Eğitimde yapay zeka örneklerini Preply araştırdı
Online İngilizce kursları sunan Preply, yapay zekanın öğrenme deneyimini nasıl etkilediğini öğrenci ve öğretmenlere sordu. Türkiye’nin de aralarında olduğu ülkelerden 10 öğrenciden 7’si öğrenme sürecinde insan etkileşiminin önemli olduğunu söyledi.
OpenAI’ın ChatGPT’yi duyurduğu günden bu yana yapay zeka, teknoloji ve iş dünyasının en önemli gündem başlıklarından birine dönüştü. Yapay zekanın etkileri yalnızca teknoloji ve iş dünyasıyla sınırlı kalmadı, farklı disiplinler de bu devrim niteliğindeki yeni teknolojiyi kavramanın ve etkili bir biçimde uygulamanın yollarını araştırmaya başladı. Peki yapay zeka öğrenme süreçlerini nasıl etkiledi? Öğrenci ve öğretmenler, yapay zekaya ilişkin neler düşünüyor? Yapay zeka, öğrenci-öğretmen etkileşiminin yerini alabilir mi? Online yabancı dil öğrenme platformu Preply, tüm bu soruların yanıtlarını araştırdı.
Araştırma sonuçları genel anlamda öğrenci ve öğretmenlerin, yapay zeka ile insan öğretmenlerin dengeli bir karışımının öğrenme sürecinde en iyi sonucu vereceğine işaret etti. Öte yandan yapay zekanın kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunma yeteneği, öne çıkan özellikler arasında yer aldı.
10 öğrenciden 7’si öğrenme sürecinde insan etkileşimi arıyor
32 binden fazla dil öğretmenini tek platformda buluşturan ve online İngilizce dersleri başta olmak üzere pek çok yabancı dilde konuşma pratiği imkanı ve sistematik öğrenme olanakları sunan Preply’nin yayımladığı araştırma sonuçları, insan etkileşiminin öğrenme deneyimlerinde yerini koruduğunu gösterdi. Araştırmaya göre 10 öğrenciden 7’si, öğrenme sürecinde insan etkileşiminin öneminin farkında olduğunu söyledi. Bu rakam, Türkiye’de de değişmedi. Türkiye’deki öğrencilerin %67’si, öğrenme sürecine insan öğretmenin dahil olmasının önemli olduğunu ifade etti.
40 farklı ülkede binden fazla İngilizce öğretmenine yöneltilen soru, 2 öğretmenden birinin yapay zeka ve otomasyon araçlarını kullandığını da ortaya koydu. İngilizce öğretenler arasında yapay zekanın en yaygın kullanımı Avustralya’da görünürken, bu ülkeyi ABD izledi. Öğretmenler, başta dil bilgisi ve kelime egzersizleri oluşturmak (%41) olmak üzere dil eğitimi süreçlerinde yardım almak, okuma ve dinleme etkinlikleri oluşturmak ve yazma egzersizleri için ortak metinler tasarlamak başlıklarında yapay zekayı kullandıklarını dile getirdi.
Öğrenciler, yapay zekanın motivasyon sağlayamamasından korkuyor
Kurumsal İngilizce, akademik İngilizce gibi farklı ihtiyaçlara yönelik online yabancı dil kursu sağlayan 32 binden fazla öğretmeni bir araya getiren Preply’nin araştırması, öğrencilerin %73’ünün yapay zeka kullanımı konusunda endişeli olduğunu da ortaya koydu. Özellikle dört kadın öğrenciden üçünün endişe seviyesinin daha yüksek olduğunu gösteren araştırma, en önemli endişe kaynağının ise insan etkileşimi ve motivasyon olarak öne çıktı.
Yapay zeka tabanlı öğrenme söz konusu olduğunda katılımcıların %31’i, temel endişelerinin insani bağlantı ve öğretmenin sağladığı motivasyonun eksikliği olduğunu söyledi. Araştırma sonuçları, öğretmen - öğrenci ilişkisinin öğrencide motivasyonu korumayı kolaylaştırdığını, bu durumun da ilerleme olasılığını artırdığını ortaya koydu. Öte yandan katılımcıların çoğu, yapay zekanın daha az maliyetli bir öğrenme yolu olduğu konusunda uzlaştı. Ayrıca yapay zekanın kişiselleştirme özelliği de öne çıktı. Oysa Z kuşağına mensup katılımcıların %31’i, özel bilgilerini ve kişisel verilerini yapay zeka sistemleriyle paylaşmaya razı olmadığını dile getirdi.
Dil öğrenme sürecinde insanın yeri doldurulamıyor
Preply’nin diğer içerik tabanlı yapay zekayla dil öğrenme sağlayan uygulamalardan vazgeçme sebebine yönelik sorular, motivasyon kaybının başlıca etken olduğuna işaret etti. Algoritmalara dayanan bir öğrenme deneyiminin ise motivasyon kaybının başlıca sebepleri arasında yer alabileceği konuşuldu. Özellikle Türkiye, İspanya, İtalya gibi sıcak ve dost canlısı kültürleriyle öne çıkan ülkelerin öne çıktığı %54’lük bir kesim, yapay zeka ve insan etkileşiminin dengeli bir biçimde bir araya geldiği bir öğretim modelinin etkili olabileceğini vurguladı. Öğrenci adaylarıyla öğretmenleri yapay zeka gibi teknolojileri kullanarak eşleştiren ve böylece yapay zekayı bir amaç olarak değil, araç olarak kullanan Preply, çoğunluğun talep ettiği modele en uygun modeli sunan platform olarak öne çıktı. Araştırma sonuçları, yeni bir dil öğrenmenin yalnızca dilbilgisi ve gramer tabanlı olmadığını, öğrenci ve öğretmen arasında kurulan duygusal ilişkinin de öğrenme sürecine etkisi olduğunu gözler önüne serdi.
Yorumlar