Belediyelere zekat ve fitre verilir mi? İşte cevap

Belediyelere zekat veya fitre verilir mi, İslam dininde bunun yeri var mı, Diyanet İşleri Başkanlığı fetva makamları bu konuda ne diyor? İşte belediyelere zekat konusunda merak edilen soruların cevapları:

Belediyelere zekat veya fitre verilir mi, sorusu İBB Başkanı tarafından yapılan, "Zekatlarınızı, fitrelerinizi belediyeye verebilirsiniz" şeklinde bir çağrıda bulunarak tartışmaları başlatmasıyla sorulmaya başlandı. Belediyeler zekat ve fitre toplayabilir mi veya soruyu daha farklı bir açıdan, "Belediyelere zekat veya fitre verilir mi?" şeklinde soralım. 

Belediyelere zekat veya fitre konusunda farklı görüşler bulunuyor. Ancak zekat ve fitrenin temel olarak ne amaçla verildiği konusu dikkate alındıktan sonra belediyenin bu amaca yönelik hizmetler yapıp yapamacağı ile birlikte değerlendirildiğinde konu zaten kendiliğinden ortaya çıkmış olacak. 

Belediyeler yönetimi altında bulunan şehirlerde temizlik, ulaşım, çevre düzenlemesi gibi faaliyetleri yürüten kurumlardır. Ancak Türkiye'de belediyeler sosyal yardımlaşma faaliyetleri de yürüttükleri için vatandaşlara çeşitli desteklemelerde de bulunmaktadırlar. Bu desteklemeler genellikle gıda yardımları şeklinde olur. Belediyelerin yardım kriterleri arasında öncelik yoksul vatandaşlardır. Ancak birçok belediyede yardımlar gerçek sahiplerine ulaştırılmak yerine "tanıdık, akraba, eş dost" gibi yardıma ihtiyacı olmayan kesimlere de ulaştırılabiliyor. Bu nedenle belediyelerin verdiği hizmetler bazen tartışmalı duruma geliyor. Buraya kadar yazdıklarımız "kendi yorumlarımız". Peki, bu konu hakkında yetkili makamlar ne diyor? Belediyelere fitre, zekat verilmesi konusunda bir görüşleri var mı?

Bu konuda en net cevabı Prof. Dr. Hayrettin Karaman vermiş durumda. Aynı zamanda konuyla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da yaptığı bir değerlendirme var. Değerlendirmede öne çıkan temel kıstas, "yardımların ihtiyaç sahibi insanlara ulaştırılması" şartı bulunuyor. 

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ GÖRÜŞÜ

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinde yer alan görüş aslında, "Belediyelerin ve aşevlerinin verdiği yemekler zekat yerine geçer mi?" sorusuna verilen bir cevaptan geliyor. Buradan yola çıkarak, şayet toplayacaklar ise, belediyenin fitre ve zekatı da nasıl ve ne şekilde harcaması gerektiğini de anlayabiliriz.

İşte Diyanet İşleri Başkanlığı'nın o görüşü:

Belediye, dernek veya vakıflarca hazırlanıp ikram edilen iftar yemekleri zekât yerine geçmez. Çünkü bu ikramda, zekâtın sıhhat şartı olan temlik bulunmadığı gibi, iftar yemeği yiyenler arasında kendilerine zekât verilmesi caiz olmayan birçok kişi de bulunmaktadır. Ancak hazırlanan yemekler zekât niyetiyle yoksullara ulaştırılırsa zekât yerine geçer.

PROF. DR. HAYRETTİN KARAMAN'IN GÖRÜŞÜ

Fitre ve zekat konusunda yetkin bir başka makam olan Sorularla İslamiyet isimli fetva sitesinin de görüşü merak ediliyor. Peki, Sorularla İslamiyet sitesinin yorumcuları bu konu ne diyor?

Belediyelere zekat verilir mi konusunda Sorularla İslamiyet'te şöyle bir soru bulunuyor.

Soru aynen şöyle:

- Belediye, polis, asker, MİT, itfaiye, kızılay gibi kurumlara zekat verilir mi?

Soruya cevap veren yorumcu ise Prof. Dr. Hayrettin Karaman oldu.

Prof. Karaman, soruya, "Sevgili kardeşim, bu her tarafı eğri soruya cevap vermeye de gerek yok, ama yine de verelim" diyerek şu yorumda bulundu: 

"Soruda sayılan kurumlara zekat verilmez; bunlara belediye veya devlet maaş veriyor. onu da vatandaşların vergilerinden ve başkaca gelirlerden elde ederek veriyor. Belediyeler veya devlet mesela yalnızca bu sayılan kurumları ayırsa ve bunlar için bir fon oluştursa, bu fonda biriken para çalışanlara yetmese ve çalışanlar ihtiyaç içinde kalsalar bu takdirde bu fonlara zekat fitre verilir. Halbuki durum böyle değildir. Devlet ve belediye genel bütçesinden ödeme yapıyor. Gelir de bütçeye gidecek ve bütün giderlere katılacak."

 

PEKİ ZEKAT KİMLERE VERİLİR?

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın "Zekat kimlere verilir?" şeklindeki vatandaş tarafından sorulan soruya verdiği cevap ise şöyledir: 

Zekâtın verileceği kimseler Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiştir. Bunlar; fakirler, miskinler, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar, müellefe-i kulûb adı verilen kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kimseler, esaretten kurtulacaklar, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış olanlardır (Tevbe, 9/60). Fakir ve miskin, temel ihtiyaçları dışında herhangi bir maldan nisab miktarına sahip olmayan kimsedir. Ancak temel ihtiyaçları dışında, ister artıcı (nâmî) vasıfta olsun ister olmasın, herhangi bir maldan nisap miktarına sahip olan kimse fakir veya miskin kapsamında olmadığından ona zekât verilmez (İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 266). Borçlu, kul hakkı olarak borcu olan ve borcunu ödeyeceği maldan başka nisab miktarı malı bulunmayan kimsedir (İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 268). Yolda kalmış kimse, sürekli yaşadığı yerde malı bulunsa bile, çıktığı yolculukta parasız kalıp parasına ulaşma imkânı bulamayan, başka bir deyişle, parasızlıktan yolda kalmış ve memleketine dönemeyen kimsedir. Bu kimseye, malının bulunduğu yere dönmesine ve dönünceye kadarki ihtiyaçlarını gidermesine yetecek kadar zekât verilebilir (Kâsânî, Bedâî’, II, 43-46). Günümüzde yolcu olan kişi istediği zaman memleketindeki parayı banka kartı veya başka bir yöntemle alma imkânına sahipse ona zekât verilmez. “Allah yolunda” anlamına gelen “fî sebîlillah” ifadesi ise, kendisini Allah yoluna ve İslam’a adamış hac yolcuları, askerler ve ilim için yola çıkan gerçek kişiler olarak yorumlanmıştır.
İyi Parti'de yeni yönetimin A Takımı belli oldu "AK Parti neden kaybetti" anketinden ilk sonuçlar İslam ülkelerinden Türkiye'ye para akacak DEM Partili belediye başkanı istifa etti