Global Girişimcilik Kongresi

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3) - "Türkiye'nin kimsenin toprağında gözü yoktur. Yaptığımız operasyonların iki amacı vardır. Birincisi; ülkemize yönelik tehditleri ortadan kaldırmaktır. İkincisi; hayatlarını ülkemizde sürdüren mülteciler için Suriye'de güvenli, huzurlu ve yaşanabilir bir bölge oluşturmaktır. Nitekim güvenli hale getirdiğimiz Suriye topraklarına yüz binlerce mülteci geri dönmüştür" - "Biz diyoruz ki gelin bu dünyada yeni bir barışın temelini atalım ve böyle rastgele bu ülkelere bombaları yağdırmayalım. Varil bombalarını yağdırmayalım. Bunun bedelini şöyle bir çıkarttığınız zaman, bu kadar büyük rakamların kullanıldığı öbür tarafta sefaletin, maalesef aşırı derece yüzdüğü bir dünya bizim için reva mıdır? Ama lafa geldiği zaman barış, barış. Nasıl barış? Gel vur burayı, ondan sonra barış de. Olmaz olsun böyle barış. Dürüst olalım, samimi olalım" - "Kimse bize sus diyemez. Peki 12 bin kilometre mesafeden buraya niye gelinir. Öbür taraftan bakıyorsunuz, Avrupa'dan buraya vurmak için niye gelinir bunların hepsi düşündürücü. Kimseyi zalimlerin insafına veya denizlerde boğulmaya terk etmeden herkese kapımız ve soframızı açtık. Ülkemize verilen sözlerin tutulmamasına rağmen bu insani tutumumuzdan asla taviz vermedik. Bununla kalmadık ülkemize gelen mültecilerin sebebi olan, aynı zamanda Suriye topraklarından ülkemize yönelen tehditlerin kaynağı durumundaki terör örgütlerinin üzerine de kararlılıkla gittik"

Google Haberlere Abone ol
Global Girişimcilik Kongresi

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin kimsenin toprağında gözü olmadığını belirterek, "Yaptığımız operasyonların iki amacı vardır. Birincisi; ülkemize yönelik tehditleri ortadan kaldırmaktır. İkincisi; hayatlarını ülkemizde sürdüren mülteciler için Suriye'de güvenli, huzurlu ve yaşanabilir bir bölge oluşturmaktır. Nitekim güvenli hale getirdiğimiz Suriye topraklarına yüz binlerce mülteci geri dönmüştür." dedi.

Erdoğan, "Global Girişimcilik Kongresi"ndeki konuşmasında, teknik anlamda uluslararası kuruluşlardan destek alınabileceğini, ancak bunun sınırının çok iyi belirlenmesi ve buna da riayet edilmesi gerektiğini söyledi.

Doğu Avrupa'dan Kuzey Afrika'ya kadar geniş bir alanda küresel planlamalarla siyasal değişimlere özellikle gidilmesinin bu art niyetler sebebiyle başarısız olduğunu ifade eden Erdoğan, bunun bedelini de dökülen kanlar, çekilen acılar ve yıkılan şehirler olarak o ülkenin insanlarının ödediğini kaydetti.

Erdoğan, şu anda Suriye'de yaşananlara değinerek, şöyle devam etti:

"Suriye'de yaşananları neyle izah edeceğiz. Suriye'de 7 yıldır bir süreç var. Bu 7 yıllık süreç içerisinde bu emperyal güçler acaba Suriye'den ne kadar insanı kendi ülkelerine çekip aldılar. Almadılar. Ama Türkiye 3,5 milyon insanı şu anda kendi ülkesinde barındırıyor, onlara misafirperverliğini gösteriyor. Peki onlar ne yaptı? Onlar geldiler, 'Kimyasal silah' dediler, vurdular. O çocuklar bize geliyor. O çocukların ne halde olduğunu ben görüyorum. Ama diğerleri bunu görmüyor. Tutturdukları tek şey var. Kimyasal silah kullanıldığı için vurduk. Ben de diyorum ki, 'Niye sadece kimyasal silahı değerlendiriyorsunuz, konvansiyonel silahı niye değerlendirmiyorsunuz'. Kimyasal silahla bir kişi öldüyse konvansiyonel ile 10 öldü. Bire on. Dolayısıyla konvansiyonel silahlarla ölenleri bir kenara koy, sadece kimyasal silahlarla öldürülenlere bak. Böyle adalet olur mu?"

Erdoğan, bu konuyu uluslararası toplantılarla birçok kez gündeme getirdikleri halde, kimsenin umurunda olmadığını belirterek, "Diğeri basit çünkü. Biz diyoruz ki gelin bu dünyada yeni bir barışın temelini atalım ve böyle rastgele bu ülkelere bombaları yağdırmayalım. Varil bombalarını yağdırmayalım. Bunun bedelini şöyle bir çıkarttığınız zaman, bu kadar büyük rakamların kullanıldığı öbür tarafta sefaletin, maalesef aşırı derece yüzdüğü bir dünya bizim için reva mıdır? Ama lafa geldiği zaman barış, barış. Nasıl barış? Gel vur burayı, ondan sonra barış de. Olmaz olsun böyle barış. Dürüst olalım, samimi olalım." diye konuştu.

Şu anda 31 milyar dolar Türkiye'deki mülteciler için harcama yaptıklarını dile getiren Erdoğan, Avrupa Birliği'nin verdiği 3 artı 3 milyar avro sözü olduğunu anımsattı.

Erdoğan, "Bizim hesaplara derken milli bütçemize girmiyor. Ya UNESCO vasıtasıyla Kızılay'a, AFAD'a geliyor. Şu ana kadar gelen rakam 1.850 milyar avro. Diyorlar ki bir o kadar da şu anda geliyor. Gelen bir şey yok. Ben gelene bakarım. Bütün bunlara rağmen gelse de gelmese de biz o mültecileri evimizde özellikle misafir etmeye devam edeceğiz. Birçok tekliflerimiz oldu. Gelen, bizim sınırımızda olabilir, Suriye tarafında olabilir, buralarda onlara yeni şehirler kuralım. Güvenli bölgeler oluşturalım.' Ama bunlara da hiçbir zaman olumlu yaklaşmadılar. " şeklinde konuştu.

Bu insanların çadır kentlerde, konteynır kentlerde kalmaması için, oralarda kurulacak yeni şehirlerde iskan edilmesine yanaşmadıklarını vurgulayan Erdoğan, "Ama bombaya gelince bombalar yağıyor. Bunun maliyeti ne? Bunun maliyetinin hesabını girişimci ruhuna sahip olan siz değerli dostlarım şöyle biraz düşünürseniz çıkartırsınız. Milyarlarca dolar bunda kullanılıyor. Sayın Trump da ifade etti. Trilyonlar konuştu. Baba Bush değil, oğul Bush. Göreve geldiğimde Amerika'nın başında oğul. İlk Irak'a onunla vurdular. Daha sonra Obama aynı şekilde devam. Birçok şeyleri yine konuştuk." dedi.

Erdoğan, artık bu noktada deneyimli olduklarını belirterek, bu iş bittikten sonra bunları kaleme alacaklarını, tecrübe edilmiş olarak ortaya koyacaklarını söyledi.

- "Kimse bize sus diyemez"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'nın mülteci göçü karşısında yaşadığı panik ve aldığı insanlık dışı önlemlerin unutulamayacağını belirterek, Suriye ile 911 kilometre sınır bulunduğunu anımsattı.

Erdoğan, şöyle konuştu:

"Kimse bize sus diyemez. Peki 12 bin kilometre mesafeden buraya niye gelinir. Öbür taraftan bakıyorsunuz, Avrupa'dan buraya vurmak için niye gelinir bunların hepsi düşündürücü. Kimseyi zalimlerin insafına veya denizlerde boğulmaya terk etmeden herkese kapımız ve soframızı açtık. Ülkemize verilen sözlerin tutulmamasına rağmen bu insani tutumumuzdan asla taviz vermedik. Bununla kalmadık ülkemize gelen mültecilerin sebebi olan, aynı zamanda Suriye topraklarından ülkemize yönelen tehditlerin kaynağı durumundaki terör örgütlerinin üzerine de kararlılıkla gittik. Burada bir kez daha ifade ediyorum. Türkiye'nin kimsenin toprağında gözü yoktur. Yaptığımız operasyonların iki amacı vardır. Birincisi; ülkemize yönelik tehditleri ortadan kaldırmaktır. İkincisi; hayatlarını ülkemizde sürdüren mülteciler için Suriye'de güvenli, huzurlu ve yaşanabilir bir bölge oluşturmaktır. Nitekim güvenli hale getirdiğimiz Suriye topraklarına yüz binlerce mülteci geri dönmüştür. Fırat Kalkanı harekatında Cerablus, Bab, Rai'ye 160 bin mülteci geri döndü. Şimdi Afrin'de de en az onun kadar dönecek. Bunu görüyoruz. Suriye'de sadece ve sadece Türkiye'nin Türkiye'nin kontrolündeki yerlere böyle bir dönüş şu anda yaşanmaktadır. Rejimin ve terör örgütlerinin baskıları, zulümleri ve cinayetleri devam ettiği müddetçe Türkiye'nin normalleşmesi mümkün değildir. Biz hem kendimizin hem Suriye halkının, hem de Avrupa başta olmak üzere tüm dünyanın güvenliği için bölgedeki barış operasyonlarını sürdüreceğiz. "

- Savunma sanayisindeki gelişmeler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin savunma sanayiinde arttığı ciddi adımları hatırlatarak bu adımları sürdüreceklerini vurguladı.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Silahlı İnsansız Hava Aracı istedik, İnsansız Hava Aracı istedik, bize Batı hep şunu söyledi; 'Kongre'den izin çıkmıyor' ama istediğiniz yere istediğiniz izni çıkarıyorsunuz. Türkiye'ye gelince çıkmıyor. Bu tür komşular bizi mülk sahibi yaptı, ev sahibi yaptı. Şimdi bunları biz üretir hale geldik. İyi oldu. Diğerleri de üretilecek. İnanıyorum ki Ali Sabacı artık Pegasus'unu gidip de yurt dışından almayacak. Artık onları biz burada üretir hale geleceğiz."

Sabancı'ya seslenen Erdoğan, "Ali Bey, mesele bu. Bunun adımını da atmamız lazım. Girişimci diyoruz ya, bunu yapmamız lazım. Çünkü girişimcilik ruhu sıradan bir olay değil." dedi.

Yerli otomobil konusunda 5 girişimcinin adım attığını hatırlatan Erdoğan, "5 girişimcimizle yüzde 100 yerli otomobilimizi kendimiz üreteceğiz ama uçağımızı da üreteceğiz. Bunlar idealler, büyük hayallerle gerçekleşir. Bunu da gerçekleştireceğiz." ifadelerini kullandı.

Devam edecek olan iki günlük çalışmanın tüm girişimcilik dünyası için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, yabancı misafirlere İstanbul'u gezmelerini de tavsiye etti.

Konuşmaların ardından kongre organizatörleri Erdoğan’a iki özel yapım tesbih hediye etti.

(bitti)

Yorumlar