Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Işıl Özgentürk'ten tepki çeken Batman yazısı

Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Işıl Özgentürk, Batman'da yaşanan cinsel istismar olayıyla ilgili kaleme aldığı yazı nedeniyle tepki topladı.

Google Haberlere Abone ol
Cumhuriyet Gazetesi yazarından tepki çeken yazı

 Cumhuriyet Gazetesi yazarı Işıl Özgentürk, bugün yayınlanan “Porno çukurunda debeleniyoruz” başlıklı yazısının bir bölümünde, 18 yaşındaki İpek Er’e cinsel saldırıda bulunarak ölümüne neden olmakla suçlanan Uzman Çavuş Musa Orhan’a yer verdi. Yazısında öğretmen bir arkadaşının Batmanlı kadınlarla ilgili anlattıklarını aktaran Özgentürk tepkiyle karşılaştı.

Özgentürk, öğretmen arkadaşının anlattıklarını şöyle aktardı: “Batman kadın intiharlarının en çok olduğu kenttir. O bölgeyi çok iyi bilen, bir öğretmen dostum şöyle anlatmıştı: ‘Buralarda kız çocuklarına hiç değer verilmez, babalar kız çocuklarını çocuktan saymaz, onlar okutulmazlar, mal gibi satılırlar. Mirastan onlara hiçbir pay düşmez. Herhangi bir beceri edinmeleri, yaşamlarını kendi ayakları üstünde sürdürmeleri için hiçbir yardım alamazlar. Bu durumdaki genç kızların iki seçeneği vardır: Ya dağa çıkmak ya da kentlerinde görev yapan asker, bürokrat biriyle evlenerek kurtulmak. Bu nedenle pek çok genç kız umutsuzca kendini kandırır, evlilik hayalleri kurar ve ansızın bürokrat, asker bir başka bölgeye tayin olur gider. Çoğu bekâretini kaybetmiş genç kızlar için intihar, bir kurtuluş olur.”

BARO BAŞKANI ÇAKAN TEPKİ GÖSTERDİ

Özgentürk’ün bu satırları çok sayıda sosyal medya kullanıcısı tarafından tepkiyle karşılandı. Batman Baro Başkanı Avukat Hamit Çakan ise suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Çakan, STK veya kurumların istatistiğine dayanmadan bir şehrin tamamını karalamanın gazetecilik olmadığını belirterek, şöyle dedi. “Başta suç duyurusu olmak üzere baro olarak gerekeni yapacağız. Gazetecilik ince elenip sık dokumayı gerektirir. Bir STK veya Kurumun raporuna veya adli bir  istatistiğe dayanmadan bir şehrin tamamını zan altında bırakacak ya da karalayacak bir yazı yazmak gazetecilik değildir. Suç duyurusunda bulunacağız.”

Batman Basın Konseyi de Işıl Özgentürk’e tepki gösterdi. Özgentürk’ün köşe yazısını kınayan yazılı bir açıklama yapan Basın Konseyi, yazarın, Batman halkından özür dilemesi çağrısı yaptı.

BAŞARAN: GAZETECİLİK KADINLARI DİNLEMEYİ GEREKTİRİR

HDP Milletvekili Ayşe Acar Başaran da, Özgentürk’ün yazısına tepki gösterdi. Başaran, sosyal medya hesabından, konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

-Işıl Hanım öncelikle, Batman vekili olarak kentimizin yıllardır yürüttüğü kadın mücadelesi sonucunda kayyım darbesinden önce belediyemizde eşbaşkanlık siteminin uygulandığını ve partimizden her dönem kadın milletvekili temsiliyeti sağlayan kent olduğunu hatırlatayım,

-Bir tecavüzü “pornografik” bir mesele gibi ele almak, erkek egemen sistemin kodlarını iyi okumadığınızı gösteriyor. Kaldı ki Batman’daki uzman çavuş Musa Orhan’ın, İpek Er’i tecavüze maruz bırakması ile ilgili yazdıklarınızla şiddeti pornografik hale getirmişsiniz,

-Gazetecilik; Batman’da kadınların neden intihara sürüklendiğini, bir arkadaşınızdan dinlemeyi değil, Batman’da ataerkiye boyun eğmemiş kadınları dinlemenizi gerektirir. Keza, Batmanlı kadınların bedel ödeyerek mücadele ettiğini görmezden gelmiş oluyorsunuz,

-Belediyelerimize atanan kayyımların kadın merkezlerimizi kapatarak, kadınların şiddete uğradığında gidecek bir mekanizmalarının olmamasını es geçmişsiniz. Size tavsiyemiz; iktidarın da arkasında olduğu kolluk eliyle gerçekleşen tecavüz olaylarına daha çok yoğunlaşmanız. Hele ki üniformalarına güvenerek Kürt kentlerinde kadın ya da çocuklara tecavüz eden asker ve polislerin neden cezasızlıkla ödüllendirildiğini iyi analiz etmenizi tavsiye ederiz. Oryantalist çukurunda toptancı bakış açınız çözümü değil çözümsüzlüğü getirir.”

IŞIL ÖZGENTÜRK'ÜN TEPKİ ÇEKEN YAZISI TAM METNİ ŞÖYLE:

"Porno çukurunda debeleniyoruz"

Siirt’te görev yapan bir Uzman Çavuş Musa Orhan, Batmanlı İpek Er’i on beş gün bir evde tutup sürekli tecavüz etti. Bu arada arkadaşlarıyla yazıştı, yazışmalar şöyle, hiç değiştirmeden aldım: “Nebtın gardaş kıza”, “15 gündür a…koydum gardaş usandım vallaha”, “Yuh gardaşım sakın başını yakma”, “Sıkıntı yok almazlar daha önce de deneyimim var gardaşım”, “Bir ara bana da getir”, “Bakarız”, “Hadi lan naz yapma”.

On beş gün sürekli tecavüze uğrayan İpek Er, daha sonra serbest bırakılmış, o da şöyle yazmış bir kâğıda: “Bana tecavüz etti, ağladım.” O, bana “Ağlama, diktirirsin” dedi. Daha sonra İpek intihar ediyor, ölüyor, Batman’daki çok sayıdaki kadın intiharlarına bir sayı daha ekleniyor. Evet, Batman kadın intiharlarının en çok olduğu kenttir. O bölgeyi çok iyi bilen, bir öğretmen dostum şöyle anlatmıştı: “Buralarda kız çocuklarına hiç değer verilmez, babalar kız çocuklarını çocuktan saymaz, onlar okutulmazlar, mal gibi satılırlar. Mirastan onlara hiçbir pay düşmez. Herhangi bir beceri edinmeleri, yaşamlarını kendi ayakları üstünde sürdürmeleri için hiçbir yardım almazlar. Bu durumdaki genç kızların iki seçeneği vardır: Ya dağa çıkmak ya da kentlerinde görev yapan asker, bürokrat biriyle evlenerek kurtulmak. Bu nedenle pek çok genç kız umutsuzca kendini kandırır, evlilik hayalleri kurar ve ansızın bürokrat, asker bir başka bölgeye tayin olur gider. Çoğu bekâretini kaybetmiş genç kızlar için intihar, bir kurtuluş olur.”

Evet, şimdi bu uzman çavuş önce tutuklandı, ardından kaçma tehlikesi olmadığı için serbest bırakıldı. Şimdilerde elini kollunu sallayarak geziyor ve bol miktarda bozkurt işareti yaparak arkadaşlarına zaferini ilan ediyor. Şu anlattığım durum, bu güzel ülkenin porno çukurunda debelendiğine bir örnek. Çünkü porno, sadece cinselliğin abartılı biçimi değildir, insana aykırı her davranış, her söz pornoya girer.

Aynı günlerde “Adil Yargılanma Hakkı” isteğiyle cezaevinde ölüm orucuna başlayan avukat ve insan hakları savunucusu Ebru Timtik yaşamını yitirdi. Henüz bedeni soğumadan sosyal medyaya ölüm oruçlarıyla ilgili pek çok yazı düşmeye başladı. Bir yandan o devrim şehidi ilan edilirken, bir yandan artık bu eylemin son bulmasını isteyenler vardı. Yahu bir dakika sessizlik bu genç kadın için çok mu zor? Susun, o öldü.

Bitmiyor bu ülkede her şey bataklığın içine çekiliyor. Artık para ve ün Tanrı olduğundan çok az insan bu Tanrılaşma karşısında ayakta durabiliyor. Hep birlikte porno bataklığında debelenirken edebiyatın, şiirin ya da müziğin bunun dışında kalması mümkün mü? Ve ansızın dört basım yapmış bir çocuk kitabının dehşet verici satırları önümüze düşüyor: “Kurnaz tilkinin aklından neler geçmez. Aklını tomografik süzgeçten geçirsek fena mı?” “Ben bu bozayıdan çok çektim, öyle bir şey başına getireyim ki, ömrü boyunca unutmasın. En iyisi tecavüz! Namusunu beş paralık edeyim” fikri baskın çıkmış. Bozayı, kurnaz tilkinin aklından geçen şeytanlık dürtülerini hissetmiş ama ne fayda, Japon yapıştırıcısı ile yere yapıştırılmış gibi sıkışıp kalan bozayının son çırpınışları da yarar getirmemiş.

Kurnaz tilki, bozayının arkasına geçmiş ve çirkin emeline kavuşmuş. Bozayının bakireliği son bulmuş. Tilki, gerdekten çıkmış damat misali gerine gerine, göğsünü kabartarak böğürtlenlerin arasından çıkmış doğru kaya dibindeki dere boyuna, dere sığ ve derin değilmiş. Kurnaz tilki derede boy aptesini aladursun, bozayı ile Nasır Amca’ya dönelim.

Bozayının üzerine kara bulut mu desem, kâbus mu desem bir ağırlık çöküvermiş. Mahcubiyet ve ar duygusuyla başı önünde eğik randevu evine düşmüş fahişeler gibi kendi kendine içerlenerek mırıldanmış: “Bekâretim gitti, namusum beş paralık oldu. Hangi yüzle ayı âlemine çıkacağım. Damgayı yedim bir kere. Bozayı yerine fahişe bozayı derlerse...” Bu satırları okumak zorunda kaldığınız için sizlerden özür dilerim, bırakın metnin içeriğini Türkçesi bile bozuk. Düzeltmedim.

Şimdi bu kitap “Gül ve Düşün” adıyla Arı Sanat Yayınevi’nden çıkmış, dört baskı yapmış. Yazarı Musa Dinç her fuarda, her etkinlikte bu kitabı çocuklara imzalamış ve meraklı olduğundan hep fotoğraf çektirmiş. Ben her türlü sansüre karşıyım ama bir çocuk kitabında ancak ucuz seks kitaplarında rastlanabilecek bu porno metne de karşıyım. Bu metnin yayımlanmasında yazar kadar belki de metni hiç okumadan matbaaya gönderen yayınevine de bir çift laf söylemek gerekiyor.

Baştan söyledim, porno bataklığında debeleniyoruz. Tamam günlerden pazar, üstelik 30 Ağustos. Bu tarih bana bugün sadece acı veriyor. Çünkü bataklık boyumuzu geçti.

Yorumlar