Başkan Erdoğan ABD'de Trend Topic oldu
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün AK Parti Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşma dünya gündeminde ilk sıralara otururken, konuşma ABD'deki Twitter'da Topic Trend (TT) oldu.
Dünya medyası tarafından canlı takip edilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin açıklamaları, sosyal medya platformu Twitter’da da günün en çok konuşulan konular arasına girdi. ABD'de' Turkish President' ve 'Erdoğan' hashtagleri hakkında on binlerce tweet atıldı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM'deki grup toplantısına katılarak konuşma yaptı. Erdoğan'ın gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesine ilişkin soruşturmanın detaylarıyla ilgili açıklaması sosyal medya platformu Twitter’da en çok konuşulan konular arasında yer aldı. Erdoğan ve Turkish President hastagleri için on binlerce tweet atıldı. ABD’de ‘Turkish President’ ve ‘Erdoğan’ kelimeleri hakkında on binlerce tweet atıldı. Atılan tweetlerin bazılarında Erdoğan’ın tüm konuşması çevrilerek paylaşıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Kaşıkçı ilk olarak 28 Eylül cuma günü saat 11'de
konsolosluğa gidiyor. Bu noktada infaz timine haber veriliyor, ve
planlama süreci başlıyor. Konsolosluk görevlilerinden bazıları
ülkesine gidiyor.
1 Ekim'de saat 16.30'da 3 kişilik bir ekiple tarifeli seferle
İstanbul'a inip otele yerleşiyor. Bu arada başkonsolosluktan bir
ekip de Yalova ve Belgrad Ormanı'nda keşif yapıyor.
İkinci ekip ertesi gün geliyor. Aralarında generallerin de
bulunduğu 3. ekip ertesi sabah İstanbul'a geliyor. 09.50 ile 11
arasında konsoloslukta buluşuyor tüm bu adamlar.
Kaşıkçı saat 11.50'de Kaşıkçı aranarak randevusu teyit ediliyor.
Binaya girdikten sonra kendisinden bir daha haber alınamıyor. Saat
17.50'de ülkemiz resmi makamlarına Hatice Cengiz tarafından başvuru
yapılıyor.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ilgili birimleri hemen tahkikat
başlatıyor. Kaşıkçı'nın başkonsolosluktan çıkmadığı kesinlik
kazanıyor.
Emniyet ve istihbarat birimlerimiz her şeyi detaylıca araştırmaya
başlarken, savcılık da soruşturma açıyor.
Derinleştikçe bu çalışamalar ilginç bilgilere ulaşılıyor. 15 Suudi
güvenlikçi, istihbaratçı ve adli tıpçılardan oluşan bir ekibin
ülkemize geldiği, ve ertesi gün ayrıldıkları tespit ediliyor.
Kıyafet, gözlüğü ve sakalıyla Kaşıkçı'ya benzetilmek istenen kişi
de tarifeli uçakla ülkesine dönüyor.
İkamet ve konsolosluktaki çalışanlara izin veriliyor.
Sis bulutu ortadan kalkmaya başladıkça diğer ülkeler de harekete
geçtiler. Biz de her türlü adımı atacağımızı ifade ettik.
Kral Selman ile 14 Ekim'de yaptığımız ilk telefon görüşmesinde
kendisine meseleyi elimizdeki bulgular ışığında anlattım.
Kendisinin gönderdiği heyetle yaptığım görüşmeyi ve ortak çalıma
grubu kararımızı da ifade ettim.
Kral'ın talimatıyla başkonsolosluk binasına girdi. Başkonsolos daha
önce müsaade etmemişti. Ben Kral Selman'a da konsolosun
basiretsizliğini anlattım.
18 Ekim'de bir kez daha inceleme yapıldı. 19 Ekim'de, cinayetten 17
gün sonra Suudi Arabistan yönetimi Kaşıkçı'nın o binada
öldürüldüğünü resmen kabul etti.
Yönetim açıklamasında 'arbede' sırasında öldüğü söylendi. Aynı gün
bir telefon görüşmesi daha gerçekleştirdik. 18 kişinin
tutuklandığını bana ifade etti. Emniyet ve MİT'in verdiği isimlerle
tutuklanan isimlerin aynı olduğu görüldü. 3 kişi konsolosluk
çalışanı.
Böyle bir meseleyi bir kaç güvenlik ve istihbatat yetkilisine
yıkmak kimseyi memnun etmez. Emri verenden de hesap sorulduğu zaman
kalpler mutmain olacaktır. Kral Selman'ın sammiyetinden şüphe
duymuyorum. Bu bir siyasi cinayetse diğer ülkelerdeki suç ortakları
da soruşturmaya dahil edilmeli.
Bugün buradan bir çağrı yapıyorum. Bu çağrım Kral Selman başta
olmak üzere üst yönetimidir. Olayın cereyan ettiği yer
İstanbul'dur. 18 kişinin yargılanmasının İstanbul'da yapılması
teklifimdir. Takdir kendilerinindir."
Yorumlar