Bel Fıtığı

Bel fıtığı, bel bölgesinde bulunan beş tane omurun arasındaki disklerin yer değiştirmesi sonucunda oluşan ağrılı rahatsızlıktır.

Google Haberlere Abone ol
Bel Fıtığı

Bel fıtığı, bel bölgesinde bulunan beş tane omurun arasındaki disklerin yer değiştirmesi sonucunda oluşan ağrılı rahatsızlıktır. Özel bir bağ dokusu organı olan disk, omurganın dayanıklı olmasına, hareket kazanmasına, zorlanmalarda direnç gösterebilmesine, omurgaya gelen sert ve ani darbelerin esnemesine, ayrıca kuvvetin çevredeki dokulara dengeli olarak dağılmasına yardımcı olur. Belde amortisör görevi gördüğünü söyletebileceğimiz disklerde oluşan fıtıklaşma nedeniyle bel fıtığı meydana gelir. Disklerin iç bölümünde jöle gibi yumuşak dokudan oluşan nükleus pulpozus, bu bölümün üzerinde daha sert olan fibröz tabaka anulus fibrozus, omur kemiklerine doğru bakan yüzünde ise her iki kısımda kıkırdak dokular bulunur. Dış tabakada olan kısmın bütünlüğünün bozulması ve içeride bulunan yumuşak bölümün dışarıya gelmesine fıtıklaşma adı verilir. Burada dışarıya taşmış olan disk, omurilik kanalının içinden ya da kendi yakınından geçen sinirleri sıkıştırır. Bu aşamada rahatsızlık görülmeye başlar. Bunun yanında fıtıklaşan diskten etrafa salınan kimyasal maddeler, sinir köklerine etki ederek ağrı meydana gelmesine sebep olur.

Bel fıtığı nasıl oluşur?

Ters hareketler yapılması, ağır yüklerin kaldırılması gibi dış etkenler dışında, kişinin yapısından kaynaklanan faktörler rahatsızlığın oluşumunda etkilidir. Bazı insanlar çok ağır bir yük kaldırdığı halde bu sorunu yaşamazken, bazıları hafif bir yük sonrasında bel fıtığı olabilir. Kişilerin yapısından kaynaklanan en önemli etken omur kemikleri arasındaki disk adındaki kıkırdaklarda oluşan dejenerasyon gelir. İnsan vücudunda disklerin beslenmesi belli bir programla gerçekleşir. Diskin belirli yerlerinden geçen bazı maddeler beslenmeyi sağlar. Ancak yaşın ilerlemesiyle diskin beslendiği damarlarda azalma olur. Bunlar ortalama olarak sekiz yaşından itibaren görülmez. Bu andan itibaren disk diffüzyon ile beslenir. Disklerde bulunan su oranı da, çocukluktan itibaren azalır. Cenin halde iken su oranı % 90 olurken, çocuklarda % 80, yetişkin kişilerde % 50-60 oranında olur. Bu diskin giderek küçülmesini ve yüksekliğinin azalmasını sağlar. Bununla birlikte disklerde beslenme yetersizliği, kimyasal değişimler ve diske uygulanan mekanik kuvvetler aracılığıyla oluşan dejenerasyon oluşur. Diske daha az oksijen ve besin girer ve metabolizma artıklarının atılmasında zorlanmalar olur. Diskin zamanla elastikiyetini kaybetmesi nedeniyle, kuvvet aktarma ve bu kuvveti çevredeki dokulara aktarma görevini yerine getiremez. Diski tamir eden hücrelerin sayısı da yaşla birlikte azalmaya başlar. Tamir olayının yavaşlamasıyla, çatlaklar üzerine binen aşırı yükte ya da yanlış bir harekette yumuşak doku etrafında bulunan kapsül yırtılarak dışarıya fıtıklaşma yapar ve böylece bel fıtığı meydana gelir. Burada hazır hale gelen zemin, çok küçük bir harekette bile rahatsızlığın oluşumunu sağlamaktadır. Bu hareket bazen bir öksürük bile olabilir. Bazı genetik etkenlerden dolayı kıkırdak dokudaki dejenerasyon daha erken yaşlarda oluşur. Bu sebeple bazı kişiler daha kolay bel fıtığı olabilir. Bunun yanında sigara, damar hastalıkları şeker hastalığı dejenerasyonu hızlandıran etkenler arasında yer alır. İnsanların bilinçsiz hareketleri yüzünden bel omurlarına binen yükü asimetrik hale getirdiğinden, kolay bir şekilde bel fıtığı gelişebilir.        

Bel fıtığı belirtileri nedir?

Rahatsızlığın en belirgin özelliği bacaklarda ve belde oluşan ağrılardır. Bunlar tek başına olabileceği gibi, her tarafta hissedilebilir. Topallayarak yürüme, hareketlere kısıtlama, vücutta bir tarafa doğru eğilme gözlenir. Ağrıya uyuşma, karıncalanma, ileri aşamada kuvvet kaybı ve bacaklarda incelme eşlik eder. Fıtıkların sinirlere geniş bir alanda basması cinsel fonksiyonları olumsuz olarak etkiler. Omurilik kanalına doğru sinirleri sıkıştıran rahatsızlıklarda idrar ve büyük abdesti tutamama ya da yapamama görülebilir. Ayrıca bacaklarda felç durumu, oturak yerinde duyu kaybı oluşabilir. Bu yüzden hastalığın ilerlemeden tedavi edilmesi önerilir. Rahatsızlık durumunda yürümek, öksürmek gibi eylemlerle artan ağrılar, sert yatakta yatınca azalma gösterebilir.

Bel fıtığı kimlerde görülür?

İnsanlar % 80 oranında yapılan araştırmalara göre yaşamlarında bir kez olsun bel ağrıları yaşamaktadır. Her yaş grubunda bel rahatsızlıkları görülmesine rağmen, orta yaşlı kişiler daha fazla bel fıtığı olur. Bilinçsiz olarak yapılan sporlar, hareketsiz bir yaşam tarzı, duruş bozuklukları, alkol ve sigara alışkanlıkları, stresli bir yaşam, ısınmadan yapılan hareketler gibi sebepler rahatsızlık için risk sayılacak etkenlerdir. Bu tür davranışları sıkça yapan kişiler, daha fazla bel fıtığı olabilir. Genetik yatkınlığı olan kişilerde, rahatsızlığa yatkındır. Ofis ortamında oturarak çalışan kişilerde, bel fıtığı hastası olmaya adaydır.

Bel fıtığı teşhisi nasıl yapılır?

Bel fıtığının belirtilerini veren başka hastalıklar olduğundan, hastalığın tam olarak teşhis edilmesi gerekir. Bu yüzden doktor tarafından muayene edilen hastalara bazı tetkikler ve tahliller yapılır. Hastalığın teşhisinde EMG tetkiki yapmak faydalı olur. Bu yöntem hastalığın tanımlanmasına, hasarın derecesini öğrenmeye yardımcı olur. Belde ya da bacakta ağrısı olan hastalara bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans gibi tetkiklerde  yapılabilir. Bazı durumlarda hastalığın ayırıcı tanısını yapmak için, kemik sintigrafisi yapılabilir.

Bel fıtığı tedavisi nasıl yapılır?

Teşhisi yapılan rahatsızlığın tedavisi cerrahi yöntemler kullanılarak ya da kullanmadan yapılabilir. Erken dönemde teşhis edilen rahatsızlıklarda konservatif tedavi uygulanır. Hastaya ağrı kesiciler, kas gevşetici ilaçlar ve antienflamatuar ilaçlar verilerek, sert yatak önerisi yapılır. Bunun yanında fizik tedavi uygulanabilir. Bazı hastalara psikoterapi, egzersiz ya da lazer tedavisi uygulanır. Cerrahi tedavi son aşamada düşünülür. Hastalığın ilerlemesi halinde ameliyat yapılabilir. Ameliyatın geciktirilmesi kanalda darlık olduğunda, bazı hallerde felç oluşumuna sebep olabilir. Bu yüzden hastanın yaşam kalitesini yükseltmek için, cerrahi müdahale yapılmalıdır.    

Yorumlar