"Don Kişot" balesi Zorlu PSM'de sahnelenecek

- İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından sahneye konulan ve Süreyya Operası'ndaki temsilleri kapalı gişe oynayan "Don Kişot" balesi, 18 Nisan'da Zorlu PSM Ana Tiyatro'da seyirciyle buluşacak - Bale Başkoreografı Ayşem Sunal Savaşkurt: - "Türkiye'de 'Don Kişot'un bu kadar sevilmesinin nedeni, Minkus'un müzikleri ve eserdeki canlı İspanyol tarzı"

Google Haberlere Abone ol
"Don Kişot" balesi Zorlu PSM'de sahnelenecek

İSTANBUL (AA) - ANDAÇ HONGUR - İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) Bale Başkoreografı Ayşem Sunal Savaşkurt, Türkiye'de "Don Kişot"un çok sevilmesinin nedeninin, Ludwig Minkus müzikleri ve eserdeki canlı İspanyol tarzı olduğunu belirtti.

İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde yaklaşık 3 yıldır başkoreograf görevini yürüten Savaşkurt, AA muhabirinin, son olarak Miguel de Cervantes'in aynı ismi romanından seçilmiş bazı bölümlerden esinlenilerek sahneye taşıdığı "Don Kişot" balesine ilişkin sorularını yanıtladı.

Göreve geldiğinde her yıl klasik bir eser sergilemeyi hedeflediğini ifade eden Savaşkurt, bunu da şimdiye kadar gerçekleştirebildiğini söyledi.

İlk sezonda hem teknik isteyen hem akademik hem de keyifli bir eser olan "Korsan"ı sahnelediklerini belirten Savaşkurt, "Fındıkkıran, yeni yılda olmazsa olmazlardan. İkinci sezonumda ise bu iki eseri tekrarlayıp yanlarına 'Uyuyan Güzel'i ekledim. Çünkü bu eser klasik balenin mihenk taşı ve en akademik olanı, hata kaldırmayan bir eser. Üçüncü sezonumda hepsini tekrarlayıp, biraz daha eğlenceli ve renkli olan 'Don Kişot'u ekledim. Bu eseri, dansçılar için teknik olmakla beraber çok keyifli olduğu için seçtim. Bunların yanı sıra 3'lü baleler de yaptık. Mesela '3 Aşk, 4 Mevsim, Sondan Önce', 'Dansın Rengi' gibi." diye konuştu.

Savaşkurt, "Don Kişot"u 4 farklı kastla sahneye taşımanın riskli olmadığını vurgulayarak, "Genç sanatçıları hazırlamak, deneyim kazanmalarını sağlamak çok önemli." dedi.

Yurt dışında da eserlerin birden fazla kastla sahneye taşındığını anlatan Savaşkurt, şu bilgileri verdi:

"Yurt dışında ben ilk rolümü aldığımda 18 yaşındaydım 7. kasttım ve dans ettim. Paris Konservatuvarı'ndan 16 yaşında mezun oluyorlar ve 17 yaşında profesyonal hayata başlıyorlar. Eğer potansiyel var ise 18 yaşında başrole çıkabiliyorlar. Bizde ise neredeyse 20 yaşında mezun oluyorlar. Benim şu anda şans verdiğim genç sanatçılar 23-24 yaşlarında, bu aslında çok normal bir yaş. Yurt dışında 'grup dansçısı', 'yarım solist', 'solist', 'solist B', 'solist A' ve 'başdansçı' olmak üzere basamaklar var. Bu basamakları gösterdiğiniz performansa göre atlayabiliyorsunuz. Bazen de gencecik biri geliyor ve mesela solist olarak başlıyor. Burada yaş önemli değil tamamıyla performansa bağlı. Mesela grup dansçısı olup, bir koreograf tarafından başrole de seçilebilme şansınız var ve eğer başarılı olursanız basamak atlıyorsunuz."

- "Benim de en çok dans ettiğim rollerden"

Bir soru üzerine Savaşkurt, "Don Kişot" balesinde "Kitri"nin çok kondisyon isteyen, teknik olarak da dönüş ve jump ağırlıklı bir rol olduğunu belirterek, "Benim de en çok dans ettiğim rollerden biridir. Ben çok eğleniyordum çünkü müzik çok keyif ve enerji verir, tüm zorlukları unutturur. Aslında Lüksemburg'da, finalde Don Kişot yaparak 1. olmuştum." ifadelerini kullandı.

Savaşkurt, Türkiye'de "Don Kişot"un bu kadar sevilmesinin nedenini "Minkus'un müzikleri ve eserdeki canlı İspanyol tarzı" olarak açıkladı.

Genelde eserleri Kadıköy Belediyesi Süreyya Opera Sahnesi'nde sergilediklerini dile getiren Savaşkurt, Don Kişot'u 18 Nisan'da da Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde sahneleyeceklerini anlattı. Savaşkurt, "Biz aynı hazırlıkları her temsilimiz için yapıyoruz, sadece sahnenin ölçüleri bizim alıştığımızdan farklı olduğu için oraya normalden bir gün daha önce gidiyoruz ve yerleşme provası yapıyoruz." dedi.

Ayşem Sunal Savaşkurt, geçen hafta İtalya'da International Ballet Competition'da jüri üyesi olduğuna değinerek, şunları anlattı:

"Uluslararası bir kariyeriniz varsa ve birkaç yarışma kazandıysanız zaten davet ediliyorsunuz. Beni bu yarışmaya Bayan Paola Jorio davet etti. Beraber dans ettiğim arkadaşlarım veya aynı gala balelerde sahneyi paylaştığım arkadaşlarım da jüride oluyor sıklıkla ve bu çok güzel bir duygu. Jüri üyeleri de ya bir konservatuvarın veya benim gibi bir bale topluluğunun direktörü olduğu için yarışmacılar sadece ödül kazanmıyor, burs alabiliyor veya topluluklardan birinde iş bulma şansı elde ediyor."

- Eser

Ludwig Minkus'un bestesiyle Marius Petipa tarafından ilk kez 1869'da Moskova'da Bolşoy İmparatorluk Tiyatrosu'nda sahnelenen "Don Kişot", müziklerindeki melodi zenginliği, İspanyol kültürünün renkli ve heyecan verici etkisinin uyumlu birlikteliği ile klasik bale dünyasının "en pırıltılı" ve "ihtişamlı" eserlerinden biri olarak biliniyor.

Orkestra şefliğini Roberto Gianola'nın yaptığı "Don Kişot" balesinin dekor tasarımı İsmail Dede, kostüm tasarımı Gizem Betil, ışık tasarımı Önder Arık imzası taşıyor.

Eserde, "Kitri"yi Gizem Atik Tuncay, Berfu Elmas, Büşra Ay ve Melike Koper, "Basilio"yu Melih Mertel, Batur Büklü, Olcay Tunçeli ve Çağatay Özmen, "Don Kişot"u Alkış Peker, Alper Akalın ve Egemen Kement, "Sancho Panza"yı Cem İndere ve Murat Öztekin, "Gamache"yı Özerk Tozkoparan ve Onur Tunay, "İki Arkadaş"ı Zuhal Balkan, Hüma Ersel, Maia Ito, Asena Ökte, M. Özde Eren, Julia Hartmann, Büşra Ay, Berfu Elmas, Zeynep Serpen ve Merve Topaldemir, "Espada"yı Olcay Tunçeli, Oliver Spence, M. Nuri Arkan, Çağatay Özmen ve Batur Büklü, "Mercedes"i Deniz Kılınç, Melike Koper, Ebru Cansız, M. Özde Eren ve Julia Hartmann, "Çingenelerin Başı"nı M. Nuri Arkan, Can Bezirganoğlu ve Alican Güçoğlu, "Lorenzo"yu Kerem Kuraner, Ahmet Eroğlu ve İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçıları dönüşümlü canlandırıyor.

Prömiyeri 24 Şubat'ta Süreyya Opera Sahnesi'nde yapılan ve burada kapalı gişe oynayan "Don Kişot", 18 Nisan saat 20.30'da Zorlu Performans Sanatları Merkezi'nde sahnelenecek.

Eserin konusu şöyle:

"Orta Çağ şövalye hikayelerine saplantı derecesinde meraklı olan Don Kişot, gezgin bir şövalye olmaya karar verir ve yaveri Sancho Panza ile birlikte şehre doğru yola çıkar. Hayalinde aşkını kazanmak istediği Dulcinea vardır. Hancı Lorenzo, kızı Kitri'yi zengin Gamache ile evlendirmek istemektedir. Oysa Kitri, Basilio'yu sevmektedir. Bu sırada Don Kişot ve Sancho Panza şehre gelir. Don Kişot Kitri'yi görür görmez, en sonunda Dulcinea'yı bulduğunu düşünür. Meydandaki şenliğin ortasında Kitri ve Basilio, arkadaşları Espada ve Mercedes'in yardımıyla oradan kaçmayı başarır. Don Kişot ve Sancho Panza da onları takip eder. Gamache ve Lorenzo da vakit kaybetmeden çiftin peşine düşer. Don Kişot ve Sancho Panza kaçan çiftin bir çingene kampına sığındığını keşfeder. Herkes gecenin romantik atmosferinin etkisindedir. Don Kişot hayallere dalar ve Kitri'nin aslında Basilio'yu sevdiğini anlar. O sırada birden fırtına kopar. Don Kişot bir yel değirmenine saldırır; onu bir canavar olarak algılamıştır. Ancak bu çarpışmanın sonunda sefil bir halde yere yığılır ve kendinden geçer.

Don Kişot büyülü bir rüyaya dalar ve gözünün önünden olağanüstü güzellikte görüntüler geçer. Kitri'yi gene Dulcinea olarak görür. Şafağın sökmesiyle Çingene kampından kaçan Kitri ve Basilio'yu Sancho Panza fark eder ve hemen Don Kişot'u uyandırır. O sırada kampa varan Lorenzo ve Gamache onlara Kitri'yi sorar. Genç aşıklara sempatiyle bakan Don Kişot, Lorenzo ve Gamache'ı kasıtlı olarak yanlış yönlendirir. Ancak Sancho Panza ikiliye bilinçsizce doğru yolu gösterir.
Kitri ve Basilio her ne kadar saklanmaya çalışsa da sonunda yakalanır. Lorenzo, kızından Gamache'ın ilgisine karşılık vermesini ister. O sırada Basilio sahte bir intihar sahnesi yaratır. Kitri bunun bir oyun olduğunu anlayınca, Don Kişot'a Basilio ile evlenmek istediğini söyler ve konuyla ilgili Lorenzo'yu ikna etmesini rica eder. Bir anda Basilio hayata döner. Düğün hazırlıkları için herkes coşkuyla oradan ayrılır. Halk çiftin evliliğini kutlamaktadır. Don Kişot da çiftin evlenmesinden dolayı mutludur. Onlara samimi bir biçimde veda ederek, yeni maceralara doğru yola koyulur."

Yorumlar