"9 bin kilometre uzaklıkta Türkiye'ye aşık bir toplum var"

- Türkiye'nin Seul Büyükelçisi Erçin: - "Cumhurbaşkanımızın Güney Kore'ye ziyareti, yüksek hedefimizin gerçekleştirilmesi açısından tarihi önemde. Güney Kore ve Türkiye arasında yeni ve daha parlak bir sayfa açılıyor" - "İki ülkenin yıllık gelirine, toplam ekonomik büyüklüklerine, dünyaya yönelik ticaretlerine baktığınızda dev bir potansiyel ortaya çıkıyor" - "Bizim Kore'den çok daha büyük yatırım almak istediğimizi Koreliler biliyorlar. Giderek Türkiye'ye yönelik yatırım arzusunun güçlendiğini görüyoruz" - "Koreli şirketler Türkiye'yi coğrafi olarak dünyadaki en önemli ticari merkezlerden birisi olarak görüyorlar" - "9 bin kilometre uzaklıkta Türkiye'ye aşık bir toplum var" - "(Kaçan FETÖ'cüler) Güney Kore makamları ne ülkemiz ne Sayın Cumhurbaşkanımız ne de halkımız aleyhine herhangi bir faaliyette bulunmalarına izin veriyor"

Google Haberlere Abone ol
"9 bin kilometre uzaklıkta Türkiye'ye aşık bir toplum var"

SEUL (AA) - BEKİR NAZIM ADA - Türkiye'nin Seul Büyükelçisi Ersin Erçin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2-3 Mayıs'ta resmi ziyarette bulunacağı Güney Kore ile Türkiye arasında yeni ve daha parlak bir sayfanın açıldığını söyledi.

Erçin, Büyükelçilikte AA muhabirine, iki ülkenin siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkileri ile Erdoğan'ın Güney Kore'ye gerçekleştireceği ziyarete ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Devlet Başkanı Moon Jae-in'in davetlisi olarak 2-3 Mayıs'ta gerçekleştireceği ziyareti "yüksek hedefimizin gerçekleştirilmesi açısından tarihi önemde" sözleriyle nitelendiren Büyükelçi Erçin, "Sayın Cumhurbaşkanımız, 2012 yılında Başbakan olarak ziyaret ettiği Güney Kore'yi bu defa Cumhurbaşkanı olarak ziyaret edecek. Bu ziyarette iki ülke arasında çok daha güçlü bir ortaklık kurulmasının da ilk adımları atılmış olacak diye düşünüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız, Devlet Başkanı ve diğer devlet yetkilileriyle yapacakları görüşmelerin yanı sıra buranın en büyük şirketlerinin başkanları ve yöneticileriyle de görüşecekler. Dolayısıyla Güney Kore ve Türkiye arasında yeni ve daha parlak bir sayfa açılıyor. Önümüzdeki dönemde gerek Türkiye'nin Güney Kore'ye verdiği önceliğin gerekse Güney Kore'nin de Türkiye'ye verdiği önceliğin artacağına samimi olarak inanıyorum." diye konuştu.

- Kendini adeta "küllerinden yaratmış" bir ülke

İki ülke ilişkilerinin Güney Koreliler tarafından "kan kardeşliği" olarak tanımlandığını, bu kardeşliğin 1950-1953 yıllarında Birleşmiş Milletler (BM) komutası altında Kuzey Kore'nin saldırganlığına karşı birlikte savaşılan günlere atıfta bulunsa da iki ülkenin tarihinin çok eskilere dayandığını belirten Erçin, "Yüzyıllarca önce, bugün 'Mançurya' denen bölgede Türk ve Kore kavimleri yakın komşuluk ilişkisi içinde olmuşlar, evlilik yapmış, akrabalık bağları kurmuşlar. Türk-Kore gelenek ve görenekleri, örf ve adetlerinde benzerlikler mevcut. Büyüklere, ebeveyne saygı, aynen Türkiye'deki gibi burada da çok önemli. Muhafazakarlar, çevre ülkelere bakarak. Dinlerimiz farklı olsa da müthiş bir gelenek benzerliğimiz var. Dolayısıyla dostluğumuzu 1950'lerden çok gerilere götürmek mümkün." ifadelerini kullandı.

İkili ilişkilerin düzeyini değerlendiren Ersin Erçin, şöyle devam etti:

"Türkiye ile Güney Kore arasındaki 'kan kardeşliği' bağları mükemmel düzeyde. Aramızda herhangi bir ciddi sorun bulunmuyor. Türkiye-Kore arasındaki kardeşlik bağları nasıl daha güçlü bir ortaklığa dönüştürülebilir, bunun için neler yapılabilir? Ekonomik, kültürel planda neler yapılabilir? Bu konularda düşündüm. Bunun için çok uygun bir ortam var. Çok kısa bir sürede, 30 yıl gibi bir sürede dünyanın en fakir ülkesiyken dünyanın en zengin ülkeleri arasına giren, bilim, teknoloji ve inovasyon alanında ileri ülkeleri arasına giren Güney Kore, etrafında Çin, Japonya, Rusya gibi dev ülkelerin olduğu bir coğrafyada kendini deyim yerindeyse 'küllerinden yaratmış' bir ülke. Sağlam bir eğitim sistemine dayalı, ihracat odaklı bir kalkınma modeliyle çok kısa sürede dünyanın 11'inci ülkesi olmayı başarıyorlar. Şu anda satın alma paritesi bakımından baktığınızda, kişi başına düşen yıllık milli gelir 39 bin dolar. Gelecek 2-3 yıl içinde dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde yer almayı hedefliyorlar. Dünyanın en çok ihracat yapan 4'üncü ülkesi. Otomotiv sektöründe ve iletişim teknolojileri alanında sektörün en ileri ülkeleri arasında, cep telefonunda dünya birincisi üretimde. Pek çok alanda istatistiki olarak çarpıcı rakamlara sahipler.

Türkiye de son 10 yılda çok ciddi ilerleme kaydetti, biz de dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi olduk. İki ülkenin yıllık gelirine, toplam ekonomik büyüklüklerine, dünyaya yönelik ticaretlerine baktığınızda dev bir potansiyel ortaya çıkıyor. Aramızdaki yıllık 7 milyar dolarlık ticaret esasında mevcut dev potansiyelin çok gerilerinde kalıyor."

- "Kore'den çok daha büyük yatırım almak istediğimizi biliyorlar"

Aralarında Samsung, LG, Hyundai gibi dev markaların oluşturduğu "Çebol" adı verilen aile şirketlerinin ülke ekonomisinin bel kemiğini oluşturduğunu vurgulayan Erçin, "Bizim Kore'den çok daha büyük yatırım almak istediğimizi Koreliler biliyorlar. Giderek Türkiye'ye yönelik yatırım arzusunun güçlendiğini görüyoruz. Bugün Kore'nin Türkiye'deki yatırımları, Kore'nin hesaplamalarına göre -ki başka ülkelerden Türkiye'ye aktarılan Kore yatırımlarını da içeriyor- 2,2 milyar dolar, bu dahi gerçek potansiyelin çok altında. Biz Türkiye'nin Kore şirketleri için sunduğu imkanların tek bir ülke için değerlendirilmemesi gerektiğini, Türkiye'nin, yakın çevresinde 50'nin üzerinde ülkeye, 1 milyarı aşkın nüfusa 1-2 saatlik uçuş mesafesinde olduğunu ve Türkiye'ye yapacakları yatırım bakımından Koreli şirketlere çıkar sağlayacağını söylüyoruz. Zaten böyle bir farkındalık var, giderek çok daha fazla şirket Türkiye'ye ilgi duyuyor." değerlendirmesinde bulundu.

- Güney Koreli firmaların Türkiye'deki ticaret hacmi

Koreli şirketlerin Türkiye'yi coğrafi olarak dünyadaki en önemli ticari merkezlerden birisi olarak gördüğüne dikkati çeken Ersin Erçin, Türkiye'nin hızlı ekonomik yükselişinin Korelileri de cesaretlendirdiğini ifade etti.

Erçin, Türkiye'de 350'yi aşkın Koreli şirketin faaliyet gösterdiğini, bunun yanı sıra yatırım eğiliminde gözle görülür ivmenin olduğunu belirterek, "Türkiye'deki mega projelere Koreli büyük şirketler Türk ortaklarıyla konsorsiyum olarak giriyor ve kazanıyorlar. Bugüne kadar Avrasya Tüneli gibi dev bir projeyi gerçekleştirdiler. Yavuz Sultan Selim projesini gerçekleştirdiler. Şimdi de tamamlandığında dünyanın en büyük en uzun asma köprüsü olacak 1915 Çanakkale Köprüsü'nün yapımında da Koreli şirketler Türk Limak şirketiyle çalışıyorlar." diye konuştu.

Büyükelçi Erçin, mega projelerdeki Türk-Kore iş birliğinin aynı zamanda Kore'nin devlet finansman şirketleri tarafından kuvvetle desteklendiğini anlatarak, "Nitekim Çanakkale Köprüsü için böyle bir desteğe de sahip olduk. Hem Koreli şirketlerin Türkiye'ye yönelik ilgisi artıyor hem de çok uygun koşullarda finansman sağlayan Türkiye'ye müzahir bir yaklaşım sergiliyorlar. Bunun da ötesine geçiriyoruz, giderek Türk ve Koreli şirketlerin Türkiye'deki başarılı çalışmalarını üçüncü ülkelere yaydığını görüyoruz. Bu anlamda en başarılı ilk örnek de Kazakistan'da Türk ve Koreli şirketlerin birlikte kazandığı otoyol projesi. Bu önemli bir ilk örnek. Biz bunun Orta Asya ülkelerine de Afrika gibi Türkiye'nin artık çok güçlü temsil edildiği üçüncü ülkelerde de yaygınlaşmasını arzu ediyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Türkiye'ye aşık bir topluluk var"

Güney Korelilerin bugünkü refahlarını, Türk askerinin kendileri için savaşmasına, kahramanlıklar yapmasına bağladıklarını dile getiren Erçin, "1999'daki deprem için Kore'de milyonlarca dolarlık yardım seferberliği yapılıyor. Gönüllü kişiler kurtarma çalışmaları için Türkiye'ye gidiyor. 2002'deki Dünya Kupası da Türk-Kore dostluğu bakımından en çok hatırlanan olaylardan biridir. Maçı kaybeden Koreliler Türk kardeşliği için bayrak açtılar, gözyaşı döktüler. Bütün bunlar iki ülke arasında özel bağların olduğunu gösteriyor. 9 bin kilometre uzaklıkta Türkiye'ye aşık bir toplum var. Nedeni, okul müfredatlarına dahi geçmiş bir Türkiye sevdası." şeklinde konuştu.

- Güney Kore'ye kaçan FETÖ'cüler

Erçin, OECD ülkeleri arasında Türkiye'ye vize uygulamayan, 3 aya kadar vize serbestisi bulunan 2 ülkenin Japonya ve Güney Kore olduğunu hatırlattı.

Büyükelçiliğe kayıtlı 815 Türk vatandaşının çoğunluğunun Seul'de yaşadığını anlatan Erçin, "2016'daki hain darbe girişiminden sonra buraya kaçan FETÖ'cüler de oldu. Burada bazı kuruluşlar da var. Dünyanın diğer ülkelerine göre burada daha az sayıları. Ancak burada sınırlı da olsa faaliyetlerini sürdürüyorlar ve Türkiye'den kaçak gelen FETÖ iltisaklı şahıslar da bu kişilerin iş yerlerinde kendilerine istihdam imkanı buluyorlar. Kore makamları bizimle yakın iş birliği içerisinde. Türkiye aleyhine faaliyetler dünyanın başka yerlerindekinin aksine dikkatle izleniyor. Ne ülkemiz ne Sayın Cumhurbaşkanımız ne de halkımız aleyhine herhangi bir faaliyette bulunmalarına izin veriliyor." dedi.

- "Ayla" filmi, diplomatik ilişkilerin 60'ıncı yıl dönümüne denk geldi

Kore Savaşı'na katılan Türk askerlerinden Astsubay Süleyman Dilbirliği ile "Ayla" adını verdiği Güney Koreli küçük kızın sevgi ve umutla beslenen gerçek hikayesinden beyazperdeye aktarılan "Ayla" filminin Güney Kore'de 25 Haziran'da gösterime girmesini beklediklerini kaydeden Büyükelçi Erçin, şunları söyledi:

"Ayla filmi, ikili diplomatik ilişkilerimizin 60'ıncı yıl dönümüne denk gelen önemli bir proje oldu. Kore kültüründe 60 yıl çok önemli, eskiden insanlar kısa yaşadıkları için yeniden doğuşu simgeliyor. Türk sineması, dizi filmlerle çok büyük bir başarı çizgisi yakaladı. Dünyanın pek çok ülkesinde Türk dizi filmleri gösteriliyor. Kore, film sanayisinde de dünyanın en ileri ülkeleri arasında. Halihazırda Hollywood'u dahi aşan ölçüde dizi filmlerini tüm dünyaya satıyor. Bu da yine 'Kore Dalgası' olarak adlandırılan politikanın bir sonucu. Türkiye, film sanayisinde Kore'yle iş birliği yapıyor zaten. Buradaki 'SCV' adlı dev sinema kuruluşu, Türkiye'deki Mars sinemalarını 800 milyon dolara satın aldı. Bu, Türk sinema salonlarının yüzde 70'i. Çok büyük yatırım yaptılar. Bu, iki ülkenin eğlence ekonomisi alanındaki çok önemli bir adımı oldu. Bizim arzumuz şimdi hem iki ülkenin şirketleri arasında iş birliğini kurup onların karlılığını artırmak hem de bu yolla Türkiye'nin tanıtımına katkıda bulunmak. Türkiye'de ve Kore'de çekilecek ortak bir dizi filmin gerek kültürel tanıtım gerek turistik tanıtım anlamında çok büyük bir getirisi olacağı düşüncesindeyiz."

Yorumlar