Başbakan Yıldırım AA Editör Masası Özel'de

- Başbakan Binali Yıldırım: (5) - "Terörle mücadele üzerinden seçime endekslenen bir iş olamaz. Bunu böyle düşünmek, bu ülkeye en büyük haksızlıktır. Bu, Türkiye'nin bir beka meselesidir" - "Terörle mücadelede doğrusu son iki yılda çok farklı bir yöntem denedik. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra terörle mücadelede Sayın Cumhurbaşkanımızın da başkanlığında Milli Güvenlik Kurulu'nda bir karar aldık. Artık terörle mücadele de 'savunma değil taarruz esas olacak' dedik" - "Şimdi Irak tarafında 350 kilometrelik alanda İran sınırından, Habur'a kadar, orada da sahadayız. Kandil de dahil bu bölgeyle ilgili çalışmalar devam ediyor" - "Münbiç'te ABD ile çalışıyoruz ama 'Fırat'ın doğusunda da biz herhangi bir tehdit istemiyoruz' diye ABD'ye açık açık söylüyoruz" - "Sayın Cumhurbaşkanımızın Brüksel'de yapacağı 12-13 Temmuz toplantılarında sadece bu konular değil, FETÖ meselesinden tutun, ABD'nin bizden beklentilerine varıncaya kadar hepsi görüşülecek, konuşulacak" - "Bizim kanaatimiz, Amerika'yla ilişkilerin normalleşmesi ve iki NATO müttefikine yakışır bir şekilde devam etmesi. Ama bunun tek başına bizim kararımızla olmayacağı bilinmesi lazım. Amerika'nın da atması gereken adımlar var"

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Yıldırım AA Editör Masası Özel'de

ANKARA (AA) - Başbakan Binali Yıldırım, "Terörle mücadele üzerinden seçime endekslenen bir iş olamaz. Bunu böyle düşünmek, bu ülkeye en büyük haksızlıktır. Bu, Türkiye'nin bir beka meselesidir." dedi.

Başbakan Yıldırım, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası Özel'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Yıldırım, Türkiye'nin terörle bu kadar güçlü mücadele etmesinin arkasındaki iradenin ne olduğuna ilişkin bir soruya, "Terörle mücadelede doğrusu son iki yılda çok farklı bir yöntem denedik. Özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra terörle mücadelede Sayın Cumhurbaşkanımızın da başkanlığında Milli Güvenlik Kurulunda bir karar aldık. Artık terörle mücadele de 'savunma değil taarruz esas olacak' dedik. 'Bekleyelim, teröristler saldırdı, tahribatı yaptılar, mal kaybı oldu ondan sonra harekete geçelim.' Böyle bir şey yok, 'üzerlerine üzerlerine gideceğiz, bunu sadece yurt içinde değil, yurt dışında da yapacağız' dedik." karşılığını verdi.

Bu kararı aldıktan sonra işlerin farklı bir noktaya geldiğine işaret eden Yıldırım, göreve geldiğinde ilk olarak, "Terörü Türkiye'nin gündeminden çıkaracağız, alt sıralara düşüreceğiz ve Türkiye her gün terörü konuşmayacak." ifadesini kullandığını hatırlattı.

Bunu gerçekleştirdiklerini vurgulayan Yıldırım, 15 Temmuz'dan sonra ağustosta Fırat Kalkanı Harekatı'nı, 20 Ocak itibarıyla da Zeytin Dalı Harekatı'nı gerçekleştirdiklerini anımsattı.

Bunun terörle mücadelenin sadece içeride olmayacağını gösterdiğini belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"İçeriyi temizliyorsun, zor bir sınırımız var bin 400 kilometreye yakın Suriye, Irak'ta sınırımız var. Özellikle Irak tarafı çok engebeli, bastığınız yerde zor duruyorsunuz. Derin vadiler, dağlar, sürekli buradan tehdit, sızmalar devam ediyor. Onun için mutlaka ve mutlaka terörü bulunduğu yerde etkisiz hale getirmemiz lazım. Mesela Akdeniz'den Fırat'ın batısına kadar olan aşağı yukarı 400 kilometrelik bölümünü hallettik. Şimdi Irak tarafında 350 kilometrelik alanda İran sınırından, Habur'a kadar orada da sahadayız. Kandil de dahil bu bölgeyle ilgili çalışmalar devam ediyor."

- "Bunu seçime indirgemek hiç ahlaki değil"

Bunun seçimden önce konuşulmasının seçime yönelik bir yatırım olduğuna dair iddialarının sorulması üzerine Yıldırım, "Bilen de konuşuyor, bilmeyen de. Terörle mücadele üzerinden seçime endekslenen bir iş olamaz. Bunu böyle düşünmek, bu ülkeye en büyük haksızlıktır. Bu, Türkiye'nin bir beka meselesidir. Bunu seçime indirgemek hiç ahlaki değil. Bu yılbaşından beri planlanan bir çalışma, hala da devam edecek. Seçim bitti, bitti mi yani? Devam ediyor." diye konuştu.

Yıldırım, Fırat Kalkanı ve Afrin Zeytin Dalı harekatlarında da o bölgelerde emniyetli alan oluşturduklarına işaret ederek, "Burada da aynı emniyetli alan oluşacak ki hududumuzdan içeri sızıp, tahribat yapmasın, vatandaşlarımızın mallarına, canlarına zarar vermesin, orada keselim. yaptığımız iş bu." dedi.

Türkiye'nin Irak'la olan ilişkilerinin hatırlatılıp, Kandil operasyonunda bu ilişkiden faydalanılıp, faydalanılmayacağına ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:

"Gayet tabii. Şimdi gerek Irak Merkezi Hükümeti gerekse Irak'ın kuzeyindeki yerel Kürt yönetimi bizim oradaki faaliyetlerimize herhangi bir şey demiyorlar, diyemiyorlar. Sebebi şu; çünkü birinci derecede oradaki terör unsurlarını temizlemek onların işi. Onların topraklarını kullanarak, üs yaparak, her türlü melaneti bizim ülkemize yapıyorlar. Bu nedir? Önce onların bu işi halletmesi lazım. Edemedikleri için biz uluslararası ve ulusal güvenliğimiz açısından haklarımızı kullanmaktan çekinmiyoruz. Yaptığımız da o. Aramızda koordinasyon zaten var, bir sıkıntı yok."

- "Dostlukları artıracağız, düşmanlıkları azaltacağız"

Başbakan Yıldırım, göreve başladıklarında, "Dostlukları artıracağız, düşmanlıkları azaltacağız" dediklerini hatırlatarak, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Rusya'yla ilişkilerin normale dönmesi, Suriye'de çözümün kalıcı hale getirilmesi, Irak'la ilişkilerin normalleştirilmesi ve diğer ülkelerle bu konuda Cumhurbaşkanımızın çok büyük gayretleri var. İran'la Rusya'yla beraber yapılan çalışmalar var. Ayrıca koalisyon güçleri, Birleşmiş Milletler bir kanaldan da onlar çalışıyor. Hatta bu Filistin meselesi, İsrail'in yaptıkları falan. Bütün bunlarda bu prensip çerçevesinde hareket ettik ve çok mesafe aldık. Irak'ta olsun, Suriye'de olsun dışarıdan gelenler çekip gidecek ama biz onlarla baş başa kalacağız. Asırlardan beri birlikte yaşıyoruz, bundan sonra da birlikte yaşayacağız."

Bir karar verilecekse, bir proje varsa Türkiye'nin bu projenin dışında olamayacağının altını çizen Yıldırım, sonuçlarından Türkiye'nin etkilendiğine dikkati çekti.

Bu konuda, "Bize değmeyen yılan bin yaşasın" diyemeyeceklerini ifade eden Yıldırım, Türkiye'nin etrafında olanların kendilerini birinci dereceden ilgilendirdiğini vurguladı.

Binali Yıldırım, hem oradaki insanların korunması hem de Türkiye'nin zarar görmemesi açısından bu konuyu önemsediklerini ve gereğini yaptıklarını söyledi.

- "Suriye'nin toprak bütünlüğüyle ilgili bir sorunumuz yok"

Bölgede PYD, PKK tehdidinin kaldırılmasının Suriye'nin toprak bütünlüğü açısından da bir anlam ifade edip, etmediğine ilişkin soru üzerine Başbakan Yıldırım, "Suriye'nin toprak bütünlüğüyle ilgili bir sorunumuz yok bizim. Suriye'nin toprak bütünlüğünü öngörüyoruz. Bizim Akdeniz'den Hatay'dan İran sınırına kadar, İran, Irak ve Suriye. Bu hat yaklaşık bin 370 kilometre." diye konuştu.

Fırat'ın batısında terörden temizledikleri bölgeleri ve faaliyetlerin devam ettiği bölgeleri gösteren Yıldırım, şunları kaydetti:

"Geriye kalan kısımda da Münbiç'te ABD ile çalışıyoruz ama 'Fırat'ın doğusunda da biz herhangi bir tehdit istemiyoruz' diye ABD'ye açık açık söylüyoruz. Tamam DEAŞ'la mücadele, PKK ile mücadele kadar önemli, buna bir itirazımız yok ama şu anda bitti bu. DEAŞ diye bir şey kalmadı. O halde niye PYD, YPG örgütleri desteklenmeye devam ediliyor? Bunun bir izahı olması lazım. NATO'da birlikte olduğumuz, yıllardan beri derin ilişkilerimiz olan Amerika'nın bu konuyu değerlendirmesi lazım.

Zannediyorum Sayın Cumhurbaşkanımızın Brüksel'de yapacağı 12-13 Temmuz toplantılarında sadece bu konular değil, FETÖ meselesinden tutun, ABD'nin bizden beklentilerine varıncaya kadar hepsi görüşülecek, konuşulacak. Bizim kanaatimiz Amerika'yla ilişkilerin normalleşmesi ve iki NATO müttefikine yakışır bir şekilde devam etmesi. Ama bunun tek başına bizim kararımızla olmayacağı bilinmesi lazım. Amerika'nın da atması gereken adımlar var. Münbiç'te atılan adımlar ümit vericidir, olumludur, iki taraf içinde. Bunun diğer sorunlara da aynı şekilde, yapıcı bir şekilde yansıtılmasına ihtiyaç var."

(Sürecek)



Yorumlar