Gümrük Birliği'ne AB'den siyasi kilit

- AB'nin Türkiye'ye yönelik çifte standardı Gümrük Birliği anlaşması güncelleme sürecine de yansıyor - Yeni anlaşmalarla küresel ticarette öncü rol üstlenmeye çalışan AB, tutumunu Türkiye söz konusu olduğunda değiştiriyor - Gümrük Birliği güncellemesiyle ilgili adım atmayan AB, Türkiye'ye verdiği sözü de yerine getirmemiş oluyor

Google Haberlere Abone ol
Gümrük Birliği'ne AB'den siyasi kilit

BRÜKSEL (AA) - ATA UFUK ŞEKER - Avrupa Birliği (AB), ABD yönetiminin korumacı ekonomi politikaları sonrasında ticaret anlaşmalarına hız verip tüm dünyada küresel ticaretin öncü rolünü üstlenmeye çalışırken bu tutumunu Türkiye söz konusu olduğunda siyasi nedenlerle farklılaştırıyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın korumacı ekonomi politikaları uygulamaya başlamasının ardından küresel ticarette ortaya çıkan boşluğu AB doldurmaya çalışıyor.

ABD ile yapılması beklenen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) anlaşması müzakerelerinin Trump'ın ABD Başkanı seçilmesiyle rafa kaldırılmasının ardından, AB özellikle yeni ticaret anlaşmaları yapmaya ve mevcut anlaşmalarını güncellemeye hız verdi.

Kanada, Meksika, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda, Arjantin, Brezilya, Uruguay ve Paraguay'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda ülkeyle ticaret anlaşmaları için müzakereler yapan AB, Türkiye'nin ısrarla üzerinde durduğu Gümrük Birliği anlaşmasını güncelleme çağrılarına ise duyarsız kalıyor.

Tüm dünyada küresel ticaretin öncü rolüne bürünen AB, Türkiye ile Gümrük Birliği güncelleme konusunda ise siyasi tutum sergileyerek söylediklerinin aksi yönde bir davranış sergiliyor.

Özellikle AB -Türkiye arasında yapılan sığınmacı mutabakatında bu konuya odaklanılmış olmasına rağmen söz konusu anlaşmanın güncellenmesiyle ilgili adım atmamayı tercih eden AB verdiği sözü de yerine getirmemiş ve tutarsız davranış sergilemiş oluyor.

AB, aday ülke ve kilit ortak olarak tanımladığı Türkiye ile Gümrük Birliği güncellemesi sürecini siyasi saiklerle öteliyor. AB'nin bu ticaret anlaşmasını en yüksek potansiyele sahip Türkiye'yle yapmaması, Avrupa'nın Türkiye'ye karşı çifte standardını ortaya çıkıyor.

Lüksemburg'ta 26 Haziran 2018'de toplanan AB Genel İşler Konseyi'nin yayınladığı sonuç bildirgesinde, AB-Türkiye arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesinin gündemde olmadığı bilgisi paylaşılmıştı.

29 Kasım 2015 tarihinde Türkiye-AB arasında yapılan zirvede alınan kararlarda ise Gümrük Birliği'nin güncellenmesine yer verilmişti. Zirve sonuç bildirisinin 10. maddesinde "Gümrük Birliği'nin güncellenmesine ilişkin hazırlık çalışmalarının tamamlamasının ardından 2016 yılı sonlarına doğru resmi müzakereler başlatılabilecektir." ifadesi yer almıştı.

Türkiye açısından önem arz eden bu konuya 18 Mart 2016'da yapılan Türkiye-AB sığınmacı mutabakatında da yer verilerek, "AB ve Türkiye'nin, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi doğrultusunda sürdürülen çalışmaları memnuniyetle karşıladığı" belirtilmişti.

Ayrıca, 15 Aralık'ta düzenlenen AB Liderler Zirvesi sonunda, liderler, AB-Türkiye mutabakatına bağlılıklarını yineleyerek, anlaşmanın tüm unsurlarının uygulanmasının önemini vurgulamıştı. Zirvenin sonuç bildirisinde konuya ilişkin, 'AB Konseyi, AB-Türkiye mutabakatına olan bağlığını yineler ve tüm unsurlarının ve tam ve ayrım yapılmadan uygulanmasının önemini altını çizer.” ifadesi yer almıştı. Mutabakat uyarınca, Gümrük Birliği'nin güncelleştirilmesi için resmi müzakerelerin başlaması gerekiyordu.


-İki tarafa da faydalı


Türkiye, AB’ye bu konunun hızla ele alınması gerektiği talebini iletiyor. Gümrük Birliği iyileştirmesinin her iki tarafa da önemli ekonomik katkıları olacağına inanılıyor.

31 Aralık 1995'te yürürlüğe giren Gümrük Birliği'nin, günümüz şartlarına uyarlanması hem AB hem de Türkiye tarafından gerekli görülüyor. Anlaşmanın güncelleştirilmesiyle, Gümrük Birliği'ndeki ürünlerin niteliği ve yelpazesinin tarım, hizmetler, sanayi ve kamu alımları alanlarını kapsayacak şeklide genişlemesi ve AB'nin 3'üncü ülkelerle imzalayacağı serbest ticaret anlaşmalarında Türkiye'nin mağdur olmasının da önüne geçilmesi hedefleniyor.

Türkiye, toplam dış ticaretinin yaklaşık yüzde 47'sini AB ile gerçekleştiriyor. Türkiye'ye sermaye girişinin de önemli kısmı da AB'den kaynaklanıyor. Türkiye, AB ile Gümrük Birliği güncelleme müzakerelerinin başlatılması için AB Konseyi’nden yetki alınması sürecini bekliyor.


- Müzakere yetkisi verilmiyor


AB Komisyonu, AB Konseyi'nden Türkiye'yle Gümrük Birliği'ni güncelleme konusunda müzakerelere başlama yetkisini Aralık 2016'da istedi. Fakat bazı ülkelerle yaşanan sıkıntılar ve özellikle Almanya'yla ile yaşanan gerginlikler nedeniyle, Gümrük Birliği güncellemesi müzakere yetkisi siyaseten rehin alındı.

Güncelleme müzakerelerinin başlamasından sonra da en az birkaç yıl sürmesi bekleniyor. Gümrük Birliği güncellenmesinin, AB-Türkiye ilişkilerini ilerletmesi, Ankara-Brüksel arasındaki güveni tekrar inşa etmesi de öngörülüyor.

-Kanada

AB, Kanada ile 7 yıl müzakere ettiği Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması'nı (CETA) 2017 yılında geçici olarak yürürlüğe soktu. Anlaşmayla, taraflar arasındaki gümrük vergilerinin ortadan kalkması, karşılıklı ticaret, yatırım ve istihdamın artması sağlandı.

-İngiltere

AB'den ayrılma Brexit kararı alan İngiltere ile ayrılık süreci sonrası nasıl bir ticari anlaşma sağlanacağı konusunda da müzakereler yürüten birlik, İngiltere ayrıldıktan sonra Londra yönetimiyle kapsamlı ve dengeli bir serbest ticaret anlaşması imzalamak istiyor.

-Japonya

AB ve Japonya, 4 yıldır sürdürdükleri serbest ticaret anlaşması müzakerelerini Aralık 2017'de tamamladı. 2019 yılına kadar yürürlüğe girmesi beklenen anlaşmanın yasal metninin hazırlık aşaması ve resmi onay sürecine geçildi. AB şirketlerinin, Japonya'ya ihracatta her yıl ödedikleri gümrük vergilerinin büyük bölümü ortadan kaldıracak anlaşmaya göre, tarım, finansal hizmetler, elektronik ticaret, iletişim ve ulaştırma alanlarındaki şirketlerin karşılıklı olarak pazarlara erişimi genişleyecek. Japonya'daki kamu ihalelerine AB şirketleri katılabilecek. Hassas olarak tabir edilen otomobil sektöründe ise piyasalar, kademeli bir süreç içerisinde açılacak.

-Mercosur

AB ile Arjantin, Brezilya, Uruguay ve Paraguay'ın oluşturduğu Mercosur (Güney Ortak Pazarı) arasında serbest ticaret anlaşması görüşmeleri ise devam ediyor. Müzakerelerin 32'nci turunun gerçekleştirildiği anlaşmayla, otomobil, makina, kimya ve ilaç sektörlerinde gümrük vergilerin ve ticari bariyerlerin kaldırılması, tarım ürünleri ticaretinin artırılması ve kamu ihalelerin açılması üzerinde görüşmeler devam ediyor.

-Avustralya ve Yeni Zelanda

AB, Avustralya ve Yeni Zelanda'yla da mal ve hizmetlerdeki ticari sınırlamaların kaldırılması için serbest ticaret anlaşması müzakerelerine temmuz ayında başlama kararı aldı. Yapılacak müzakerelerde, mal ve hizmetlerdeki ticari sınırlamaların kaldırılması ve KOBİ'lere yeni iş imkanları sunulması amaçlanıyor.

-Meksika

AB ve Meksika arasında 2000 yılında yürürlüğe giren mevcut ticaret anlaşması güncelleme müzakerelerine ise 2016'da başlandı. Nisan 2018'de mutabakat sağlanan anlaşmayla, AB ile Meksika arasındaki tüm mal ve ürün ticaretinin, tarım sektörü de dahil olmak üzere gümrüksüz yapılmasında, makine, nakliye ekipmanı, eczacılık gibi çeşitli sektörlere uygulanan gümrük prosedürlerinin basitleştirilmesinde, çeşitli tarım ürünlerinde piyasalara erişim hakkı sağlanmasında, finans, ulaşım ve telekomünikasyon gibi hizmetlerin ticaretine izin verilmesinde ve kamu ihalelerine karşılıklı erişilmesinde uzlaşıldı.

-Vietnam

AB ile Vietnam arasında serbest ticaret anlaşması yapılması konusunda da 2015 Ağustos ayında mutabakat sağlandı. Şirketlerin karşılıklı olarak finans, iletişim, ulaşım, dağıtım sektörleri ile kamu ihalelerine katılmalarının önü açılacak anlaşma metninin son hali üzerinde 26 Haziran 2018'de uzlaşma sağlandı.

Singapur'la da benzer serbest ticaret anlaşması müzakerelerini tamamlayan AB'nin bunu resmen onaylanması ve anlaşmanın 2019 da yürürlüğe girmesi bekleniyor.

AB üyesi 28 ülke adına ticaret anlaşması yapma ve müzakere yetkisi bulunan AB Komisyonu'nun bu sürece başlamak için AB üyesi 28 ülkenin temsil edildiği AB Konseyi'nden yetki alması gerekiyor. Bu anlaşmalarının içerik ve alanlarının genişlediği durumlarda sadece AB kurumlarının onaylaması yeterli olmuyor, tüm birlik üyesi ülke ve bölge parlamentolarından onay gerekiyor.


Yorumlar