Taşıyıcı annelik (surroqat) nedir?

Taşıyıcı annelik nedir , surroqat nedir , taşıyıcı annelik nasıl yapılır , taşıyıcı anne nasıl olunur , taşıyıcı annelik uygulaması

Google Haberlere Abone ol
Taşıyıcı annelik (surroqat) nedir?

Taşıyıcı annelik (surroqat) nedir?

Taşıyıcı anneliğin tıptaki bir diğer ismi ‘surroqat’ tır. Yani çift anne ve baba olamıyor, kadının anne olmakla alakalı bazı sorunları var ise taşıyıcı anne aranıyor. Taşıyıcı anne başkasının bebeğini doğum anına kadar karnında taşıyarak, bebek doğduktan sonra aileye teslim etmesi olayıdır.

Ülkeler taşıyıcı annelik konusuna nasıl bakıyor?

Taşıyıcı annelik için kişinin kendi çocukluğunda donör embriyo taşıyan ve somatik ve psişik yönden sağlıklı olması gerekir. Gerekli tıbbi muayeneler gerçekleştirildikten sonra herhangi bir sağlık problemi görülmeyen 18 ile 35 yaş aralığındaki kadınlara uygulanır. Tıpta bu yöntemin uygulanması tesadüfen gerçekleşmemiş. Anne olmakta sorunlar yaşayan bir çok jinekolojik hastalıklar bulunur. Bunun tıpta çok farklı terimleri ve açıklamaları yer alabilir. Ancak asıl buluş nedeni anne ve baba olmak isteyen çiftlerin kendiliğinden olmaması ya da çeşitli uygulanan tıbbi müdahalelerin sonuç vermemesi sonucu ortaya çıkmıştır.

Peki taşıyıcı annelik uygulamasında karşılaşılan prosedürler nelerdir?

İlk aşamada tabi ki taşıyıcı anne (surroqat) seçilir. Bu seçim yapılırken kişinin herhangi bir zihinsel ve fiziksel problemi olmaması ve yaşının da 18 den küçük , 35’ten büyük olmaması gerekir. Sağlığının yerinde olması gebelik sürecinde aksi bir durumla karşılaşılmamasının esas alınması gerekir. Taşıyıcı anne seçildikten ve taraflar anlaştıktan sonra klinik hazırlıklar başlar. Anneler muayeneden geçer. Taşıyıcı anneye genetik ebevynlerin embriyosunun aktarılması için öncelikle genetik anneyle taşıyıcı annenin adet dönemlerinin denk gelmesi işlemi gerçekleştirilir. Taşıyıcı anneye de karnında hamileliğin gerçekleşmesi için hazırlıklar tamamlanır. Daha sonra embriyolar taşıyıcı annenin karnına yerleştirilir. Bundan sonraki aşamadaki gelişi genetik ebeveynlerin embriyolarının sorumluluğundadır. Taşıyıcı annenin sorumluluğu ise hamilelik sürecini güzel geçirmesidir. Yani beslenme  , uyku ve gündelik yaşamına dikkat etmesi gerekir.

Günümüzde insanların yaygın olarak tanışmadığı bu tıbbi uygulama dünya ile 1986 yılında tanışmıştır ve taşıyıcı anneliğin ilk uygulandığı ülke Amerika’dır. Gerçekleştirilen bu ilk operasyon başarı ile sonuçlanmıştır.  Daha sonra ise dünyada bu uygulama ile yasalaşmıştır. Bununla birlikte ABD’nin bazı eyaletlerinde Avusturya , Norveç , Fransa ve İsveç’te taşıyıcı annelik uygulaması kanunla yasaklanmıştır. Belçika , İrlanda ve Finlandiya’da bu süreç kanunla düzenlenir. Avusturya , İngiltere , İspanya , Kanada , Hollanda ve ABD’nin bazı eyaletlerinde taşıyıcı annelik ticari olarak uygulanmıştır. Rusya , Gürcistan ve Ukrayna’da ise tam aksine ticari kullanımına izin verilmiştir.

Dünya’da taşıyıcı anneliğin ana vatanı Hindistan sayılır. Hatta bu ülke ‘’Anand’’ adını verdiği ünlü bir klinikte hizmet göstermesinden dolayı ‘’dünyanın beşiği’’ adını taşımaktadır. Ülkede taşıyıcı annelik ciddi bir ekonomik göstergedir. Ana rahmini bu şekilde kiralayanlar bu işten yılda 445 milyon dolar kazanıyorlar. Hindistan’da 200 yılında kanunlaşan bu iş bürokratik açıdan çok kolaydır. Üstelik, ABD'de taşıyıcı anne aracılığıyla çocuk sahibi olmak isteyen çift bunun için 100 bin dolar öderse, "Anand" da bunun için toplam 10 bin dolar gerekiyor. Bunun 7-8 bini anneye, kalanı ise tıbbi işlemler için harcanmaktadır. Bir de Hintli anne doğumdan sonra çocuğu aileye vereceği ile ilgili bir belgeye imza atmalıdır. Hindistan'da taşıyıcı annelik önde gelen doktorlardan biri de Dr. Nayana Patel. Son 7 yıl boyunca, 200 taşıyıcı hamileliğe yardım etmiştir. Hindistan’da hamile taşıyıcı annelerin bakımı için yurt da kurmuştu.

Yorumlar