Türk partisine 20 günde 3 bin tehdit

Almanya'da kurulan Göçmenler İçin Alternatif Parti (AFM) 20 günde 3 bin tehdit aldı. Türklerin öncülüğünde kurulan parti en çok neonazi, Alman basını ve FETÖ'cüleri rahatsız etti. Partinin kurucusu Fatih Zingal, “Siyasetçiler göz yumuyor. Hiçbiri geçmiş olsun bile demedi” diye konuştu.

Google Haberlere Abone ol
Türk partisine 20 günde 3 bin tehdit

Almanya’daki Türkler, katıldığı televizyon programlarında Türkiye düşmanlarını perişan eden Fatih Zingal öncülüğünde Göçmenler İçin Alternatif (Alternative für Migranten-AfM) adı altında parti kurdu. Partinin kurulduğunu henüz 20 gün önce ilan eden gurbetçi Türkler, Almanya’daki yabancı düşmanlarının yegane konusu haline geldi. Parti üyeleri birkaç hafta içerisinde 3 bine yakın tehdit aldı. AfM kurucusu Zingal, NeoNazilerin yüzbinlerce takipçisi olan sosyal medya sayfalarında resimleri yayınlanarak ölümle tehdit edildi. Alman basını da Zingal’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la birlikte göründüğü fotoğrafları kullanarak lince çanak tuttu. 60 ayrı suç duyurusuna rağmen Alman makamlarından bir telefon bile almadıklarını ifade eden Fatih Zingal, yaşadıklarını Yeni Şafak’a anlattı. Almanya’yı sallayan Zingal, şunları söyledi:

GÖÇMENLER TEMSİL EDİLMİYOR

“Biz partimizi 2,5 hafta önce ilan ettik ve herkesi katılmaya davet ettik. Partimize karşı büyük bir ilgi gördük. İnternet sitemiz birkaç saat içerisinde 60 bin kişi tarafından ziyaret edildi. İnternet üzerinden yüzlerce üye formu aldık. Daha çok 20 ila 35 yaş grubu arasında yoğun bir ilgi görüyoruz. Partiyi ilan eder etmez Alman basını, “Bu neyin nesi, neden böyle bir şeye ihtiyaç duydunuz? Merkez partiler siz göçmenleri temsil etmiyor mu?” gibi tepkisel sorular sormaya başladı. Oysa Almanya’da göçmenler son 4-5 senedir mevcut partilerde temsil edilmediğini düşünüyor. Çünkü bizim insanlarımızın ihtiyaçlarını, sıkıntılarını dile getirmiyorlar. Parlamentoda olan göçmenler de göçmenlerin sorunlarına eğilmiyor. Müslüman kökenli göçmenler büyük mağduriyet yaşıyor. Göçmenler bırakın temsil edilmeyi, hedef haline getirildiklerini düşünüyor. Siyasete alet edildiklerinin farkındalar.”

TEHDİTLER GIRLA GİDİYOR

“Biliyorsunuz Almanya İçin Alternatif diye bir parti var. Bu parti Almanya’nın ikinci büyük partisi oldu. Özellikle göçmenleri, yabancıları hedef gösteriyor. Irkçı ve İslam düşmanı söylemlerle bu konuma geldi. Diğer partiler de bunlara tepki göstermek yerine bunları kopyalamaya başladı. Benzer ama biraz daha hafifleştirilmiş cümleler kuruyorlar. Çünkü bu söylemlerin oy topladığını gördüler. Böylece bizim insanlarımızı resmen hedef tahtasına koydular. Partimizi ilan ettikten sonra ırkçılar ve NeoNaziler saldırıya geçti. Partimizi ilan ettiğimiz mesajın altına 4 bin yorum yazıldı. Ve bunların yüzde 80’i tehdit ve hakaret içeren yorumlar. Mesela “Çekin gidin”, “Kafasına bir kurşun, kalbine bir kurşun bu problem böyle çözülür”, “Artık Almanya’da bir harp şart oldu”, “Bizim ülkeyi kendi elimize almamız lazım”, “NSU’nun yaptığı gibi yapmamız lazım” gibi tehditler var.”

KİMSEDEN DESTEK GELMEDİ

“NeoNazilerin sosyal medya mecralarında milyonlarca takipçisi olan hesapları var. Buralarda da hedef gösterilip tehdit edildik. Örneğin Youtube sayfasında 500 bin takipçisi olan bir NeoNazi, partimiz ve şahsımla ilgili bir video yayınladı. Burada resmimi de koyarak hakaret ve tehdit etti. ‘Yakında görüşeceğiz’ gibi laflar ediyor. Bu videodan sona da yoğun bir dalga başladı. Maille yüzlerce tehdit aldık. Oldukça büyük bir baskı altındayız. Biz bu tehditleri polise bildirdik, 60 tane suç duyurusunda bulunduk. Suç duyurularımıza rağmen Alman polisi ve makamlarından bizi arayan soran yok. Sadece 3 gün evimizin etrafında polisler gördük. Hiçbir şey söylemediler, sonra da gelen giden olmadı. Bunca tehdide rağmen Alman siyasetçilerden de bir destek gelmedi. Bu tehditlerin onda biri başka bir siyasetçiye, oluşuma gelse ülke ve basın ayağa kalkardı. Bize yönelik olunca çıt çıkmıyor. Buna göz yumuyorlar. Irçkılığa karşı olan küçük lokal gruplar dışında medyada, siyaset dünyasında bir destek, geçmiş olsun mesajı almadık.”

SIRF ERDOĞAN’I SEVİYORUZ DİYE DIŞLANDIK

AK Parti ile resmi bir bağlarının bulunmadığını belirten Göçmenler İçin Alternatif (AfM) Başkanı Fatih Zingal, “Ama bir gönül bağımiz elbette var. Bunu zaten gizlemiyoruz. Biz her zaman devletimizin, Türkiye’nin ve Cumhurbaşkanımızın yanındayız. Sırf bu nedenle çok sayıda tehdit aldık, baskılara maruz kaldık. Toplumdan dışlandık” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ‘diktatör’ yaftasıyla hakaret edildiğini aktaran Zingal, şunları söyledi: “Çirkince yaklaşımlar var. Almanya’da okumuş, yetişmiş birisi nasıl olur da böyle bir diktatörü savunabilir, diyorlar. Komşularım, iş arkadaşlarım artık benimle konuşmuyor. Bana sırt çevirdiler. Yani resmen bizi toplumdan dışlıyorlar, kriminalize ediyorlar. ‘Böyle bir Cumhurbaşkanı’nı savunan insalar bizim toplumumuzun bir parçası olamaz. Böyle anti-demokrat birisi parti kurdu’ gibi açıklamalar yapıyorlar.”

HA TÜRK FETÖ’CÜ HA ALMAN IRKÇI

“Almanya’da Türk kökenli olup Türkiye karşıtı olan kişilerden, FETÖ destekçilerinden sert eleştiriler var. Kurduğumuz partiyi Türkiye ile olan gönül bağımız üzerinden boğmaya, ötekileştirmeye çalışıyorlar. Bu anlamda Alman ırkçılarıyla aynı davranış içerisindeler. Bu girişimden hoşlanmıyorlar. Çünkü çok ciddi bir potansiyeli olduğunu biliyorlar. İnsanlarımıza ulaşıyoruz. Gönüllere girmek için çabalıyoruz. Biz bu işi bırakmadan yolumuza devam edeceğiz. İnşallah Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılmayı hedefliyoruz. İnsanlarımız bize katılmaya devam ediyor. Almanya genelinde teşkilatlanmayı hedefliyoruz. Göçmenler için bir ses ‘Göçmenlerin Sesi’ olmak istiyoruz. Bunu sağladığımızda ne Alman medyası ne de eleştiren gruplar bizi gözardı edemeyecek.”

SURDA BİR DELİK AÇSAK NE MUTLU

Orta vadede Almanya’da basın, siyasiler, STK’lar ve çeşitli kurumlar için göçmenlerin sesini dile getirebilecek bir kurum haline gelmeyi hedeflediklerini aktaran Fatih Zingal, “Gerçekçi olmak gerekirse henüz mevcut yapıda Meclis’e çok sayıda parlamenteri sokabileceğimize inanmıyorum. Çünkü o aşamada değiliz. Ancak biz 1-2 tane dahi sokabilirsek bir nevi ‘surda bir gedik açmış’ olacağız. Sesimizi duyurma noktasında temsilcilerimiz olacak ve bu iyi bir şey. Devletimiz, vatandaşlarımız ve medyanın ilgisi buradaki Türklerin durumunun iyileştirilmesi açısından çok önemli” diye konuştu.

Yorumlar