Arakanlıların zorla iadesine tepki

Myanmar ile anlaşarak Arakanlıları zorla, zulüm gördükleri topraklara iade eden Bangladeş'e tepki gösterildi

Google Haberlere Abone ol
Arakanlıların zorla iadesine tepki

Uluslararası Kriz Grubu, Bangladeş ve Myanmar arasında yapılan anlaşmayla Arakanlıların bir kısmının Myanmar'a geri gönderilmesinin, mülteciler, iki ülke ve bölge için istikrarsızlığa yol açabileceği uyarısında bulundu.

Merkezi Brüksel'de bulunan sivil toplum örgütü Uluslararası Kriz Grubu, Myanmar'daki katliamdan Bangladeş'e kaçan Arakanlı mültecilerin Myanmar'a geri gönderilmesine ilişkin "Bangladeş-Myanmar: Arakanlıların Zorunlu İadesi Tehlikesi" başlıklı rapor yayımladı.

Örgüt, Myanmar ve Bangladeş hükümetleri arasında varılan anlaşmayla Bangladeş'e kaçan 100 binlerce Arakanlı mülteciden bir kısmının 15 Kasım'dan itibaren geri gönderileceğini, bunun sorunlara yol açabileceğini bildirdi.

Uluslararası Kriz Grubu, "Bangladeş ve Myanmar 2 bin Arakanlı Müslüman mültecinin gönüllü olmayan şekilde Myanmar'a iadesi için anlaşma yaptı. Ancak anlaşma aceleye getirildi ve sınırın iki tarafında da istikrarı tehdit ediyor. Myanmar ve Bangladeş bu planı durdurmalı, bunun yerine bu kişilerin güvenli ve onurlu şekilde dönmelerini sağlayacak şartlar için çalışmalı." uyarısında bulundu.

Göçe zorlanan mültecilerin güvenliğinin tehlikede olduğu vurgulanan yazıda, Arakan'da koşulların dönüş için uygun olmadığı, iadenin Myanmar'da yeni şiddet olaylarına yol açabileceği ve uluslararası toplumun iade anlaşmasının ertelenmesini sağlaması gerektiği vurgulandı.

Yazıda, "Eğer mülteciler Myanmar'a geri gönderileceklerinden korkmaya başlarsa, daha büyük ümitsizliğe kapılarak Bengal Körfezi'nden Tayland'a, Malezya'ya, Endonezya'ya ve diğer ülkelere doğru tehlikeli bir yolculuğa girişebilirler. Bunun 2015'teki deniz göçü krizine benzer bölgesel etkileri olabilir." ifadesine yer verildi.

Uluslararası Kriz Grubu, "Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB), Avustralya, Kanada ve diğer ülkeler Myanmar'daki şartların Arakanlı Müslümanların güvenli şekilde ve gönüllü olarak dönmelerine imkan tanıyacak hale gelene kadar Bangladeş ve Myanmar hükümetlerine geri göndermeleri ertelemeleri için baskı yapmalı." tavsiyesinde bulundu.

Bangladeş ve Myanmar arasında yapılan anlaşmanın uluslararası hukuka aykırı olduğuna işaret edilen yazıda, ayrıca sınırın iki tarafında şiddetin artması ve istikrarın bozulması ihtimali bulunduğunun altı çizildi.

Myanmar güvenlik güçlerinin geçen yıl Arakanlılara yönelik başlattığı şiddet operasyonunda binlerce kişi öldürüldü, kadınlara ve kız çocuklara tecavüz edildi, erkekler ve erkek çocuklar gözaltına alındı ve işkence gördü, binlerce ev ve köy kasten yakıldı. Operasyon nedeniyle yaklaşık 750 bin Arakanlı Müslüman Bangladeş'e sığınmak zorunda kalmıştı. BM olayları "insanlığa karşı suç, savaş suçu ve muhtemel soykırım" şeklinde tanımlamıştı.

Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslümanlar, güvenlikleri ve hakları garanti altına alınmadan, katliamı yapanların hesap vermesi sağlanmadan ve mallarına verilen zarar tazmin edilmeden Myanmar'a dönmek istemiyor.

Kİ'YE VERİLEN ÖDÜL GERİ ALINDI

Merkezi İngiltere'nin başkenti Londra'da bulunan Af Örgütü yaptığı yazılı açıklamayla, Myanmar lideri Aung San Suu Kyi'nin bir zamanlar savunduğu değerlere utanç verici biçimde ihanet etmesi nedeniyle daha önce Kyi’ye verilen Vicdan Elçisi ödülünü geri çektiğini duyurdu.

Açıklamada, UAÖ Genel Sekreteri Kumi Naidoo, 11 Kasım'da Aung San Suu Kyi’ye bir mektup yazarak, Af Örgütü'nün 2009’da kendisine verdiği yüksek onur ödülünü geri aldığını bildirdi.

Kyi’nin ordunun Myanmar'da gerçekleştirdiği katliamlara açıkça kayıtsız kalmasına ve ifade özgürlüğüne yönelik giderek artan tahammülsüzlüğe atıfta bulunan Naidoo, görev süresinin yarısını geride bırakan ve ev hapsinden serbest bırakılmasının üzerinden 8 yıl geçen Kyi’nin siyasi ve manevi yetkisini Myanmar’daki insan hakları, adalet ve eşitliği savunmak için kullanmaması nedeniyle Af Örgütü'nün duyduğu hayal kırıklığını ifade etti.

Mektubunda, "Uluslararası Af Örgütü'nün Vicdan Elçisi olarak her nerede olursa olsun adaletsizliğe karşı durmak için sahip olduğunuz manevi yetkiyi kullanmanızı beklerdik, özellikle de Myanmar’da" ifadelerine yer veren Kumi Naidoo, "Bugün, artık umudun, cesaretin ve insan haklarını ilelebet savunmanın sembolü olmamanızdan ötürü büyük bir üzüntü yaşıyoruz. Uluslararası Af Örgütü, Vicdan Elçisi Ödülü’nün sahibi olmayı sürdürmenizi gerekçelendiremiyor, bu nedenle de üzülerek bu ödülü sizden geri alıyoruz." ifadelerini kullandı.

"GÖZÜNÜZÜ VE ZİHNİNİZİ ÜZERİMİZDEN EKSİK ETMEYİN"

Aung San Suu Kyi, 2009 yılında, demokrasi ve insan hakları adına yürüttüğü barışçıl ve şiddet içermeyen mücadele nedeniyle Uluslararası Af Örgütü’nün Vicdan Elçisi seçilmişti.

O dönemde ev hapsinde tutulan Kyi, 8 yıl önce bugün serbest bırakılmıştı. Ancak 2012’de ödülü bizzat alabilen Aung San Suu Kyi, Af Örgütü’nden "Gözlerinizi veya zihninizi üzerimizden eksik etmeyin ve umutla tarihin iç içe geçtiği bir ülke olmamız için bize destek olun." talebinde bulunmuştu.

KYİ YÖNETİMİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİNDE ETKİN BİR ROL OYNADI

Açıklamada, Aung San Suu Kyi'nin Myanmar’daki sivil hükümetin fiilen lideri haline geldiği Nisan 2016'dan beri, Kyi yönetimi, çok çeşitli insan hakları ihlallerinin işlenmesinde veya kalıcı hale getirilmesinde etkin bir rol oynadığı ifade edildi.

Uluslararası Af Örgütü, Myanmar ordusunun Arakan Eyaleti’nde gerçekleştirdiği zulümlere Aung San Suu Kyi ve hükümetinin sessiz kalmasını defalarca eleştirdiği vurgusu yapılan açıklamada, "Arakanlılar, yıllardan beri süregelen ve apartheid noktasına varan ayrımcı bir sistemde yaşıyor." denildi.

Myanmar güvenlik güçlerinin geçen yıl Arakanlılara yönelik başlattığı şiddet operasyonunda binlerce kişi öldürüldü, kadınlara ve kız çocuklara tecavüz edildi, erkekler ve erkek çocuklar gözaltına alındı ve işkence gördü, binlerce ev ve köy ise kasten yakıldı.

Zulümler sonucunda 720 binin üzerinde Arakanlı Bangladeş’e sığındı. Birleşmiş Milletler’in hazırladığı bir rapor, Myanmar’ın üst düzey askeri yetkililerinin soykırım suçundan soruşturulması ve yargılanması çağrısında bulundu.

Yorumlar