Rabia'nın babasına bu muamele reva mı?

Giresun'da kızının şüpheli bir trafik kazasına kurban gittiğini savunarak, kazanın faillerini arayarak bir hukuk mücadelesi başlatan 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan'ın babası, olayla ilgili soruşturma sürerken ilginç bir şekilde "Akıl Hastanesi"ne yatırıldı. Babaya yapılan bu muamele duyanları hayrete düşürdü. Konu bugün Habertürk Yazarı Sevilay Yılman'ın da gündemindeydi.

Google Haberlere Abone ol
Rabia'nın babasına bu muamele reva mı?

Giresun’un Eynesil İlçesi'nde bir yıl önce evlerinin önünde yaralı halde bulunan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan'ın ölümüyle ilgili soruşturma süreci devam ederken baba Şaban Vatan hakkında verilen "gözlem altına alma kararı"nı Habertürk yazarı Sevilay Yılman köşesine taşıdı. Kararın, toplumun vicdanını kanattığını söyleyen Yılman, "O babaya reva görülen apaçık vicdansızlıktır" dedi.

İşte Yılman'ın o yazısı...

O babaya reva görülen apaçık vicdansızlıktır

Remaining Time 0:27 / 3:10Fullscreen

3 gündür ne yerdeyim, ne gökteyim…

Niye?

Çünkü her şeyim, biricik evladım, bütün dünyam üniversite eğitimi gördüğü Fransa’da ayak bileğini kırmış.

Daha önce bir defasında ambulansla hastaneye kaldırıldığını arkadaşı haber verdiğinde oracıkta düşüp bayıldığım için bu defa temkinli davranmışlar.

Ancak oğlum hastaneye gidip, ayağı alçıya alındıktan ve benimle görüntülü konuşacak vaziyete gelebildikten sonra haber verdiler.

Ona rağmen o an dünya üzerime çöktü.

Dillerini bilmediğim doktorlarla uğraşamayacağımı bildiğimden ben gitmedim yanına hemen onu getirttim Türkiye’ye…

Ve çok güven duyduğum Türk hekimlerine emanet ettim.

İyi de yapmışım çünkü kırığı bayağı ciddi bir kırıkmış ve alçıyla iyileşmesi zor olacağından ameliyat şartmış.

Çok şükür güzel geçti operasyon ama o süre zarfında yaşadıklarımı bir ben bilirim, bir de Allah…

Tabir-i caizse resmen ömrümden ömür gitti.

Evdeyiz şimdi ama tabii ben kafayı resmen sıyırmış durumdayım.

Elimden telefon düşmüyor… Ne kadar tanıdığım doktor varsa arayıp neden oğlanı acilen ameliyata aldıklarını, doğru bir ameliyat olup olmadığını, bileğine takılan platinin markasından tutun da, bundan sonra neler olacağına dair her şeyi sorgulayıp duruyorum.

Arkadaşlarım, ailem (oğlum bile) bu aşırı şüpheci, evhamlı hallerime acayip kızıyorlar ve beni fazla panik olmakla suçluyorlar ama ne yapayım…

Anayım ben ya! İçim kıyılıyor, cayır cayır yanıyor onu öyle gördükçe. Azıcık bir ağrısı olsa inlese filan inanın elim ayağım birbirine dolanıyor.

Dilim kilitleniyor ve her defasında içimden, “Allah’ım keşke onun değil, benim bacağımı kırsaydın!...” diye dualar ediyorum…

Düşünün… Ameliyat sonrası ağrısı narkozun etkisi geçince şiddetlendi… O sinirle bağırıp çağırıp beni odadan kovunca soluğu doktorunun olduğu katta aldım o gün.

Artık nasıl bir haldeysem… O halimden dolayı sadece doktorlar değil, hastane çalışanları bile oğlana başka bir şey falan oldu sandılar.

Uzattım biraz biliyorum…

Ama sebebi var.

Hem de çok haklı bir sebebi.

Anlayın istedim… Bir ananın evladının azıcık canının yanması durumunda bile nasıl bir ruh haline büründüğünü hissedin diye yazdım…

KİM BİLİR O ANA BABA NE HALDE?

Çok şükür benim oğlumun yaşadığı dermanı da olan küçük bir kaza ama ya Rabia Naz!

O yok artık hayatta ve inanın kendimi 11 yaşında hayata ansızın veda eden o çocuğun babasının anasının yerine koyamıyorum bile…

Ben evladımın bacağı kırıldı diye böyle kahrolduysam, kim bilir o baba ve ana kızlarının apansız ölümünün ardından ne haldeler!

İşte dün… Oğlumla ilgili bütün yaşadıklarımın üzerine Rabia Naz’ın babası Şaban Vatan’ın kızının ölümünü şüpheli bulup detaylı hukuki araştırma ve soruşturma istediği için savcılığın akıl hastanesine sevki haberini görünce çöktüm kaldım olduğum yerde.

İnanamadım önce…

“Yanlıştır bu haber” dedim kendi kendime…

Ama değilmiş maalesef…

Gerçekten de kızının ölümünün aydınlatılması için aylardır kampanya yürüten Şaban Vatan, savcılığın talimatıyla akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespiti için psikiyatri servisine yatırılacakmış.

O kadar üzüldüm ve sarsıldım ki okuduklarım karşısında… Daha önce konuyu kaleme almış, kendisiyle birkaç defa görüşmüş olmama rağmen arayamadım Şaban Bey’i.

Ne diyecektim zaten arasaydım da…

Rabia'nın babasına bu muamele reva mı?

Kızının ölümünün aydınlatılmasını beklerken devlet aklı tarafından akıl hastası muamelesine tabi tutulmuş bir babaya, “Ne düşünüyorsunuz bu karar karşısında?” diye mi soracaktım!

Özetle değerli okurlarım…

ALINAN KORKUNÇ BİR KARAR

Korkunç bir karar alınan bu karar ve inanılması çok güç bir sonuç.

Babanın iddiaları doğru da olmayabilir… Ortaya attığı iddiaların tamamı kızını kaybetmeyi kabullenmeyen bir babanın şüpheleri de olabilir.

Ama ne olursa olsun… Canından can gitmiş, evladını kaybetmiş bir acılı babaya böyle bir şey reva görülmemeliydi.

Savcılık çok duyarlı, hassas bir yaklaşım gösterilmeliydi…

Bilmiyorum farkındalar mı ama…

Kızının ölümünü şüpheli bulan bir babaya; “Sen normal değilsin, akıl hastasısın!” deyip, onu akıl hastanesine sevk eden savcılık, devlet adına verdiği bu kararla toplum vicdanına kalın bir bıçak saplamış ve oluk oluk kan akmasına sebebiyet vermiştir.

Yazık!

Çok yazık!

Yorumlar