Bozdağ, AA Editör Masası'na konuk oldu

- Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ: (1) - "Hepimiz biliyoruz ki karenin dışında da olsa HDP, Millet İttifakı'nın doğrudan müttefikidir" - "(Millet İttifakı) Çok net söylüyorum, burası bir nefret, kin, husumet ittifakıdır, millet ittifakı değil" - "(Gülen'in ABD'den iade talebi) Usule uygun olduğu için buradan bir eksiklik çıkarma imkanı yok. Geldiler, 5 saatten fazla inceleme yaptılar ve orada evrakları tek tek gördüler. Vicdanlı, hakkaniyet sahibi olarak, 'Adalet Bakanlığı işi usulüne uygun yapmış, kitaba uygun yapmış, doğru düzgün istemiş, eksik olan bir şey yok. Burada ipe un seren ABD tarafıdır' diye açıklama yapmalarını beklerdik" - "Türkiye, FETÖ/PDY elebaşı, teröristbaşı Gülen'in iadesi konusunda ve Türkiye'ye getirilip yargının önüne çıkarılması konusunda kararlıdır"

Google Haberlere Abone ol
Bozdağ, AA Editör Masası'na konuk oldu

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, "Hepimiz biliyoruz ki karenin dışında da olsa HDP, Millet İttifakı'nın doğrudan müttefikidir." dedi.

Bozdağ, konuk olduğu Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda soruları yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Seçimlerde AK Parti Yozgat milletvekili adayı olduğu anımsatılarak, seçim bölgesindeki durumun sorulması üzerine Bozdağ, vatandaşın olaylara yaklaşımının son derece iyi olduğunu belirtti.

Bozdağ, bu havanın tüm Türkiye'ye yansıması temennisinde bulunarak, "Yozgat'ın oyu AK Parti'ye ve Cumhurbaşkanımıza her zaman yüksektir ama bu yükseklik Türkiye'nin diğer yerlerdeki oyunun da bir işareti oluyor." ifadesini kullandı.

Vatandaşın söylenenleri, seçim beyannamelerini, polemikleri daha iyi analiz ettiğini aktaran Bozdağ, "Başka illere gittiğim zaman oradaki vatandaşlarımızın siyasilere dönük eleştirilerini ve analizlerini, kendime mal edip daha sonra kullanıyorum. Çünkü benden iyi analiz yapıyorlar, onu gördüğüm zamanda da keyif alıyorum. O yüzden bu milletin yanlış yapmadığına ve yapmayacağına inanıyorum." diye konuştu.

Bozdağ, milletin sağduyusunun çok iyi olduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sahip çıktığını, parlamentoda AK Parti'nin güçlü şekilde temsiline destek vereceğini bildirdi.

"Güçlü Meclis, hükümet ve Türkiye" sloganının vatandaş tarafından tutulduğunu vurgulayan Bozdağ, "Bizim eksiklerimiz, yapamadıklarımız yok mu? Var. Ama yaptıklarımız da çok şey var. Başkaları vaat anlatırken, biz yaptıklarımızı anlatıyor sonra da yaptıklarımızı teminat göstererek yapacaklarımızı anlatıyoruz." dedi.

Bozdağ, hükümetin güçlü olmasının Meclisin de güçlü olmasına bağlı olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Türkiye'nin güçlü olmasıysa hem hükümetinin hem Meclisinin güçlü olmasına bağlı. Bazıları 'Cumhurbaşkanımıza oy verip, parlamentoda başka tercih yapar' gibi bir kara propaganda yürüyor. Ben arazide bu propagandanın bir karşılığını da görmedim. Ama bunu yapanlar işin doğrusu AK Partili hiç olmayanlar, Cumhurbaşkanımıza hiç oy vermemiş olanlar.

Cumhurbaşkanımızı seven ve ona destek veren vatandaşlarımız, onun Genel Başkanı ve kurucusu olduğu partiye oy vermemezlik eder mi? Etmez. Parlamentoda çoğunluk olmazsa, 'cumhurbaşkanının eli ayağı bağlanmış' demektir. Gerçi bu sistemde cumhurbaşkanı güçlü bir noktada duruyor ama parlamento gücü olmadığı zaman bu gücün sınırları da çok büyük oranda daralmaktadır."

Bu propagandayı yapanların bir noktayı çok iyi bilmesi gerektiğinin altını çizen Bozdağ, "Cumhurbaşkanını 15 Temmuz'da ölümüne müdafaa edenler, onu cumhurbaşkanlığına seçerken cumhurbaşkanı olarak yalnız bırakmazlar. Arkasına güçlü bir parlamento desteğini de koyacaklardır." dedi.

- "Kare dışında tutulan HDP var"

Bozdağ, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin "FETÖ'nün, zamanında Amerika'dan usulüne uygun olarak istenmediğini" iddia etmesi hatırlatılarak, bugün gelinen noktada değerlendirilmesinin sorulması üzerine, öncelikle ittifaklarla ilgili konuya değinmek istediğini belirtti.

Cumhur İttifakı'nın 15 Temmuz ve devamında oluşan bir ittifak olduğunu vurgulayan Bozdağ, "Cumhur İttifakı, milletin aklı selimini, sağduyusunu ve aziz milletimizin doğrudan kendisini ifade eden bir ittifaktır. Diğerlerinin ittifakına baktığımızda onlar da adına 'Millet İttifakı' dediler. Esasında fikren birbirine hiç benzemeyen partilerin ittifakı." ifadesini kullandı.

Bozdağ, CHP ile Saadet Partisi'nin fikri bakımdan birbirlerine benzerliklerinin çok bulunmadığına işaret etti. Diğer ittifakın içinde bulunanların bu şekilde olduğuna dikkati çeken Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Onların bir de kare dışı müttefikleri var. Esasında karenin içindekilerle hedef birliği yapan ama kare dışında tutulan HDP var. HDP'yi kare dışında tutmalarının tek sebebi, karenin içerisinde müttefik gösterirlerse o zaman milliyetçi ve muhafazakar seçmenler, 'HDP ile müttefik olanlara ben oy vermem' diyerek, oy vermekten vazgeçmelerini önlemek içindir. Yani vatandaşı aldatmak için yapılmış bir mühendisliktir.

Ama hepimiz biliyoruz ki kalenin dışında da olsa HDP, bu Millet İttifakı'nın doğrudan müttefikidir. Milletimiz onu da görüyor. Yani bunları motive eden şey partilerin birbirlerine benzeyen fikirleri, politikaları, seçim beyannameleri falan değil. Çok net söylüyorum, burası bir 'nefret ittifakı'dır, millet ittifakı değil. Kin ittifakıdır, husumet ittifakıdır. Kime nefret, kime kin, kime husumet, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a kin besleyen parti yönetimlerinin ittifakıdır."

Bozdağ, milletin nefret ve kini proje edinmiş, bunu bir hedef haline getirmiş kişileri Türkiye'de yönetme yetkisi vermeyeceğinin altını çizdi.

- "Arayan bir Türk'tü de 'Amerikalı' diye mi takdim ediyorsunuz?"

Bozdağ, FETÖ/PDY'nin kurucusu ve yöneticisi, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünün bir numaralı faili terörist başı Fetullah Gülen'in iadesi konusunda İnce'nin gündeme taşıdığı hususun, herkesin üzerinde durması gereken bir konu olduğunu vurguladı.

İnce'nin, "Amerika'dan bir Amerikalı beni aradı" sözünü hatırlatan Bozdağ, "Hem Amerika'dan aramayı söylüyor hem Amerikalının aradığını söylüyor. Dolayısıyla şunu anlıyoruz; arayan Amerika'dan aradı ve arayan Türk değil, başka bir ülke vatandaşı değil, Amerikalı. O zaman Sayın İnce'ye, 'Bu arayan Amerikalı kim, adı, unvanı ne, hangi şehirden aradı, Pensilvanya'dan mı yoksa Washington'dan mı? Yoksa New York'tan mı veya başka bir yerden mi aradı' sorusunu sormamız gerekir." ifadesini kullandı.

Bozdağ, İnce'nin yabancı dilinin iyi olmadığına değinerek, şu görüşlere yer verdi:

"Arayan Amerikalı Türkçeyi mi çok iyi biliyor, yoksa sizin yanınızda bir tercüman mı vardı? O tercüman varsa kim? Bunu açıklaması lazım. Veya hiç kimse aramadı, siz kendiniz mi bunu söylüyorsunuz. Veya arayan bir Türk'tü de 'Amerikalı' diye mi takdim ediyorsunuz?

Bir başka soru o da şu; Biz açıklama yaptık, Adalet Bakanımız 'bunlar asılsızdır, biz her şeyi usulüne uygun istedik, eksiklik yok' dedi. Onun üzerine Adalet Bakanlığından, Türkiye'den belge istedi, 'ben inanmam' dedi. Pek sizi arayan Amerikalıyla aranızda ne kadar güçlü bir hukuk var ki, ondan bir belge isteme ihtiyacı duymadan, onun doğruluğuna inandınız ve onun söylediğini alıp kullandınız?"

- "Kendi ülkesine inanmayan biri"

İnce'nin, kendi ülkesine ve ülkesinin yetkililerine inanmadığını belirten Bozdağ, şu açıklamalarda bulundu:

"Ama adını sır gibi sakladığı Amerikalıya sorgusuz sualsiz inanabiliyor. Bu Türkiye için çok büyük bir ayıptır, hele Cumhuriyet Halk Partisi'nin parti tüzel kişiliği için de ayıptır. Cumhurbaşkanlığına talip birisi, başka bir ülkenin vatandaşına sorgusuz, sualsiz inanırken; kendi ülkesine inanmayan biri bu ülkeye cumhurbaşkanı olabilir mi? Olamaz.

Amerika niye tutar Muharrem'i veya başka ülkeler tutar... Neden? Adamı bir telefonla kullanıyor. Telefon ediyor, yüz yüze görüşmeye, masada ikna etmeye bile gerek yok. Telefon ediyor, bir dakika sonra başka bir televizyona bağlanıyor, Amerika'nın görüşünü buradan açıklıyor. Ne güzel ne ala. Böyle bir cumhurbaşkanı olsun istemez mi? Elbette ister. O zaman Türkiye'nin güneyinde, batısında, doğusunda, içinde hangi projeler varsa bir telefon edip, onu söylediğinde zaten belgeye gerek yok, telefondaki bilgi kafi. Hemen ona inanan bir cumhurbaşkanı, kim istemez böyle bir cumhurbaşkanı?"

- "Burada ipe un seren ABD tarafıdır"

Burada İnce'ye düşen şeyin dürüstçe kendisini arayanın kim olduğunu açıklaması olduğunu vurgulayan Bozdağ, şunları ifade etti:

"Niye saklıyorsun, saklamanın size faydası ne, Türkiye'ye veya bize zararı ne? Siyaset böyle gizli kapaklı yapılmaz, yapılamaz. Bunun üzerine Adalet Bakanı çağırdı ve 'Gelin inceleyin, evrakı görün, bakın.' dedi. Çünkü bakanlık yaptığı işin doğru olduğuna inanıyor. Usulüne uygun işlem yapılmış, eksik bir iş, evrak yok. Her şey usule uygun durumda.

Usule uygun olduğu için de oradan bir eksiklik çıkarma imkanı yok. Geldiler, 5 saatten fazla inceleme yaptılar ve orada evrakları tek tek gördüler, sorular varsa sordular, cevaplarını aldılar. Ben beklerdim ki vicdanlı, hakkaniyet sahibi olarak, 'Adalet Bakanlığı işi usulüne uygun yapmış, kitaba uygun yapmış, doğru düzgün istemiş, eksik olan bir şey yok, yanlış olan bir şey yok. Biz, bizzat gördük, inceledik, tespit ettik' demeleri lazımdı. Burada ipe un seren ABD tarafıdır, FETÖ'yü himaye eden ABD tarafıdır, FETÖ'yü vermek istemeyen ABD tarafıdır' diye açıklama yapmalarını beklerdik."

Bozdağ, İnce'nin "7 ay sonra neden gönderdiniz?" eleştirisinde bulunduğunu da anımsatarak, "Bu ne demektir? Üstü kapalı bir şekilde 'usulüne uygun istendiğini kabul ediyor' anlamı taşır, 'eksik olmadığını kabul ediyor' anlamı taşır. Bunu mertçe söylese ne olur? Çok net söylüyorum her şey vaktinde istenmiştir." dedi.

Bu sürede yaşananları yineleyen Bozdağ, şunları kaydetti:

"Türkiye, FETÖ/PDY elebaşı, teröristbaşı Gülen'in iadesi konusunda ve Türkiye'ye getirilip yargının önüne çıkarılması konusunda kararlıdır ve yaptığı her işi doğru yapmıştır, eksiği yoktur. Bunun altını özellikle çizmek isterim."

(Sürecek)

Yorumlar