Arap rejimleri İslamofobiye fon sağlıyor

Foreign Policy dergisi, Arap rejimlerinin, Batı’da İslamofobi’yi destekleyen kurumlara fon sağladığını ortaya çıkardı. Ortadoğu hükümetlerinin, kendi ülkelerindeki baskıyı meşrulaştırmaya çalıştıklarının altı çizilen yazıda “Rejimler yaptıkları ihlallere karşı baskı gördükçe, destek almak için aşırılıkçılık ve terörizm korkusunu kullanıyorlar” denildi.

Google Haberlere Abone ol
Arap rejimleri İslamofobiye fon sağlıyor

Foreign Policy, Avrupa’da Arap rejimlerinin İslamofobi’yi besleyen kurumlarla ittifak kurduğunu yazdı. ABD merkezli dergide yayınlanan, “Arap rejimleri dünyanın en güçlü İslamofobikleri” başlıklı yazıda, Ortadoğu hükümetlerinin, kendi ülkelerindeki baskıyı meşrulaştırmaya çalıştıklarının altı çizildi.

ABD merkezli Foreign Policy dergisi, Arap rejimlerinin, Batı’da İslamofobi’yi destekleyen kurumlara para aktardığını yazdı. Gazeteci Ola Salem ve araştırmacı yazar Hassan Hassan tarafından kaleme alınan, “Arap rejimleri dünyanın en güçlü İslamofobikleri” başlıklı raporda, “Ortadoğu hükümetleri, Batı’da, kendilerini İslam karşıtlığına adamış sağ gruplarla ittifak kurdu” denilerek, Ortadoğu hükümetlerinin, kendi ülkelerinde sürdürdükleri baskıyı meşrulaştırmaya çalıştığı ifade edildi.

MUHALİFLERE KARŞI TAVIR

Arap rejimlerinin, Batı başkentlerinde, düşünce kuruluşlarına, akademik enstitülere ve lobi kuruluşlarına milyonlarca dolar aktararak, kendi ülkelerindeki muhalif siyasi aktivistlere karşı bir tavır oluşturmaya çalışıldığı kaydedildi. Yazıda rejimlerin bu hareketiyle “aşırıcı Müslümanlara karşı kendimizi savunuyoruz” demeye çalıştığı ve Batı’nın “kendilerine alternatif bir yönetim düşünmesini engellemeyi” amaçladığı ifade edildi.

KORKUYU KULLANIYORLAR

Yazıda, Arap rejimlerinin ülkelerinde sürdürdükleri uzun yargılama ya da yargılama olmadan sonuçlanan uzun gözaltı süreleri gibi ihlallerin görmezden gelinmesini sağlamayı düşündükleri de yer aldı. “Rejimler yaptıkları ihlallere karşı baskıya ve eleştiriye karşı karşıya kaldıkça, destek almak için aşırılıkçılık ve terörizm korkusu kullanıyorlar” ifadelerinin kullanıldığı yazıda, Yemen’de yoğunluğu artan savaş, Suudi Arabistan’ın buradaki rolü, Cemal Kaşıkçı cinayeti ve tutuklanan Suudi kadın aktivistler örnek verildi.

Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın faillerine yönelik, Riyad’dan hala net bir adım atılmaması da bunu destekler nitelikte. Batılı ülkelerde, demokrat vekiller Suudi Arabistan’a, vahşi cinayetle ilgili somut adımlar atmasına yönelik çağrılar yaparken, sağ görüşteki vekiller buna karşı çıkıyor.

Zayed’den Avrupa’ya uyarı

Foreign Policy’deki yazıda, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed’in, 2017’deki bir konuşması hatırlatıldı. Zayed, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da düzenlenen bir toplantıda Avrupa’daki İslamcıları hedef alarak, Avrupalı liderlere, “insan hakları, ifade özgürlüğü ve demokrasi adına radikal aşırılık yanlısı ve terörist olarak tanımladıkları kişilerin varlığına müsamaha göstermeye devam ederse, gelecekte daha büyük bir İslami aşırılıkla karşı karşıya kalabilecekleri” uyarısında bulunmuştu.

Darbeyi meşrulaştırdılar

Yazıda, Mısır’ın seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye darbe düzenleyerek göreve gelen cunta lideri Abdülfettah es-Sisi’nin 2015 yılında yayınladığı açıklama da hatırlatıldı. Düzenlediği darbeyi meşru göstermeye çalışan Sisi, İslam’ın reformasyona ihtiyaç duyduğunu ileri sürmüştü. Sisi’nin sözleri, Washington’da ve diğer pek çok Batı başkentinde destek bularak alıntılanmıştı.

Yorumlar