CHP, HDP, Gül ve Davutoğlu'ndan 'kayyım' kararına tepki

İçişleri Bakanlığı'nın HDP'li üç belediyeye kayyım atanmasına CHP, HDP, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu'ndan tepki geldi. CHP ve HDP karar için "sivil darbe" derken, MHP lideri Bahçeli, karar için İçişleri Bakanı Soylu'yu arayarak tebriklerini sundu. MHP, BBP ve DSP ise kayyım kararına destek verdi.

Google Haberlere Abone ol
CHP, HDP, Gül ve Davutoğlu'ndan 'kayyım' kararına tepki

İçişleri Bakanlığı tarafından üç belediye başkanlığına kayyım atanmasına CHP, HDP, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu'ndan tepki geldi. İçişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, haklarında terör suçlarından soruşturma bulunan Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlarının yerine yeni görevlendirme yapıldı. Bu kapsamda, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan görevlerinden uzaklaştırıldı. Karara başta CHP olmak üzere bazı kesimlerden tepki geldi. CHP dışında HDP, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu'ndan açıklamalar geldi. 

işte belediyelere kayyım atanması kararına tepki gösteren isimler: 

ABDULLAH GÜL: DOĞRU OLMAMIŞTIR

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, HDP'li Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediyelerine kayyum atanmasıyla ilgili açıklama yaptı. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Gül, "Daha yeni seçilmiş belediye başkanlarının "bu şekilde" görevden alınmaları demokrasimiz için doğru olmamıştır" ifadelerini kullandı.

AHMET DAVUTOĞLU: SEÇİMLE GELEN SEÇİMLE AYRILMALI

Kayyıp kararına karşı çıkan bir diğer isim ise Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu oldu. Davutoğlu, "Terörle en etkili siyasi mücadele, demokratik temsili aşındırmakla değil milletin gönlüne girip seçim kazanmakla verilir" dedi. Davutoğlu Twitter'dan yaptığı açıklamada İçişleri Bakanlığı'nın kayyım kararını eleştirdi. "Kısa süre önce gerçekleşen seçimlerle göreve gelen Mardin, Diyarbakır ve Van Belediye Başkanları’nın idari tasarrufla görevden alınması demokratik sistemin ruhuna aykırıdır" diyen Davutoğlu şunları kaydetti: "Seçimle gelenlerin seçimle ayrılması milli irade ilkesinin gereğidir. Adayların seçime girmesi kanuna aykırı ise Yüksek Seçim Kurulu bunu seçim öncesinde değerlendirmelidir. Elbette seçim sonrasında işlenen suçlara ilişkin de gerekli tedbirler alınabilir. Ancak bunun öncelikle yargı nezdinde hukuki şartları oluşmalıdır. Esas olan seçme ve seçilme hakkıdır. Bu karar, toplumsal barışa katkı sunmayacağı gibi terörle mücadeleyi de zaafa uğratabilir. Terörle en etkili siyasi mücadele, demokratik temsili aşındırmakla değil milletin gönlüne girip seçim kazanmakla verilir."

HDP EŞ BAŞKANI TEMMELİ: SİVİL DARBE

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediyelerine kayyım atanmalarına tepki gösterdi. Demokratik yöntemlerden ayrılmayacaklarını ve demokrasi mücadelesini sürdürmeye devam edeceklerini vurgulayan Temelli, "Demokrasiden yana, demokratik siyasetten yana inisiyatif alma zamanıdır. Halkların iradesine sahip çıkma zamanıdır; gelin bu soysuz siyasete karşı hep birlikte yan yana duralım" çağrısında bulundu.

Temelli, "Biz demokrasi mücadelesinin peşindeyiz.Mutlaka ve mutlaka bu iktidarın yaptıklarından hesap soracağız. Şimdi demokratik siyaset zemininde buluşma zamanıdır. Asla bu zemini terk etmeyeceğiz. Demokratik siyaset içinde kalarak meşru mücadele hakkımızı kullanacağız.  Demokrasi mücadele ile kazanılacak. Demokrasiyi birilerinden beklemeyeceğiz. Kaybettiler, yine kaybedecekler. Kazandık yine kazanacağız!" dedi. 

Öte yandan kayyım atamaları sonrası Halkevleri, İHD, KESK ve Mazlumder heyetleri HDP Genel Merkezi'ni ziyaret ederek, Sezai Temelli ile bir görüşme gerçekleştirdi.

Temelli'nin açıklamarından satır başları şöyle: Bu sabah yine kara bir güne uyandık. Maalesef bu hükümet, AKP-MHP bloğu Türkiye tarihine kara bir sayfa, bir utanç sayfası daha ekledi. 19 Ağustos Türkiye tarihine yeni bir sivil darbe ile geçti. Bu sabah kalktığımızda üç büyükşehir belediye başkanımız görevden alındı ve yerlerine kayyım atandır. Kayyımsız ülkeyi yönetemeyecek hale gelmiş bu iktidar siyaseten “ben acze düştüm yönetemiyorum artık” diyor. Evet yönetemiyor ve kendi meşruiyetlerini yitirdikçe de tüm Türkiye halklarına şiddeti, baskıyı, kayyım rejimini dayatmaya devam ediyorlar.

Kendi meşruiyetini kaybettikçe tüm Türkiye halklarına, kayyum rejimini dayatmaya devam ediyor. 19 Ağustos sivil darbesi, 12 Eylül darbe geleneğinin devamıdır. Uzun süre OHAL rejimi altında yaşadık. KHK ile ihreç edilenler, kayyumlar, demokratik siyasetin tasfiyesi, eş genel başkan arkadaşlarımızın tutuklanması gibi... Bu OHAL rejiminin üzerinde iktidarlarını şekillendirenler Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin dayatırken şimdi de örtülü bir OHAL rejimi dayatırlar. Bugün karşı karşıya kaldığımız tablo rejimin kendisini deşifre etmesidir. Bugün halk iradesine sahip çıkmaya devam ediyor. Belediyelerine sahip çıkmaya devam ediyor ama Diyarbakır sokaklarında şiddet ve zulüm vardır. İradesine sahip çıkan halka TOMA'larla gazlarla saldıran bir devlet vardır. Devlet hukukunu yitirmiştir. Devlet anaysal bir devlet olmaktan uzaklaşmıştır. Yerel yönetimlerde iktidara gelmemizi içine sinderemeyen iktidar, yerel ynetimler yoluyla demokrasi beklentisini açığa çıkaran HDP'ye saldırılarına ara vermiyor. 

Yüzlerce arkadaşımızı gözaltına aldılar. Cezaevlerindeki 5 bin arkadaşımızda olduğu gibi gözaltına alınan arkadaşlarımızın da bir suçu yok. Uydurulmuş, hukuken karşılığı olmayan bir gerekçe metni ile belediye başkanlarımız görevden alındı. Bu kayyumcu, yönetemez hale gelmiş zihniyet, hukuen siyaseten meşruiyetini yitirmiştir. Tüm yerel yönetimlerde ve meşru demokratik zeminlerde demokrasi mücadelesine devam edeceğimizin altını çizmek istiyorum. OHAL döneminde hukuku yok saydılar kendi yasalarını yok saydılar. OHAL döneminde demokratik siyaseti tasfiye etmeye çalıştılar. Kayyumlar eliyle bölge ekonomisi çökerttiler. Adeta bir yağma talan düzeni kurdular. Şimdi aynı talana ve yağmaya sahip çıktıklarını gösteriyorlar.

Üç belediye başkanımız görevden alındı, yerlerine kayyum atandı. Bu saldırı sadece HDP’li belediyelere yönelik değil, bu saldırı Türkiye halklarına bir saldırıdır. Bu saldırı demokraside buluşmuş insanlara bir saldırıdır. Alınanlar Diyarbakır, Van, Mardin belediye başkanıdır ama saldırı İstanbul'adır, İzmir'edir,  Adana'yadır, Mersin'edir, Ordu'yadır...

Tüm Türkiye'ye sesleniyoruz: Demokrasiden yana, demokratik siyasetten yana inisiyatif alma zamanıdır. Halkların iradesine sahip çıkma zamanıdır; gelin bu soysuz siyasete karşı hep birlikte yan yana duralım. Gelin, demokratik siyaset zemininde geçmişte olduğu gibi yine buluşalım. Nasıl 31 Mart seçimlerinden sonra belediye başkanlarına mazbatalarını vermediler, hileyi sandığa karıştırdılar hatta hızlarını alamadılar İstanbul'a kayyım atadılar ama nasıl ki tüm bu uygulamalara 23 Haziran'da sadıkta hep beraber demokrasi zemininde buluşarak vermişsek yine vereceğiz. Demokrasilerde ilk önemli adım sandıktır. 

Bu iktidar demokrasiden kaçıyor. Ama biz demokrasi mücadelesinin peşindeyiz.Mutlaka ve mutlaka bu iktidarın yaptıklarından hesap soracağız. Şimdi demokratik siyaset zemininde buluşma zamanıdır. Asla bu zemini terk etmeyeceğiz. Demokratik siyaset içinde kalarak meşru mücadele hakkımızı kullanacağız.  Demokrasi mücadele ile kazanılacak. Demokrasiyi birilerinden beklemeyeceğiz. Kaybettiler, yine kaybedecekler. Kazandık yine kazanacağız!

CHP: SİVİL DARBE

MYK sonrası açıklama yapan Faik Öztrak, "Belediye başkanları görevden alındı. Ülkemizde belediye başkanı olmanın koşulları bellidir.  Bundan daha 5 ay önce adli sicilleri temiz olan ve YSK tarafından adaylıkları uygun görülen başkanlarının görevden alınması seçime girmek serbest, seçilmek yasak anlamına gelen bir karardır. Görevden almalar siyasidir. Hukukun üstünlüğü yok sayılmıştır." dedi.

Öztrak, "CHP, milletin hukukuna sahip çıkmayı, demokrasiye sahip çıkmak olarak görür. Ahmet Davutoğlu ve sandıktan çıkan belediye başkanları istifa etmeye zorlandığında da aynı tavrı ortaya koyduk.  Sandık hukukuna vurulan her darbe Türkiye'ye vurulan darbedir. Seçimle gelen seçimle gider. Seçimle gelen kayyum ile giderse seçim anlamını kaybeder. Millet iradesi ile inatlaşılmaz.Demokrasiden, hukukun üstünlüğü tarafında olduğumuz bir kere daha ilan ediyoruz" diye konuştu.

Yorumlar