Anlatılanlar, vicdan sahiplerinin uykularını kaçıracak

Myanmar'daki zulümden kaçarak Bangladeş'e sığınan Arakanlıların buradaki durumu içler acısı halde. Hiçbir alt yapı ya da hizmetin olmadığı kamplara giden gönüllüler gördükleri karşısında şaşkına dönüyor.

Google Haberlere Abone ol
Anlatılanlar, vicdan sahiplerinin uykularını kaçıracak

Myanmar’ın Arakan eyaletinde Rohingya Müslümanlarını hedef alan şiddet eylemlerinin ardından eyaletteki Müslüman nüfusunun büyük bölümü göçe zorlandı. Birleşmiş Milletler verilerine göre, şiddet olaylarının yoğunlaştığı 25 Ağustos öncesi ve sonrasında komşu ülke Bangladeş Cox’s Bazar’daki kamplara sığınan Arakanlı Müslüman sayısı 800 bini geçti. Zor koşullar altında Cox’s Bazar’a ulaşan Müslümanlar için bölgede etkin şekilde çalışan kuruluşlardan biri de İsviçre merkezli tıbbi insani yardım kuruluşu, Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF).

Bölgede 7 proje yürüten MSF, yaklaşık bin çalışanla Arakanlı Müslümanların sağlık sorunlarına müdahale ediyor. MSF sağlık ekipleri, Temmuz ayında günde yaklaşık 200 hastayı tedavi ederken, bugün kliniklerinin tamamında günde 2 binden fazla hasta tedavi ediliyor. 25 Ağustos’tan bu yana toplamda 30 binden fazla hastaya tedavi hizmeti sunan kuruluş bünyesinde bölgede çalışanlardan biri de Alman doktor Konstantin Hanke.

Dr. Hanke Ocak ayından Ekim başına kadar MSF’nin Kutupalong’daki sağlık tesisinde tıbbi çalışmalar direktörü olarak görev  yaptı. Milliyet’e tanıklıklarını aktaran Hanke, “Klinik sürekli doluydu; günde 350 hastayı ayakta tedavi ederken, ayda 200 kadar kişiyi de yatarak tedavi görmeleri için kliniğe kabul ediyorduk. Gelenlerin parası bitmiş, sağlık durumları ise her gün daha da kötüye gidiyordu.

Karantina çadırımızda 20 hastanın aynı anda ileri seviye sıtma tedavisi gördüğü dönemlerimiz oldu. Ayrıca kendi ülkemde görmeye alışık olmadığım tetanos ve kuduz gibi hastalıklara rastladık. Bu tesiste dünyaya gelen bebeklerin büyük bir kısmı 2.5 kilodan az doğuyor” diyor.

İnsanların Myanmar’dan Bangladeş’e kadar nasıl geldiklerine şaşırdıklarını aktaran Dr. Hanke, “İnsanlar her şeylerini kaybettiler. Çoluk çocuk, günler boyu yürüyerek geldiler Bangladeş’e. Yağmur bastırdığında biz evimizde otururken onların dışarıda, o yağmurun altında uyumaya çalıştığını biliyorum ve bu gerçeği kabullenmek bana zor geliyor. Dünyadaki tek çatışma bölgesi burası değil, evet, farkındayım ama bunlara tanık olduktan sonra kendi ülkenizde nelerin önemli sayıldığını görünce insan büyük bir hayal kırıklığına uğruyor. Son beş hafta içinde buraya gelen Rohingyaların sayısı 515 bini geçti. Bu, Nürnberg ya da Çanakkale nüfusu kadar insan demek” ifadelerini kullanıyor.

‘Öncelikli konu barınma ve su’

Ozan Ağbaş da Bangladeş’te MSF İnsani Yardım İlişkileri Sorumlusu olarak görev yaptı. Ağbaş, solunum yolu enfeksiyonları, cilt hastalıkları ve ishalli hastalıkların mülteciler arasında yaygın olarak görüldüğünü belirterek, “Bu hastalıklar o insanların yaşam koşullarıyla ilgili tabloyu oldukça net ortaya koyuyor. Bölgede öncelikli konu barınma ihtiyacı ve temiz suya erişim. İnsanlar yemek içmek için de temizlenmek için de aynı suyu kullanıyor. Bunun yanında bir tuvalet altyapısına da ihtiyaç duyuluyor. Böyle sürerse bölgede salgın hastalıkların daha sık görülme ihtimali de oldukça fazla” dedi.

‘Bebeğimi kucağımda iken öldürdüler’

MSF’nin tedavi altına aldığı bazı hastaların anlatımları da yaşanan trajediyi gözler önüne seriyor. 28 günlük bebeğini kaybeden bir anne, “150’den fazla asker 30 Ağustos günü köyümüze saldırdı. Gözümüzün önünde erkekleri öldürmeye başladılar. Cenazeleri bir hendeğe toplayıp yaktılar. Sonra askerler kadınları evlere doldurdular ve bizi palalarla kestiler. Bir asker beni boğazımdan bıçakladı. 28 günlük bebeğimi kucağımda tutuyordum. Bebeğime de ağır bir şeyle vurdular ve kafasına aldığı darbe yüzünden onu kaybettim” diyor. 

Yorumlar

ihsan gavurlar gavur zaten nerde Müslümanım diyenler yuh yazıklar olsun bilhassa petrol zengini körfeze