Şehrin Atölyesi’nde “Şefik Birkiye İle Kentlerin Mimari Kesiti" söyleşisi

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Taksim Camii gibi önemli projelerle birlikte uluslararası seviyede pek çok esere imza atan Mimar Şefik Birkiye, Şehrin Tasarım Atölyesi tarafından düzenlenen Mecalis-i Seba Günleri’nde söyleşiye konuk olarak...

Google Haberlere Abone ol
Şehrin Atölyesi’nde “Şefik Birkiye İle Kentlerin Mimari Kesiti" söyleşisi

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Taksim Camii gibi önemli projelerle birlikte uluslararası seviyede pek çok esere imza atan Mimar Şefik Birkiye, Şehrin Tasarım Atölyesi tarafından düzenlenen Mecalis-i Seba Günleri’nde söyleşiye konuk olarak katıldı.

Sami Bayrakçı’nın moderatörlüğünde Meram Belediyesi Şehrin Tasarım Atölyesi’nde “Şefik Birkiye İle Kentlerin Mimari Kesiti” adlı söyleşi düzenlendi.

Ünlü mimar Şefik Birkiye, “Başarının sizde uyandırdığı duygu nedir?” sorusunu cevaplayarak, “Başarısızlığın bana ne kadar yaradığını anladım. Tecrübe edip kaybetmekten korkmazsanız devamlı öğrenirsiniz. Kaybetmekten korkarsanız tecrübe edemezsiniz, risk alamazsınız ve yeni bir şey yapamazsınız. Başarı diye bir şey yok. Her zaman daha iyisini yapabilmek için bir sanatçı, bir sporcu ruhuyla çalışmak gerekiyor” dedi.

“Günümüzde en büyük problem moda mimarisi anlayışı”

Mimar Şefik Birkiye, mimari tarzıyla ilgili olarak, “Yaptığımız projelerde binaların aynı bir elden çizildiği belli oluyor. Bilhassa mimar gözüyle bakıldığında bizim binalar seçilebiliyor. Mimari çizgimiz bir lisan. Her mimar yapmıyor, yapamıyor ya da yapmak istemiyor. Ama önemli olan nereden esinlendiğiniz. Biz mimari tarihinden ve yöresel mimariden esinleniyoruz. Halbuki bir çok mimar herhangi bir şeyden esinlenebiliyor. Mimaride kalıcı olan unutulmamaktır. Günümüzde bu pek aranmıyor. Moda mimarisi ön plana çıkıyor. Moda demek zaten ölümcül demek. Ölümcül olan bir şeyin tarihte kalması nasıl olabilir? Böyle de birisi yapmış, bir tane de bundan tutalım kalsın şeklinde olabilir” diye konuştu.

“Sosyal projeler üretmek istiyorum”

Şimdiye kadar dünyanın pek çok ülkesinde lüks konutlar, oteller ve farklı projeler gerçekleştirdiklerini anlatan Birkiye, önümüzdeki süreçte yapmak istediği projelerle ilgili olarak, “Ben sosyal konut yapmak istiyorum Türkiye’de. Eski tecrübelerimi kullanarak, mimari orantılarla, renkle, hacim oyunlarıyla biz insanlara ucuz fakat yaşanılabilir konutlar üretmek istiyoruz. Dünyada en güzel mimari bir tek zenginlerin muhitinde olmamış; Yemen’de de çok güzel mimari var, Anadolu’da da eskiden varmış. Ben buna soyunmak istiyorum” ifadelerini kullandı.

“Bir binanın iyi olması için işverenin iyi olması şart”

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin mimarisiyle ilgili de bilgi veren Şefik Birkiye, “Beyefendi birkaç proje yaptırmıştı. Hiç biri tam içine sinmediği için yardımcısı vasıtasıyla benden rica ettiler. Ben bir eskiz yaptım ama ilk yaptığımız eksiz daha parçalıydı. Tayyip Bey, bizi hemen ikna etti ve; ‘Bu devamlı burada kalmak üzere öyle bir kasaba gibi olmasın’ dedi. Bir binanın iyi olması için işverenin iyi olması lazım. İşveren tereddüt eder ne istediğini bilmezse mimar da çok ileri gidemez. Biz bu projede; o topraklarda alışılagelmiş mimari formları en yalın haline getirip zamana da dayanır olmasını sağlamayı hedefledik” şeklinde konuştu.

“Kopya değil geçmişimizi yansıtan eserlere ihtiyacımız var”

Programdan sonra Mimar Şefik Birkiye’ye tablo hediye eden Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, “Burada genç arkadaşlarımız da var aramızda. Onların mesleki gelişimi için çok faydalı bir sohbet oldu. Tabii mimari oldukça önemli. Bizim geçmişimize, medeniyetimize dair izleri korumamız ve Mimar Sinanlar, Şefik Birkiyeler gibi iz bırakabilmemiz için mimari noktada genç arkadaşlarımızın çok donanımlı olmaları gerekiyor. Bizim şehirlerimizin denge, uyum ve ahenkten oluşan estetik duygusunu özellikle Şefik Bey’in eserlerinde görüyoruz. Gerek Cumhurbaşkanlığı Külliyesi gerekse diğer eserlerindeki estetik, ahenk, mütevazılık ve bir o kadar da ihtişam tam bizim medeniyetimizi yansıtıyor. Bizim buna ihtiyacımız var, kopya eserlere değil. Geleneksel mimari formla beraber günün ihtiyaçlarını karşılayacak ve geleceğe yönelik eser olarak kalabilecek mimari çalışmalara ihtiyaç var. Biz Şükran Mahallesi’nin riskli alan çalışmasında örnek bir projeye imza atıyoruz. Kentsel dönüşüm denince çok katlı, yoğunluğu arttırılmış, mahalle dokusundan uzaklaştırılmış ortamlar akla geliyor. Biz Şükran Mahallesi’nde şu anda tam tersini yaptık. Emsal 3.5 olan ada bazındaki yoğunluğu emsal 2’lerin altına düşürdük. Proje bazında 1’in altına düşürdük. Çok kolay bir şey değil. Çünkü dönüşümün finansal boyutunu çözmek için en kolay yol yoğunluğu arttırmaktır. Biz yoğunluğu düşürdüğümüz için finansal olarak ciddi bir fedakârlık yaptık. Güzel bir çözüm ürettik. Biz arzu ediyoruz ki emanet olarak aldığımız şehrimizi çok daha doğru yaklaşımlarla gelecek nesillere teslim edelim. Mahalle kültürünü, sokak dokusunu, her an yaşayan bir şehir dokusunu oluşturmak üzere büyük bir çaba gösteriyoruz. Bu noktada alanında uzmanlaşmış Şefik Bey gibi değerlerimize de her zaman başvuracağız” diye konuştu.

Programa, Meram Belediye Başkanı Fatma Toru, AK Parti Konya İl Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Özbuğday, Makine Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Ömer Erdoğan Duransoy, Selçuk Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Rabia Köse Doğan ve öğretim üyeleri Meram Gençlik Meclisi ve Karatay Gençlik Meclisi Üyeleri, Meram Muhtarlar Derneği Başkanı Ali Ermiş, AK Parti Meram İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri, Selçuk Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Karatay Üniversitesi; Mimarlık, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı, Şehir Bölge Planlama ve Harita Mühendisliği bölümlerinde okuyan öğrenciler katıldı.

Yorumlar