Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TRT'de yaptığı açıklamalarda MİT'e
yönelik eleştirilerin önüne geçecek değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan, MİT'e darbe gecesinde ulaşamadığını ancak, yine de kurumun
üzerine düşeni yaptığını söyledi. Erdoğan, istihbarat örgütünün
yıpratılmaması gerektiğini ifade etti.
Erdoğan, "Benim irtibat kuramayışım, o anda tabii kendilerinin
bulunduğu şartlar sebebiyle olabilir. Kendileri de bunu bu şekilde
ifade ediyorlar ve kendileri benim koruma müdürüme ulaştılar.
Koruma müdürüme ulaşmak suretiyle bazı soruları kendisine, yani
'Bulunduğunuz yerde o anda herhangi bir sıkıntı var mı yok mu?' o
tür şeyleri sordular. Tabii gönlüm arzu ederdi ki, keşke o anda,
ben istirahatteydim, benim kaldırılmamı, benimle böyle bir görüşme
yapmayı isteyebilirdi." dedi.
Erdoğan MİT ile ilgili şunları söyledi: İstihbarat
örgütü yıpratılacak bir örgüt değildir. Eğer istihbarat örgütü ile
ilgili atılacak veya yapılacak bir iş varsa bunun hükümet
değerlendirmesini yapar, ona göre de bizimle de istişare ederse
istişare eder, kararını alır. Sürekli televizyon programlarında
istihbarat teşkilatımızın üzerine bu denli yüklenirsek istihbarat
teşkilatımızı çalışamaz hale getiririz. Ben baştan beri bir şey
söyledim, 'bir istihbarat zaafı vardır' dedim. Ama dünyada
istihbarat zaafının olmadığı ülke var mıdır? Alın Amerika'yı, alın
Rusya'yı, alın Avrupa'nın Almanyasını, Fransasını, İngilteresini
hepsini...Hepsinde birçok terör eylemlerinde vesaire istihbarat
zaaflarının olduğunu görürsünüz.
"DARBE GİRİŞİMİ DÜŞÜNDÜRÜCÜYDÜ"
FETÖ tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe girişiminin
yaşandığı geceye ilişkin bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan,
"15 Temmuz'un bendeki uyandırdığı his, ülkemde doğrusu böyle bir
şeyi eğer hissedeceksem, düşüneceksem bu benim ülkemde hiç mi hiç
akla hayale gelmez ve ülkedeki birlik, beraberlik, dayanışma
ruhunun bu kadar iyi gittiği bir dönemde böyle bir havanın
estirilmesi gerçekten düşündürücüydü." diye konuştu.
Darbe girişimine ilişkin eniştesinden aldığı habere ilk etapta
inanmadığını dile getiren Erdoğan, yaptıkları incelemelerin ve
aldıkları teyitlerin ardından ne yapacakları konusunda Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile görüşmeye başladıklarını
aktardı.
İlk etapta telefonla ulaşmak istedikleri kişilere de kısa sürede
ulaşamadıklarını anlatan Erdoğan, ilk mesajı vermek istediklerini
ve bu doğrultuda hazırlıkların yapıldığını dile getirdi.
YABANCI BASININ DARBE GECESİ YALANLARINA TEPKİ
İlk yaptıkları açıklamanın bazı teknik nedenlerle duyurulamaması
üzerine cep telefonuyla televizyon yayınlarına bağlanma kararı
aldıklarını belirten Erdoğan, "Cep telefonlarıyla dört ayrı kanala
bağlandık ve bu dört ayrı kanalla sesimizi duyurma fırsatını
bulduk. Çünkü uluslararası medya ne yazık ki yalan yanlış
haberlerle birçok şeyler saptırarak verdiler." dedi.
Uluslararası yayınlarda kendisiyle alakalı Almanya'ya iltica
talebinde bulunduğuna ilişkin yalan ve yanlış bilgilerin
aktarıldığını anımsatan Erdoğan, "Elhamdülillah bizim ne
kitabımızda ne inancımızda böyle bir şey söz konusu olamaz. Biz bu
harekete başlarken, bu adımları atarken bir şeye inanarak bunu
yaptık, biz dedik ki 'Biz kula kul olmayacağız, sadece Allah'a kul
olacağız.' Ve bu yola da böyle çıktık. 'Ben aziz milletimi şu anda
meydanlara davet ediyorum, havaalanlarına, havalimanlarına davet
ediyorum ve ben de sizlerin arasında olacağım' dedim. Tabi aynı
mesajı, bu mesajı müteakiben, gerek Sayın Başbakanımız, gerek
emniyet teşkilatımızın ileri gelenleri, gerek yargı mensuplarımız
yani Anayasa Mahkemesinden tutun da yüksek yargı ve diğer yargı
makamlarına varıncaya kadar, yapılanın bir anayasa suçu olduğu
ifade edilmek suretiyle, bunlara yönelik neler yapılabileceği
duyuruldukça ve buradaki o dik duruş, bazı askeri makamlardan
yapılan bu noktadaki açıklamalar, bunlar tabi havayı bir anda, çok
kısa zamanda aslında olumlu istikamete dönüştürdü, tersine
çevirdi." değerlendirmesinde bulundu.
Darbe girişimi sonrasında bulundukları yerden ayrılma konusunun da
gündeme geldiğine işaret eden Erdoğan, "Orada helikopterle gelip
dolaşanlar filan var, artık hava kararmış vaziyette ve tabii bütün
bunlarla beraber de sağolsun yanımdaki bütün güvenlik ekibim, onlar
kendilerine göre tedbirlerini aldılar ve o güvenlik ekibimin
içerisinden iki şehidimiz var. Rabbim onlara rahmet etsin, Rabbim
onlarla bizi inşallah cennetinde buluştursun." dedi.
Kısa süre içerisinde helikopter pistine hareket ettiklerini aktaran
Erdoğan, "O gece benim için önemli isimlerden bir tanesi de
gerçekten pilotumdur. Helikopter pilotlarımız, onlar o noktada
gerçekten hem cansiperane hem de çok şeyi göze alarak o adımı
attılar ve 'Yakıtım bitene kadar bunlar beni yakalayamaz ve ben
söylediğiniz hedefe ulaşırım.' dediler ve bizi 15 dakikada
Dalaman'a ulaştırdılar." ifadelerini kullandı.
Dalaman'da dört ayrı noktada uçakların hazır bekletildiğini anlatan
Erdoğan, makam uçağına geçtiklerini ve pilotlara Ankara veya
İstanbul olmak üzere iki hedef verdiklerini dile getirdi.
Erdoğan, "Belli bir noktaya gelene kadar da hala pilot nereye
ineceğimizi bilmiyordu. İstanbul mu olacak, Ankara mı olacak bunu
bilmiyordu." dedi.
Uçak Biga civarına geldiği zaman pilota "İstanbul'a inelim."
dediklerini, bunun üzerine pilotun "Pist karanlık." şeklinde
karşılık verdiğini anlatan Erdoğan, kendisinin de pilota karanlığa
inip inemeyeceğini sorduğunu anımsattı.
Pilotun, "İnerim ama riski var." dediğini aktaran Erdoğan, uçağın
kısa mesafede durma, kısa mesafede havalanma kabiliyeti olduğunu
belirterek, pilota kendi aydınlatmalarıyla piste inmesini
söylediğini kaydetti.
"ORADA UFAK BİR KRİZ MASASI KURDUK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, pilotun, pistin üzerine koyulabilecek tank
ve benzeri şeylerin tehlike oluşturabileceğini ifade ettiğini
söyleyerek, pistin üzerinde birkaç tur atılmasını istediğini
anlattı. Erdoğan, "Bu arada İstanbul Emniyet Müdürümüzle görüştüm.
Tabi Mustafa kardeşime de çok teşekkür ediyorum. 10-15 dakika
içerisinde onlar, kuleyi temizlediler. Tabi kule temizlenince pist
aydınlatıldı, pist aydınlatıldıktan sonra da rahatlıkla piste
indik." diye konuştu.
Apronun ve terminal önünün dolu olduğunu, on binlerce insanın
beklediğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İki kez F-16 uçaklarıyla, ses hızını biliyorsunuz aşmak suretiyle
patlama, demek ki onlar da herhalde buraya bomba atanlar oraya da
bomba atarlardı, bomba yüklü değildiler büyük ihtimalle. Orada ses
hızının üstüne çıkarak o patlama yapıyor ve konuk evinin zaten
camlarını filan da patlattı, hatta orada bir kaç yaralı vardı. Bunu
bir kez yaptılar olmadı, daha sonra bir daha yaptılar. O arada biz
konuk evimize girmiş olduk ve Valimiz, 1. Ordu Komutanımız ve
Bakanımız beraberce orada bir ufak kriz masası oluşturduk ve
buradan da tabi Genelkurmay Başkanının rehin alındığını filan
duyduk, önce Başbakanımızla da tekrar bir irtibat kurduk ve
Genelkurmay Başkanlığına vekaleten Ümit Paşa'yı o arada getirmiş
olduk. Çünkü Sayın Başbakan, Eskişehir ile kurduğu diyaloglarda,
'Akıncılar'ı yani söylüyorum, vurmuyorlar, bizden yazılı talimat
bekliyorlar.' filan gibi bazı şeyler söyledi."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar