Emekli Müftü Alkın: Fitnenin ortadan kalkması için gayret edelim

Hocaların Hocası olarak bilinen, tefsir uzmanı emekli Müftü Yahya Alkın, günümüzde bir fitne ortamının oluştuğuna dikkat çekerek “Fitnenin ortadan kalkması için ulemanın, Kur’an ve sünnete göre olaylara yaklaşıp hakemlik yapması gerekiyor. Ulema İslam’ın ölçülerine göre konuşup değerlendirip konuşmalı ki fitne ateşi sönsün. Böyle bir zamanda ulema konuşmazsa ne zaman konuşacak?” dedi.

Trabzon’da, Asr-ı Saadet’ten günümüze Müslümanların İslam’a hizmetleri üzerine konferans veren emekli Müftü Yahya Alkın, İslam’a birçok cemaat ve tarikatın hizmet ettiğini ifade ederek “Bugünkü Hizmet’in pirinin Bediüzzaman Hazretleri olduğunu belirten, ona ‘Hazreti Pir’ diyen Hocaefendi, eğitim kurumları başta olmak üzere birçok kurumlar meydana getirdi. Gelinen noktada araya bir şeytan, fitne girdi. Bu bir imtihandır. Ahmet bin Hanbel’i ‘Kur’an mahluktur’ demediği için zindana atıyorlar. Ulema, gidip milletin menfaati için fikrini değiştirmesini istiyor. O da ‘Kardeşlerim, bu millet hakikati bilmiyor. Ulema da korktuğundan dolayı söylemezse ne zaman hakikat ortaya çıkacak.’ diyor. Doğru söylemeyen, hakemlik yapmayan ulema, ilim adamları Mahkeme-i Kübra’da hesap verecek. Allah, ‘Allah’a ve ahiret gününe imanınız varsa, aranızda çekişme konusu olursa, meseleyi Kur’an ve sünnete göre halledin.’ Diyor. Bugün bunu kim yapacak, ulema yapacak.” dedi.

Ahmet-Asiye Cinemre Öğrenci Yurdu Konferans Salonu’nda yapılan konferansta Yahya Alkın Hoca, “Bugün koca bir camiaya zulmediliyor. Meseleyi politik kabul etmeyin, zalimlerin yanında olmayın. ‘Bunların içerisinde şöyle olmuş, böyle olmuş’ deniliyor. Ben de onlara, Efendimiz Uhud’a giderken 300 münafık onları yolda bıraktı diye sahabe-i kiramı, Asr-ı Saadeti kötüleyelim mi? Bu her cemaatte olur. Gafil olur, hain olur, münafık da olur. Ama Bedüzzaman, ‘Allah’ın adaleti, hasenatın seyyiata galebesi durumunda tecelli eder’ diyor. İyilikler fazla ise cennetlik, kötülükler fazlaysa cehennemlik olunur. Hataları söylemeden önce güzellikleri, dünya çapındaki eğitim faaliyetlerini ve meyvelerini bir söyleyelim. Ben İslam tarihinde böyle bir hizmet bilmiyorum. Bir zat çıkıyor, bütün dünya genelinde bir hizmet kervanı kuruyor. Bunların içerisine elbette ki şahsi menfaati için girenler de vardır, gafiller, hainler de girmiştir. Evvela yapılan hizmetleri görmeli, ardından Kur’an ve Sünnet ölçülerine göre tenkit etmeli. Tenkidi de kafana göre değil, temiz niyetle yapmalı. Biz bunları yok edeceğiz! Neyi yok ediyorsun? Onlara göre Yahya Hoca yok olacak. Yahya Hoca, 37 yıldır vaiz, müftü yetiştiriyor. Türkiye’deki vaiz ve müftülerin yarısından fazlası talebem. Bunların hepsine sorun; vatan millet aleyhine söylediğim bir tek kelime var mı? Ben ölçüyü söylüyorum. Mensup olmak, hizmetleri söylemek, takdir etmek suç mudur, Allah aşkına.” şeklinde konuştu.

“Vehimle, zan ile hareket ediliyor. İspat edilmeli, delillerle ortaya konulmalı ve millete deklare edilmeli.” diyen Yahya Alkın, şunları söyledi: “Uyduruluyor ama ortada delil yok. Bana gelip iddialarını sıralayanlara; ‘ben bunların olup olmadığını bilmiyorum ama size hoca olarak 3 şey söylüyorum: Allah, Kur’an’da “Hiçbir günahkar, başka bir günahkarın günahını çekemez. Herkes kendi günahından mes’uldür.” Devletin gücü, kuvveti, emniyet, MİT, ordu elinizde değil mi? Cemaat de diyor ki “suçlu kim ise ispat edin ortaya koyun, gözünün yaşına bakmadan cezasını verin.” Siz de bunu yapacaksınız. Araya şüphe girdiği zaman cezaları tatbik etmeyin deniliyor. Zanla ceza tatbik edilmez. İkincisi; hiçbir cemaati toptan karşınıza almayın. Bu ister Mahmut Efendi cemaati, ister Sami Efendi cemaati, ister İskenderpaşa cemaati, ister Süleyman Efendi cemaati, ister Adıyaman cemaati veya başka bir cemaat olsun, bunları toptan karşınıza almayacaksınız. Bunların içerisinde yanlış yapanlar olabilir ama hasenatları çok fazla. Yanlış yapanları bulup cezalandırın. Son olarak da Efendimiz, Ümmet-i Muhammed’in firavunu Ebucehil’e bile hakaret ifade eden tek sözü yok. Allah, Hz. Musa ve Hz. Harun’a ‘Firavun’a gitmelerini ve yumuşak sözlerle onlara Allah’ı anlatmalarını söylüyor. Sen şimdi kalkıyorsun, bu teşkilat mafya değil, yer altı dünyasında değil, bütün çalışmaları devletin kontrolü altında. Eğitim kurumlarına istediğiniz zaman MEB müfettişlerini, Maliye müfettişlerini gönderirsiniz, teftişini yapar. Sen kalkıyorsun, bütün ulemanın içerisinde, bütün dünyanın gözü önünde, böyle büyük bir alime, Allah dostuna, Allah-Peygamber muhabbeti ile hayatı boyu ağlayan milyonlarca gencin hidayetine vesile olan bir zata ‘sahte peygamber’ diyorsun. Vallahi ben 50 yıldan beri tanıyorum. Bu iddianın 100’de bin hiçbir hakikat payı yoktur. Tam tersi, ‘Herkes O’nu okuyor programı ile birçok ülkede Peygamberimizin hayatını okutturdu. Bunu Diyanet büyük bütçesi ile beceremez. Bu mu sahte peygamber?

KİTAPLARI MEYDANDA

Söylenen yakıştırmaların toplumu böldüğünü anlatan Alkın, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin bu konudaki hassasiyetini de paylaştı: “Yıllarca ezan, bayrak, din için omuz omuza olan insanlar, bu fitneden dolayı karşı karşıya geldi. Aileler dağılma noktasında. Bu ne büyük bir fitne? Afganistan’da Suriye’de insanlar birbirine böyle girdi. Hocaefendi ise ‘bunlar bizim kardeşlerimizdir, sakın dengeyi bozmayın. Yarın yine biz el ele verip beraber çalışacağız. Yarın mahcup olacağınız sözleri söyleyip, mukabelede bulunmayın. Dengeden şaşıp, anarşiye pirim vermeyin.’ diyor da ortalık karışmıyor. Bu hükümet, cemaat, politika meselesi değil. Fitnenin sönmesi için, Allah rızası için yalanlara, iftiralara, zalimlerin hareketlerine kanmayın. Hakkın, doğrunun, mazlumun yanında olun. Benim derdim, sıkıntım şahıslar, cemaatler, politikacılar değil, bu fitnenin ortadan kalkması.” CİHAN