Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy'un bilgilendirme toplantısı

- Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy: (2) - "(Rusya- ABD gerginliği) Süreci yakından izlemeye devam ediyoruz" - "(Tel Rıfat) Bu bölgenin PYD/YPG teröristlerinin yeni merkezi haline gelmesinin kabul edilemez olduğu mesajını muhataplarımıza iletiyoruz" - "Hangi ülkede olursa olsun FETÖ mensuplarının, Türk adaletine teslim edilmesi için biz çalışmaya devam edeceğiz"

Google Haberlere Abone ol
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy'un bilgilendirme toplantısı

ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Suriye konusunda Rusya ve ABD arasındaki gerginlik ve son gelişmelere ilişkin "Süreci yakından izlemeye devam ediyoruz." dedi.

Aksoy, bakanlıkta basın mensuplarına yönelik bilgilendirme toplantısında soruları yanıtladı.

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları ile yaklaşık 4 bin kilometre karelik bir alanın teröristlerden arındırıldığını belirten Aksoy, "Böylece Cerablus'tan Afrin'e uzanan sınır hattımız teröristlerden arındırılmış oldu." dedi.

Yerel halkın güvenli bir şekilde evlerine dönebilmesi için mayın ve patlayıcı temizleme çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Aksoy, "Afrin'de de hayat normale dönmeye başladı. Şehir merkezinin teröristlerden temizlenmesiyle sivillerin bir bölümü geri dönmeye başladı bile." diye konuştu.

Fırat Kalkanı Harekatı'nın ardından 160 bin Suriyelinin bölgeye döndüğünü ifade eden Aksoy, "Afrin harekatından sonra da biz, en az 200 bin Suriyelinin Afrin'e dönmesini bekliyoruz." dedi.

Türkiye'nin Suriyeli sığınmacılara yönelik açık kapı politikasına dikkati çeken Aksoy, sığınmacılar için 31 milyar doları aşkın harcama yapıldığını kaydetti.

Tel Rıfat bölgesindeki gelişmelerin de yakından takip edildiğini söyleyen Aksoy, "Bu bölgenin PYD/YPG teröristlerinin yeni merkezi haline gelmesinin kabul edilemez olduğu mesajını muhataplarımıza iletiyoruz." ifadesini kullandı.

- "Süreci yakından izliyoruz"

Türkiye'nin ABD ile çalışma grubu toplantılarının ilkinin 8-9 Mart'ta yapıldığını ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ümit Yalçın'ın 30 Mart'ta ABD'yi ziyaret ettiğini hatırlatan Aksoy, "8-9 Mart tarihlerindeki görüşmeler, Münbiç konusunda aynı temelde cereyan etti. Bu konuda birlikte ilerleme kaydedilmesi hususunda kararlılık teyit edildi." dedi.

Görüşlerde ayrıca DEAŞ'ın kalıcı şekilde yenilgiye uğratılması için ABD ile iş birliğini artırmanın yollarının ele alındığı bilgisini paylaşan Aksoy, "Her iki taraf da Afrin'de istikrarın sağlanmasıyla yerlerinden edilmiş kişilerin evlerine dönmesinin önemini vurguladılar. Bu toplantıda ayrıca konsolosluk ve adli konularda da görüşmeler yapıldı. Bu konulara ilişkin bir çalışma grubu daha var biliyorsunuz. Bu çalışma grubunun en kısa zamanda tekrar toplanması üzerinde mutabık kalındı. ABD ile uygun tarihin belirlenmesine yönelik çalışmalarımız devam ediyor." diye konuştu.

ABD'nin Türkiye'nin taleplerine yönelik somut adımlar atmasının ve verdiği sözleri bir an önce yerine getirmesinin beklendiğini vurgulayan Aksoy, "Bildiğiniz gibi sayın cumhurbaşkanımız ABD Başkanı Trump ile 22 ve 30 Mart'ta telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Dün akşam da mevcut durum çerçevesinde bir telefon görüşmesi yaptılar. Suriye konusu ele alındı. İlişkilerde hassasiyet yaratan konular Başkan Trump'a bir kez daha iletildi." ifadelerini kullandı.

Türkiye ve ABD'nin 30 Mart'ta yaptığı "Savunma Sanayi Ticaret Diyaloğu Toplantısı"nda savunma sanayi alanında iş birliği olanaklarının ele alındığına ve ortak projelerin görüşüldüğüne dikkati çeken Aksoy, "Patriotlar dahil ABD'den tedarik süreci devam eden savunma sanayi projelerimiz üzerinde de duruldu." dedi.

Aksoy, Suriye konusunda Rusya ve ABD arasındaki ihtilaflar ve son gelişmelere ilişkin gelişmelere ilişkin bir soruya Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD Başkanı Trump ile görüşmelerinin devam ettiğini, dışişleri bakanlığı yetkililerinin görüşmelerinin sürdüğünü belirterek, "Bakalım gelişmeler bize neler gösterecek? Sayın Cumhurbaşkanımız çok önemli bir telefon görüşmesi yaptı. Önümüzdeki dönemde bu telefon görüşmeleri de devam edecek Suriye konusunda ve diğer konularda. Biz de süreci yakından izlemeye devam ediyoruz." yanıtını verdi.

- "Ruslardan beklentimiz vizesiz seyahatin bir an önce yeniden başlatılması"

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyinin (ÜDİK) 7. toplantısı ve Suriye konulu Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi vesilesiyle Türkiye'yi ziyaret ettiğini hatırlatan Aksoy, "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, ülkesindeki seçimlerin ardından ilk yurt dışı ziyaretini ülkemize gerçekleştirmesini önemsiyoruz." dedi.

ÜDİK toplantısında enformasyon teknolojileri, yatırım, sosyal politika ve spor alanında dört anlaşma imzalandığını ve bu ziyaret sırasında video konferans yoluyla Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin resmi temel atma töreninin yapıldığını anımsatan Aksoy, şöyle devam etti:

"Ayrıca bir diğer büyük proje Türk Akım Doğalgaz boru hattının inşası da devam ediyor. Rusya ile ikili ticaret hacmimizde ciddi bir gelişme var. Ticaret hacmimiz yüzde 32 oranında arttı ve 22 milyar dolara ulaştı. Geçen yıl misafir ettiğimiz Rus turist sayısı 5 milyona ulaştı ve böylece diğer turistlerin önüne geçtiler. İlk sırada yer aldılar. Bu sene, Sayın Bakanımız da Antalya’da dile getirdi. 6 milyon Rus vatandaşını ülkemizde misafir etmek istiyoruz. Bizim Ruslardan beklentimiz de vizesiz seyahatin bir an önce yeniden başlatılması. Bunu da görüşmelerimiz de dile getirdik."

Zirve vesilesiyle İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin de geçen hafta Ankara'da ağırlandığını belirten Aksoy, İran tarafının, İran'ın başkenti Tahran'da yapılacak bir sonraki zirvenin ne zaman yapılacağına ilişkin henüz bir tarih önerisinde bulunmadığını da sözlerine ekledi.

- Yurt dışındaki FETÖ operasyonları

"FETÖ ile yurt içinde olduğu kadar, yurt dışında da kararlılıkla mücadele ediyoruz." diyen Aksoy, FETÖ'nün sadece Türkiye’de değil, bulundukları ülkelerin güvenliği bakımından da risk taşıdıklarını muhataplarına her düzeyde söylediklerini aktardı.

Bazı ülkelerin bu durumu anladığını ifade eden Bakanlık Sözcüsü, “Bu tehlikenin farkına vardılar ve ülkelerindeki FETÖ üyelerini ülkelerimize sınır dışı etmeye başladılar. Bunun en son örneği, Kosova’dan 6, Gabon’dan da 3 FETÖ üyesinin ülkemize sınır dışı edilmesiyle gerçekleşti. Bu gelişme tabii, terör örgütü FETÖ mensuplarına nerede, hangi ülkede bulunurlarsa bulunsunlar adaletten kaçamayacakları yönünde net bir mesaj verdi.” diye konuştu.

Aksoy, bu operasyonlar nedeniyle FETÖ üyelerinin paniğe kapıldığına dikkati çekerek, “Bazı FETÖ mensuplarının, bazı büyükelçilerimizi hedef aldıklarını görüyoruz. Sosyal medyada özellikle kara propaganda yapıyorlar özellikle. Ama bunlar beyhude çabalar. Hangi ülkede olursa olsun FETÖ mensuplarının, Türk adaletine teslim edilmesi için biz çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

- AB ile ilişkiler

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aksoy, 26 Mart’ta Varna’da gerçekleştirilen AB-Türkiye Zirvesi’nde vize serbestisi, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve AB’nin mali yardımı gibi konuların ele alındığını ifade ederek, “AB’nin bu gibi konularda bize vermiş olduğu desteği sürdürmesini bekliyoruz. Zirvede ayrıca ülkemizde bulunan Suriyeliler için öngörülen ikinci 3 milyar avronun daha hızlı şekilde kullanımı için AFAD ve Kızılay’a doğrudan verilmesini talep ettik.” dedi.

- "Tüm sorumluluk İsrail'de"

İsrail ablukası altındaki Gazze sınırında 30 Mart'ta düzenlenen "Büyük Dönüş Yürüyüşü" sırasında 32 Filistinlinin hayatını kaybettiğini, 1400'den fazla kişinin yaralandığını hatırlatan Aksoy, şunları söyledi:

"İsrail, Gazze’de topraklarına dönüş hakkı isteyen silahsız Filistinlilere karşı güç kullanmaya devam ediyor. Bu yaşananların tüm sorumluluğu İsrail’dedir. Uluslararası toplumu da İsrail’in artan saldırganlığını sona erdirmek için harekete geçmeye çağırıyoruz.”

- Cenevre’deki Ermeni anıtına tepki

İsviçre’nin Cenevre kentinde açılacak 1915 olaylarına ilişkin anıtın sorulması üzerine Aksoy, söz konusu anıtın sanat eseri olarak lanse edildiğini dile getirerek, “Ancak, bunun arkasındaki amaç, 1915 olaylarını soykırım olarak kabul ettirmek. Bu net olarak görülebilir. Ermeniler, her zamanki tek taraflı tarih anlatılarını, kabul ettirmek, tek ve mutlak gerçeklikmiş gibi sunmak istiyorlar. Ayrıca bu konudaki Federal Mahkemedeki süreç devam ederken, böyle bir anıtın açılmasını da manidar buluyoruz.” dedi.

Aksoy, 1915 olaylarının niteliği hakkında bir oydaşma olmadığını belirterek, "İsviçreliler de aslında bunu çok iyi biliyorlar. Neden? AİHM, bu konuda İsviçre aleyhinde geçmişte kararlar verdi. Fakat bazı ön yargılı ve bilgisiz yerel siyasetçiler, tarihe adeta at gözlüğüyle bakıyorlar. Objektif anlayıştan da çok uzaklar. Bu konunun elbette bir dış politika yönü de olacak. İsviçre Konfederasyonu’nu da ilgilendiren hassas bir mesele. Dolayısıyla biz bunu sadece belediyenin sorumluluğunda olan sıradan bir imar meselesi olarak görmüyoruz.” diye konuştu.

Sözcü Aksoy, söz konusu anıtın, Cenevreliler ve Ermeni toplumunun ortak hafızasını yaşatmak amacıyla yapıldığı söylentileri bulunduğuna da değinerek, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Bir konuyu hatırlatmak istiyorum. Cenevre’de malum daha önce de saldırılar gerçekleşti. 1981'de Cenevre Başkonsolosluğumuzun sözleşmeli personeli Mehmet Savaş Yergüz, ASALA saldırısı sonucunda maalesef şehit oldu. Cenevre Belediyesi yetkililerine sormak istiyorum. Acaba sözleşmeli personelimiz Şehit Yergüz’ün anısını yaşatmak için de bazı adımlar atacaklar mı?”

(Bitti)


Yorumlar