2018 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda

- AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik: (1) - "Bin 295 kilometrelik Suriye, Irak sınırımızın aşağısı istikrarsızdır ve bu istikrarsızlık artacaktır" - "Bir devlet stratejik olarak şuna bakar. Hangi bölgesinde istikrar varsa oraya daha çok yatırım yapmak durumundadır. Bizim de Avrupa bölgesinde istikrar var, ilişkilerimizin geliştirilmesi rasyonalitenin icabıdır"

Google Haberlere Abone ol
2018 Yılı Bütçesi Plan ve Bütçe Komisyonunda

TBMM (AA) - Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, "Bin 295 kilometrelik Suriye, Irak sınırımızın aşağısı istikrarsızdır ve bu istikrarsızlık artacaktır. Bölgeden, Körfez'den diğer meselelere kadar istikrarsızlık sürmektedir. Bir devlet stratejik olarak şuna bakar: Hangi bölgesinde istikrar varsa oraya daha çok yatırım yapmak durumundadır. Bizim de Avrupa bölgesinde istikrar var, ilişkilerimizin geliştirilmesi rasyonalitenin icabıdır." dedi.

Çelik, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, AB Bakanlığının 2018 yılı bütçesinin görüşmelerinde milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtladı.

AB'ye tam üyelik hedefinin bir devlet politikası olduğunu vurgulayan Çelik, belirsiz bir coğrafyada en öngörülebilir ve istikrarlı partner AB olduğundan, ayrıca Türkiye'nin çıkarları bunu gerektirdiği için AB hedefinin konulduğunu söyledi. Bunun daha sağlam, daha güçlü sürdürülmesi gerektiğini belirten Çelik, "Sayın Cumhurbaşkanımız ile bizim yönettiğimiz politikalar arasında bir fark varmış, bir makas varmış gibi bazı değerlendirmeler oluyor." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikteliklerinin 25 yıldır sürdüğünü hatırlatan Çelik, 1990'lı yıllarda Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde kendisinin bir gazeteye verdiği röportajı aktardı. Erdoğan aleyhinde dava açıldığını ve siyasi yasak getirilmek istendiğini dile getiren Çelik, bunun kendisine sorulması üzerine, "Muhtemelen en güçlü belediye başkanı olduğu için açılmıştır." yanıtını verdiğini kaydetti.

Bakan Çelik, o günkü açıklamasının devamında, "Sayın Erdoğan şu anda belediye başkanıdır ama başkanlık sistemine geçilme tartışmasında da en güçlü adaylardan biri olacaktır ve zinde güçler bunu gördüğü için önünü kesmek istiyorlar." değerlendirmesini yaptığını bildirdi.

- "AB çıpası kolaylaştırıcı oldu"

AB'nin öngörülebilir ve istikrarlı olmasının Türkiye'nin geleceğini kurgulaması bakımından önemli bir bağlantı noktası olduğunu ifade eden Çelik, Türkiye'nin sosyal, siyasal, ekonomik, gündelik hayatla ilgili dönüşümünü sağlayabilmesi için AB'nin reçetesinden yararlanmak istediğine dikkati çekti.

Çelik, "Şimdiye kadar Türkiye bundan fayda görmüştür ve kendi hedefleri açısından AB çıpası kolaylaştırıcı bir çıpa olmuştur. İlk günden itibaren Sayın Cumhurbaşkanımız bu reformlara liderlik etmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Çelik, 2004 yılındaki Kıbrıs müzakerelerinden örnek vererek, o zaman birçok söz verildiğini ancak tutulmadığını, dönemin AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'ya bu durum hatırlatıldığında, "Diğer ülkeleri ikna edemedik." dediğini aktardı.

- "Dolaylı tehditler"

Verilen sözler tutulmamasına rağmen Türkiye'nin vazgeçmediğini, reformlar yaptığını belirten Çelik, şöyle devam etti:

"Her zaman durum böyle değildi. Siyasi iktidar bu kadar konsolide olmuş değildi. Yaptığınız her reformda askeri vesayeti karşınızda bulurdunuz, Ankara kaynamaya başlardı. Bir reform paketi hazırlayacağınız zaman telefonlar susmazdı. Bunlar konusunda ciddi riskler alınmıştır. Bir gün gelir bunları anlatırız. Sayın Cumhurbaşkanı'nın başbakanlığı döneminde bu reformların gerçekleştirilmemesi için defalarca dolaylı olarak tehditler kulağımıza gelmiştir. Bunlar yaşanmıştır ama bu kararlılıkla devam ettirilmiştir."

- Avrupalı siyasetçinin anlattıkları

Çelik, AB'nin önde gelen yetkililerinin Türkiye hakkındaki tutumunu aktarırken de "Belki Avrupa'nın en önemli 10 siyasetçisinden biri" olarak tanımladığı kişiyle konuşmasını anlattı. Bakan Çelik, şunları söyledi:

"Bana söylediği şu: 'Erdoğan büyük lider. Zor zamanlardan nasıl reform iradesi çıkardığını gördüm.' Ayrılıyorum oradan. Ertesi gün geliyorum Türkiye'ye, televizyonu açıyorum. Aynı adam konuşuyor: 'Erdoğan diktatördür' diyor. Benim karşımdaki muhataplarımın maalesef son zamanlarda böyle bir karakteri var. Hepsi böyle değil ama eskiden çoğunluk farklıydı."

Çelik, komisyonda bütçe müzakerelerindeki eleştirileri, insan hakları ve yargı gibi konularda milletvekillerinin görüşlerini not ettiğini bildirerek, "Ama bu dosyalara tek tek cevap verme makamı ben değilim." diye konuştu.

Türkiye'de AB meselesinin bir süredir "teslimiyetçilik ya da reddiyetçilik" alanına sıkıştırıldığını ifade eden Çelik, bu ikisinin de söz konusu olmadığını dile getirdi.

Geçenlerde bir AB ülkesinin dışişleri bakanı ile yaptığı konuşmadan bahseden Çelik, bu bakanın "Sizi AB'ye almayacaklar." dediğini belirtti. Çelik, konuştuğu bakanın buna gerekçe olarak, Fransa ve Almanya'nın AB'deki ağırlığını gösterdiğini, Türkiye gibi büyük bir ülkenin bu dengeyi bozacağını söylediğini ifade etti.

Çelik, "Bu yeni bir haber değil. Mesele bu değil. Bu meselenin bir süreç olduğunu, bu meselede Türkiye'nin kazanımlarının ne olduğuna baktığımız için bu süreci yürüttük ve şu anda da onun için yürütüyoruz." değerlendirmesini yaptı.

İstikrarın önemine vurgu yapan Çelik, şunları dile getirdi:

"Bin 295 kilometrelik Suriye, Irak sınırımızın aşağısı istikrarsızdır ve bu istikrarsızlık artacaktır. Bölgeden, Körfez'den diğer meselelere kadar istikrarsızlık sürmektedir. Bir devlet stratejik olarak şuna bakar. Hangi bölgesinde istikrar varsa oraya daha çok yatırım yapmak durumundadır. Bizim de Avrupa bölgesinde istikrar var, ilişkilerimizin geliştirilmesi rasyonalitenin icabıdır."

(Sürecek)

Yorumlar