En güzel yunus emre sözleri? Yunus Emre sözleri?

Türk şiirinin öncüsü olan Yunus Emre, yazdığı şiirler ve sözlerle Türk halkının ve dünyanın kalbine taht kurmuştur. Yunus Emre'nin sözlerini ve şiirlerini merak eden vatandaşlar internet üzerinden en güzel Yunus Emre sözlerini araştırıyor.

Google Haberlere Abone ol
En güzel yunus emre sözleri? Yunus Emre sözleri?

Anadolu'da yaşamış ve anadolunun şiirini yazmış olan Yunus Emre, en çok sevilen ve aranan şairlerden biridir. 

13. ve 14. yüzyıllarda Anadolu'da yaşamış olan halk ve tasavvuf şairi Yunus Emre, hakkında çok az şey bilinmektedir. Selçuklu Devleti'nin yıkılmaya başladığı ve  Anadolu'da küçük beyliklerin kurulduğu dönemlerde yaşamış olan büyük şairin kimilerine göre Sarıköy'de kimilerine göre ise Karaman'da yaşadığı söylenmektedir. 

Yaklaşık olarak 82 yaşlarında hayatını kaybettiği tahmin edilen Yunus Emre'nin en güzel söyleri ve şiirlerini sizler için derledik. İşte, en güzel Yunus Emre sözler ve şiirleri:

EN GÜZEL YUNUS EMRE SÖZLERİ

Söze târîh yedi yüz yediydi, Yunus cânı bu yolda fidîyidi.

Tehî görmen kimseyi hiç kimsene boş değil, eksiklik ile nazar erenlere hoş değil.

İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsen, bu nice okumaktır.

Yunus, bu deryada boğuldu, kayboldu. Geri gelmek için aklını toparlayamaz, gücü yetmez.

Hazreti Muhammed âlemi kaplayan bir denizdir. 70 bin peygamber ise Hz. Muhammed’in gölündedir.

Eğer aşk ateşinle yan, gönüllere gir dersen, benim için karanlıklar aydınlanır. Bana ne kandil ne de meş’ale gerekir.

Beni bende demen bende değilem, bir ben vardır bende benden içeri.

Aşk aşıkı şir eder, aslanı zencir eder, katı taşı mum eder

Hoştur bana senden gelen. Ya gonca gül yahut diken. Ya hayattır yahut kefen. Nârın da hoş, nurun da hoş… Kahrın da hoş, lütfun da hoş.

Yaratılanı hoş gör, Yaradan’dan ötürü.

Benlik davasını bırak, muhabbetten olma ırak, sevgi ile dolsun yürek, hoşgörülü olmaya bak…

Ne varlığa sevinirim, ne yokluğa yerinirim. Aşkın ile avunurum; bana seni gerek seni.

Yunus, eğer akıllıysan bu dünyada mülke bağlanma, onu süsleme. Mülke bağlananlar, onu süsleyenler şimdi kara toprak olmuş yatıyor.

Ana rahminden geldik pazara, bir kefen aldık döndük mezara.

Ben gelmedim kavga için, benim işim sevgi için.

Ya Rabbena hayreyle, Muhammed’e yâr eyle, Kabrimizi nur eyle, Kabre vardığım gece.

Ölümden ne korkarsın, korkma ebedi varsın.

Dünya yalan kardeşim, dünya yalan! Var mı yalan dünyada bakî kalan. Mal da yalan, mülk de yalan. Var biraz da sen oyalan.

Derdi dünya olanın, dünya kadar derdi vardır…

Hoştur bana senden gelen. Ya gonca gül yahut diken. Ya hayattır yahut kefen. Nârın da hoş, nurun da hoş. Kahrın da hoş, lütfun da hoş.

ZuIüm iIe abad oIanın akıbeti berbad oIur.

Biz geImedik dava için, bizim işimiz sevda için, dostun evi gönüIIerdir, gönüIIer yapmaya geIdik.

Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. Ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır.

Bir kez gönüI yıktın ise bu kıIdığın namaz değiI, yetmiş iki miIIet dahi eIin, yüzün, yumaz değiI.

Olsun be aldırma Yaradan yardır. Sanma ki zalimin ettiği kârdır. Mazlumun ahı indirir şâhı. Her şeyin bir vakti vardır.

Gözün her nereye bakarsa Allah mutlaka orada hazırdır. Hakkı bulmayan can fayda bulmak yerine zarardadır.

Ey hayat ırmağından su içenler! Gelin soralım canlara ki güzelliği ne oldu da gidiyor. Ben hep seninim diyordu, şimdi neyi buldu da gidiyor?

Bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyleme. Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme.

Elif okuduk ötürü, pazar eyledik götürü, Yaratılmışı hoş gördük, Yaratandan ötürü.

Kırma dostun kalbini; onaracak ustası yok. Soldurma gönül çiçeğini; sulamaya ibrik yok.

ğer hor eğer hürmet Kişiye sözden gelir. Zehr ile pişen aşı Yemeğe kim gelir.

Mansur’um, uş dâra geldim, Yusuf’um, pazara geldim. Aslanım, şikâra geldim, velâkin yatağım orda. 

Dağlar nice yüksek ise, yol anın üstünden geçer.

Bu dünyaya gelen gider. Yürü fani dünya, sana gelende gülmüş var mıdır?

Ey Yunus Hakk’ı bilen söylemez hergiz yalan,ikilik ile gelen doğru yol bulmuş değil.

YUNUS EMRE'NİN EN GÜZEL SÖZLERİ

Aldanma dünya malına zehir sunma balına düşüp dünya hayaline dalma gözüm bundan sonra.

Bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyleme. Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme.

Ya elim al kaldır beni. Ya vaslına erdir beni. Çok ağlattın güldür beni. Gel gör beni aşk neyledi.

Hangi sıkıntılı işin varsa sabır onu sona erdirir. Sabır seni gerçek saadete eriştirir.

Benim gönlüm şaşılacak haldedir, aşktan hiç usanmaz. Gider aşka düşer, beni hiç tanımaz.

Benlik davasını bırak muhabbetten olma ırak sevgi ile dolsun yürek hoşgörülü olmaya bak.

İncitme dostun kalbini; tamir edecek usta yok. Soldurma gönül gülünü; sulamaya ibrik yok.

Eğer bana sorsan, gönlüne o sevgiliyi sevmekten başka düşünce gelen kişinin canlı yoktur.

Söz var gönlü sevindirir. Söz var tanıdığı yabancı eder. Söz kişiyi yüceltir veya alçaltır.

Benlik davasını bırak, muhabbetten olma ırak, sevgi ile dolsun yürek, hoşgörülü olmaya bak…

Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri. İsteyene ver onları, bana seni gerek seni.

Biz gelmedik dava için, bizim işimiz sevda için, dostun evi gönüllerdir. Gönül yapmaya geldik.

Gönlü taş olanın dilinden zehir tüter. Ne kadar yumuşak konuşsa da onun sözleri “Savaş” gibidir.

Sabah mezarlığa vardım, baktım herkes olmuş yatar, her biri câresiz olup, ömrünü yitirmiş yatar.

Mansur’um, uş dâra geldim, Yusuf’um, pazara geldim. Aslanım, şikâra geldim, velâkin yatağım orda.

Ya elim al kaldır beni. Ya vaslına erdir beni. Çok ağlattın güldür beni. Gel gör beni aşk neyledi.

Ey aciz Yunus kimseye kibirlenme, toprak gibi alçakgönüllü ol. Gül bahçelerinin tümü toprakta biter.

Okudum bildim deme, çok ibadet ettim deme. Eğer Hakk’ı bilmezsen, boş yere çaba gösteriyorsun demektir.

Aşk can derdinde olduğu zaman gerçek anlamda âşık olamaz. Canından vazgeçmeyen âşık sevdiğine erişemez.

Gönlünde aşk ateşi olan kişi yandıkça mum gibi yumuşar. Taş gönüller ise kararmış sert katı kış gibidir.

Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür.Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür. 

O sevgilinin görünüşü türlü türlü renklerdedir. Onun bir görünümünde benim yüz bin gönlüm devamlı coşar.

Canını aşk yoluna vermeyen gerçek âşık değildir. Bu yolda baş koyup o dosta ermeyen gerçek âşık değildir.

Eğer, öğüt olmak gerekirse sabırdan dinle. Yaralarının iyileşmesini istiyorsan sabrı kendine rehber edin.

Yunus, şimdi sözü en güzelinden usulüyle söyle, çok dikkat et. Bir söz seni o şahın katından uzaklaştırır.

Bu öyle aşk pazarıdır ki, bu pazarda canlar satılır. Ben canımı satmak için ortaya koydum ama alan yoktur.

Kalem eğri dilli mürekkep siyah yüzlü, kağıt ikiyüzlü. Şimdi kalkıp arzuhalimi yazmaya kimi mahrem kılayım.

Hiç hata yapmayan insan, hiçbir şey yapmayan insandır. Ve hayatta en büyük hata, kendini hatasız sanmaktır.

Bu dünyada gönül veren kişi, sonunda pişman olacaktır. Dünyada benim dediği şeyler sonra ona düşman olacaktır.

Sabır yolunda olmaktan usanma. Bu yol, doğru yoldur. Bu yolda çok harami vardır. Ancak bunlar aciz ve zavallıdır.

Olsun be aldırma Yaradan yardır. Sanma ki zalimin ettiği kârdır. Mazlumun ahı indirir şâhı. Her şeyin bir vakti vardır.

Ey dostunu düşman sayan, gıybet etme, yalan konuşma. Bu dünyada fitneye düşen, iftira edenin öbür dünyada yeri dar olur.

Dünya yalan kardeşim, dünya yalan! Var mı yalan dünyada bakî kalan. Mal da yalan, mülk de yalan. Var biraz da sen oyalan.

Dışı hoş görünen kişinin içinin boş olduğunu bil. Baykuş gece-gündüz ötüp durur ama onun bir varlığının olduğunu zannetme.

Türlü türlü cefanın adını aşk koymuşlar.

Açlığın sonunda tokluk vardır, tokluğun sonu ise yokluktur. Bu yollar korkuludur. Bu yollarda Allah neyler sabredip görelim.

Maharet güzeli görebilmektir, sevmenin sırrına erebilmektir. Cihan, alem herkes bilsin ki şunu; en büyük ibadet sevebilmektir.

Yunus artık düşünmekten vazgeç, bu işe gerek yok. İnsan olana aşk gereklidir. Gönlüne Aşk ateşi düştükten sonra dervişe benzer.

Söz vardır, savaşı bitirir. Söz vardır, baş yitirilmesine sebep olur. Sözü vardır, zehirli yemeği bile bal yağ gibi tatlı eder.

Allah bizi gidin dünyayı görün diye gönderdi. Bu dünyanın kendisi de kalıcı değil, o zaman bu dünya mülküne Süleyman olmak nedendir?

Gönlüme bu acayip sevda düştü, artık gönlüm bir kararda, bir ayarda durmaz. Bütün yaptıklarım hata, biliyorum; keşke derviş olabilsem.

Sabrı candan cana bırakma. Sabır ile Miraç’ı ve Tur’u (Hz. Musa’nın Allah ile konuştuğu yer.) bulasın. Sabrederek Hakk’a yakın olasın.

Elbiseye kan bulaştığı zaman onu yıkamadıkça temiz olmaz. İnsan gönlünden dünya pasını temizlemedikçe kıldığı namazlar da yerini bulmaz.

Ben gelmedim kavga için, benim işim sevgi için. Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil, 72 millet dahi elin yüzün yunmaz değil.

Ey hayat ırmağından su içenler! Gelin soralım canlara ki güzelliği ne oldu da gidiyor. Ben hep seninim diyordu, şimdi neyi buldu da gidiyor? 

Yorumlar