Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu

"Amerika yaptırım kartını masaya çıkardı diye devletimizin egemen vasfından vazgeçeceğimizi bekleyenler, bunu dileyenler, aldığımız füze ve hava savunma sistemini depolarda çürümeye terk edilmesini tavsiye edenler ya iş birlikçi mahluklar ya da iradesiz mankurtlardır"

Google Haberlere Abone ol
Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Amerika yaptırım kartını masaya çıkardı diye devletimizin egemen vasfından vazgeçeceğimizi bekleyenler, bunu dileyenler, aldığımız füze ve hava savunma sistemini depolarda çürümeye terk edilmesini tavsiye edenler ya iş birlikçi mahluklar ya da iradesiz mankurtlardır." dedi.

Bahçeli, partisinin 27. Dönem 5. Yasama Yılı'nın ilk grup toplantısında milletvekillerine seslendi.

Toplantının başında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Alparslan Türkeş ve bütün şehitler için saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.

Hükümetin, maharet ve makuliyetle takip ettiği çok yönlü ve aktif diplomasiyle, farkı dönemlerde, farklı ve çıkarları çatışan taraflarla aynı masaya oturabilme, Türkiye’nin haklarını savunabilme dinamizmine sahip bulunduğunu belirten Bahçeli, bunun bir denge siyaseti değil, dirayetli siyaset numunesi olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in gerçekleştirdiği Soçi Zirvesi'nin, verimli ve yararlı neticelere kapı araladığının gün gibi aşikar olduğunu dile getiren Bahçeli, zirvenin, Türkiye ile Rusya arasındaki netameli konuların en azından yumuşama ümitlerini ve mevcut statükoyu canlı tuttuğunu kaydetti.

Bahçeli, Rusya ile iş birliği alanlarının uçak motorları, savaş uçakları, uzay çalışmaları, gemi ve denizaltı yapımı hedeflerini kapsayacak şekilde genişleyecek olmasının, her iki ülkenin de çıkarına uygun olduğuna işaret ederek, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi, Suriye’de kalıcı, nihai ve sürdürülebilir bir çözüm bulma vakti gelmiştir. Ülkemizde misafir bulunan Suriyeli sığınmacıların evlerine ve yurtlarına güvenle dönebilmeleri, İdlib merkezli yeni bir göç dalgasının sınırlarımıza yığılmasına mani olabilmek için bahse konu çözüm ikliminin gerçekçi bir şekilde yeşermesi şarttır." değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan ile Putin arasındaki görüşme öncesinde, iç ve dış nifak kazanının kaynatıldığını, "Türkiye’nin İdlib’de ödünler vererek muhtemel bir anlaşmaya hazır olduğunun" ifade edildiğini anımsatan Bahçeli, fakat Soçi Zirvesi'nin, İdlib’in çok ötesine geçerek bütüncül bir perspektife büründüğünü, Türkiye ile Rusya arasındaki iş birliği imkanlarının derinlemesine ele alındığını ve karşılıklı anlayışın ön plana çıktığını belirtti.

Bahçeli, Rus hava saldırılarının, Türkiye’nin M-4 kara yolunun güneyindeki askeri varlığını ve üslerini direkt tehdit boyutuna ulaştığını dile getirerek, "PKK’ya, PYD’ye Moskova’da ofis açma imkanı sunan Rusya’nın, İdlib’de terörle mücadele söylemi bize göre inandırıcı ve ikna edici değildir. Sözde M-4 kara yolunun güvenliğini sağlamak maksadıyla Suriye-Rusya ortaklığı tarafından bir kara operasyonu dahi gündeme gelmiştir. Böylesi bir askeri operasyon demek, İdlib’de mukim insanların Türkiye’ye kaçmaları ve sığınmaları demek olacaktır ki, buna rıza göstermemiz, olur vermemiz hayal ötesi bir beklentidir." dedi.

-"Patolojik siyasi zihniyetlerin ne dediğinin ehemmiyeti yok"

ABD yönetiminin, Rusya’dan silah ve askeri malzeme alan ülkelere muhtelif yaptırımları devreye soktuğunu hatırlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Amerika yaptırım kartını masaya çıkardı diye devletimizin egemen vasfından vazgeçeceğimizi bekleyenler, bunu dileyenler, aldığımız füze ve hava savunma sistemini depolarda çürümeye terk edilmesini tavsiye edenler ya iş birlikçi mahluklar ya da iradesiz mankurtlardır. Türkiye olarak neyi alacağımızın, ne zaman alacağımızın, nasıl alacağımızın, hangi vasıtaları kullanacağımızın ihtiyaç duyulan hesabını yalnızca büyük Türk milletine vereceğimizi herkesin bilmesinde yarar vardır. Palavracı tiplerin, histerik kişiliklerin, patolojik siyasi zihniyetlerin ne dediğinin, ne söylediğinin, neyi önerdiğinin hiçbir ehemmiyeti yoktur. ABD yönetimi yeni yaptırımlarla bizi tehdit ediyormuş.
Varsın etsinler, nasıl olsa alıştık, yaptırım var diye Türkiye Cumhuriyeti'nin şeref ve haysiyetini hiç kimseye çiğnettirmeyiz, hiç kimseye de böylesi bir teşebbüs şansını vermeyiz. Yağlı kuyruk gördüler mi ağızlarının suyu akan içimizdeki emperyalist kalıntıların Türkiye’de hatırı sayılamaz, hükmü geçemez.

ABD, 'silah almayın' diye ülkemize yaptırım gözdağı verirken, aynı anda Suriye’nin kuzey doğusunda ne işler çevirdiğini itiraf edecek dürüstlüğe sahip midir? PKK’ya, YPG’ye suikast ve saldırı silahlarını bedelsiz vermeyi kendisine hak görüyor da milli güvenliğimizi korumak amacıyla temin ettiğimiz silahlar mı gözüne batıyor? Teröristlerle ittifak içinde olan bu ülkenin şaşkın ve şuursuz yöneticileri Türkiye’yi ne sanıyorlar? Hainlere gelince mubah olan, Türkiye’ye gelince ne hakla günah sayılıyor?"

Bahçeli, Bingöl’ün Genç ilçesi Yolçatı köyünde yaşanan bir elektrik arızasını gidermek için yola koyulan iki işçiyi şehit eden PKK'lıların, "ABD’nin kelepir beslemeleri, emperyalizmin kiralık tetikçileri" olduğunu ifade etti.

-"Sis perdesi aralandıkça aralanıyor"

"Afganistan’ı bu hale getiren kimdir? Dünya üzerinde 800 noktada 350 bine yakın askeri konuşlandırarak yapmadığını bırakmayan ülke Türkiye’ye ne anlatıyor? Dost ve müttefiklik, onların lügatinde düşmanlıkla mı tanımlanıyor?" sorularını yönelten Bahçeli, şunları kaydetti:

"YPG’li terörist Mazlum Kobani kod isimli alçak, 28 Eylül 2021'de The Times Gazetesi’ne verdiği demeçte, Biden’in Suriye’de kendilerini terk etmeyeceklerine dair söz verdiğini ileri sürüyor. Üstelik ABD Merkez Kuvvetler Komutanı güvence vermek, Biden’in sözlerini aktarmak için bu terörist başını ziyaret ediyor. Terörizmin paravan yapılanması olan Demokratik Suriye Meclisinin sözde yürütme kurulu başkanı ABD’nin bölgede kalacağını söylüyor. Kimin kimlerle yürüdüğü netleşiyor, sis perdesi aralandıkça aralanıyor. Biz 'HDP demek PKK demektir' diyorduk, meğerse bu denkleme ABD de bağımsız değişken olarak eklenmiştir. Yüz kızartıcı, utanç verici, insanlık değerlerini hiçe sayan kanlı bir ittifak Türkiye’ye karşı kurulmuştur. Böylesi bir dönemde, CHP Genel Başkanı’nın sözde Kürt sorununu telaffuz etmesi tesadüf müdür? Yoksa iç işgal cephesine restoresi ve yeni baştan dizaynı yapılarak siparişi verilen bayatlamış sömürge teklifi midir?"

- "Bu kadar mı korkuyorlar bizden?"

FETÖ irtibatlı Demokrat Partili bir senatörün, ABD Temsilciler Meclisinin gündemine Ülkü Ocaklarını getirdiğini hatırlatan Bahçeli, 2022 yılı ABD Ulusal Savunma Yetki Yasası’nın Temsilciler Meclisinde onaylanan metninde, Ülkü Ocaklarının bir terör örgütü olup olmadığı hakkında ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından rapor hazırlanmasını öngören bir madde de yer aldığını belirtti.

Bahçeli, "Bu kadar mı korkuyorlar bizden? Bu kadar mı kabuslar görüyorlar Ülkücülerin varlığından? Bu denli mi ürküyorlar cesaretimizden?" diye sordu.

Ülkü Ocaklarında yetişmekten iftihar eden bir Genel Başkan olduğunu dile getiren Bahçeli, "Hayatım boyunca kalbimin ve fikrimin bir köşesinde MHP'yi, diğer köşesinde Ülkü Ocaklarını bir sancak gibi taşıdım. İkbal için değil, Türklüğün muzaffer şafağının sökmesi, Türk milletinin istiklal ve istikbal haklarının ebed müddet muhafazası için ülkücü oldum, ülkücü yaşadım, vakti saati geldiğinde can emanetini de ülkücü olarak Rabb'ime teslim edeceğim. Bundan da şeref ve bahtiyarlık duyacağım." ifadesini kullandı.

Ülkü Ocaklarından şehit, gazi, kahraman, vatan ve millet sevdalısı, devlet ve siyaset adamı, sanatçı ve bilim insanı, yiğitler yiğidi insan çıkacağını; bir tek terörist, hain, devlet ve millet düşmanı çıkmayacağını söyleyen Bahçeli, "İlle de terörist arıyorlarsa, terör örgütü görmeye merak sarmışlarsa, onlara Pensilvanya’ya bakın, FETÖ’yü kurcalayın, PKK’ya, YPG’ye, DEAŞ’a odaklanın diyeceğim. Velakin nafile, çünkü baktıkları yerde görecekleri yalnızca kendileri olacaktır." görüşünü paylaştı.

(Sürecek)

Yorumlar