Aort Damar yırtılması neden olur?

Aort damarı yırtılması konusu son olarak Doğan Cüceloğlu'nun ölüm raporlarında yer almasıyla gündeme geldi. Peki, ne demek aort damarı yırtılması? Aort damar yırtılması neden olur?

Google Haberlere Abone ol
Aort Damar yırtılması neden olur?

Aort damarı yırtılması ne demek sorusu ünlü psikolog Doğan Cüceloğlu'nun hayatını kaybetmesinden sonra hazırlanan raporlarla birlikte bir kez daha ortaya çıktı. Aort damarındaki yırtılmalar ölümcül sonuçlara neden olabiliyor. Bazen tansiyonu ani yükselten manevralar; hapşırma, zorlu ıkınma vb gibi durumlarda damar içi gerilimi arttığından aortta yırtılma oluşabilir. Peki, Aort damar yırtılması neden olur, ne demek, aort damarı yırtılması ne anlama geliyor? 

Aorta kalbin sol karıncığından çıkan, vücudun en büyük atar damarı olup, kalpten bütün dokulara oksijenlenmiş “temiz kan” taşır. Sol ventrikülden çıkar ve karnın aşağısına doğru uzanır ve sonra daha küçük damarlara dallanır. Aortanın kalpten çıkan kalbe yakın olan bölümüne çıkan aort (asendan aorta), göğüs kafesinin içinde yer alan bölümü torasik aorta, karında yer alan bölümü ise abdominal aorta olarak isimlendirilir. Aort oksijenlenmiş kanı tüm vücut parçalarına sistemik dolaşımla ulaştırır.

Halk tarafından daha çok bilinen ve korkulan kalp hastalığı nedeniyle öldüğü düşünülen hastaların azımsanmayacak bölümünde ölüm nedeni aort hastalığıdır.

Yapmamız gereken aort hastalıklarının yabana atılmaması gereken bir sağlık problemi olduğunu akıldan çıkarmamak ve düzenli takip ve kontrolün hayat kurtarıcı olduğunu bilmektir.

Aort yırtılması veya patlaması nedeniyle ani ölüm sık görülen bir tablodur. Ağır efor gerektiren durumlar, stres ve gerginliğe kontrolsüz yüksek tansiyon da eklenince aortun yırtılma veya patlama riski ciddi bir tehdit haline gelir. Ailesinde aort damar genişleme öyküsü bulunan yüksek tansiyonlu ve sigara kullanıcısı yaşlı erkek hastalar en riskli gruptadırlar.

Kalp Damar Cerrahisi Prof. Dr. Kasım Doğan, hastanın aort damarında yırtık tespit ettiklerini ve zaman geçmeden hemen ameliyata aldıklarını dile getirerek, “Şiddeti göğüs ağrısı ile hastanemize başvurdu. Yapılan tetkikler sonucunda ‘aort diseksiyonu’ olduğunu tespit ettik ve acilen hastayı ameliyata aldık. Aort diseksiyonu oldukça yüksek riskli, çok sık rastlanmayan bir durum.

Daha çok erkeklerde görülüyor ama kadınlarda da 45-60 yaş arasında görülebilen bir rahatsızlık. Daha çok doğuştan aort duvarında anormaller olan insanlarda, daha önce sifilis hastalığı geçirmiş insanlarda, damar sertliği olan insanlarda ve tansiyonu yüksek olan insanlarda görülen bir problemdir. Normalde aortamız 3 tabakadan oluşuyor. En içteki tabaka yırtılıp kan iki tabaka arasında aşağıya kadar ilerliyor. Dolayısıyla aortadan çıkan bütün damarların ağızları tıkanıyor ve çoğu zaman hastaları kaybediyoruz. Tanı konulmadan hastaların büyük bir kısmı yüzde 40 kadar hastaneye gelmeden önce hayatını kaybediliyor. Tanı konulduktan sonrada her saat başı bunların yüzde 1’i kaybediliyor. Böylelikle ameliyatı çok önce yapmak lazım. Çünkü zaman kaybedildikçe risk oranı gittikçe artmaktadır. Bu hastaya tanı konuldu. Kısa bir hazırlıktan sonra ameliyata aldık. Ameliyatta yapılması gereken o yırtığın başladığı yerin suni bir damarla değiştirilmesi, böylelikle ameliyatı çok incelikli yapılıyor. Tabi bu aortaları çok gevrek olduğu için bunlara dikiş koymakta çok zor. Dikiş konulduğu zaman damarlar yeniden yırtılıyor. Bu nedenle biraz daha özellik isteyen, tecrübe isteyen bir ameliyat. Geç kalındığı zaman hasta hayatını kaybedebilir” dedi.

Yorumlar