Esat Oktay Yıldıran kimdir, nereli, öldü mü, yaşıyor mu, kim öldürdü?

Esat Oktay Yıldıran kimdir, nerelidir sorular Diyarbakır Cezaevi'nin müzeye dönüştürülmesi kararı sonrası bir kez daha gündem oldu. Bir dönemin hafızası, daha doğrusu kötü hafızası olarak bilinen Diyarbakır Cezaevi'nin işkenceci sembol isimlerinden biri olarak biliniyor Yıldıran.

Google Haberlere Abone ol
Esat Oktay Yıldıran kimdir, nereli, yaşıyor mu?

Esat Oktay Yıldıran kimdir, nerelidir, neden gündeme geldi soruları son dönemlerde sıklıkla soruluyor. Esat Oktay Yıldıran 15 Şubat 1949 tarihinde dünyaya geldi. 22 Ekim 1988 tarihinde ise hayatını kaybetti. Diyarbakır Cezaevinin müzeye dönüştürülmesi kararı sonrasında o dönemin en çok konuşulan isimleri bir kez daha gündem oldu. Doğal olarak dönemin en çok konuşulan isimlerinin başında işkenceleriyle ünlü isim olan Yıldıran geliyor. Peki, Esat Oktay Yıldıran kimdir, nereli, öldü mü, yaşıyor mu, kim öldürdü?

Yıldıran, 12 Eylül Darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi'nde görev almış subaydı. 

Yıldıran'ın özelliği ise cezaevinde görev yaparken uyguladığı işkence yöntemleriydi. 

ESAD OKTAY YILDIRAN KİMDİR?

İddiaya göre Yıldıran, Kıbrıs Savaşı sonrası Diyarbakır Cezaevi'ne bizzat Kenan Evren tarafından gönderildi.

Burada iç güvenlik komutanı olarak görev yaptı.

Görev süresi boyunca işkence yaptığı iddia edilir. 

Ahmet Türk, Celal Paydaş, Mustafa Çakmak, Orhan Miroğlu, Selim Çürükkaya, Şükrü Gülmüş, Nurettin Yılmaz ve Gültan Kışanak gibi isimler bu dönemde cezaevinde işkence gördüklerini anlatan isimler arasında yer alıyor.

Diyarbakır Cezaevi'nde yaptığı işkencelerden dolayı ölüm orucuna yatan Kemal Pir vasiyetinde cezaevi iç güvenlik komutanı Esat Oktay Yıldıran'ın öldürülmesini istemişti.

22 Ekim 1988 tarihinde İstanbul, Ümraniye'de, eşi ve 2 çocuğu ile birlikte bindiği halk otobüsünde iddiaya göre "Laz Kemal'in selamı var" denilerek öldürüldü.

Gazeteci Nagehan Alçı, Yıldıran için "işkenceci" dediği için hakkında dava açıldı. Adalet Bakanlığı, Alçı'ya açılan davayı "kamu yararına bozma" yoluyla geri çekti; ancak Yargıtay Adalet Bakanlığı'nın bu bozma kararını reddetti.

Rasim Ozan Kütahyalı 2012 yılında Sabah gazetesindeki bir yazısında Yıldıran hakkında şunları yazmıştı:

Bu arada Diyarbakır'ın baş işkencecisi, yüzlerce kişinin gözlerinin önünde insanları en ağır işkencelerle katletmiş, birbirlerinin idrar ve dışkılarını yedirmiş, insanlık dışı uygulamalar yapmış Esat Oktay Yıldıran'ın oğlu geçen çarşamba Beyaz TV'deki "MedCezir" programının canlı yayınına bağlandı. Babasının yaptıklarını "Mahkumlara İstiklal Marşı öğretmesi kötü mü yani?" diyerek savunmaya kalktı. Yıldıran'ın oğlu da kendi gibi subay. Her insan babasını sever. Babası katil de olsa, hırsız da olsa, işkenceci de olsa.

Ama dürüst insan babasının yüzlerce kişinin gözü önünde yaptığı iğrençlikleri inkar etmez, o işkenceci katili aklamaya kalkmaz. Bir Türk subayı şerefsizce yapılmış işkenceleri, cinayetleri babası dahi yapmış olsa savunamaz. Savu-nursa bedelini öder. Yeni Türkiye'de eskiden olduğu gibi eşi başörtülü olan subaylarımız değil açıkça işkenceyi, cinayeti, hukuksuzluğu savunan subaylar ve astsubaylar ordudan ihraç edilecektir. Bunu herkes öğrenmeli.

Diyarbakır Cezaevi'nde 7'nci Kolordu Komutanı Kemal Yamak'ın verdiği geniş yetkilerle cezaevi iç güvenlik komutanı olarak görev yaptı Yıldıran.

Cezaevinde her zaman komando elbiseleri ve "Co" isimli köpeği ile dolaşıp akla hayale gelmeyecek işkenceler uygulayan Yıldıran'ın işkence tezgâhlarından Ahmet Türk, Celal Paydaş, Mustafa Çakmak, Orhan Miroğlu, Selim Çürükkaya, Şükrü Gülmüş, Nurettin Yılmaz gibi sonradan milletvekilliği yapacak olan bir çok isim de geçti.

Mahkumları hücrelere sıkıştırmak, üzerlerine lağım suları dökmek, kimi mahkumlara fare ve insan dışkısı yedirmek Yıldıran'ın en sevdiği işkence metotlarıydı. Yıldıran'ın uygulamalarına karşı koyan mahkumlar, ölümün bir kurtuluş olduğunu düşünüyordu. Cezaevinde 34 mahkum öldü. Bunlar arasında 1982'de Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Mahmut Zengin ve Eşref Anyık kendilerini yakarak hayatlarına son verirken, Mazlum Doğan, Kemal Pir, Bedii Tan, Necmettin Büyükkaya, Remzi Aytürk gibi isimler ya kendini astı, ya açlık grevinde öldü ya da dayakla öldürüldü.

KÜTAHYALI 90 GÜN HAPİS CEZASI ALDI

Rasim Ozan Kütahyalı, 12 Eylül darbesinin Diyarbakır Cezaevi Komutanı Oktay Yıldıran’ı eleştiren yazısı nedeniyle 90 gün hapis aldı. Takvim gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı, Diyarbakır Cezaevi eski komutanı Esat Oktay Yıldıran hakkında yazdığı yazı nedeniyle, Yıldıran’ın ailesine “Kişisel hatırasına hakaret” iddiasıyla 90 gün hapis cezasına çarptırıldı. Kütahyalı’nın cezası, mahkeme tarafından paraya çevrildi.

E. Oktay Yıldıran, Diyarbakır Cezaevi’nde bir dönem iç güvenlik komutanı olarak görev yapmış ve 1988’de öldürülmüştü. Yazısında, Yıldıran’ın sistematik işkenceler yaptığını iddia eden Kütahyalı’ya Yıldıran’ın oğlu Timuçin Yıldıran dava açtı. Nisan 2012’de İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlayan dava sonucunda Kütahyalı 90 gün hapis cezası aldı.


 

Yorumlar