Dünya Kupası ev sahibi Katar'a yönelik tepkiler

Siyaset bilimci akademisyen Muhammed Jalal, "Bazı eski oryantalist klişeler medyada defalarca ısıtılıp öne sürüldü. Araplar ve Müslümanlar, yalnızca petrol üretme ve Batı başkentlerinde hesapsızca para harcama konusunda faydalı olarak tasvir edildi" dedi

Google Haberlere Abone ol
Dünya Kupası ev sahibi Katar'a yönelik tepkiler

Siyaset bilimci akademisyen Muhammed Jalal, 2022 FIFA Dünya Kupası'nın Katar'da düzenlenmesine yönelik sert eleştirilere ilişkin, "Tepkilerin hiçbiri, insan haklarıyla ilgili değil, tutarsızlıklar çok açık. Bu, modern izleyici kitlesi için yeniden tasarlanan eski oryantalizmdir." dedi.

2022 FIFA Dünya Kupası'nın ilk kez Müslüman ve Arap ülkede yapılması Katar'da coşkuyla karşılanırken, Batı medyasının turnuvayı haberleştirirken kullandığı dil "ırkçı", "Müslüman karşıtı" ve "oryantalist" olmakla eleştiriliyor.

The Thinking Muslim isimli düşünce kuruluşu için podcast yayınları yapan Hint asıllı İngiliz sunucu ve siyaset bilimci Muhammed Jalal, AA muhabirine, Batı'da Katar'a yönelik artan eleştirileri, kullanılan oryantalist ifadeleri ve nefret söylemine varan yorumları değerlendirdi.

Jalal, "Son zamanlarda özellikle Avrupa'da eleştirilerin dozunun arttığını söyleyebilirim. Özellikle İngiltere ve Fransa'da, Orta Doğu ve Güney Asya için genel bir küçümseme olduğunu söyleyebilirim ki bunlar büyük ölçüde Müslüman ülkeler. Bazı eski oryantalist klişeler medyada defalarca ısıtılıp öne sürüldü. Araplar ve Müslümanlar, yalnızca petrol üretme ve Batı başkentlerinde hesapsızca para harcama konusunda faydalı olarak tasvir edildi." ifadesini kullandı.

Birleşik Krallık'taki Sainsbury's süpermarket zinciri, Londra Heathrow Havalimanı ve The Shard gökdeleni gibi birçok önemli yapının Katar'ın yatırımlarıyla inşa edildiğini hatırlatan Jalal, "Bu İngilizler için tamamen kabul edilebilir bir durum ancak Katarlılar ya da herhangi bir Müslüman devleti, bu bahsettiğim kalıp yargının ötesine geçip konumlarını tasarlama hakkına sahip olsaydı, o zaman elbette medya bunu kabul edilemez bulurdu." diye konuştu.

- "ELEŞTİRİLER MÜSLÜMANLARIN ÖRTÜLÜ OLARAK KARALANMASINA İZİN VEREN NEFRET SÖYLEMİNE DÖNÜŞTÜ"

Katar'la ilgili gazete manşetlerini "manipülatif" bulduğunu aktaran Jalal, Fransız hiciv dergisi Le Canard Enchaine'de yayımlanan ve Katar forması giyen futbolcuları ellerinde silahlarla terörist gibi tasvir eden karikatüre ilişkin, "Bu bir tür nefret söylemidir ve bunu Fransız basınında çok sık görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Jalal, bu tarz haberlerin algı yönlendirme amacıyla kaleme alındığına dikkati çekerek, "Eğer basın sizi sürekli hırsız, terörist, katil ya da Avrupalıların sahip olduğu medeniyetin temel niteliklerine sahip olmayan insanlar olarak tanımlıyorsa, Avrupa halkı zamanla sizi tek boyutlu şekilde görecektir." dedi.

2022 FIFA Dünya Kupası'nın başlamasıyla Katar'a yönelik düzenli lobi faaliyeti yürütüldüğünü anlatan Jalal, "Gazete manşetlerinin neredeyse yarısının futbol dışındaki konularla ilgili olduğunu gördük." ifadesini kullandı.

Jalal, özellikle LGBT konusundaki baskıyı anlatması açısından turnuva öncesi İngiltere'de yapılan ankete atıfta bulunarak, "Anket sonucuna göre, İngiliz halkının yaklaşık yüzde 62'si Katar'ın yalnızca LGBT konusundaki tutumu yüzünden Dünya Kupası'na ev sahipliği yapmasının engellenmesi gerektiğini düşünüyordu." şeklinde konuştu.

Katar'ın eşcinselliğe karşı tutumunu açıklamasına rağmen turnuvaya LGBT renklerini taşıyan "OneLove" bandıyla katılmak isteyen Hollanda, Belçika, Danimarka, Almanya, İsviçre, Galler ve İngiltere milli takım kaptanlarına işaret eden Jalal, bu futbolculara izin verilmemesinin Avrupa basınında günlerce konuşulduğunu söyledi.

Jalal, İngiliz milli takımı kaptanı Harry Kane'in söz konusu bandı takmaktan vazgeçmesiyle ilgili, "Kane, geri çekildi ve bandı takmadı ancak buna rağmen manşetler devam etti. 'İşte başlıyoruz. Ülkesine gelen İngiliz halkına, İngiliz oyuncularına sansür uygulayan bir Arap ülkesi var.' dediler. Bence şu anda çoğu Batılı, Katar'ın Taliban'ın sadece bir derece üzerinde olduğuna inanıyor." değerlendirmesini yaptı.

- "TURNUVA, AVRUPA KÜLTÜR VE DEĞERLERİNİN DAYATILDIĞI BİR ETKİNLİĞE DÖNÜŞTÜ"

Muhammed Jalal, turnuvanın futbol organizasyonundan çok Avrupa kültür ve değerlerinin dayatıldığı etkinliğe dönüştüğünü kaydederek, stada haçlı kostümüyle girmeye çalışan taraftarlara dikkati çekti. Jalal, "İngiltere'de sağ eğilimli kanal TalkTV haçlı kıyafeti giyen adam için 'Ne kadar cesur bir adam, Katar'a gitti ve onlara İngiliz ruhunu gösteriyor.' dedi. Bu kabul edilemez." yorumunda bulundu.

Haçlı şövalye kostümünün 11. yüzyıllarda İslam egemenliği altındaki Kudüs'ün işgalini çağrıştırdığını anlatan Jalal, "Turist vizesiyle İngiltere'ye gelen ya da A takımını desteklemek için ülkede bulunan, İngilizlerin kültürünü ve tarihini aşağılayan Arap ya da Müslüman bulamazsınız ancak İngilizler ve Avrupalılar için böyle davranmak tamamen kabul edilebiliyor." şeklinde konuştu.

- "GÖÇMEN İŞÇİLERLE İLGİLİ ELEŞTİRİLERDE HAKLILIK PAYI OLSA DA YANILTICI RAKAMLAR KULLANILIYOR"

Katar'a göçmen işçiler konusunda yöneltilen eleştirilerde haklılık payının bulunduğunun altını çizen Jalal, ancak stadyum inşası sırasında hayatını kaybeden işçilere ilişkin rakamların yanıltıcı olduğunu ifade etti.

Jalal, "Pakistan, Sri Lanka, Nepal, Hindistan ve Bangladeş'ten 6 bin 500 göçmen işçinin hayatını kaybettiği söyleniyor. Bu, gazetelerin çoğu tarafından kesin rakam olarak kabul ediliyor." diyerek, Katar Hamad Bin Khalifa Üniversitesinde Orta Doğu çalışmaları yapan Doç. Dr. Marc Owen Jones'un çalışmalarına atıfta bulundu.

Jones'un çalışmalarından yola çıkarak söz konusu 6 bin 500 kişinin 2011-2019 arasında doktor, eğitimci, işçi, her meslek grubundan, Katarlı olmayanların ölü sayısı olduğunu aktaran Jalal, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnsanlar ayrıntıları düşünmezler ve bu nedenle kendilerine rakam sunulduğunda ya da genel olarak Katarlılar ve Müslümanlar hakkında görüş bildirildiğinde, bu düşüncelerin halkın içinde iltihaplanmasına izin verirler. Şu anda meslektaşlarıma gidip, 'Katar'a bakış açınız nedir?' diye sorsam, hiç duraksamadan olumsuz yanıtlar vereceklerdir. Çünkü ayrıntıları incelemeyecek, istatistiklerin hiçbirini sorgulamayacaklar."

- "KATAR'A TEPKİ GÖSTEREN BBC, RUSYA VE ÇİN'DE SESSİZDİ"

Birleşik Krallık kamu yayıncısı BBC'nin, Dünya Kupası'nın açılış töreni yerine Katar'ın göçmen işçilere muamelesini, LGBT topluluğuna yönelik yasakları ve FIFA'daki yozlaşmayı eleştiren program yapmayı tercih ettiğini dile getiren Jalal, kanalın daha önce Rusya ve Çin'deki organizasyonları canlı yayınladığını hatırlattı.

Jalal, şunları kaydetti:

"2 milyon kadar Uygur şu anda sözde eğitim kampları olarak adlandırılan soykırım kamplarında bulunuyor ama buna rağmen Çin'deki Kış Olimpiyatları sırasında pek tartışma olmadı. Rusya, Dünya Kupası'na ev sahipliği yaptığı 2018'de Suriye'yi çoktan işgal etmişti. Halep'i sistematik biçimde bombalamıştı. 2014'te doğu Ukrayna ve Kırım'ı çoktan işgal etmişti. Yani yaklaşık 4 yıl önce Rusya'nın gerçek insan hakları ihlallerinden bahsetmek için birçok neden vardı, ancak o dönem hiçbir şey konuşulmadı, Rusya'ya yönelik tek bir eleştiri yoktu."

- "BATI İÇİN 'İNSAN HAKLARI' KAVRAMI, GEREKTİĞİNDE KULLANILACAK BİR SOPAYA DÖNÜŞTÜ"

Katar'a yönelik eleştirilerin başında gelen "insan hakları" kavramının Batı için artık sadece gerektiğinde kullanılan bir sopa olduğunu belirten Jalal, "İnsan hakları, dış ve iç hedeflerine ulaşmak için Batılı devletler tarafından kullanılan bir araçtır. İnsan hakları kavramını evrenselleştirip ondan faydalanarak ve onu tutarsız şekilde dağıtarak kullandıkları bir araç. İnsan hakları başkalarını yenmek için kullandıkları bir sopaya dönüştü." diye konuştu.

Jalal, Avrupa'nın insan hakları konusunda eleştiri yapmak için önce çevresinden başlaması gerektiğini vurgulayarak, "6 milyon Müslümanın yaşadığı Fransa'da, on binlerce Müslüman, büyük ölçüde Kuzey Afrikalının banka hesapları donduruldu. Sivil toplum örgütleri kapatıldı. Camiler kapatıldı. Bu yüzden insan hakları ihlalleri hakkında konuşmak istiyorsanız, önce çevrenizden başlayın." ifadelerini kullandı.

Yorumlar