BM Genel Sekreteri Guterres'ten terörle mücadele mesajı
- Guterres: - "2016'da terör saldırılarındaki ölümlerin 4'te 3'ü sadece 5 ülkede meydana geldi. Irak, Afganistan, Suriye, Nijerya ve Somali" - "Teröristleri kovuşturmayı, koruma tedbirlerini artırmayı ve diğer kilit önemdeki alanlarda iş birliğini kolaylaştıran 19 farklı uluslararası konvansiyon ve bölgesel enstrüman var. Ancak bunları imzalamak ve onaylamak yeterli değil. Bütün hükümetler, bunları ciddiyetle uygulamalı"
LONDRA (AA) - Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, terörle mücadele anlaşmalarını imzalamak ve onaylamanın yeterli olmadığını belirterek, "Bütün hükümetler bunları ciddiyetle uygulamalı." dedi.
Londra'da SOAS Üniversitesinde "Terörle mücadele ve insan
hakları" başlıklı konferansa katılan Guterres, terörle mücadeleyi
"zamanımızın en zor meselesi" diye nitelendirdi.
Hiçbir dava veya öfkenin terörü haklı kılamayacağını vurgulayan
Guterres, "Ayrımsız bir şekilde sivilleri hedef almayı, hayatları
insafsızca tahribi ve salt kendisi uğruna panik yaratmayı hiçbir
şey mazur gösteremez." ifadesini kullandı.
Terörün yüz yıllardır muhtelif yerlerde, farklı biçimlerde hayatın parçası haline geldiğini belirten Guterres, "Fakat modern terör tamamen başka bir ölçekte ve coğrafi kapsamda etkin. Hiçbir ülke bundan muaf değil." diye konuştu.
- Terör saldırılarının 4'te 3'ü 5 ülkede
Terörün uluslararası barış, güvenlik ve kalkınma için eşi
görülmedik bir tehdide dönüştüğüne işaret eden Guterres, sadece
geçen yıl 100'den fazla ülkede gerçekleşen en az 11 bin terör
saldırısında 25 binden fazla insanın öldüğünü ve 33 bin kişinin de
yaralandığını kaydetti.
"Spot ışıkları Batıdaki terör saldırılarına tutulma eğiliminde
olsa da, asla unutmamalıyız ki terör saldırılarının büyük çoğunluğu
kalkınmakta olan ülkelerde meydana geliyor." değerlendirmesini
paylaşan Guterres, şöyle devam etti:
"2016'da terör saldırılarındaki ölümlerin 4'te 3'ü sadece 5 ülkede meydana geldi. Irak, Afganistan, Suriye, Nijerya ve Somali. 2015'te terörün küresel ekonomik etkisi 90 milyar dolar olarak değerlendiriliyor ancak bu maliyet çok daha büyük olabilir. 2015'te terörün maliyeti Irak'ın gayrisafi milli hasılasının yüzde 17,3'ü, Afganistan'ın yüzde 16,8'ine ulaştı."
- "Terörün hedefi insan haklarını tahrip"
Modern terörün sadece ölçek bakımından değil, mahiyet bakımından
da farklı olduğunu dile getiren Guterres, karmaşıklaşan
yöntemleriyle terörün sosyal ve klasik medya yoluyla etkisini
artırdığını vurguladı.
Terörün temel amacının insan haklarını inkar ve tahrip olduğunu
ifade eden Guterres, "Terörle mücadele, aynı inkar ve tahribi icra
ederek başarıya asla ulaşamaz. İnsan haklarını korumak için terörle
amansız mücadele etmeliyiz. İnsan haklarını koruduğumuz sürece de
terörün kökündeki nedenlerle mücadele etmiş oluruz. Çünkü insan
haklarının birleştirme gücü, terörün bölme gücünden büyüktür."
dedi.
Terörün herhangi bir ırk, etnik köken veya din ile
ilişkilendirilmemesi gerektiğine dikkati çeken Genel Sekreter,
terör örgütlerinin ihtilafların yaşandığı bölgeleri ve devlet
otoritesinin kaybolduğu toprakları kullandığını vurguladı.
Guterres, terörün kalkınmamış, aşırı yoksul, eşitsiz ve
ayrımcılığın yaygın olduğu bölgelerde geliştiğini anlattı.
Terör gruplarının 1990'lardan itibaren interneti de propaganda ve militan devşirme için kullanmaya başladığını bildiren Guterres, bunun bugün de DEAŞ tarafından kullanıldığını söyledi.
- Uluslararası iş birliğinin önemi
Suriye ve Irak'taki askeri operasyonlarla DEAŞ'ın bu ülkelerdeki
kalelerinden çıkarıldığını belirten Guterres, "Ancak sadece askeri
operasyonlarla terörün kökünün kazınacağını sanmak yanlış olur.
Teknoloji terör gruplarına hala dünyanın dört bucağındaki
haklarından mahrum bırakılmış insanlara ulaşma ve onları etkileme
imkanı veriyor. Bu nedenle, terörle mücadelede, kök nedenleri ele
almaya dönük kapsamlı ve akıllı bir küresel stratejiye hayati
derecede ihtiyaç bulunuyor." şeklinde konuştu.
Terörle mücadelede uluslararası iş birliğinin önemine değinen
Guterres, genel sekreter olarak ilk icraatlarından birinin bu amaca
yönelik olarak 38 farklı BM grubu ve bürosunun koordinasyonunu
sağlayacak Terörle Mücadele Bürosu'nu kurmak olduğunu
kaydetti.
Hükümetlerin terörle mücadelede etkin iş birliğine girmesi
gerektiğini anlatan Guterres, "Teröristleri kovuşturmayı, koruma
tedbirlerini artırmayı ve diğer kilit önemdeki alanlarda iş
birliğini kolaylaştıran 19 farklı uluslararası konvansiyon ve
bölgesel enstrüman var. Ancak bunları imzalamak ve onaylamak
yeterli değil. Bütün hükümetler bunları ciddiyetle uygulamalı."
şeklindeki görüşünü paylaştı.
"İstihbarat paylaşımında ve iş birliğinde yeni bir dönem başlatmanın zamanı geldi." diyen Guterres, bu yönde küçük bir katkı olmak üzere kendisinin de gelecek yıl içinde terörle mücadele kuruluşlarının başkanlarını bir BM zirvesinde bir araya getirmek istediğini açıkladı.
- Azınlıklar
Guterres, Batı medyasında mültecilerle terörü özdeşleştiren haberleri de eleştirdi. Belli grupları damgalayarak teröre hizmet edildiğini bildiren Guterres, "Bazı ülkelerde, terör saldırılarının çoğunluğunu aşırı sağ gruplar yapıyor. Ancak medya göçmenlerin veya dini ve etnik azınlık mensuplarının karıştığı saldırılara odaklanıyor." şeklindeki görüşünü dile getirdi.
ABD'nin Usame bin Ladin'i öldürmek yerine yargı önüne
çıkarmasının daha doğru olup olmayacağıyla ilgili soru üzerine
Guterres, "Bence bunu yapmanın doğru yolunun etkin bir hesap
verebilirlik olduğu çok açık. Etkin hesap verebilirlik derken de
ilgili kişiyi mahkemeye çıkarmayı ve mahkemenin karar vermesini
kastediyorum." yanıtını verdi.
Bazı ülkelerin terörle mücadeleyi "terörle savaş" kavramı
altında yürüttüğünü ve hukuki prosedürlere uymak yerine düpedüz
savaş verdiğini ifade eden Guterres, "Bu kavramın daha fazla zemin
kazanmamasını umuyorum. Çünkü bu kavram zemin kazanırsa, bu terör
için kendi kendisini besleyen bir mekanizmaya dönüşme riski var."
ifadelerine yer verdi.
Terörle mücadelede af ve müzakerenin yeriyle ilgili düşüncesi sorulan Guterres, Suriye gibi çatışma bölgelerinde el-Nusra gibi örgütlerle insani yardım ulaştırma amacıyla müzakereler yürütülebildiğini söyledi.
"Af bence çözüm değil." ifadesini kullanan Guterres, şunları kaydetti:
"Aflara dayalı barış anlaşmaları bence aldanmadır. Bence bütün barış süreçlerinde sorumluluğun muhafazası hayati öneme sahiptir. Ondan sonra 'geçiş dönemi adaleti,' 'Barışma adaleti' vb. başka mekanizmalar devreye girebilir."
Yorumlar