Sığınmacıların ekonomiye katkısı MÜSİAD’da masaya yatırıldı
- UTESAV Mütevelli Heyeti Başkanı Develioğlu: - "Sığınmacılara yönelik ön yargıyı kırmak, gündelik tartışmaların ötesine geçerek, konuyu temel insani değerler çerçevesinde ele almayı ve yanlış anlamalarla olumsuz propagandaların giderilmeye çalışılmasını zaruri kılıyor" - MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Altıntaş - "3 milyonu aşkın Suriyeli sığınmacıya kapılarımızı açtık, çünkü bizim için kardeşlik hukuku, her şeyin üstündedir"
İSTANBUL (AA) - Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal
Araştırmalar Vakfı (UTESAV) ile İstanbul Medipol Üniversitesi iş
birliğiyle hazırlanan "Suriyeli Sığınmacılar ve Türkiye
Ekonomisi-Evrensel Tecrübe Işığında Bir Etkiyi Konuşmak" başlıklı
raporun sonuçları, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD)
Genel Merkezi'nde ele alındı.
Etkinliğin açılışında konuşan UTESAV Mütevelli Heyeti Başkanı
Mehmet Develioğlu, çalışmanın amacının Suriyeli sığınmacılara
yönelik ön yargıyı kırmak olduğunu bildirdi.
Mültecilere ilişkin dezenformasyonun toplum nezdinde kabul
gördüğünü belirten Develioğlu, "Türkiye’de öteden beri
sığınmacıların ülkeye yük olduğu, vatandaşların paralarının alınıp
onlara verildiği, sığınmacıların çocuklarının istedikleri okulda
bedava okuduğu, emeklilere ayrılması gereken kaynakların onlara
gittiği imajını yerleştirmeyi hedefleyen pek çok yanlış bilgi ve
dezenformasyon, ağırlıklı olarak iktisadi argümanlar üzerinden
yapıldı ve halen de yapılıyor. Böyle bir ortamda, sığınmacılara
yönelik ön yargıyı kırmak, gündelik tartışmaların ötesine geçerek,
konuyu temel insani değerler çerçevesinde ele almayı ve yanlış
anlamalarla olumsuz propagandaların giderilmeye çalışılmasını
zaruri kılıyor. Bu ihtiyaç, elinizdeki çalışmayı ortaya çıkaran
başlıca motivasyonu ve bu bağlamda çalışmanın amacını ifade
ediyor." diye konuştu.
- "Sığınmacıların ekonomimize etkilerinin farkındayız"
MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı Kerim Altıntaş da kardeşlik
hukukunun her şeyin önünde geldiğini belirterek, Türkiye'nin bu
hukuk çerçevesinde hareket ettiğini söyledi.
Türkiye'nin sınır kapılarında kucaklarında evlatlarıyla yakaran
anneleri buyur ettiğini dile getiren Altıntaş, "Biz bu toprakların,
yüzyıllar öncesinden kader birliği eden kardeş halklarıyız. Bugün 3
milyonu aşkın Suriyeli sığınmacıya kapılarımızı açtık, çünkü bizim
için kardeşlik hukuku, her şeyin üstündedir. Biz iş çevreleri ve
düşünce insanları olarak, sığınmacı nüfusunun ekonomimizdeki
etkilerinin elbette farkındayız. Eksi yönde etkileri olduğu gibi,
olumlu katkılarının olduğunu da biliyoruz.” ifadelerini
kullandı.
- "Kudüs, Filistin’in başkentidir"
İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliamalara da değinen Altıntaş, şunları kaydetti:
”ABD’nin, büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararını meşru bir
hakla protesto eden masum sivillere yönelik insanlık dışı
saldırıları şiddetle kınıyorum. İsrail’in nobran ve hukuk tanımaz
tavrına karşı her zaman mazlum Filistin halkının yanında yer
alacağımızı ve Kudüs mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha
ifade etmek istiyorum. Tüm dünya şunu bilmelidir ki, Kudüs,
Filistin’in başkentidir."
- "Suriyelilerin ekonomik hayata katılımının önündeki engeller kaldırılmalı"
Raporu yayına hazırlayan İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Bekir Berat Özipek ise Türk toplumunun
Suriyelilerin ekonomiye katkılarına ilişkin bilgilendirilmesi
gerektiğini belirterek, Türkiye'nin muhtelif şehirlerinde ticaret
odalarına kayıtlı birçok Suriyeli şirket bulunduğuna dikkati
çekti.
Suriyeli iş adamlarının bankalardan kredi kullanabilmek için
Türk ortak bulmaları gerektiğini bildiren Özipek, "Suriyelilerin
Türk ekonomik hayatına katılımının önündeki engeller
kaldırılmalıdır. Bunlar gerçekleştiğinde Suriyelilerin ekonomiye
katkıları daha da artacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
- Rapordan
Göçmenlerin ve sığınmacıların, geldikleri ülkeye sundukları çok
boyutlu katkılardan birinin de ekonomik katkılar olduğu belirtilen
raporda, sığınmacılara ekonomik dinamizmi artıran, üretici ve
tüketici olarak ekonomiye katkı yapan ve özellikle nüfusun
yaşlandığı ülkelerde, sosyal güvenlik başta olmak üzere, sistemin
çarklarını döndüren taze bir güç olarak bakmanın mümkün olduğu
kaydedildi.
Raporda, Türkiye'de yaşayan Suriyeli sığınmacıların da emekleri,
meslekleri ve sahip oldukları maddi değerler ve diğer
nitelikleriyle ekonomiye çok boyutlu katkı yaptıkları belirtilerek,
sığınmacıların yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde gözle görünür
bir ekonomik canlanma yarattığı vurgulandı.
Suriyeli sığınmacılarla ilgili çok boyutlu bir entegrasyonun
başarılması, onların kendi ayakları üzerinde durabilmeleri ve
ekonomiye potansiyel katkılarının pratik katkıya dönüşmesinin
onlarla hukuki çerçevenin revize edilmesine bağlı olduğuna dikkati
çekilen raporda, Türkiye'nin konukseverliğinin kalıcı hukuki
normlara dönüştürmesi gerektiği vurgulanıyor.
Yorumlar