Destici, İTO ziyaretinde gazetecilere konuştu

"Yargının verdiği kararları, beğenmeyebilirsiniz, eleştirebilirsiniz. Bu da demokratik bir haktır ama uymakla herkes sorumludur. Ama hiç kimsenin, halkın yüzde 52-53 oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanını tehdit etmesi, haddi de değildir hakkı da değildir"

Google Haberlere Abone ol
Destici, İTO ziyaretinde gazetecilere konuştu

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, yargı kararlarına herkesin uyması gerektiğini belirterek, "Hiç kimsenin, halkın yüzde 52-53 oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanını tehdit etmesi, haddi de değildir hakkı da değildir." dedi.

İstanbul Ticaret Odasını (İTO) ziyaret eden Destici, görüşmenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

İTO Başkanı Şekib Avdagiç ve yönetim kuruluna misafirperverliklerinden dolayı teşekkür eden Destici, bu ziyareti uzun zamandır istediğini söyledi.

Üretim, imalat ve ihracatın büyük bir kısmının İstanbul'da gerçekleştirildiğini anlatan Destici, İTO'nun teknik ve mesleki eğitime verdiği desteğe dikkati çekti. Destici, çalışmalarından dolayı oda yöneticilerini tebrik etti.

"ÜSLUP DOĞRU BİR ÜSLUP DEĞİL"

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'in, "15 Temmuz darbe girişimi" ile "Gezi Parkı olayları"na ilişkin davanın karara bağlanmasının ardından yaptığı açıklamaların hatırlatıldığı Destici, Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu söyledi.

Yargının anayasaya göre de bağımsız ve tarafsız olduğunu belirten Destici, şöyle devam etti:

"Yargının verdiği kararları beğenmeyebilirsiniz, eleştirebilirsiniz. Bu da demokratik bir haktır ama uymakla herkes sorumludur. Bulunduğunuz konum itibarıyla saygı göstermekle mükellefsiniz. Yoksa toplumda anarşi meydana gelir. Zaten bunu yapmaya çalışıyorlar. Bir de burada verilen karar, daha ilk mahkemenin verdiği karar. Bu öfke, bu kızgınlık, bu isyan ya da bu başkaldırı nedendir? Sonra bakıyoruz fotoğrafta kimler var? CHP Grup Başkanvekili ve milletvekilleri, PKK'nın siyasi uzantıları, DHKP-C'nin siyasi uzantıları, FETÖ'cüler... Yani ne kadar terör örgütü mensubu ve onların uzantıları varsa, onlar fotoğrafın içinde. Açıklama yapılan karenin içinde. Şimdi bunu eleştirebilirsiniz dediğim gibi. Ama hiç kimsenin, halkın yüzde 52-53 oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanını tehdit etmesi, haddi de değildir hakkı da değildir. Bunu reddediyoruz. Bunu kınıyoruz. Bu üslup, doğru bir üslup değildir. Bu üslup demokratik bir üslup da değildir."

- "Hata varsa bunun üst mahkemesi var"

Bu anlayışın yargı mensuplarına hakaret etmek anlamına geldiğini de vurgulayan Mustafa Destici, verilen ağırlaştırılmış müebbet cezasını hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Hangi yargıç başkasının sözüyle böyle bir cezayı verir ki... Siz verir misiniz? Bir başkası verir mi? Özgür Özel kendisi verir mi? Kendisi vermeyeceğine inanıyorsa o zaman karşısındaki hakimin de vermeyeceğine inanması lazım. Meseleyi öyle değerlendirmesi lazım. Bir hata ya da yargılamada bir eksiklik olduğunu düşünüyorsa, zaten bunun bir üst mahkemesi var. Bizde güzel bir söz var. 'Yanlış hesap Bağdat'tan döner.' Eğer onların dediği gibi bir delil yoksa ortada, bir suç yoksa zaten bu istinaf, orada olmadı Yargıtay, orada olmadı Anayasa Mahkemesi'nde zaten düzelir. Ama bir de biz Gezi'yi yaşamadık mı? Yaşadık. Yani Taksim'de 'Gezi Parkı'nda ağaçlar kesiliyor' diye bu eylem başladı. Biz de hatta o zaman 'Ya bu ağaçlar kesilmesin.' diyenlere niye bu kadar ağır müdahaleler yapılıyor diye tepki gösterdik. Ama baktık ki daha sonra işin rengi değişti. Bu bir kalkışma hareketine doğru, bir sokak hareketine dönüştü. Biz bu konuda tecrübeli bir hareketiz. Ne yapmak istediklerini bilmiyor muyuz? O zaman dışarısı, içerisi, terör örgütlerinin tamamı, işte muhalefet partileri bir araya geldiler, CHP her zamanki gibi 28 Şubat'ta nasıl öncülük yapmışsa 27 Nisan'da muhtıralar verildiğinde nasıl Cumhuriyet mitingleriyle öncülük etmişse, orada da öncülük yaptı ve bir kalkışma hareketi başladı. Eğer devletin basireti, güvenlik güçlerinin gerçekten kararlı bir tutumu müdahalesi olmasaydı, bizden bir duruş olmasaydı, onların ulaşmak istediği yer, hükümeti bir sokak hareketiyle devirmek ya da bir erken seçime zorlamak, Türkiye'de bir hükümet değişikliğiydi.''

Yorumlar