başındaki görevli kasıtlı olarak tüm birimlere yanlış bilgi verse, bu birimlerin hepsi ellerinden geleni yapsa trendeki EVC birimi otomatik fren yapar. Kaza meydana gelmez.”

Evet sinyalizasyon şart değil. 

Ama sinyalizasyon var ise istesen de kaza yapamıyorsun. 

İster hata olsun, isterse bazılarının iddia ettiği gibi “Sabotaj” olsun. "Komplo" olsun kaza yapamıyorsun. 

Sinyalizasyon var ise kaza ancak mekanik bir arıza, trenin tekerleğinin çıkması, frenlerinin arıza yapması gibi nedenlerle olabiliyor ama kimse önündeki trene çarpmıyor. 

İstese de çarpamıyor.

Bunu TCDD de biliyor zaten. 

Öyle olmasa niye kalkıp da hızlı tren hatlarına yüzmilyonlarca dolar verip ETCS sistemi kursunlar ki. 

Aynı uzman bu konuda da uyarıyor:

“Türkiye yüzmilyonlarca dolar değerinde ETCS 2 sistemi aldığını açıkladı. Avrupa’da da tüm yüksek hızlı tren hatlarında yüzde yüze yakın bir güvenlik garantisi sağlayan bu sistemler kullanılıyor. Üstelik de çok daha yoğun trafiğe sahip hatlarda. Eğer bu sistemin bulunduğu bir hatta kaza olmuşsa zaten Türkiye’ye satılan şey ETCS 2 değil anlamına gelir ve kazıklanmışız demektir. Çünkü bu sistem benim görevli olduğum ve Türkiye’den çok daha yoğun kullanıma sahip bir demiryolu ağ sisteminde 130 yılda bir kaza yaşanma ihtimalini gösteriyor.” 
Yani lafın kısası şu: “Sinyalizasyon şart değil. Vatandaşınızın canı kıymetli değilse!”

Yorumlar