Deniz Kuvvetleri Komutanının korumasına FETÖ davası

- FETÖ soruşturması kapsamında tutuklanan ve ardından itirafçı olan Deniz Kuvvetleri Komutanı Adnan Özbal’ın koruma ekibinden Astsubay Rıza Asal'ın da aralarında bulunduğu 7 sanık hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan onbeşer yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı - İddianameden - "Ahtapot kolları gibi devletimiz kurumlarını saran terör örgütünün Cumhuriyetimiz için en büyük tehlike olduğunun hiçbir dönem unutulmaması ve tamamen devlet kadrolarından çıkartılana kadar rehavete kapılmadan, devamlı olarak mücadele edilmesi gerektiği açıkça anlaşılmıştır"

Google Haberlere Abone ol
Deniz Kuvvetleri Komutanının korumasına FETÖ davası

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan ve ardından itirafçı olan Deniz Kuvvetleri Komutanı Koramiral Adnan Özbal’ın koruma ekibinden Astsubay Rıza Asal'ın da aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu 7 sanık hakkında ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan onbeşer yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, FETÖ'nün TSK'daki sözde Deniz Kuvvetleri Komutanlığındaki yapılanmasına ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan Deniz Kuvvetleri Komutanı Adnan Özbal’ın koruma ekibinden Astsubay Rıza Asal'ın da aralarında bulunduğu 7 sanık hakkındaki soruşturma tamamlandı.

Soruşturma sonucunda hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, tutuklu sanıklar Rıza Asal, Fatih Bayazıt, İlhan Atılkan, İsmail Bayındır, Mehmet Ak, Özkan Akşit ile tutuksuz sanık Tamer Ağgül hakkında ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7,5 yıldan onbeşer yıla kadar hapis cezası istendi.

İddianamede, söz konusu soruşturmanın örgütün sözde Deniz Kuvvetleri yapılanmasındaki askerlerden sorumlu, "öğretmen" tabir edilen kişilerden alınan ifade ve teşhisler üzerine başlatıldığı belirtildi.

-''Örgüt üyesi olduğunu kabul etti''

Sanıklarla ilgili suçlamalara yer verilen iddianamae, Asal'ın, SAT Komutanlığı emrinde Astsubay rütbesinde görevli iken Deniz Kuvvetleri Komutanının koruma ekibinde görev yapmak üzere atandığı anlatıldı.

İddianamede, "Recep" kod adını kullanan ve FETÖ/PDY sözde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yapılanmasında örgütsel tabirle "öğrenci" konumunda bulunan Asal hakkında bazı şüphelilerin beyanlarının bulunduğu, kardeşinin de örgütle iltisakı nedeniyle çalışma izninin iptal edildiği belirtildi.

Asal'ın cezaevinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebiyle savcılığa başvurduğu anlatılan iddianamede, bu nedenle alınan ek ifadesinde Asal'ın terör örgütüyle bağını kabul ederek örgüt ve mensupları hakkında bildiklerini anlattığı vurgulandı.

İddianamede, Asal'ın ifadesinde geçen örgüt mensupları için adli işlem yapıldığı, tutuklanmadan önce kendisine imkan tanınmasına rağmen etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmadığına vurgu yapılarak, sanığın tutuklandıktan sonra verdiği bilgilerin soruşturma makamlarına faydalı nitelikte olduğu değerlendirildiğinden etkin pişmanlık hükümleri dikkate alınarak verilecek cezada indirim yapılması gerektiği kaydedildi.

-''Kardeşi İstanbul Emniyet Müdür yardımcısı çıktı''

Sanıklardan Fatih Bayazıt hakkında da örgütsel delillere yer verilen iddianamede, Bayazıt'ın kardeşi Cemil Bayazıt'ın İstanbul Emniyet Müdürlüğünde 2014 yılında ve öncesinde Personel Şube ve EKKM Şube’den sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcılığı yaptığı ve KHK ile meslekten ihraç edildiği anlatıldı.

İddianamede, diğer asker sanıklar hakkında alınan ifadeler, ankesör görüşmeleri, örgüt içerisindeki kod adları ve birinci dereceden yakınlarının örgütsel bağlantılarına yer verildi.

- "Rehavete kapılmadan, mücadele edilmesi gerekir"

Sanıkların terör örgütü ile organik şekilde bağlı olup bir kısmının kod isim alarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösteren örgütsel tabirle "öğrenci- şakirtlik" konumunda bulundukları belirtilen iddianamede, şu değerlendirmelere yer verildi:

''Terör örgütünce gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe girişimine bir kısım örgüt mensuplarının iştirak etmemesinin, yıllardır TSK içerisinde yuvalanan ve sıkı tedbir kuralları nedeniyle hücre tipi yapılanmasının boyutları bilinmeyen örgütün bir yöntemi olduğu, örgüt mensuplarının ülkemizin jeopolitik konumu açısından önemli ve kritik bir görev üstlenen Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın en yakınına kadar sızabildiği, yıllardan beri gelen kadrolaşma süreci nazara alındığında örgüt mensuplarının nispeten daha az bir kısmının darbe girişimine iştirak ettikleri, bu durumun örgütün darbe girişiminin başarısız olması halinde çoğunluk örgüt mensuplarının Silahlı Kuvvetler içerisinde kalmasını sağlamak olduğu değerlendirilmişti.

Terör örgütünün stratejisinin ikinci bir darbe girişimi veya başka bir eyleminde bu asker şahısları kullanmak olduğu hususları nazara alındığında ahtapot kolları gibi devletimiz kurumlarını saran terör örgütünün Cumhuriyetimiz için en büyük tehlike olduğunun hiçbir dönem unutulmaması ve tamamen devlet kadrolarından çıkartılana kadar rehavete kapılmadan, devamlı olarak mücadele edilmesi gerektiği açıkça anlaşılmıştır.''

Yorumlar