Ekonomiye ilişkin "torba" kanun teklifi

"Teklifle kayyum atanan şirketlerin terörle ilişkisi bulunmayan küçük ortak ve yatırımcılarına 6 yıldır yargılanmalar devam ettiğinden yerine getirilemeyen kar dağıtımının yapılmasına imkan getirmekteyiz"

Google Haberlere Abone ol
Ekonomiye ilişkin "torba" kanun teklifi

AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök, "Teklifle kayyum atanan şirketlerin terörle ilişkisi bulunmayan küçük ortak ve yatırımcılarına altı yıldır yargılanmalar devam ettiğinden yerine getirilemeyen kar dağıtımının yapılmasına imkan getirmekteyiz." dedi.

TBMM Genel Kurulunda, Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 655 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde görüşmeler tamamlandı.

İYİ Parti Grubu adına konuşan Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli, torba kanunların, "tuzaklı maddelerin kamuflajı olarak kullanıldığını" savundu.

Kanun teklifinden iktidarın Cumhuriyet tarihinin en derin ekonomik krizinin farkında olmadığının anlaşıldığını öne süren Cinisli, "Kur korumalı mevduat uygulamasını İYİ Parti olarak son derece sakıncalı buluyoruz. Amerikan dolarına endeksli, ucu açık faizli, pimi çekilmemiş bir el bombası olarak görüyoruz. AK Parti iktidarı Türkiye'nin ekonomik kaderini dolara endeksleyerek Amerikan Merkez Bankasının insafına bırakmış durumda." ifadelerini kullandı.

Teklifte Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ile ilgili yapılan düzenlemelerden Fon'a çok ciddi bir yük bindiğinin anlaşıldığını ileri süren Cinisli, TMSF'nin 714 şirketle Türkiye'nin en büyük holdingi haline geldiğini iddia etti.

MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ise kanun teklifiyle mevduat ve katılım fonu sigortalama kapsamının genişletilerek resmi kuruluşlar ile kredi ve finans kuruluşlarına ait olanlar dışında kalan ticari mevduatların sigorta kapsamına alındığını anımsattı.

Bu düzenlemeyle Uluslararası Mevduat Sigortacıları Birliği ve Avrupa Birliği kriterlerine uyum sağlandığını aktaran Kalaycı, "Bu düzenleme, özellikle esnaf ve küçük işletmelerin mevduat ve katılım fonlarının güvence kapsamına alınması bakımından önem arz etmektedir." dedi.

Türkiye'de enflasyonun yüksek seviyelere çıktığını dile getiren Kalaycı, "İnsanımızın refahını ve geçim standartlarını olumsuz etkileyen enflasyonla mücadele kararlı biçimde sürdürülmektedir. Alınan etkili önlemlerle fiyat istikrarı mutlaka sağlanacaktır." diye konuştu.

Esnaf ve sanatkarı güçlendirecek destek programlarının uygulamaya konulması gerektiğini de vurgulayan Kalaycı, şunları kaydetti:

"AVM ve zincir marketlerin şehir merkezinde şube açmaları, adil rekabet şartlarını bozmayacak şekilde kurallara bağlanmalıdır. Başta gıda ürünlerinde olmak üzere ihracat nedeniyle iç piyasada fiyatların artmasının önüne geçecek tedbirler alınmalıdır. Hem sebze ve meyve üreticimizin alın terinin karşılığını alabilmesi hem de tüketicinin ucuz ve kaliteli mal tüketmesi esas alınarak Hal Kanunu bir an önce yeniden düzenlemelidir. Esasen hal esnafı, üreticimize girdi ve finansman desteği sağlamakta ve ürünlerini pazarlamaktadır. Bu yapı korunarak kayıt dışı ticaretin ve fahiş fiyatlandırma yapanların üzerine gidilmelidir. Her alanda fahiş fiyat artışı yapan fırsatçılara ve stokçulara yönelik denetimlere daha da etkinlik kazandırılmalı, cezalar mutlaka caydırıcı hale getirilmelidir."

HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, kanun teklifinde artan enflasyon, yüksek faizli kamu borçları, baskılanan kur politikası, işsizlik, evsizlik, açlık, yoksulluk gibi herkesin, her kesimin sorunu olan temel meselelere dair önlemelerin ele alınmasını beklediklerini ama yer almadığını söyledi.

Teklifteki kur korumalı mevduatla ilgili düzenlemelere de değinen Oluç, "Kur korumalı mevduat sistemi son açıklanan nisan ayı sonundaki rakamla 800 milyar Türk lirasının üzerine çıktı. Türkiye ekonomisi için değil AKP için yürürlüğe konulan ve yeni ekonomi modeli olarak reklamı yapılan kur korumalı mevduat sisteminin Hazineye maliyeti arttıkça artıyor. Dövizin yükselişi Hazine ve Maliye Bakanı Nebati'nin kur korumalı mevduatla ilgili dediği köpük alma kadar basit bir konu değil, bunu hepimiz biliyoruz. Dövizin yükselişi Türkiye ekonomisi için kanserli hücredir. Çözüm kur korumalı mevduat değildir; köklü ve yapısal çözümler üretmek gerekiyor ama bunu anlamak istemiyorsunuz." sözlerini sarf etti.

- "Mağduriyeti ortadan kaldırmış olacağız"

Teklifin ilk imza sahibi AK Parti Denizli Milletvekili Nilgün Ök, teklifin 1, 2 ve 3'üncü maddelerinin ticari mevduatların sigorta kapsamına alınmasına ilişkin düzenlemeleri içerdiğini, bu düzenlemelerle mevduat ve katılım fonunun sigortalanmasındaki kapsamının genişletildiğini söyledi.

AK Partili Ök, mevcut düzenlemede sadece gerçek kişilere ait ticari işlemlere konu olmayan mevduat ve katılım fonu tutarları sigorta kapsamındayken yapılan değişiklikle resmi kuruluşlar, kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlar dışındaki tüm ticari kuruluşların mevduat ve katılım fonlarının da sigorta kapsamına dahil edildiğini kaydetti.

Teklifin 4, 5 ve 6'ncı maddelerinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun teşkilat yapılanmasıyla ilgili düzenlemeleri içerdiğini aktaran Ök, "Zaman içerisinde ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda, yasal düzenlemelerle ve idari makamlarca Fona verilen kayyumluk yetkisiyle birlikte Fondaki iş yükünün ve çeşitliliğin artmasına neden olmuştur. Fonun iş yükünü azaltmak için getirdiğimiz düzenlemeyle Fon Başkan Yardımcısını 2'den 3'e, daire başkanlığı sayısının 10'dan 12'ye, müdürlük sayısının da 4'ten 6'ya çıkarılmasını da teklif ediyoruz. Ayrıca, Fonda ihtiyaç duyulan mutfak görevlisi, şoför, güvenlik ve benzeri destek personelinin de istihdam kriterlerini belirliyoruz." şeklinde konuştu.

Teklifte TMSF'nin kayyum olarak atandığı şirketlere ilişkin düzenlemelerin de yer aldığını dile getiren Ök, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Fonun kayyum olarak atandığı şirketler ve mal varlığı değerlerinin satışı mevcut mevzuata göre koşula bağlanmıştır. Bu koşul, şirketin sürdürülebilir olmadığının bir rapora bağlanmasıdır. Bugüne kadar alınan satış kararlarında bu rapor hazırlanmış ve işlemler bu şekilde tamamlanmıştır ancak gelinen aşamada ceza davalarının 6 yıldır devam ediyor olması, bu arada şirketlerin sermaye, yatırım, AR-GE ve inovasyon gibi ihtiyaçları doğmuştur. Fonun kayyum olduğu şirketlerin çoğunda bu ihtiyaçların karşılanması mümkün değildir. Zaman geçtikçe bu nedenle şirketlerin faaliyetlerinde karlılık ve verim düşmekte ve değeri azalmaktadır.

Kanunda yazılı olan 'sürdürülebilirlik koşulu' sadece mali yapısının bozulması, nakit ihtiyacının doğması şeklinde algılandığından dolayı sürdürülebilirlik koşulunu maddeden çıkarmaktayız. Teklifle şirket ve mal varlığı değerlerinde payları bulunan, aleyhlerinde kayyumluk kararı bulunmasa dahi, mahkemece haklarında kaçak kararı verilen kişilerin bu payları kısmen veya tamamen satışı veya tasfiyesinde imkan sağlanmaktadır. Teklifle kayyum atanan şirketlerin terörle ilişkisi bulunmayan küçük ortak ve yatırımcılarına 6 yıldır yargılanmalar devam ettiğinden yerine getirilemeyen kar dağıtımının yapılmasına imkan getirmekteyiz. Bu vesileyle birçok yerli küçük ve yabancı yatırımcının mağduriyetini de ortadan kaldırmış olacağız."

- "Sinekten yağ çıkarma yasası"

CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener ise iktidarın hem dövize hem Türk lirasına ihtiyacı olduğunu söyledi. Bu ihtiyacın, özel şirketlerin bilançolarındaki dövizler, TMSF'nin el koyduğu şirketlerin satış bedelleri ve karları, büyükşehir belediyelerinin gelirleri ile "vergi muafiyeti sağlayıp satışa sunmayı düşündüğünü" iddia ettiği Türkiye Varlık Fonu tarafından kurulmuş ve kurulacak olan şirketler tarafından karşılanabileceğinin düşünüldüğünü savunan Şener, şu sözleri sarf etti:

"Bir hükümet düşünün, 5 senedir memleket yanıyor, tutuşmuş, korkunç bir ekonomik buhran var, bu buhrandan çıkış için 21 maddelik bir kanun teklifi getiriyor ve bu 21 maddelik kanun teklifi içerisinde özel şirketlerdi, TMSF'nin el koyduğu şirketlerdi derken Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin hükümete desteğinden umutlanıyor, medet umuyor. Bu büyük bir acizliğin ifadesidir. Düpedüz sinekten yağ çıkarma yasasıdır, beceriksizliğin ve çaresizliğin de ilanıdır. 2017'den beri ekonomik kriz içerisindedir. 5 yıl boyunca ülkeyi krizin içerisinde, bir ekonomik buhranın içerisinde tutan tek Cumhuriyet hükümeti de mevcut hükümettir."

Genel Kurulda teklifin birinci bölümünde yer alan maddeler üzerinde görüşmeler sürüyor.

Yorumlar