Palandöken: "Bırakın aktarlığı aktarlar yapsın"

Ihlamur, tarçın, zencefil gibi birçok bitkisel ürünün aktarlarda satışının yasaklanarak sadece belirli noktalarda satılması yönünde firmaların yoğun bir baskısının bulunduğunu belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Böyle bir durumun gerçekleşmesi 3 bin 252 aktarın kepenk kapatması demek. Aktarlar Osmanlı’dan beri süregelen bu mesleği hakkıyla yapan ve sattığı her ürünün nerede, ne kadar ve nasıl kullanılacağı konusunda bilgi sahibi olan kişilerdir" dedi.

Google Haberlere Abone ol
Palandöken: "Bırakın aktarlığı aktarlar yapsın"

Ihlamur, tarçın, zencefil gibi birçok bitkisel ürünün aktarlarda satışının yasaklanarak sadece belirli noktalarda satılması yönünde firmaların yoğun bir baskısının bulunduğunu belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Böyle bir durumun gerçekleşmesi 3 bin 252 aktarın kepenk kapatması demek. Aktarlar Osmanlı’dan beri süregelen bu mesleği hakkıyla yapan ve sattığı her ürünün nerede, ne kadar ve nasıl kullanılacağı konusunda bilgi sahibi olan kişilerdir" dedi.

"Firmalar aktarların ekmeğini küçültüyor"

Firmalarının baskıları ile aktarlık mesleğinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya geldiğini vurgulayan Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, "Aktarlık mesleği Osmanlı’dan bu yana babadan oğula geçerek günümüze kadar gelmiş ve kültürümüzün bir parçası olmuştur. Eczanelerin olmadığı dönemlerde ilaçları alıcının şikayetine göre aktarlar kendileri dükkanlarında hazırlardı. Aktarların sattığı ürünlerin çoğu eczacılıkta ve kozmetik sanayisinde de kullanılıyor. Yani günümüz modern eczacılığının temellerini ahilik geleneğiyle süregelmiş aktarlık mesleği atmıştır. Fakat günümüzde firmaların baskıları nedeniyle bu meslek bitme tehlikesi ile karşı karşıya getiriliyor. Ülkemizde şifalı bitkiler ve baharatlar pazarı yaklaşık 1 milyar dolarlık bir pazara sahip. Bazı meslek kuruluşları ve ilaç firmaları ise bu pazarın tamamına sahip olmaya ve aktarların ekmeğini elinden almaya çalışıyor" diye konuştu.

"Aktarlar ürününün nasıl ve ne kadar kullanılacağını bilir"

Aktarların sattıkları her ürünün kullanımı konusunda bilgi sahibi olduklarını belirten Palandöken, "Firmalar ıhlamur, zencefil, zerdeçal ve tarçın gibi bitkilerin kullanımının ilaç kapsamında değerlendirilmesini ve bu ürünlerin kendilerine ait yerlerde satılmasını istiyorlar. Bu mantıkla bakılırsa, çayın, kanında demir eksikliği olanlara, kahvenin de yüksek tansiyonu olanlara zararlı olabileceği doktorlar tarafından ifade ediliyor. O zaman çayın ve kahvenin bakkallarda, kahvehane ve cafe gibi işletmelerde satışının yasaklanarak sadece eczanelerde mi satılması gerekir? Bu düşünce ne kadar yanlışsa aktarlarda ıhlamur satışının yasaklanması da o kadar yanlıştır. Aktarlar sattıkları her ürünün ne olduğunu ve kimin ne kadar kullanılacağını iyi bilirler. Bu sebeple bazı bitkisel ürünlerin aktarlarda satışının yasaklanması kabul edilemez. Mesleğin ayakta kalması için bırakın aktarlık işini aktarlar yapsın. İşini bilen aktar esnafı dükkan kapatırsa meydan içeriğinin ne olduğu bilinmeyen merdiven altı üretimlere kalır. İnternet üzerinden satışlarda da denetimi yapılmayan sağlıksız ürünlerin satışı artar" dedi.

Yorumlar