Başbakan Yardımcısı Akdağ:
- "Sınırlarımızın güvenliğini korumak için gereğini yerine getirmek durumundayız. Bu MGK bildirisi de bu kararlılığı ortaya koyuyor. Münbiç'ten bu terörist unsurlar temizlenmelidir" - "ABD'nin Türkiye'ye verdiği sözler var. Yöneticiler değişebilir ama devletlerde, hükümetlerde aslolan devamlılıktır" - "(Cinsel istismar düzenlemesi) Biz özellikle 12 yaş altındaki tecavüzlerde cezayı çok ağırlaştırıyoruz. Öbürlerinde de cezalar ağır ama burada çok daha ağırlaştırıcı hükümler getiriyoruz" - "Bir çocuğa tecavüz etmenin, hele hele onun canına kastetmenin cezası Türk hukukundaki en ağır ceza haline geliyor"
ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, "Sınırlarımızın güvenliğini korumak için gereğini yerine getirmek durumundayız. Bu MGK bildirisi de bu kararlılığı ortaya koyuyor. Münbiç'ten bu terörist unsurlar temizlenmelidir. Bunu Amerika Birleşik Devletleri bir şekilde yapabilir, onlar orayı boşaltırlar, temizlerler. Aksi takdirde gereği elbette yerine getirilecektir." dedi.
Akdağ, TRT Haber canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) alınan kararlara ilişkin bir soru üzerine Akdağ, "Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'ye verdiği sözler var. Yöneticiler değişebilir ama devletlerde, hükümetlerde aslolan devamlılıktır. Bir yönetici değişti diye kararlar değişmez." dedi.
- "MGK bildirisi kararlılığı ortaya koyuyor"
ABD'nin bölge ile ilgili verdiği sözlerin arkasında durması gerektiğine işaret eden Akdağ, şunları söyledi:
"Sınırlarımızın güvenliğini korumak için gereğini yerine getirmek durumundayız. Bunun başka türlüsü düşünülemez. Bu MGK bildirisi de bu kararlılığı ortaya koyuyor. Münbiç'ten bu terörist unsurlar temizlenmelidir. Bunu Amerika Birleşik Devletleri bir şekilde yapabilir, onlar orayı boşaltırlar, temizlerler. Aksi takdirde elbette gereği yerine getirilecektir."
Akdağ, Menbiç'teki terör unsurlarının diplomatik yollarla temizlenmesinin ABD'nin tavrına bağlı olacağını ifade ederek, bu konunun masada çözülmesinin en doğru olacağını vurguladı.
Zeytin Dalı Harekatı ile Afrin'de kontrolün sağlandığına işaret eden Akdağ, Türkiye'nin sınırlarını muhafaza etmek ve oradan gelebilecek bütün unsurlara karşı kendisini korumak durumunda olduğunu, bundan da asla geri durmayacağını söyledi. Bunun Fırat Kalkanı'nın yanı sıra Zeytin Dalı Harekatı ile Afrin'de görüldüğüne dikkati çeken Akdağ, burada Türkiye'nin diplomatik açıdan başarısının ve gücünün herkese gösterildiğine işaret etti."
Akdağ, "İhtiyaç duyulduğunda silahlı kuvvetlerimizin operasyonel kabiliyetlerinin ne manaya geldiği çok iyi görülmüş oldu. NATO'da da bu meseleler görüşülüyor. Genellikle NATO ülkeleri bu konuda Türkiye'nin haklılığını ortaya koyuyorlar. Kim bunun aksini iddia edebilir? Bütün dünya bugün, PYD/ YPG'nin PKK ile bir madalyonun iki yüzü olduğunu artık biliyor. Biz bu unsurlara asla müsamaha edemeyiz. Yeri geldiğinde müdahale etmek durumundayız." ifadelerini kullandı.
- Afrin'deki yol haritası
Başbakan Yardımcısı Akdağ, Afrin'in terör unsurlarından arındırılmasından sonra bölgede yol haritasının ne olacağı konusunda ise şu değerlendirmeyi yaptı:
"AFAD, Türk Kızılayı ve Diyanet Vakfı ile birlikte burada insani yardımları koordine ediyor. Şu anda Afrin'de yüzün üzerinde noktada bu şekilde insani yardım yaptığımız merkezleri oluşturmuş durumdayız. Dünya tarihi, aslında çok istisnai bir örnekle şu anda karşı karşıya. Fırat Kalkanı'nda da bunu gösterdik. Bugün Afrin'de de bunu gösteriyoruz. Bir silahlı güç, Türkiye Cumhuriyeti'nin ordusu, Özgür Suriye Ordusu ile beraber, terörist varlığı bir bölgeden çıkarıyor. Onun hemen peşine bir taraftan siviller korunuyor. Orayı yeniden inşa etmek için hummalı bir faaliyet başlıyor; sağlık, eğitim, elektrik, su, hepsinin üzerinde çalışılıyor."
Yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin paketle vatandaşlara sağlanacak kolaylıklar konusuna da değinen Akdağ, "Biz bu gereksiz, bürokratik süreçleri yok ediyoruz, ortadan kaldırıyoruz. Daha devamı da gelecek inşallah. Bunlar reformumuzun ilk bölümüydü. Bu senenin içinde gelecek seneye de bir kısmı intikal edecek şekilde işleri kolaylaştırmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
- Cinsel istismar düzenlemesi
Akdağ, cinsel istismar düzenlemesi konusunda muhalefetle yüzde
90 mutabık olduklarını dile getirdi.
Bu konuda 2017- 2018 yılını içeren bir eylem planı
hazırladıklarını anımsatan Akdağ, "Bütün eylem planı üzerinde hem
CHP hem MHP ile büyük ölçüde mutabık kaldığımızı düşünüyorum. Neden
düşünüyorum dedim? Aşağı yukarı 10-15 maddelik bir kanun tasarımız
olacak. Taslağı şu anda hazır. Bunu Meclise götürürken de gruplarla
bir kere daha görüşeceğiz. Ben umut ediyorum ki bütün toplumun bu
kadar hassas olduğu, herkesin aşağı yukarı aynı düşündüğü bir
konuda Meclisten bunu oy birliğiyle, el birliğiyle çıkarabiliriz."
ifadelerini kullandı.
Son taslakta cezaların "kademelendirilmiş" bir şekilde olup
olmadığına ilişkin de Akdağ, "Zaten cezalar kademelendirilmiş
şekilde. 12 yaşın altı, 12-15 yaş arası, 15-18 yaş arası diye şu
andaki ceza hukukumuzda bu kademelendirmeler var. Biz özellikle 12
yaş altındaki tecavüzlerde cezayı çok ağırlaştırıyoruz. Öbürlerinde
de cezalar ağır ama burada çok daha ağırlaştırıcı hükümler
getiriyoruz. Bir de eğer şiddet varsa, eğer bir yakınlık, yani suçu
ağırlaştıracak bir husus varsa müebbet hapse varacak şekilde
cezaları ağırlaştırıyoruz. Bir çocuğa tecavüz etmenin, hele hele
onun canına kastetmenin cezası Türk hukukundaki en ağır ceza haline
geliyor." bilgisini verdi.
Akdağ, kimyasal hadımla ilgili bir soru üzerine, buna "Cinsel
isteğin baskılanması" dediklerini belirterek, burada da taslağa
yargılamayı yapan hakim heyetinin, gerekli gördüğü takdirde, uzman
görüşünü alarak cinsel isteğin baskılanması kararını alabileceğini
bildirdi.
Bunu belli bir süreyle uygularken, kişinin takip edileceğine de
dikkati çeken Akdağ, cinsel isteğin baskılanmasını bir ceza olarak
getirmediklerini, bazı suçlarda suçun tekrarlama eğilimini azaltmak
için getirdiklerini ifade etti.
Buna pedofili hastalarını örnek veren Akdağ, burada psikolojik
rehabilitasyonla beraber, hakim heyetinin bu tedbire karar
verebileceğini ifade etti.
Akdağ, çocuk izlem merkezlerinde psikolog eşliğinde, savcı ve
avukatlar görülmeden ifadesi alınan çocukların mahkemeye ve
karakola asla götürülmediklerini kaydetti.
Medyanın da bu tür durumlarda çocuğun kimliğinin deşifre
olmaması için gereken özeni göstermesi gerektiğini vurgulayan
Akdağ, "Bunlar için kurallar getiriyoruz. Ama kurallardan önemli
olanı medyamızın otokontrol yapması." dedi.
Basın kuruluşlarının editör, haber müdürleri ve muhabirleriyle
bir araya geleceklerini dile getiren Akdağ, ortak eğitimler de
düzenleyeceklerini belirtti.
- "Cezaları çok ağırlaştırıyoruz"
"İyi hal indirimi"ne ilişkin bir soru üzerine ise Akdağ, şunları
kaydetti:
"Ceza kanunumuzda takdir indirimi denilen bir husus var. Bu
verilen cezanın 6'da bir indirilmesini sağlıyor. Buna bir madde
getiriyoruz. Diyoruz ki, ilgili mahkeme bir takdir indirimi
yapmışsa mutlaka bunu gerekçesiyle yazmak durumundadır.
Kaldırılmayacak, ama cezaları çok ağırlaştırıyoruz. Somut
olaylardan gittimizde şunları gördük. Diyelim ki bir kişi bir suç
işliyor, kimsenin haberi yok. Bir süre sonra vicdani bir sorumluluk
olarak bunu haber veriyor. Çok ağır bir ceza alacağı halde
buralarda takdirin söz konusu olması mümkün. Yoksa elbette hepimiz
gerekçesiz bir biçimde takdirin uygulanmasına kesinlikle karşıyız.
Bunun önüne geçecek biçimde de ceza kanuna bir madde
koyuyoruz."
Akdağ, düzenlemenin nisan ayı içerisinde Meclise gönderileceğini de belirterek, çocukların üstün yararı için ellerinden gelenin en fazlasını yapacaklarını belirtti.
Yorumlar