Çocuklarda korku sorunu ve çözüm yolları

Çocuklarda korku sorunu hemen hemen her ebeveyni endişelendiren bir durum. Hemen hemen her ailede yaşanan 'çocuklarda korku sorunu' konusunda uzmanların önerilerine kulak verilmesi halinde mutlaka çözüm bulunabilir. Çocuğun korkularını yenmesi için en büyük görev anne ve babasına düşüyor.

Google Haberlere Abone ol
Çocuklarda korku sorunu ve çözüm yolları

Çocuklarda korku sorunu bazı ebevynlerde büyük bir paniğe neden olabiliyor. Her yaştan çocukta görülebilen çeşitli nedenlere bağlı korku sorunu çözülebilecek bir sorundur. Uzmanlar, çocuklarda normal olan korkuların ortadan kaldırılması için başta ailelere büyük görev düştüğünü belirtiyor. Hayvan korkusu, karanlıkta kalma korkusu, yalnız başına kalma korkusu, soyut cisimlerden korkmak gibi sorunların çözümü bilinçli yaklaşım halinde mümkündür. 

Psikolog Dr. Ferahim Yeşilyurt, çocuklukta korkmanın normal, korkmamanın anormal bir durum olduğunu belirtirken, korkuların yerleşmesinde anne ve babaların korkularının etkili olduğunu söylüyor.

Çocukluk korkuları ve bu korkulardan kurtulmanın etkili yolları hakkında bilgi veren Psikolog Dr. Ferahim Yeşilyurt, bu konuda merak edilen soruları şöyle yanıtlıyor:

Korku geçici bir durumken, nasıl kalıcı hale geliyor?

İnsan yavrusu doğumundan belirli bir yaşa gelene kadar korunup kollanmaya muhtaç oluyor. Kendisini koruma becerisini geliştirmesi için epeyce zaman geçmesi gerekiyor. Ani sesler, gürültü, olağandışı uyaranlar karşısında bebeğin kendisini koruma reaksiyonu korku oluyor. Bu nedenle bir çocuğun dünyaya geldikten itibaren yaşadığı acizlik nedeniyle korkması normal, korkmaması anormal. Ancak bazı korkular gelişimsel olarak ortaya çıkıp bir süre sonra kaybolurken, bazıları ise hatalı yaklaşımlar nedeniyle kalıcı hale gelebiliyor ve yetişkinlikte de devam edebiliyor.

Sık rastlanan çocukluk korkuları nelerdir?

• Ani seslere ilişkin korkular.
• Yabancılara karşı duyulan korku.
• Su korkusu.
• Karanlık korkusu.
• Anne ve babayı kaybetme korkusu.
• Arkadaşları tarafından dışlanma korkusu.
• Yeni bir kardeşin doğacak olması nedeniyle duyulan korku.
• Tuvalet ve banyoya gitme korkusu.
• Kalabalık içine girme korkusu.
• Okul korkusu.

Bebekler neden korkar?

Bebekler ortalama altıncı aya geldiklerinde belirli korkular geliştirmeye başlıyor. İlk korkular alışılmışın dışındaki yabancı nesneler ve kişiler oluyor. Bebek yeni tanıdığı kişilere korkarak yaklaşıyor, annesine karşı ise daha güvenli davranıyor. Yeni ortamlara ve kişilere karşı yabancılık çekme davranışı iki yaşa kadar devam edebiliyor.

Korkular çocuk büyüdükçe değişiyor mu?

Her yaş grubunda çocukların korktukları şeyler değişiyor. 0-2 yaş arasında daha çok büyük objelerden, yüksek seslerden ve anne-babadan ayrılmaya dayalı korkular görülürken, 3-4 yaş civarında bu korkulara karanlık korkusu da eklenebiliyor. Bu korkular, bir kısım çocuğun çevresine güven duygusunun artırılmasıyla birlikte azalacaktır. Ancak bazı korkular artarak devam edebiliyor. Özellikle de anne-babaların bazı korkuları varsa. Çünkü korkular, model alınarak da öğrenilebiliyor.

Çocuklarda görülen en yaygın korku hangisidir?

Çocukların en çok korktukları şeylerin başında kuşkusuz karanlık geliyor. Bakıp da görememek gerçeğine bir de hayaletli öyküler eklenince, çocuğun sonsuz hayal dünyasında korkular dallanıp budaklanıyor. Karanlık korkusu en sık 3-5 yaş grubunda ortaya çıkıyor. Soyut korkuların (canavar, hayalet gibi) ortaya çıkması ise 6 yaşından sonra başlıyor. Çünkü bu yaştan itibaren çocuk zihinsel olarak soyut düşünüyor. İşte, tam da bu sırada ailelere büyük görev düşüyor. Ancak çocuğa doğru yaklaşmak korkuların kendiliğinden ortadan kaybolmasına yardımcı oluyor. Çocukluk korkuları aile içinde ya da bir uzman değerlendirilmesi neticesinde çözümlenmezse yetişkinlikte de bu korkular devam edebiliyor.

Korku yönetilebilir mi? Bu konuda ailenin tutumu önemli midir?

Her çocuk karanlıktan, gök gürültüsünden ya da başka bir şeyden korkar. Önemli olan ailelerin bu duyguyu yaşayan çocuklarına nasıl davranmaları gerektiğini bilmeleridir. Yoksa korku, gelecekte çocuğunuzun kabusu olabilir. Bu nedenle anne ve babaların söyledikleri sözlere, çocuklarına karşı olan tutum ve davranışlarına son derece dikkat etmesi gerekiyor. Örneğin şu cümleleri kullanmak çocukların korkularının derinleşmesine neden oluyor:

"Ben senin annen değilim, senin artık annen yok". "Böyle davranırsan seni başkalarına veririm" gibi yaklaşımlar çocukta reddedilme ve aileden ayrılma korkularını artıracaktır. Diğer taraftan hayvanları tanıtırken de anlattıklarınız çok önemli: "Köpek ısırır aman uzak dur."
"Karanlıkta öcüler gelir"diyerek çocuğu kaçırırmış gibi korkular kötü niyetle anlatılmasa bile çocuklar için önemli endişe kaynakları olabilmektedir.

Anne babanın korkusu çocuğa geçiyor mu?

Korkular anne baba gibi çocuğun çevresindeki kişiler tarafından farkında olmadan çocuğa öğretilebilir. Yani çocuk anne babanın korkusunu içselleştirerek bir korku geliştirebilir. Sokakta köpek gören annenin çocuğuna sıkı sıkı sarılması onu o ortamdan uzaklaştırması, köpek sesi duyduğunda tedirgin olması çocuk tarafından algılanacaktır. Ve böylece annenin kaygısı çocuğa geçecektir.

Çocuklarda korku sorunu ile baş etmek için ailelere öneriler:

Anne ve babalara çocuklarının korkularına karşı 5 önerim var:

1 - Zorla üzerine gitmeyin: Bazı aileler çocuğun korkusunu azaltmak için onu zorla korktuğu durumlarla başbaşa bırakmaya çalışırlar. Bu asla doğru bir yöntem değildir. Çocuklarda bu şekilde davranışlar korkuların daha da artmasına neden olacaktır.

Aşamalı olarak korkulan obje ile bağlantı kurulabilir. Örneğin karanlıktan korkuyorsa bir süreliğine odasında bir gece lambası kullanılabilir. Ya da havyandan korkuyorsa, korktuğu hayvanın resimleri üzerinde konuşulabilir ve sonra o hayvanın oyuncağı alınabilir.

2- Çocuğunuz anlaşıldığını hissetsin: Ailelerin yapması gereken tek en önemli şey, çocukla empati kurabilmek. Nasıl ki başkalarının duygularımızı hafife almasından hoşlanmıyorsak, çocuklarımız da aynı şeyi hissediyor. Bu yüzden korkusu olan bir çocuğu asla yargılamamak gerekiyor. "Karanlıktan korkacak ne var?" gibi sorularla çocuğu hafife almanın onu utandırmanın korkularını daha fazla artacağını söyleyebiliriz . Onun yerine, "Haklısın, korkmuş olabilirsin", "Ben de senin yaşındayken korkardım" gibi empati kuran ifadeler sarf etmek ise çocuğunuzu anlamanıza yardımcı olur.

3 - Güven duygusu aşılayın: Sevmek, üzülmek gibi korkmak da doğal bir duygu.
Hatta gelişimin bir parçası. Ebeveynlere düşen, çocuklarının korkularıyla ilgili gözlem yapmak. Anlayışlı ve iş birliğine dayalı bir yaklaşım faydalıdır. Çocuğu dinlemek, onunla daha fazla vakit geçirmek ve korkulan objelerle ilgili bilgilendirme yapmak, sorunun aşılmasına katkı sağlar.

4 - Korkuları beslemeyin: Odasında yalnız yatma korkusu olan çocuğa anne baba yanlarında yatmasını söylerse bu korkunun artmasına olanak sağlamış olur. Anne babanın yanında kendisini daha güvende hisseden çocuğun korkusu pekişerek yalnız kalması daha da güçleşir. Bu nedenle böyle bir durumda yatağınıza almak yerine onun yatağında uyumasını bekleyebilirsiniz. O uyurken yanında ona kitap okuyabilirsiniz.

5 - Çocuğunuzu ciddiye alın: Bazen büyüklerin, sanki kendileri çocukken hiç yaşamamışlar gibi çocukların korkularını hafife aldıklarını görüyoruz. Ama ciddiye alınmama duygusunun çocukların ruhsal dünyasındaki etkileri, tahmin ettiğimizden daha büyüktür. Eğer korkular çocuğunuzun yaşamını engelliyorsa ve uzun sürüyorsa mutlaka bir yardım almakta fayda var.

Çocuğun korkması nasıl önlenebilir, sorusuna farklı uzman yaklaşımı

Uzman Psikolog Aylin Sezer ise “Çocuklar 3-4 yaşına kadar yüksek ses, hızlı hareketler, yabancılar ve özellikle anne-babadan ayrılmaya dair korkular yaşarken; 4-6 yaş arası, daha çok karanlık, canavarlar, gece duydukları garip sesler ve köpek gibi hayvanlara dair korkular geliştiriyorlar” diye konuştu.

Psk. Sezer okul çağındaki çocukların fırtına gibi doğal afetlerin yanı sıra evde yalnız kalmaktan, hekime gitmekten,  azarlanmaktan, reddedilmekten ve başarısız olmaktan korkabileceğini anlattı.

Tehdit ettiğiniz şeyden korkması şaşırtmamalı

Çocukluk çağı korkularına neden olabilecek durumları ve sonrasında ortaya çıkabilecek davranış değişikliklerine değinen Psk. Sezer, ailelerin çocukların korkularına doğru yaklaşmayı öğrenmesi gerektiğini belirtti. Örneğin çocuğu her yaramazlık yaptığında “Seni doktora götüreceğim, iğne yapacak” diye korkuttuktan sonra, çocuğun doktor korkusu geliştirmesine şaşırmamamız gerektiğini belirten Psk. Sezer, karanlıktan korkan çocuğu karanlık odaya kapatmanın da çok sık rastlanan bir durum olduğunu söyledi. Psk. Sezer, “Aynı şekilde yaramazlık yaparsan seni köpeklere veririm, sokakta elimi tutmazsan seni dilenciler alır, gibi tehditlerin çocuklarda yeni korkular oluşturması çok doğal” dedi. Çocukların korkularını önemsememek, ayıplamak veya korkularıyla alay etmek gibi davranışların korkuların artmasına neden olduğunu söyleyen Psk. Sezer “Çocuk bu sefer küçük düşme, aşağılanma kaygısıyla, korkusunu ifade edemeyecek, destek alamayacak ve bu durumlarda çaresizliği artıracaktır” şeklinde konuştu.

Tutarsız disiplin yöntemleri korkuya neden olur

Anne ve babanın tutarsız disiplin yöntemleri veya aşırı koruyucu davranışlarının da korkuları artırabileceğini anlatan Psk. Sezer, “Dış dünyanın korkutucu ve zarar verici olduğu mesajı sıklıkla yinelenen çocuk, ilişki kurduğu her nesne, olay ve kişiye korku ile yaklaşmayı öğrenecektir” dedi. Boşanma, ölüm, uzun hastane yatışları gibi, uzun süreli ayrılıkların çocuklarda güvensizlik ve tehlikede olduğu hissi uyandırabileceğine değinen Psk. Sezer, “Çocukluk korkuları bazen gelişim dönemi ile ilgili olabildiği gibi durumsal da olabilir. Bu korkular, dış dünya ile mücadelelerinde kendilerine olan güvenlerini kazanırlar” diye konuştu.

Ne zaman hekime başvurmalı?

Özellikle erken yaşlardaki çocukluk korkularının, genelde gelişimsel meselelerle ilgili olduğunu, bunun kendiliğinden geçtiğini anlatan Psk. Sezer bu noktada ailenin tutumunun ve korkuya nasıl yaklaştığının önemli olduğunu belirtti.  Psk. Sezer hangi durumlarda hekime başvurmak gerektiğini şu şekilde sıraladı: “Gündelik yaşamını engellemeye başladıysa, yaşına ve karakterine uygun olmayan davranışlar gösteriyorsa, bazı yerler, kişiler veya durumlardan kaçınmaya başladıysa, rahatlatılmaya rağmen korku ısrarcı bir şekilde kalıyorsa veya kötüleşiyorsa, fiziksel nedeni olmayan, ısrarcı bedensel şikayetleri varsa (sürekli karın ağrısı, baş ağrısı), hafif takıntı davranışları geliştirmeye başladıysa, korkutucu kabuslar, korkusundan dolayı uyuyamaması, odasına girmemek için ağlama nöbetleri geçirmesi gibi, normal yaşamını devam ettirmesine engel olacak boyuttaysa, mutlaka bir çocuk ruh sağlığı uzmanına başvurun”.

Korkuları yenmek için ne yapmalı?

Çocukların korkuları yenmesinde en büyük yardımcının anne-babayla kurulan güvenli bağın, bu korkuların giderilmesinde en önemli faktör olduğunu vurgulayan Psikolog Aylin Sezer, ailelerin yapması gerekenleri şöyle özetledi;

Çocuğunuzun korkusuna saygı gösterin.

Çocuğunuzun genellikle bu korkunun üstesinden kendi kendine gelebileceğini unutmayın ve onu bu korkuyla uğraşması için cesaretlendirin.

Çocuğa güvenli ve istikrarlı bir ortam yaratın

Çocuğun neden korktuğunu ona sorarak anlamak ve birlikte bu korkuyla baş etmeye çalışmak önemlidir. Çocuk karanlıktan korkuyorsa, onunla birlikte odaya gitmek, ışık açık ve kapalıyken odada birlikte oturmak, yalnız yatmaktan korkuyorsa, uyuyana kadar yanında kalmak (o uyuduktan sonra kendi odanıza gideceğinizi mutlaka söyleyerek), odada veya koridorda bir ışık bırakmak, odasının kapısını açık bırakıp, ihtiyacı olursa seslenebileceğini söylemek, çocuğunuzu rahatlatacaktır.

Farklı bir uzmandan öneriler: 

Psikolog Pelin Su Uzun, çocukların yaşadığı korkular ve ebeveynlere önerilerini şöyle sıraladı; “Karanlık korkusu: Karanlık korkusunun en tedirgin edici yanı karanlık olan mekânda ne olduğunu görememek ve her türlü potansiyel tehlike ile baş etmek zorunda kalmak duygusudur. 3-5 yaş arasında doğal olarak kendiliğinden ortaya çıkan karanlık korkusu anne baba tarafından pekiştirilmediğinde ve uygun bir şekilde yaklaşıldığında yine kendiliğinden kaybolmaktadır.Kabuslar:Rüyalar bilinçdışımızın birer yansımasıdır, yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da kabus görebilir. Ancak haftada bir iki gibi bir sıklıkta görülüyorsa, bu bir sorun olarak düşünülmelidir. Kabuslar gündüz yaşantısıyla çok bağlantılıdır. Geceleri ağlayarak sık uyanma ve anne ve babayı çağırma yine sık görülen uyku sorunlarındandır. Bu durum da yine korkularla ilgili olabilmektedir. Temel güven duygusu yeterince gelişmemiş, anneye bağımlılığından henüz kurtulmamış, anne babayı kaybetme ve yalnız bırakılma korkusunu yoğun yaşayan çocuklarda karanlıktan korkma ve odasında yalnız uyuyamama sık görülen bir davranıştır. Böyle bir durumda da çocuğun gerçek ihtiyacının ne olduğu iyi saptanmalıdır. Bu gerçek bir korku mu, gelişim dönemiyle ilgili bir davranış mı yoksa anne babanın yatağına dönmek için kullandığı bir bahane mi bunun iyi ayırt edilmesi gerekmektedir. Tüm korkuların yoğunluğu ve var olma süresi her çocukta değişiklik gösterebilir. Gelişim dönemlerine ait bu korkuların yoğunluğunun artması da doğaldır ve çocukları rahatlatmak, güven vermek, hep yanındayız mesajını vermek önemlidir.

Kabuslardan farklı, ama yine kabus gibi olan iki korku durumu vardır. Çocuk kabus gördüğünde kabusunu hatırlayabilir. Ancak aşağıdaki iki durumda da çocuk gece gördüklerini ve yaptıklarını hatırlamaz. Korku kaynaklı olabilecek bir uyku bozukluğu, gece terörü denen gece korkusudur. Yine okul öncesi yaşlarda sık rastlanır. Çocuk büyük bir korku ve çığlıkla uyanır. Kendinde değildir, panik içinde ve anlamsız hareketler yapar. Uyandırılırsa da hiçbir şey hatırlamaz. Bu durum uykunun ilk saatlerinde gerçekleşir. 6-12 yaşlar arasında görülen bir başka uyku bozukluğu da uykunun ilk evresinde çocuğun kalkıp oturması, kendi kendine konuşması, bazen gezmesi, dolaşması şeklinde olur. Sabah uyandığında da hiçbir şey hatırlamaz. Her iki durum da psikolojik etkenlere bağlı olabileceği gibi nörolojik temelli bir bozukluğun belirtisi de olabilir.

Çocukların korkularını anlatmalarına izin vermek, korku ile baş etmede ilk adımdır. Onu dinlerken endişeli olmayın. Çocuğun korkuları karşısında anne babanın tepkileri çocuğun tutumlarını belirler. Anne babanın korku oluşturan durum karşısında sakin kalıp, çocuklarına güven vermeleri sonucunda çocuk da korkuyla baş etmeyi öğrenir. Korktuğu şeyi tanımlamasını isteyin. Yaşadığı duyguları paylaşarak onu ve korkularını önemsediğinizi hissettirin. Korku anında anne babanın ilk önce çocuğun yaşadığı duyguyu anlaması önemlidir. Onu neyin korkuttuğunu anlatmasına izin vermek sonra da onu sakinleştirmek ve güven vermek önemlidir. Bu şekilde hem sorunu kendisinin de çözebileceğine vurgu yapılırken, ailesinin desteği de vurgulanmış olur. Paylaşılan, kelimelere dökülen duygular daha kolay baş edilebilir hale gelirler. Çünkü konuşulmayan, anlaşılmayan ve gizli kalan şeyler aslında bizi tedirgin eder. Korktuğu şeyle ilgili açıklamalar yaparak ona güven vermeye çalışmalısınız.”

Yorumlar

Emine kòktay Benim kızım 2 yaşında doktordan korkuyo kan aldılar bi sene ònce o gùnden beri korkuyo her doktora gittiģizde bu korku artıyo deģil muayene ettirmek kapıdan içeri sokamıyorum yùksek sesle aģlıyo girmek istemiyo zorla girdiģimizde muayene ederken doktoru itme steteskopu çekme tekme atarak kendini korumaya çalışıyo kendini muayene ettirmiyo kendim tedavi etmek zorunda kalıyorum buda çok yanlış ama neyapabilirim bu konuda yardıma ihtiyacım var