DEMOKRASİNİN İNFAZI: 27 MAYIS Adnan Menderes'in gelini Ümran Menderes: "Babasıyla helalleşememesi Aydın'ın içine dert olmuştu"
- 27 Mayıs darbesinin ardından idam edilen eski Başbakan Adnan Menderes'in gelini Ümran Menderes: - "Eşim Aydın Menderes, babasıyla idamından önce helalleşememiş. Ona çok üzülürdü Aydın. Çok da gündeme getirmezdi ama helalleşemediği içine dert olmuştu" - "(15 Temmuz) O gün ilk saatlerde ne olduğunu anlayamadık. İlerleyen saatlerde vatandaşlarımızla birlikte ben de sokağa çıkmak istedim. Daha sonra Ankara'daki demokrasi nöbetine katıldım. Vatandaşlarımız bana mitingde defalarca 'Senden özür diliyoruz' dediler. Aslında özür dilemelerine gerek yoktu. Çünkü o günkü şartlarla bugünkü şartlar çok farklı. O zaman herkesin evinde telefon yoktu, belki radyo bile yoktu. Haberdar da olamadılar, tepki de veremezlerdi" - "Ülkemizde bir gariplikler yaşanıyor. Birlik, beraberlik zamanı... Hepimizin aklımızı başımıza alma zamanı... Başka ülkelere, yabancı devletlere maşa olmayalım. Onlar bizi yanıltmasın. Kucaklaşalım. Biz güçlü olursak kimse bize bir şey yapamaz"
ANKARA (AA) - AYNUR EKİZ - Cumhuriyet tarihinin ilk askeri darbesi 27 Mayıs'ın ardından idam edilen eski Başbakan Adnan Menderes'in gelini Ümran Menderes, merhum eşi Aydın Menderes'in babasıyla idamı öncesi helalleşemediğini belirterek, "Ona çok üzülürdü Aydın. Çok da gündeme getirmezdi ama helalleşemediği içine dert olmuştu." ifadesini kullandı.
27 Mayıs 1960 askeri darbesinin tanıklarından Ümran Menderes, darbenin 58. yılı dolayısıyla AA muhabirinin sorularını yanıtladı. 27 Mayıs darbesi ve sonrasında acı anılarının bulunduğunu belirten Menderes, "Darbeyle kalmadı, üç devlet büyüğümüzü kaybettik. O zamanlar pek tartışılıp konuşulamazdı bu konular ama şimdi daha çok tartışılır, konuşulur oldu." dedi.
Darbe sonrası tutuklananların götürüldüğü ve yargılandığı Yassıada'da neler yaşandığı hakkında, sonraları çok şeyler öğrendiklerini belirten Menderes, şöyle devam etti:
"Oraya mahkeme denilebilirse tabii. Oradakiler, 'Sizi buraya tıkan güç böyle istedi' diyorlardı ki bu da aslında bir itiraftı. İki kişiden birinin oyunu almışsınız. Seçimle gelen seçimle gitmeli. Demokrasi diyorsak onun da gereğini yerine getirmemiz gerekiyor. Yoksa onun adı demokrasi olmuyor. Bir de süper güçlerin eliyle yıllardır neler yapıldığını öğrendik. Bizler de herhalde çok sevmişiz onları! Ne derseler yerine getirmeye çalışmışız. Böyle bir şey olamaz. Ne zaman bizim sesimiz çıksa, ne zaman güçlensek o zaman bize mutlaka 'dur' diyorlar. Türkiye'nin ilerlemesi, bağımsızlaşması, sesini duyurması, güçlü bir devlet olması istenmiyor kesinlikle." değerlendirmesinde bulundu.
- "Helalleşemediği içine dert olmuştu"
Eşi Aydın Menderes'in yaşadıklarını anlatan Menderes, "27
Mayıs'ta hareketlenme başlayınca, ailesi tarafından Aydın, Robert
Koleji'nden alınıyor. Evinden uzakta, küçük yaşta okula devam
etmesini sakıncalı buluyorlar. Çok acı günler yaşanmış, çok acı
çekmişler." diye konuştu.
Aydın Menderes'in dindar bir insan olduğunu anlatan Ümran
Menderes, eşinin yaşananlara "kader" diye baktığını
söyledi.
Ailenin çok acı çektiğini dile getiren Ümran Menderes,
"Ağabeylerinin talihsiz kazaları, anne, oğulun birbiriyle
kenetlenip acıların üstesinden gelmeye çalışmaları... Aydın'a en
acı gelen, ağabeylerinin ölümlerini öğrenip, annesine kendisinin
söylemek zorunda kalmasıydı." dedi.
"Askerimiz göz bebeğimiz" diyen Ümran Menderes, ordunun
tamamının değil ordu içinde bir cuntanın darbe girişiminde
bulunduğunun altını çizdi.
Aydın Menderes'in babası Adnan Menderes'i ziyarete gittiğinde baş başa dahi bırakılmadığını anlatan Ümran Menderes, "Helalleşememişler. Ona çok üzülürdü Aydın. Çok da gündeme getirmezdi ama helalleşemediği içine dert olmuştu." ifadelerini kullandı.
- "Demokrat Parti görevini yaptı, vakıf olarak devam
etsin"
Aydın Menderes ile evlendikten sonra, Demokrat Parti'nin tekrar hayata geçirileceğine dair radyodan bir haber dinlediğini aktaran Menderes, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hemen Aydın'a telefon ettim. 'Aydıncığım, bu bizim, sahip
çıkalım' dedim. İrtibat büromuz vardı. Siyasette onu yakından
tanıyan arkadaşları, vatandaşlar, Aydın'ın parti kurmasını
istiyorlardı. Zor zamanlardı. Ben arayınca Aydın, 'İbrahim Şat
Bey'i (ailenin eski koruması) göndereyim.' dedi. Oraya gittim.
Aydın'ı basın mensupları aramaya başladılar, ne yapacağını, ne
düşündüğünü ve nasıl bir karar vereceğini öğrenmek için. Ben de
merakla cevabını bekliyordum. Aydın'ın verdiği cevap, 'Demokrat
Parti görevini yaptı. Bundan sonra vakıf olarak hayatına devam
etsin' oldu. Bence haklıydı. Aydın, çok ileri görüşlüydü."
Aydın Menderes ile tanışmadan önce çocukluğundan beri Menderesçi
olduğunu belirten Ümran Menderes, "Aydın bazen 'Sen benden çok
Menderesçisin' derdi." şeklinde konuştu.
- "Erbakan Hoca beni mahcup etti"
Adalet Partisi'nin faal bir üyesi olduğunu ve Genel Merkez'e gittiği bir gün Aydın Menderes ile tanıştığını anlatan Ümran Menderes, şunları söyledi:
"12 Eylül darbesinin ardından Adalet Partisi kapatıldı. Aydın
Bey siyasi yasaklılar arasındaydı, yasaklar kalkınca Büyük Değişim
Partisi'ni kurmuştu. Demokrat Parti tekrar hayata geçirilince,
istenilen ilgiyi göremeyince, Demokrat Parti'den bir grup, Aydın'ın
Demokrat Parti'nin başına geçmesini istedi. Büyük Değişim
Partisi'nde yapılan oylamada, çoğunluk siyasete Demokrat Parti'de
devam etmesini isteyince, kendisi de demokrat ruhlu bir insandı,
alınan bu karara uyarak katılma durumunda kaldı. Demokrat Parti'de
Aydın'a çok sıcak ilgi yoktu. Demokrat Parti'nin içinde yaşı ileri
olanlar Aydın'ı istemediler, ona rahat vermediler. Seçim
yaklaşıyordu, önce Mesut Yılmaz Bey ile bir araya geldi, sabaha
kadar konuştular, ittifak yapacaklardı ancak olmadı. Mesut Bey ile
görüşmesinden bir netice alınamayınca Erbakan Hoca'nın da Aydın'a
bir teklifi olmuştu, Aydın da o teklifi kabul etti."
Refah Partisi'nde yaşadıklarına ilişkin Ümran Menderes, "Biraz ben çekimserdim aslında fakat Erbakan Hoca olsun, arkadaşları olsun, bize o kadar sıcak ilgi ve sevgi gösterdiler ki beni mahcup ettiler. Demokrat Parti'de görmediğimiz ilgi ve sevgiyi Refah Partisi'nde gördük." değerlendirmesinde bulundu.
- "15 Temmuz günü sokağa çıkmak istedim"
15 Temmuz darbe girişimi öncesinde verdiği son röportajındaki
"Artık darbelerin olacağına inanmıyorum" sözlerinin hatırlatılması
üzerine Menderes, 15 Temmuz günü neler yaşadıklarını şöyle
anlattı:
"O gün ilk saatlerde ne olduğunu anlayamadık. İlerleyen saatlerde, vatandaşlarımızla birlikte ben de sokağa çıkmak istedim. Daha sonra da Ankara'da Güvenpark'ta demokrasi nöbetine katıldım. Vatandaşlar çok mutlu oldu beni görünce. Vatandaşlarımız bana mitingde defalarca 'Senden özür diliyoruz' dediler. Aslında özür dilemelerine gerek yoktu. Çünkü o günkü şartlarla bugünkü şartlar çok farklıydı. O zaman herkesin evinde telefon yoktu, belki radyo bile yoktu. Haberdar da olamadılar, tepki de veremezlerdi. Saat itibarıyla da farklı bir saatti, çok geç bir saatti. Maalesef darbelerin anası diyebiliriz. Yok yere çok kötü günler, üzücü olaylar yaşandı."
- "Süper güç, içimizde güzel çalışmış"
15 Temmuz'da yaşananları aklının almadığını ifade eden Menderes,
"Süper güç, yarım asırdan fazla içimizde çalışmış, hazırlamış.
Beyinler yıkanmış. Bizi en hassas tarafımızdan, dini
duygularımızdan yakalamışlar. Bu kadar eğitimli insanlar nasıl
inanmışlar? Onu anlamakta zorluk çekiyorum gerçekten. İnsan
ülkesine, vatanına bunu nasıl yapar?" dedi.
27 Mayıs askeri darbesiyle 15 Temmuz'u yaşayan biri olarak
Menderes, iki darbeyi şöyle yorumladı:
"27 Mayıs gece yarısı yapılıyor. O zaman iletişim araçları çok
kısıtlı, sadece radyo ve telefon vardı. Herkesin evinde telefon
bile yok. Günümüzde her an dünyanın neresinde ne olsa anında
haberdar oluyoruz. 15 Temmuz'da akşam saatlerinde bir hareketlenme
başladı. Vatandaşlarımız hemen haberdar oldu, Cumhurbaşkanımızın
çağrısıyla da vatandaşlarımız canları pahasına sokaklara çıktılar.
Vatandaşlarımız şehit oldu, onlara Allah'tan rahmet diliyorum,
gazilerimiz oldu hepsine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Onlara ülkemizi borçluyuz. Eğer bugün buradaysak, yaşıyorsak,
onların sayesinde. İkisi de çok acıydı. Milletimizin dirayeti,
Cumhurbaşkanımızın dik duruşu takdire şayandır."
Menderes, 15 Temmuz'da anne ve babalarından helallik isteyerek
sokağa çıkan gençlerin, ailelerine, "Siz hep '27 Mayıs'ta bir şey
yapamadık' diye üzülürdünüz ya, şimdi biz işte onun için gidiyoruz"
diyerek evlerinden ayrılıp şehit olduklarını anlattı. Menderes,
Türk milletinin duyarlılığına işaret etti.
Ümran Menderes, 27 Mayıs darbesinin ardından Türkiye'nin çok önemli değerlerinin hayatlarına son verildiğini hatırlatarak, "Yine ülkemizde bir gariplikler yaşanıyor. Birlik, beraberlik zamanı... Hepimizin aklımızı başımıza alma zamanı... Başka ülkelere, yabancı devletlere maşa olmayalım. Onlar bizi yanıltmasın. Kucaklaşalım. Biz güçlü olursak kimse bize bir şey yapamaz." diye konuştu.
- "(Zeytin Dalı Harekatı) Oralarda olsam diye bir arzu
içindeydim"
Zeytin Dalı Harekatı sırasında da milletin duyarlılığını bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Menderes, harekat ile ilgili duygularını aktarırken, "Ben dahi bu yaşımda 'oralarda olsam' diye bir arzu içindeydim. Kiminle konuşsam aynı hissi taşıyordu. O çocukların yanında olmak istedim hep." ifadelerini kullandı.
Yorumlar