"Mevcut Anayasa yamalı bohçaya döndü"

- DEİK Başkanı Vardan: - "Herkesin mental olarak yeni Anayasa fikrine açık olması lazım. Mevcut Anayasa, ülkemizi artık ileriye taşıyamıyor ve bugüne kadar birçok maddesi değişti, yamalı bohçaya döndü. Şimdi hepimiz, bu konuyu tartışıp iyisini bulmak zorundayız" - "Başkanlık sistemi ile ülkemizdeki karar alma mekanizmalarının çok hızlanacağı, eskiden yaşadığımız hükümet kuramama gibi problemlerimizin olmayacağı ve siyasi sistemin ekonomiyi çok daha iyi bir şekilde destekler hale gelebileceği düşüncesi içindeyiz" - "Paranın maliyetinin Türkiye'de ucuz olması lazım fakat değil" - "TÜSİAD, kendisini haklı görerek davayı açtı. Ancak DEİK kurucu kuruluşu olmaktan vazgeçerek aslında yapılan bunca çalışmanın içerisinde yer almamayı seçti. Bu nedenle TÜSİAD adına üzüldüm"

Google Haberlere Abone ol
"Mevcut Anayasa yamalı bohçaya döndü"

İSTANBUL (AA) - SÜMEYYE DALKILINÇ - Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan, herkesin mental olarak yeni Anayasa fikrine açık olması gerektiğini belirterek, "Mevcut Anayasa, ülkemizi artık ileriye taşıyamıyor ve bugüne kadar birçok maddesi değişti, yamalı bohçaya döndü. Şimdi hepimiz, bu konuyu tartışıp iyisini bulmak zorundayız." dedi.

Vardan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2016'nın, darbe girişimi ve terör olaylarının yaşandığı talihsiz bir yıl olarak hatıralarda kalacağını belirterek, "İnşallah yaşadığımız en kötü yıl, 2016 olur." ifadesini kullandı.

DEİK'in yurt dışı etkinlikleri ve toplantıları ile Türkiye'nin farkı ve dinamizminin daha çok anlaşıldığını, yaşanan terör olaylarının Türkiye'nin görünümünü bozmaya çalıştığını belirten Vardan, 2016 yılında birçok kamu yatırımının hayata geçirildiğini, çalışmaya devam ettiklerini, bunu herkese anlatmaları gerektiğini söyledi.

Bu yıl ve sonrasında dünya ekonomisini farklı bir dönemin beklediğine işaret eden Vardan, dünya ticaret hacminde daralma olduğunu, insanların artık para harcamaktan çekindiğini, korumacı politikaların uygulanmaya başlandığını ve ülkelerde aşırı sağcı akımlardan daha çok söz edilmeye başlandığını anlattı.

Vardan, "Türkiye, burada kendini yeni oluşan düzene adapte mi edecek, yoksa onu kuranların içinde mi yer alacak? Biz burada kendimizi muhafaza edip gücümüzü, dinamizmimizi herkese anlatabilirsek, bu yeni ekonomik düzenin kurulmasında yer alan ülkelerden biri olabiliriz. Bunun için de durmadan çalışmaya devam etmemiz lazım." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin 2017 ve sonrasında daha iyi noktalara geleceğini öngördüğünü ifade eden Vardan, dış ticarette alternatiflerin oluştuğunu, Türk iş dünyasının artık uzak coğrafyalara da gittiğini ve o coğrafyalarla iş yapmaya gayret ettiğini söyledi.

Vardan, petrol fiyatlarındaki yükselişin Türkiye'ye hem olumlu hem de olumsuz yansımaları olduğuna işaret ederek, "Biz Rusya, Irak, Azerbaycan, Kazakistan ve Suudi Arabistan gibi gelirlerini emtiadan elde eden ülkelerle yakından çalışıyoruz. Bizim ürün sattığımız pazarların gelirlerinin artması, bizi olumlu yönde etkiler." dedi.


- "Mevcut Anayasa, hem hedefleri karşılamıyor hem de uygulamada sıkıntılı bir durum oluşturuyor"


Ömer Cihad Vardan, Anayasa değişikliği ve Başkanlık sistemi ile ilgili değerlendirmelerde bulunurken, şu görüşleri dile getirdi:

"Şu an mevcut Anayasa, hem hedefleri karşılamıyor hem de uygulamada sıkıntılı bir durum oluşturuyor. Çünkü bizim hem Cumhurbaşkanımız hem de Meclisimiz halk tarafından seçiliyor. Burada iki erkten bahsediyoruz. Her ne kadar bugün Sayın Cumhurbaşkanımız ile hükümet uyum içinde çalışabiliyorlarsa da bu yapının aynı görüşe sahip olmayan kişiler tarafından yönetiliyor olması durumunda, ülkede işlerin yürümeyeceği aşikar. Ayrıca, ülkemizde geçmiş dönemde yaşamış olduğumuz karar alma mekanizmalarındaki hızlı davranamama, alınan kararların hemen uygulanamaması gibi birtakım sıkıntıları da hatırlayalım. Dolayısıyla hem arzu ettiğimiz hızın kazandırılması hem de mevcut sistemdeki sorunların çözülmesi amacıyla öngörülen bir Anayasa değişikliği ile karşı karşıyayız.

Herkesin mental olarak yeni Anayasa fikrine açık olması lazım. Mevcut Anayasa, ülkemizi artık ileriye taşıyamıyor ve bugüne kadar birçok maddesi değişti, yamalı bohçaya döndü. Şimdi hepimiz bu konuyu tartışıp iyisini bulmak zorundayız. Başkanlık sistemi ile ülkemizdeki karar alma mekanizmalarının çok hızlanacağı, eskiden yaşadığımız hükümet kuramama gibi problemlerimizin olmayacağı ve siyasi sistemin ekonomiyi çok daha iyi bir şekilde destekler hale gelebileceği düşüncesi içindeyiz. İnşallah kısa zamanda bu olayı çözer ve ülkemizin ileriye dönük gelişmesi yolunda sıkıntısını duyduğumuz birçok konuyu da aşarız. Bütün bunlara bakacak olursak, 2017'de bizi yine heyecanlı bir yıl bekliyor."

- "Kurlarla ilgili bir tahminde bulunup işleri ona göre ayarlayamayız"


DEİK Başkanı Vardan, yatırımların artması için faiz oranlarının mevcut seviyelerin altında olması gerektiğini söyledi. "Paranın maliyetinin Türkiye'de ucuz olması lazım fakat değil" diyen Vardan, diğer ülkeler ile kıyaslamanın belirleyici olacağını, Türkiye'deki faizlerin genel anlamda yüksek olduğunu, bu durumun da yatırımların önünü kestiğini söyledi.

Vardan, ekonomiye ilişkin 2017 beklentilerini dile getirirken de, Türkiye ekonomisinde yükselme yönlü bir gelişme beklediğini dile getirdi.

Döviz kurlarına ilişkin tahminde bulunmanın yanıltıcı olacağını belirten Vardan, "Bu konuda kimse de bir şey söyleyemez. Geçen sene, yıl sonu kur tahmini sorulduğunda kimse bu seviyeleri öngörmüyordu. En yüksek senaryoda bile dolar kurunun 3 TL seviyesinde olacağı öngörülüyordu. Ümit ederim ki döviz kurları mevcut bu değerlerinden aşağı düşsün. Kurun bu seviyelerinin yanında asıl önemlisi dengelerde bozukluğun olması... 1,5 yıl öncesine kadar 1,37 olan dolar/avro paritesi bugün neredeyse 1'e eşitlenecek. İşin enteresan tarafı, dünyanın hiçbir yerinde bu da öngörülmüyordu. Yani bu kurlarla ilgili bir tahminde bulunup işleri ona göre de ayarlayamayız. Bakın Trump'tan sonra dünya ekonomisi ne hale geldi, dolar nereye fırladı? " şeklinde konuştu.

Türk kültüründe yardımlaşma olduğunu ifade eden Vardan, Türkiye'nin birlik ve beraberliğinin bütün kötü olayları bertaraf edebileceğini söyledi.

- "(İş konseyleri) Başkanların performansları değerlendirilecek"

Ömer Cihad Vardan, DEİK bünyesindeki iş konseyleri sayısının 134'e ulaştığını, Türkiye'nin büyükelçiliğinin bulunduğu ülkelerde iş konseyi kurmak için uğraştıklarını, geçen yıl 9'u Afrika'da olmak üzere 10 yeni iş konseyi kuruluşu için çalışmaların başlatıldığını, Küba, Gine, Kongo ve Madagaskar iş konseylerinin resmen kurulduğunu belirterek, 15 Temmuz sonrası başlatılan seferberlik kapsamında iş konseyleri bazında son 145 günde 73 ülkeyi ziyaret ettiklerini, ziyaretlerin, iş konseyinin bulunduğu tüm ülkeler tamamlanana dek devam edeceğini bildirdi.

Geçen yıl her hafta yurt dışına çıktıklarını, son 2 yıl içerisinde DEİK bünyesinde 3 bine yakın etkinlik düzenlendiklerini anlatan Vardan, DEİK bünyesinde 2015-2017 dönemi boyunca görev alan iş konseyi başkanlarının performanslarının ölçüldüğünü söyledi.

Vardan, tüzük gereği iş konseyi başkanları ile yürütme kuruluna yönelik seçimlerin 2 yılda bir yapıldığını, 2017 sonunda tekrar seçim yapılacağını ifade ederek, "Yönetim kurulu 4 yıllığına seçiliyor. Yönetim kurulu 2015'te seçildi, 2019'a kadar görev yapacak. Ama iş konseyleri başkanları 2015'te seçilmişti. Onların görev süreleri 2 yıl ve bu yılın sonunda tekrar seçim olacak. Seçimden önce başkanların performansları değerlendirilecek." diye konuştu.

- "TÜSİAD da sistem içinde olsaydı tabii ki hoş olurdu"

DEİK Başkanı Vardan, üyelerinin gönüllülük esasına göre aidat ödeyerek DEİK'e üye olduğunu, istemeyenlerin DEİK'e üye olmayacağını hatırlattı.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneğinin (TÜSİAD), DEİK kurucu kuruluşu olması ve ilgili aidatı ödemesi hususunun kendi rızaları dahilinde olmadığı gerekçesiyle Ekonomi Bakanlığına açtığı davada Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararı vermesine ilişkin Vardan, "TÜSİAD, yönetmelik gereği ödemesi gereken aidatları bize ödemişti. Bunu öderken de dava açtıkları için şerhli olarak ödemişlerdi. Sonuç itibarıyla dava henüz sonuçlanmadı, sadece yürütmeyi durdurma kararı verildi. Onlar da yürütmeyi durdurma kararı kendi lehlerine sonuçlandığı için ödedikleri parayı geri istediler. Biz de parayı, yazı gelir gelmez hemen geri ödedik. Şu anda TÜSİAD, DEİK'in kurucu kuruluşlarından birisi değil." ifadelerini kullandı.

TÜSİAD'ın kendisini haklı görerek davayı açtığını ancak DEİK kurucu kuruluşu olmaktan vazgeçerek aslında yapılan bunca çalışmanın içerisinde yer almamayı seçtiğini, bu nedenle TÜSİAD adına üzüldüğünü dile getiren Vardan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Ben her konuşmamda onların da bizim kurucu kuruluşlarımız arasında olduğunu söyleyerek onları onore etmeye çalıştım. Ama sonuçta onların kendi bileceği bir karar... TÜSİAD üyelerinden bazıları bizim hala hem yönetim kurulumuzda yer alıyor hem de aralarında iş konseyi başkanlarımız olanlar var. Ayrıca, hatırlanacağı üzere TÜSİAD, DEİK'in ilk kuruluşundan beri vardı. Dolayısıyla TÜSİAD da sistem içinde olsaydı tabii ki hoş olurdu. Ama olmak istemiyorlarsa bu, onların kendi tercihleri, bizim yapacak hiçbir şeyimiz yok."


Yorumlar